Kadınlar kendi hayatlarına dair karar alıyorlar: Çalışarak geçimlerini sağlamak istiyorlar, şiddeti kabul etmeyerek ayrılıp boşanmak istiyorlar, kendilerini ev, okul, sokak gibi her türlü alanda ifade ediyorlar. Buna direnen erkek şiddeti de var tabi. Bu şiddet maddi, psikolojik, fiziksel boyutlarıyla beraber, mücadele eden bu kadınları öldürmeye kadar gidiyor. Kadınlar haklarını almak için attıkları adımlar sonucu öldürülebiliyor yani. Bu durumda kadın hareketi olarak, hak mücadelesi veren bu kadınların öldürülmelerini engellemeyi devletin önüne somut hedef olarak koyması gereğini yıllardır söylüyoruz.
Kadın düşmanı açıklamalar devlet uygulamalarıyla durdurulmalı
Somut hedef, somut adım atmayı gerektirir. Kadın cinayetlerini durdurmayı önüne koymuş olan kadın mücadelesi varken, haklarını almak isterken öldürülmeye varan şiddete direnen kadınların mücadelesi varken, elinde her türlü imkan bulunan devletin somut adım atmaması ayıptır. Mesela İstanbul Sözleşmesi'nde kadına şiddetin önlenmesi konusunda farkındalık arttırmaya dair önemli bir madde var. Bu maddeye rağmen Ömer Tuğrul İnançer'in ısrarla kadın düşmanı açıklamalarına devam etmesi örneğinde olduğu gibi: kadın düşmanı açıklamalar yapma ve yayınlama özgürlüğünün olmadığının uygulamalarla sabit olmaması çok büyük bir eksikliktir. Kadınların öldürülmelerine varabilecek bu açıklamalara toplum yayınlarla maruz kalmamalıdır.
Medya kadın düşmanı açıklamalara yer vermemeli
Kadın cinayetlerine yol açabilecek derecede ciddi bir gündemde dahi "Karşı tarafa söz doğuyor" şeklinde güya hukuka dayandırarak kadın katillerine söz veren programlarla ilgili verdiğimiz mücadele sonucu gerekli işlemler yapılmışken HaberTürk'ün Ömer Tuğrul İnançer'in kadın düşmanı açıklamalarını yayınlaması kabul edilemez. Kanal gereğini yaparak kadınlardan ve halktan özür dilemeli, kadın dostu yayınlar yapmalıdır.
Kadın düşmanlığına karşı işlem başlatılsın
Kadınların çalışma haklarını, şiddeti kabul etmeyip boşanma haklarını, bedenleriyle ilgili karar alıp hayatın her alanında kendileriyle ilgili karar alma haklarını yok sayarak konuşan Ömer Tuğrul İnançer, Cumhurbaşkanına altın saraylar yaptırıp doymayacağını söylemiş. Cumhurbaşkanının kadınların erkeklere eşit olamayacağı ile ilgili açıklamalarını geri almak zorunda olduğunu gördüğü halde kadın düşmanlığını arttırarak söylemeye devam etmemeliydi. Cinsiyet eşitliğini esas alarak yapılması gerektiğini belirttiğimiz mevcut anayasaya göre dahi Ömer Tuğrul İnançer’in açıklamaları nefret ve ayrımcılık söylemlerinden ibarettir ve kadınlar yaşasın diye gereği yapılmalı işlem başlatılmalıdır.