Tweeter’ın değil, kadın cinayetlerinin kökünü kazıyın
Bu ülkede bir kadın ölümle tehdit edildiğinde, ulaşılamayan, kadın cinayeti davalarının dosyalarını bir türlü inceleyemeyen, yıllar süren uzun dava süreleri ile öldürülen kadınların ailelerine her defasında aynı acıyı yeniden yaştan, savcılar, mahkemeler gitti, yerine Başbakan’ın bir buyruğu ile anında teyakkuza geçen mahkemeler geldi. Başbakan’ın buyruğu ile “tweeterın kökünü kazımaya” kalkışan yargı, kadın cinayetlerinin kökünü kazımalı.
Bu ülkede yaşamak için Başbakan’ın yakını olmak, Başbakan’ın buyurduğu gibi olmak mı gerek?
Başbakan recep Tayyip Erdoğan, seçimlere günler kala, halkın tepkisinden o kadar korkmaya başlamış olcak ki, ne yapacağını şaşırmış durumda. Milyonları sokağa döken Gezi Direnişi’ni gözden düşürmek için, kadın mücadelesinin uğruna bedeller ödediği kavramlara yaslanmaktan çekinmedi. Kabataş’ta bir kadının taciz edildiğine dair iddiaları “başörtülü bacıma sahip çıkıyorum” diyerek gittiği her ilde ilan etti. Ne oldu?
Gezi de karşısına çıkan halk, başörtülü, başı açık, genç yaşlı, öldürülen kadınların annesi, yakını ne dedi?
Başbakan’ın kadın düşmanı politikaları nedeniyle her 40 saatte bir kadın öldürülüyorken, Başbakan bunları görmüyorken, sırf AKP iktidarının aklanması için bu söylemlerin hiç birine geçit vermedi. Meydanlarda “AKP’yi susturacağız, Kadın Cinayetlerini durduracağız” diyerek aslan kesilmedi, bizzat aslan oldu.
Bizim ayakkabı kutularımızda öldürülen kadın kardeşlerimizin resimleri var
Başbakan recep Tayyip Erdoğan 17 Aralık yolsuzluk operasyonu ardından ortalara dökülen bütün hırsızlıkları, yolsuzlukları, rüşvetleri karşısında kendini aklamak için, bin bir türlü lobi icat ederek kürsülerden ateş püskürttüğünde, öldürülen kadınların aileleri, koruma altındaki kadınlar “Yaşamak için rüşvet mi gerek?” diyerek karşısına dikildi. Ayakkabı kurularında milyon dolarlar değil, öldürülen kadın kardeşlerinin resimlerinden başka hiçbir şey yoktu.
Halkın haber alma özgürlüğünü engelleyemezsiniz
Sırf AKP, dilediğince at koşturabilsin, kadınların, gençlerin, halkın haklarını ve hayatlarını hiçe sayabilsin diye, tweeterın kapatılmasına, internet kullanımına sınırlama getirilmesine izin vereceğimizi sanıyorsa, Başbakan Erdoğan yine çok yanılıyor. Sırf ses kayıtlarını halk duymasın, bilmesin istiyorsa, bunu başaramayacağını bir kez daha anlaması gerekiyor.
Sen bizi değil, biz seni susturacağız AKP!
Evet, o kendi iktidarını kurtarmak için, kadın düşmanlığını, faşizmini ört bas etmek için tam da Başbakan’ın dediği gibi artık “Çaresiz”. Ama meydanları dolduran halk “Çaresiz” değil. Gezi’yi yaratan, polis barikatları karşısında Kırmızılı, Siyahlı kadınlar olan, 8 Martta Gezi parkı Merdivenlerinde öldürülen kadın kardeşlerinin fotoğraflarını, polis şiddeti karşısında tüm öfkesi ve kararlılığı ile taşıyan halk “Çaresiz” değil. AKP bizim tweeterımızı, internetimizi, sesimizi susturamaz. Biz onu sustururuz, biz onu susturacağız ve kadın cinayetlerini durduracağız.