Cumhurbaşkanı'nın doğum kontrolü ve annelik açıklamalarına cevabımızdır
6.6.2016
Kadının yıllardır dişiyle tırnağıyla kazandığı hakları gasp etmek kimin haddine? Artık uyanmış olan kadını tekrar ölüm uykularına yatırmak sandığınız kadar kolay olmayacak! Kadınlar yüzyıllardır, hakları için yakılmayı bile göze alarak bir mücadele verdi, bu mücadele halen de devam etmektedir.

 

AKP’nin kadın üzerinden şekillendirmeye çalıştığı toplum düzeninin yansımalarını, yıllardır her alanda görüyoruz. İktidar yetkililerinin sistematik olarak yaptıkları kadın düşmanı açıklamalar da bu düzenin bir parçası.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “kadın mıdır kız mıdır bilmem” le başladığı ve nihayetinde “kadın erkek eşit değildir” diyerek perçinlediği onlarca kadın düşmanı sözü de elbette bu doğrultuda değerlendirmek gerekir. Erdoğan’ın son günlerde kadın doğum kontrolü karşıtı  açıklamaları ve bugün yapılan “anneliği reddeden, evini çekip çevirmeyen kadın eksiktir; yarımdır” açıklaması ise artık , işin elle tutulur bir mantık kırıntısı dahi kalmadığının bir kanıtıdır.

Kadınların her türlü hak ihlalinde başta iktidar olmak üzere, haksız olan her kesime cesurca başkaldırışı, zulme ortak olanları korkutuyor.  İktidarın dokunulmaz gördüğü Ensar Vakfı’na dokunan, Aile Bakanlığı’ndan hesap soran, laikliğe söz söyletmeyen ;  tacizi, cinsel istismarı , tecavüzcüleri aklatmayacağız diyerek sesini yükselten milyonlarca kadın , elbette ki suça ortak olan kesimler için büyük bir tehlikedir. 

Yandaşlığın, erkin, tehdidin ve zorbalığın kadına karşı kar etmediğini gören yetkililer; bu haklı sesi susturmak için , kadını  eve hapsetme yoluna gitmektedir. Sürekli çocuk doğuran, tek ve zorunlu hedefi annelik olan , toplumsal hayattan dışlanmış bir kadın, iktidarın korkularını yenmek için bulduğu bir formüldür.

Ama bu formül tutacak mı ? Elbette ki hayır !

Tüm bu Ortaçağ’da kalma açıklamalara ortak olanlar bilmelidir ki , anneliğimiz de kadınlığımız da bize aittir. Çalışmak ve doğum kontrolü uygulamak  ise hakkımızdır. İktidarın en tepesinde de  olsa kimse kadının bedenine, yatak odasına ortak değildir.

Biz kadınlar tüm bu baskılara karşı sesimizi daha da yükselterek diyoruz ki :

Kadının yıllardır dişiyle tırnağıyla kazandığı hakları gasp etmek kimin haddine? Artık uyanmış olan kadını tekrar ölüm uykularına yatırmak sandığınız kadar kolay olmayacak! Kadınlar yüzyıllardır, hakları için yakılmayı bile göze alarak bir mücadele verdi, bu mücadele halen de devam etmektedir.

Her türlü hakkımıza sahip çıkacağız; bunları gasp etmeye çalışanlar bilin ki başaramayacaksınız! Eşit birer yurttaş olarak tüm haklarımıza sahip çıkacağız. Kadınlığı şekillendirmek;  gerçekten de boyunuzu aşan, boş bir çabadır.