Tüm kadınlar olarak sorunumuz ortaksa mücadelemiz de ortak olmalı
14.9.2016
Kadına şiddet ve sonrasında gelen kadın cinayetleri genç kuşaklara sıçramış durumda. Durum bir kuşağı ve hatta çocuk istismarlarıyla beraber 90 neslinden sonra gelen daha genç kuşağı da etkisi altına alacak kadar büyük. Kadın Hareketi olarak yıllardır verdiğimiz mücadelenin özü olan 10 Temel Mücadele Alanı ise açık şekilde kadınların bu ülkede yaşadıkları hak ihlali alanlarını ortaya koyuyor.

Daha önceki günlerde aynı hafta içinde 17 yaşında 4 kadının öldürülmesi gündeme düşmüştü. Şimdi de aynı hafta içinde 21 yaşında genç bir kadının 2 gün boyunca tecavüze uğraması ve ardından yine genç bir kadının sırtından bıçaklanarak tecavüz edilmek için sürüklenirken kurtulması kadın Hareketini bir kez daha haklı çıkardı.

Kadına şiddet ve sonrasında gelen kadın cinayetleri genç kuşaklara sıçramış durumda. Durum bir kuşağı ve hatta çocuk istismarlarıyla beraber 90 neslinden sonra gelen daha genç kuşağı da etkisi altına alacak kadar büyük. Kadın Hareketi olarak yıllardır verdiğimiz mücadelenin özü olan 10 Temel Mücadele Alanı ise açık şekilde kadınların bu ülkede yaşadıkları hak ihlali alanlarını ortaya koyuyor.

Kadına şiddet nesilden nesle aktarılıyor

Kadına şiddet eğitim alanı üniversitelerde de uzun zamandır baş gösteriyor. Münevver'den dün sırtından bıçaklanarak sürüklenen genç kardeşimize kadar yüzlerce genç kadın bu şiddetin muhatabı oldu, olmaya devam ediyor. Üniversitelerde akademisyenler tarafından taciz edilen öğrenciler, erkek arkadaşı tarafından şiddet gören genç kadınlar ve öldürülerek aramızdan alınan arkadaşlarımız bu gerçeği en somut haliyle ortaya koyuyor. Eskişehir'de eski erkek arkadaşı tarafından defalarca bıçaklanan ve boğazı kesilen Tuba Korkmaz "Ben de eğitimliyim o da üniversite mezunu. Esas mesele bu değil" diyor. Demek ki neymiş; kadın cinayetlerinin çözümü kadınlardan başlayarak eğitim vermek değilmiş. Demek ki kadın cinayetleri yönetenlerin iddia ettiği gibi münferit değilmiş, nesilden nesle devam ediyormuş.  İstanbul Üniversitesi'nde okurken defalarca koruma talep eden ancak polis tarafından "Sevgililerini düzgün seç" denilerek uyarılan Özge Gündoğan kardeşimizi hatırlayalım. Demek ki mesele genç kadınların "Sevgililerini düzgün seçmesi" de değilmiş. Yolda yürürken hiç tanımadığın bir erkek tarafından da sırtından bıçaklanabilirmişsin.

Tüm kadınların problemi ortak, mücadelesi de ortak olmalı

Yüzlerce kadının yaşadığı şiddetin ise elbette bir çözümü var. Hangi yaş grubundan, hangi sosyal, ekonomik sınıftan olursa olsun kadınların problemi ortaksa mücadeleleri de ortak olmalıdır. Üniversitelere, liselere hatta ilkokullara kadar inen şiddetin çözümü ise ne eğitim, ne hadım ne o ne bu. Kadınların her gün Türkiye’de yaşadıklarının bizi götürdüğü tek sonuç şu; şiddetin tek çözümü kadın mücadelesi.

Kadına şiddete ve kadın cinayetlerine karşı gelin beraber mücadele edelim. Evlerinde şiddet gören kadınlardan çalışırken şiddet görenlere, üniversitelerde hakları engellenen kadınlardan hayatında okula bile gidememiş, çocuk yaşta evlendirilmiş kadınlara kadar hepimizin mücadelesi ortak.

Kadınların öldürülmediği, kendi hayatları hakkında kararlar alabildiği ve haklarının saklı tutulduğu bir dünyayı beraber kuralım. Kadınlar olarak hayatlarımızı elimize alalım.