Çoğunluğunu kadınların oluşturduğu 200''den fazla işçinin çalıştığı fabrikada coronavirus şüphesiyle test yaptıran usta başına, test sonucu beklediği bilindiği halde kendisini izole etmesi için izin verilmedi. Sonucun pozitif gelmesi üzerine yapılan taramada bir çok işçinin daha pozitif olduğu öğrenildi. Pozitif işçiler karantinaya alınırken geriye kalan işçi arkadaşlarımıza hala izin verilmiyor. Alınan sözde önlem ise çay molalarının kaldırılması. Patron karını tehlikeye atacak en ufak bir önlem almıyor, almak zorunda kaldığında da aklına ilk gelen şey işçilerin molaları oluyor. Fabrikada üretime ara vermek bir önlem seçeneği bile değil.
İşçi arkadaşlarımızın verdiği bilgiye göre Sağlık Bakanlığı yetkilileri de bu şartlarda çalışılan fabrikaya denetime gelip hiçbir yaptırım uygulamadan fabrikadan ayrılmışlar. Her fırsatta alınacak tedbirlerin önemini vurgulayan Sağlık Bakanlığı yetkilileri söz konusu işçiler olunca neden bu önlemleri yok sayıyor? Patronların kazanacağı para işçilerin sağlığından, belki yaşamından daha mı önemli? İşçi arkadaşlarımız işleri ile yaşamları arasında tercih yapmak zorunda bırakılıyor.
'Üretim devam etsin, işçiler ölürse ölsün' anlayışı ile hareket eden fabrika yönetimi suç işliyor. O fabrikadan çıkan her parça kumaş işçi arkadaşlarımız sayesinde. Her parçasında onların emeği var. Şimdi hastalıktan korunmak da hakları. Biz bu hakkın peşindeki işçi arkadaşlarımızın yanındayız. İşçilerin emeği yoksa o fabrika da yok oradan kazanılacak para da. Göksu Damla Tekstil'in patronu bunu unutmasın.
İşçi arkadaşlarımızı İşçi Kadın Meclisleri'ne katılmaya, Tekstil-iş Sendikası'na üye olmaya davet ediyoruz. Göksu Damla Tekstil işçisi asla yalnız yürümeyecek.
İzmir İşçi Kadın Meclisleri