Aylin Yayla kardeşimiz Denizli'de kendi hayatına dair karar verip ayrılmak istediği kocası tarafından öldürüldü. Aylin kardeşimizi kocası, bir aile içinde birliktelerken dahi kendisine tabi olmayan bir insan olarak kabul etmemiştir. Kendi hayatına dair karar almasını, kimle yaşayıp yaşamayacağına dair bir fikrinin ve eyleminin olmasını, ayrılmak istediği kocası Aylin kardeşimizi öldürmek için sebep göstermiştir.
Aylin Yayla'nın kocası, Aylin kendisinin talimatlarına koşulsuz uymadığında şiddet uygulayabileceği, öldürebileceği özel mülkü olarak görmüştür. Kadın kardeşlerimizin erkeklere uymayan herhangi bir kararı ve eyleminin kadınları öldürmeye kadar varan şiddeti uygulamak için sebep diye önümüze koyulduğu bu fikrin beslendiği yer ise: devlet yetkililerinin açıklamaları, uygulamaları ve yasal düzenlemeleridir.
Sorumlu olduğu topraklarda yaşayan ve öldürülen kadınların varlığını gündemine almayı reddeden başbakan ve bakanlar, kadınlar aile içinde öldürülürken "seçici olmadan evlenip aile kurma" çağrısı yerine, kadın kardeşlerimizin öldürülmelerine varan erkek şiddetini kınayan açıklamalar yapsalardı, Aylin Yayla kardeşimiz öldürülmeyebilirdi. Bu yüzden talebimiz:
1) Cumhurbaşkanı, başbakan ve meclisteki bütünpartiliderlerininkadınayönelikşiddetikınamasıdır.
Aylin kardeşimiz, koruma kararı süresi dolduktan sonra öldürüldü. Öldürülme tehdidiyle karşı karşıya gelme ihtimaline karşı kendisine sunulan sistemli ve takipçi bir plan yoktu. Korunma etkin uygulansaydı Aylin Yayla kardeşimiz öldürülmeyebilirdi. Bu yüzden talebimiz:
2) 6284 Sayılı Korunma Kanunun etkin uygulanmasıdır.
Aylin kardeşimizi öldüren kocası bu girişimde bulunmadan önce yasaları biliyordu. Meclisin kadın katillerine ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yasasını yapmadığını biliyordu. Meclis, yasalarını belirledikleri ülkede öldürülen kadınların yaşamlarından da sorumlu olduğunu kabul etmelidir. Meclis, kadın cinayetlerine rastlantı ve kader muamelesi yapmayı bırakıp her gün öldürülme haberlerini aldığımız kadın kardeşlerimizin katillerine ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını yasalaştırsaydı Aylin Yayla kardeşimiz öldürülmeyebilirdi. Bu yüzden talebimiz:
3) Ceza kanununda caydırıcı ceza yapılmasıdır.
Hükümet, kadınların kendi hayatlarına dair karar alarak yaşamak istedikleri günümüzde karşılaştıkları şiddeti konusu olmaktan çıkardı. Kadının adını bakanlıktan silerek Kadın Bakanlığını kapatıp Aile Bakanlığını kurdu. Hükümet, kadınların uğradığı öldürülmeye varan şiddeti gündemine çözücü bir şekilde alsaydı, Aylin Yayla kardeşimiz öldürülmeyebilirdi. Bu yüzden talebimiz:
4) Kadın Bakanlığı kurulmasıdır.
Kadın kardeşlerimiz toplum içerisinde kendi hayatlarına dair attıkları her adımda erkekler tarafından şiddetle karşı karşıya gelebiliyor. Şiddeti kabul etmeyerek yaşamak istediklerinde kocaları, ayrılmak isteyip boşandıkları kocaları, erkek arkadaşları tarafından öldürüldükleri bu topraklarda cinsiyet eşitliğini sağlayan bir anayasa olsaydı Aylin Yayla kardeşimiz öldürülmeyebilirdi. Bu yüzden talebimiz:
5) Cinsiyet ve cinsel yönelimeşitliğiniesasalanyenianayasadır.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu olarak Aylin kardeşimize sahip çıkıyoruz, öldürülmesi tesadüf ya da kader değildir. Kadın kardeşlerimizin bu toplum içerisinde öldürülmeden, şiddete maruz kalmadan yaşayabilmeleri için gerekli bu 5 temel talep, devlet yetkilileri ve organları tarafından yerine getirilmediği için kadın cinayetleri olmaktadır. Kadın cinayetlerinin olmaması için, başka Aylinlerin olmaması için bu 5 temel talebi tüm sorumlular acilen yerine getirmelidir.