3 de yetmez 5 tane
23.8.2013
Başbakan Erdoğan'ın kadının doğurganlığı üzerinden yürüttüğü kadın emeği, bedeni ve yaşamına dönük saldırgan söylemine SGK Başkanı Yadigâr Gökalp İlhan da "5 çocuk" diyerek katıldı. İlhan, üç çocuğun asgari ihtiyaç olduğunu, ancak emeklilik sistemi için en az beş çocuk gerektiğini belirtti.

Hükümet kadınların hayatta tutmak değil, nüfus politikalarını hayata geçirerek ucuz iş gücü yaratmak,  emeklilik sistemini sosyal devlet mantığıyla yapılacak düzenlemelerle değil, doğum oranlarıyla ayakta tutmak derdinde. Başbakan’ın her fırsatta dillendirdiği üç çocuk tartışmasında son noktayı SGK Başkanı koydu.  Sosyal güvenlik sisteminin geleceği hakkında konuşan Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanı Yadigâr Gökalp İlhan en az “5 çocuk” dedi.

SGK: Ülkesini seven doğursun

İlhan, “Bizim önümüzdeki yıllarda çalışacak genç nüfusa ihtiyacımız var ve o yıllara da çok kalmadı. Elbette ekonomik koşullar önemli. Elbette bu çocukların iyi bir eğitim görmüş olması gerekecek. Ama bir de şu var, durumu iyi olduğu halde çocuk yapmayanlar var. Trend bir maksimum iki çocuk. En azından durumu elverenler, bu ülkeyi sevenler, bu ülkenin geleceğini, çocuklarının geleceğini düşünüyorsa gerçek bu”  dedi. 

OECD: en ucuz işgücü Türkiye’de
SGK Başkanı İlhan “5 çocuk doğurun” derken emeklilik sisteminin devamlılığı için genç nüfusa ihtiyaç olduğunu söylüyor. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) ve Birleşmiş Milletler’in (BM) 2012 yılı raporları genç nüfus ihtiyacı ile ilgili önemli bilgiler içeriyor. Türkiye teşkilat üyesi ülkeler arasında 50 saatin üzerinde çalışma süreleri ve oldukça düşük ücretlerle başı çekiyor. Başbakan’ın da, SGK’nın da temel derdinin hızla düşen doğum oranları nedeniyle önümüzdeki on yıllık dönemde ucuz iş gücü kaynaklarından mahrum kalmak olduğu ortada. 

Murat Çetin, İstanbul Üniversitesi  İktisat Fakültesi Öğretim üyesi
Tarımın tarlada değil laboratuarda yapıldığı bir dönemde bu kadar çocuğa gerek var mı?
Özellikle yaşlanan Avrupa’nın yaşlanan kesimi finanse etmek üzere çalışacak genç nüfusa ihtiyacı olduğunu görüyoruz. Yani Avrupa sosyal güvenlik sistemi alarm veriyor. Çünkü çalışmayan ama maaş alan nüfus var, bu nüfusu besleyecek olan kesim genç nüfus. Ve bu genç nüfus yok. Hatta Almanya gibi ülkeler yurt dışından nitelikli iş gücü transfer etmeye çalışıyor. Türkiye içinde örneğin 2050 yılında nüfusunun 99 milyona gelip duracağı, 100 milyonu bulmayacağı söyleniyor. Türkiye’nin şu an yaş ortalamasının 28 olması lazım, ama giderek yaşlanıyoruz. Olayın ir tarafı bu.
İkincisi kalkıp hiçbir iktidarın bir temenni şeklinde, Türkiye’nin genç nüfusa ihtiyacı var şeklinde bir tespitte bulunabilir. Ama kalkıp 3 çocuk yapın, beş çocuk yapın diyerek, insanların yatak odalarına girip, hayatlarına girecek kadar çocuk yapın demek başka bir konu. Kimsenin kimseye ne yapacağını söylemeye hakkı yok.
Üçüncüsü SGK başkanın söylemlerinde başbakan’ın temennilerinde atlana tek bir taraf var. Önemli olan nüfusun kalitesi. Sen bu kadar çocuk yapın diyorsun ama bu kadar çocuğa gerekli eğitimi verecek düzeyde misin? Bakın bu gün tekrar Milli Eğitim Bakanı Müsteşarlığı tekrar açıklama yaptı, SBS’yi düzenleyeceğiz, 4+4+4 kalkmadı… biliyorsunuz 66 aylıkları geçen sene aldılar, çocuklara travma yaşattılar. Sonuçta bu kadar oturmamış bir eğitim sistemi varken, üç çocuk beş çocuk yapın demek, bilgi çağında hiçbir akla ve mantığa uygun bir durum değildir. Beş çocuk yapın diyen bir iktidarın önce o çocukları yapacak kişileri finanse etmesi lazım bir. İki çocuklar için bilgi çağında üretim yapılabilecek bir ortamın hazırlanması lazım. Önemli olan o çocukların nasıl bir nitelikte yetişeceği. 2023 hedefleri var şimdi.  Bu hedeflerin hiç biri gerçekçi değil. Cari açıkta ortada, üretim de ortada. Bu hedeflerin tutabilmesi için nitelikli üretim yapılması lazım. Yani İphone üretecek düzeyde bir yaratıcı genç olması lazım. Bu nitelikte bir eğitim sistemi var mı? Yok. Peki, bu nitelikte eğitim verecek aileler var mı? Yok. Ailelerin böyle imkânları var mı? Yok. Unutmayalım ki bilgi çağında yaşıyoruz. Tarımın tarlada değil laboratuarda yapıldığı bir dönemdeyiz. Peki, böyle bir çağda bu kadar çocuğa gerek var mı?

Dr. Yeşim İşleğen, Kadın Doğum Uzmanı
Kadınlar ne dersek yapar şeklinde görüyorlar
Nüfus politikası tamamen siyasi bir konu, yani kadın sağlığı ile ilgili bir konu değil. Nüfus politikaları açısından siyasiler her zaman öneriler tarsılar getirebilirler. Ama bu nüfus politikaları oluşturulurken, bir makine, kadını iradesi oyman, verilen projeye göre hareket edecek nesneler olarak görmek yanlış. Benim en çok üzerinde durduğum konu Siyasiler kararlar alırken, aşağıdan gelen, kadınlardan gelen kararlarla hareket etmek yerine, kadınlar ne dersek yapar, etkisiz eleman gibi görüyorlar. Türkiye’de kadın sağlığı açısından bakıldığında ise beş tane çocuk yapılsın önerisi yapılabilir mi? Kadınlarla konuşularak, kadın sağlığı gözetilerek,  kadınların ihtiyaçları karşılanarak yapılabilir. Ama ben bunun yapılış tarzına karşıyım. Beş tane çocuk bugün Türkiye'de kadınların sosyal durumlarına baktığımızda, çok fazla yoran, çok fazla eve ve çocuğa bağlayan, kendi işini, kendi sağlığını, kendi ihtiyaçlarını hiçleyen bir öneri. Pek çok ülkede de bu böyle uygulanıyor. O nedenle yanlış buluyorum.