Gericilik ve cinsiyetçilik gidecek, Üniversiteler bizimle özgürleşecek
Önce Sakarya Üniversitesi, Ebubekir Sofuoğlu hakkında soruşturma başlattığını açıkladı. Ardından YÖK Başkanı Yekta Saraç, bu ifadelerin asla kabul edilemeyeceğini anlattı. Son olarak da Sofuoğlu sözlerini inkar etmeye çalışırken yine kendini durduramadı. Bu sefer de "Gençler ailelerinden farklı şehirde üniversiteye gitmesin." dedi. Sofuoğlu’nun fikri ne ise zikri de o oluyor.
Akit Tv sunucusunun ve konuklarının tepkisi, programı izleyenlerin dikkatini hemen çekmiştir. Defalarca kadınları hedef alan programların yayınlandığı kanal bile bu kadarına tahammül edemedi. Bu tepkinin de birbirini takip eden açıklamaların da bir nedeni var. Genç kadınların artık kararlı, örgütlü ve politik mücadelesi var.
Ebubekir Sofuoğlu, Sakarya Üniversitesi, Yekta Saraç, Akit TV... Ne de her gün genç kadınlar adına kürsülerden konuşanlar, televizyon programlarında kadınları hedef gösterenler... Ebubekir Sofuoğlu'nun bu sözleri söylerken cesaret aldığı birileri var. Üniversitelerde tacizci, cinsiyetçi akademisyenleri barındıranlar Sofuoğlu'na cesaret veriyor. Parasız, bilimsel, eşitlikçi üniversitelerden rahatsız olanlar Sofuoğlu'na cesaret veriyor. Genç kadınlar dört duvar arasına sıkışmış bir hayat yaşasın diye düşünenler, daha nicesine cesaret veriyor. Tüm bunlar genç kadınların eğitim hakkının engellenmesine bahane oluyor. Şiddete meşru zemin yaratıyor.
Özgürlüğü, eşitliği, bilimi kampüslerden silmek için her yolu denediler. Eğitim niteliksiz, üniversiteler toplumsal cinsiyet eşitliğinden uzak… Artık üniversitelerin varlığından bile rahatsız oluyorlar.
Genç kadınları her fırsatta toplumdan izole etmeye çalıştılar. AKP’li İBB Meclis üyesinin öldürülen genç bir kadının ardından söylediği ifadeleri de unutmadık. Şöyle demişti: “Özgürlük düşkünü bir kadın ve gayrimeşru yaşantısı içinde geçen bir ölüm hikayesi. Sizce bu tesadüf mü, yoksa maksatlı yapılan bir algı yönetimi mi? Edep yahu”. En son önümüze Kadın Üniversitesi getirmeye kalktılar. Bunların hiçbirini unuttuğumuz sanılmasın. Bunlar temelde birbirine bağlı fikirlerdir. YÖK Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Protokolü Yekta Saraç'ın YÖK Başkanı olduğu dönemde kaldırıldı, bunu da unutmadık. Şimdi Yekta Saraç, “Sofuoğlu’nun sözlerini kabul etmiyoruz.” diyor. Kimse bir tane açıklama ile görevini savamaz, bir tane tweet atıp ruhunu kurtaramaz
Disiplin soruşturmasını üniversite yürütür demiş Saraç. Bizler de bütünlüklü olarak neler yapılması gerektiğini hatırlatalım. İstanbul Sözleşmesi’ni uygulayacaksınız. Toplumsal cinsiyet eşitliğini müfredata ekleyeceksiniz, hem de eğitimin her kademesinde. Genç kadınlar hayatlarını kurmaya çalışırken önlerine engeller dizmeyeceksiniz. Üniversitelerdeki cinsiyetçiliğe cesaret vermeyi bırakacaksınız.
“Yok, biz bu kadarını yapamayız.” diyorsanız genç kadınların bekleyecek vakti yok. Genç kadınlar okumak, özgür olmak istiyor. Hayatına kendisi yön vermek istiyor. O koltuklardan bizim adımıza konuşanlar ise dik duran genç kadınları görmek istemiyor. Alışacaksınız. Geleceğimize dair karar vermeye çalıştığınız her anda genç kadınlar sizin tam karşınızda olacak.
Üniversitelerde eşitliği, bilimsel eğitimi kazanacak genç kadınlar. Özgürlüğümüzü hiç kimsenin ellerine teslim etmeye niyetimiz yok. Modern hayatın içinde olacağız. Kendi ayaklarımız üzerinde duracağız. Okuyacağız. Sofuoğlu’nun söylediğinin aksine, istiyorsak ailelerimizden farklı şehirde hayatlar da kuracağız.
Eşit eğitim ve yaşam hakkımızı kazanmak için Üniversite Kadın Meclisleri'nde bir araya geleceğiz. Genç kadınlar özgürlük mücadelesini tüm kampüsler de büyütecek.