İnfaz paketinde kadınların ve çocukların zarar göreceği hiçbir uygulamaya izin vermeyeceğiz
TBMM’ye en son sunulan “CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN İNFAZI HAKKINDA KANUN İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ” ile hem İnfaz Kanunu’nda hem de Türk Ceza Kanunu’nda kadın ve çocuk haklarını ilgilendiren bir kısım değişiklikler önerilmektedir.
Öneriyi getiren siyasiler, her ne kadar ‘kadına şiddet suçları’nın indirim kapsamı dışında olduğunu belirtseler de Türk Ceza Kanunu’nda “kadına şiddet suçu” diye bir suç bulunmamaktadır. Tehdit, hakaret veya şantaj gibi suçlar, İstanbul Sözleşmesi’nde belirtildiği üzere “toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklı olarak kadın olması sebebiyle işlenmişse” kadına şiddet suçu olacaktır. Değişiklik önerisinde kadına şiddet suçlarının indirim kapsamında yer almayacağı yönünde bir ibare bulunmadığı gibi, kadına şiddet suçunun ne olduğuna ilişkin ayrıca bir açıklama da yapılmamaktadır. Dolayısıyla, öneriyi Meclis’e sunan siyasilerin “kadına şiddet suçlarının ve cinsel dokunulmazlığa yönelik suçların indirim kapsamı dışında kalacağı” şeklindeki beyanı halkın iradesini yanıltıcı bir nitelik taşımaktadır.
Bununla birlikte, değişiklik önerisine göre, açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaya hak kazanan hükümlüler 31.05.2020 tarihine kadar izinli sayılacaktır. Koronavirüs salgını sürecinde, ev içi kadına yönelik şiddetin arttığı bir gerçektir. İzinli sayılacak kişiler arasında cinsel suç failleri ve kadına şiddet suçlarından yargılanan failler de bulunduğundan, ev içi şiddet vakalarının daha da fazla artacağı açıktır. Hali hazırda, açık cezaevinden izinli ayrılarak kadına-çocuğa şiddet uygulanması ciddi bir sorun olarak tartışılmaktayken ve çözüme yönelik hiçbir girişimde bulunulmamışken, bu değişiklik önerisiyle topluca izin öngörülmesi son derece tehlikelidir. Devlet, salgın sürecine özel olarak sıraladığımız alınması gereken önlemleri almadan bu tarz değişiklikler yaparak şiddetin artmasına göz yummaktadır. Cinsel dokunulmazlığa yönelik suçların ve kadına-çocuğa karşı işlenmiş suçların faillerinin izin kapsamı dışında yer alması gerekmektedir.
Değişiklik önerisinde yer alan geçici madde ile 18/6/2014 tarihli ve 6545 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 28/6/2014 tarihinden önce işlenmiş olanlar için verilen süreli hapis cezaları bakımından koşullu salıverilme oranı üçte iki olarak uygulanacağı belirtilmektedir. Normalde bu oran ¾ iken bu madde ile 28.06.2014 tarihinden önce işlenmiş cinsel suçlar için indirim getirilmiştir. Bu da çok sayıda, cinsel saldırı ve cinsel istismar dahi cinsel suç failinin serbest kalacağı anlamına gelmektedir.
Söz konusu değişiklik ile ayrıca kasten yaralama suçunun nitelikli halleri arasına “canavarca hisle” işlenmiş olması hali eklenmiştir. Bu durum, canavarca hisle kasten insan öldürmeye teşebbüs suçuna bir alternatif olarak kullanılabilecek, böylece faillere daha az ceza verilebilecektir. Bu anlamda, yapılması tasarlanan bu değişikliğin de kadına yönelik şiddetin artması ve cezasızlık algısı bakımından bir risk içerdiği açıktır.
Savaş, kriz, salgın gibi olağanüstü zamanlarda var olan eşitsizlikten kaynaklı kadınlar ve çocuklar daha fazla zarar gören taraf oluyor. Bu nedenle özel tedbirler alınması gerekirken önerilen infaz düzenlemesinde bu maddeler kadına ve çocuğa yönelik suçların önünü açmaktadır. Koronavirüs tedbirleri kadınların ve çocukların hayatını ikinci plana atacak şekilde yapılamaz. Bu süreç tamamlanana kadar görüşmelerin takipçisi olacağız.