Kadın hareketinin örgütlü mücadelesini yürütenler olarak kadınların kurtuluşunun sınıflı bir toplumda mümkün olmadığını biliyoruz. Ancak sömürüyü ortadan kaldırarak, bu mücadelemizi her yönüyle bütün alanlardan yükselterek topyekün bir kurtuluşun mümkün olacağını biliyoruz.
Bu ülkede kadınlar “ev işi ile meşgul” bahanesi ile işgücü bile sayılmıyor. Patronlar ve siyasi iktidar bunun ne kadar önemli olduğunu çok iyi biliyor. Yemek, temizlik, hasta, yaşlı, çocuk bakımı gibi ev işleri diye tanımlanan işlere kamusal düzenlemeler getirilmelidir. Görüyoruz ki bu düzenlemeyi bilinçli bir şekilde yapmıyorlar. Çünkü bu işleri evde kadınların omzuna yüklüyor, emeğini görünmez kılıyorlar ve bu aslında kadınları güçsüz kılıyor. Bizler rakamlarla gizlenen kadın işsizliğini açığa çıkaracağız.
Kadınların tıpkı hiçe sayılan ev içi emeği gibi çalışma hayatında da emeği sömürülüyor.
İşgücü sayılan ve artık işyerinde çalışmaya başlayan kadınları güvencesiz, esnek çalışma koşulları karşılıyor. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin sonucu olarak esnek çalışma koşulları en çok kadınlara dayatılıyor.
İşçi sınıfının baskı, mobbing , güvencesiz çalışma koşullarını da bunu normalleştiren düzeni de mücadelemizle sonlandıracağız.
İş yerinde erkek işçilerle aynı işi yapmamıza rağmen cinsiyete dayalı ayrımcılıkla daha düşük ücret veriliyor. İlk kapının önüne konan kadınlar oluyor. Kapının önünde direnişinde, eşit ücret mücadelesinde, davasında kadınların ve tüm işçilerin yanında olacağız.
Bu düzeni de bu düzenin dayatmalarını da kadın hareketinin ve işçi hareketinin örgütlü mücadelesi ile yıkacağız.
Kadınlar tüm zorluklara rağmen çalışma yaşamına katıldığında bir zorlukla daha karşılaşıyor. Bu sefer yıllarca didinip çalışmış olsa da yaşa takılıyor, emekli olma hakları engelleniyor. Emeklilikle yaşa takılan milyonların yarısını kadınlar oluşturuyor. Emeklilik hakkımız içinde birlikte mücadeleyi sürdüreceğiz.
Bugün kıdem tazminatını fona aktarmak isteyen büyük holdinglerin, patronların İstanbul Sözleşmesi tartışmalarında nasıl sözleşmeye sahip çıktıklarını gördük. İşte bu iki yüzlü sistemin her bir açığını ortaya sereceğiz.
Patronların ve siyasi temsilcisi olan iktidarın kadınlar için ayrıca bir teminat olan kıdem tazminatının fona devretme girişimlerine izin vermeyeceğiz. İşçinin elinde avucunda hiçbir şey bırakmayan bu gidişata dur diyeceğiz.
Yukarıda bahsettiğimiz tüm baskı ve eşitsizliğin asıl kaynağı cinsiyetçi sermaye iktidarıdır. Toplumsal cinsiyet temelli tüm eşitsizliklere karşı işçi kadınlarla, sermaye düzeninin dayattığı tüm sömürü ilişkilerine karşı tüm işçilerle omuz omuza mücadele edeceğiz.
İşsizliğe, sendikasızlığa, emeğimizin yok sayılmasına karşı bütün işçilerle birlikte direnmeliyiz. Kadınlar, emekçiler bu düzeni ancak mücadelemizle yıkabiliriz.
Bütün işçi kadınlara davetimizdir siz de katılın:
Ne siz ne de başka bir işçi asla yalnız yürümeyecek.