Kadın Düşmanı İttifakın Devrini Kapatacağız, Oylarımızı Özgürlük İçin Kullanacağız
Türkiye tarihinin en önemli seçimlerinden birine gidiyoruz; 14 Mayıs seçimleri medeniyet ve barbarlık arasındadır.
Ülkede şimdiye kadar görülmüş en radikal muhafazakâr bloğu oluşturan iktidar, 20 yıldır bütün imkanları elinde topladı, hukuku ve bütün kurumları ve bütün iletişim araçlarını istediği gibi kullandı. Şimdi seçim sürecini de muhalefet için tarihin en adaletsiz seçim süreci haline getirmiş durumda. Ama bütün bunlar bile yetmiyor, korkusundan yaptığı oy hesaplarıyla kadınlara tek sözü “Oturun evinizde” olanlardan medet umuyor.
14 Mayıs seçimi kadınlar için taliban zihniyeti ile özgürlükler arasındadır.
İstanbul Sözleşmesi’nden imza çektiren, 6284’ün kaldırılmasını isteyenlerle kadın cinayetlerini ve şiddetin her türünü durdurmak isteyenler arasındadır.
Depremde ve kadına yönelik şiddette bizi ölüme terk edenlerle, yaşam hakkımız arasındadır.
İmam nikahının yasalaşmasını, kız çocuklarını küçük yaşta zorla evlendirmeyi arzulayanlarla, modern hukuk arasındadır.
Çocuk istismarını aklamaya çalışanlarla, çocukları koruyan Lanzarote Sözleşmesi arasındadır.
Kadını fıtrat yalanıyla sadece bir mülk haline getirenlerle, toplumun her alanında kadınların eşit yaşamasını isteyenler arasındadır.
LGBTİQ+ olmak suç olsun diyerek onları her gün hedef gösterenlerle, evrensel temel haklarımız arasındadır.
Aileyi koruma safsatasıyla o aileleri açlık sınırına mahkum edenlerle, emeğiyle geçinmeye çalışanlar arasındadır.
Medreselere denklik isteyerek eğitim sistemini bilim dışı kılmak isteyenlerle bilimi savunanlar arasındadır.
“Karma eğitim kalksın” diyen yobaz ve gericilerle, laiklik arasındadır.
Bu seçim bütün toplum için demokrasi ve otokrasi arasındadır.
Ama o demokrasi biz kadınlar için bambaşka bir anlam taşıyor: Yüzyıllardır bedel ödeyerek kazandığımız haklarımızın uygulanmasını ve toplumsal cinsiyet eşitliğini ancak demokrasi getirebildiği için sandıklar bizim hayatımızdır.
Bu seçim ellerinden gelse kadınları seçim sandıklarından uzak tutacak olanlarla, kendi seçilmiş kadın siyasetçilerini bile kadın düşmanları karşısında yalnız bırakan iktidarla, onlara gününü gösterecekler arasındadır.
Kimse kadınların gücünü ve mücadelesini azımsamasın. Bu iktidarı da kadın düşmanı utanç ittifakını da göndereceğiz.
Bu yüzyılın değişen ve haklarından asla vazgeçmeyen kadınları, ülkeyi de değiştirecek. Sadece kendimiz için değil bütün toplumun nefes alması, eşitlik ve özgürlüğü için ilk görev bu iktidarı göndermektir. Türkiye’nin en çoğulcu ve büyük ittifakı olan kadınların gücünü göstermeliyiz. Ancak demokrasiyi kazandıktan sonra gerçek bir toplumsal cinsiyet eşitliği ve özgürlüğü için mücadelenin iklimine kavuşacağız.
İşte o zaman hep beraber:
1. Eşit Temsil, Eşitlikçi Adaylar Olacak: Hayatın yarısını oluşturan ve eşitsizliğe maruz bırakılan kadınların Meclis’te tam siyasal katılımının olabilmesi için eşit temsil şarttır. Bununla birlikte temsil edenlerin politik vaadleri ve başkaca eşitsizlikler karşısında aldıkları tutum da önemlidir. Bu yüzden eşit temsilin önemli olduğu gibi eşitlikçi adaylar olmalıdır. Parlementoda kadınlar güçlü bir kadın politik programıyla ve onun uygulanması için güçlü bir örgütlenmeyle yer almalıdır. Kadın hareketi ve tüm toplumsal hareketler, mecliste örgütlü ve organlaşmış olmalı ve bu haliyle parlamentonun organlarıyla ilişki kurmalıyız.
2. İstanbul Sözleşmesi ve 6284’ü Uygulatacağız, Kadın Cinayetlerini Durduracağız: İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden imzalanması yetmez onu ve ana fikri olan toplumsal cinsiyet eşitliğini siyaset, istihdam, eğitim ve tüm alanlarda hayata geçirmeliyiz. Kadın cinayetlerinin arttığı, şüpheli kadın ölümlerinin bir silaha dönüştüğü günümüzde değil tartışmaya açılmasını can simidimiz olan 6284, geniş ve etkin tüm tedbirleriyle uygulanacak. Ülkenin dört bir köşesinde, bu yasadaki haklarını bilmeyen kadın kalmayacak. Biz bu yasanın bedelini kaç Ayşe Paşalı’lar ile defalarca ödedik, kimseye dokundurmayacağız.
3. Kadınlara Yardım Değil İş Sağlanacak: Kadın istihdamı sağlanacak, eşit işe eşit ücret gelecek. Kadınlar, hayatın her günü hiç bitmeyen biçimde o hayatın yeniden üretiminin yükünü omuzlarında taşıyor. Her daim evin işlerini ve bakım yükünü kadının üstlenmesi bizi istihdamdan alıkoyuyor. Kadın işsizliğinin en yüksek olduğu ülkelerdeniz. Milyonlarca kadın “ev işiyle meşgul” diye işgücünden bile sayılmıyor. Bu yüzden eşit, tam ve güvenceli istihdam sağlanacak ve hane içindeki tüm işlerin yükü kadınların omuzların alınarak buna göre planlama yapılacak, kamu devreye girecek. Yani kadınların sürekli yardıma muhtaç konumda tutulmayıp geçici destekler ile evlere hapsolmasının önü kapatılacak. Kadınlar için iş, çocuklar için kreş, her sokakta yaşlılar ve hastalar için bakımevleri oldurmalıyız.
4. Kadın ve Eşitlik Bakanlığı Kuracağız: Kadınların şiddetten kurtulduğu ve tüm haklarıyla eşit ve özgür yaşayabildiği bir hayat için bütünlüklü mücadele şart. Bu, çok yönlü görevlerimizi ancak sadece bu görevlerle yüklü kurumlarımızı kurarak yerine getirebiliriz. Toplumsal cinsiyet eşitliğini her alanda sağlamak için, bu yönde gereken yeni yasaları da yapacağız, kendi bakanlığımızı da kuracağız. Kadınların hayatın her alanında eşit özne oluşu, eşit yurttaşlık hakları, temel insan hakları ister aile içerisinde olsun ister dışında asla ikinci plana atılamayacak. Bakanlıklarda kadınların gündemi ancak eşitlik ile birlikte ele alınacak.
5. Eşitlikçi ve Demokratik Bir Anayasayı Birlikte Yapacağız: Kadınların mücadelesi sadece kendileri için değil, eşitsizliğe maruz kalan herkes içindir. Eşitlikçi Feminizm ile toplumun yapımına baştan katıldığı gerçek demokratik bir anayasayı kendi ellerimizle yapacağız. Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği eşitliğini sağlayan, doğayı koruyan, insanlık onurunu ve haklara ihtiyaç duyan herkesi koruyan bir anayasamızı, ortak aklımız ile birlikte yapacak ve tüm maddelerini uygulayacağız.
Hayatımızla ilgili kararları biz veririz. 14 Mayıs'ta seçim de karar da bizlerin ellerinde olacak. Kadın düşmanlarına, yobazlara, nefret timsallerine oy vermeyeceğiz onlardan kurtulacağız oylarımızı özgürlüklerin yarınını kurmak için kullanacağız .
1 Mayıs’ta Maltepedeyiz, 14 Mayıs’ta sandık başında.