Biz işçi kadınlar, çalıştığımız ve emek verdiğimiz her yerde patronların sömürüsüyle karşı karşıyayız. Üretiyoruz, alın teri döküyoruz ancak hiçbir zaman emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Bizim sırtımızdan zenginleşenler hep bir avuç patron. Onlar süslü, ışıklı binaların içinde yaşam sürüyor. Çoğunluk olan biz işçiler ise krizin, pandeminin ortasında yoksullukla, hastalıkla karşı karşıyayız.

 

Bu bitmek bilmez sömürünün bir sonu var. O sonu getirmek biz üretenlerin elinde. Gücümüzü birliklerimizden alacağız.

 

Yaşam hakkımızı ve tüm haklarımızı kazanmak için erkek egemenliğini yıkmak, sömürü düzenini ortadan kaldırmak zorundayız. Kadın hareketinde var ettiğimiz örgütlü, kitlesel ve politik mücadelenin bayrağını İşçi Kadın Meclisleri olarak taşıyacağız. İşçilerin, örgütü ile buluştuğu zaman ne kadar canlı, dinamik ve yaratıcı bir mücadelenin öncüsü olduğunu biliyoruz. İşte bunun için bugüne kadarki tüm deneyimimiz ve tüm birikimimizle, bulunduğumuz her iş yerinde tüm kadınları harekete geçmeye çağırıyoruz.

 

Vestel Fabrikası’nda, ETS Tur Niris Turizm’de, Crakers Pizza’da işçilerle omuz omuza yürüttüğümüz mücadele daha başlangıç.

 

Bulunduğumuz her fabrikada, her mağazada, her atölyede ve her iş yerinde İşçi Kadın Meclisleri komitelerini kuralım. Bu 1 Mayıs; her iş kolundan, her sektörden işçi kadının bir araya gelmesi için imkan olsun.

 

Yaşasın işçilerin birliği!

Yaşasın örgütlü mücadelemiz!