Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ne ilişkin genelgeyi okullara göndermiş. Yeni müfredatlı ilk sezon. Uygulanacağı alanlar okul öncesi, ilkokul 1, ortaokul 5, ortaöğretim hazırlık ve 9'uncu sınıf.
Okullar açılırken o okulların kapıları artık bilime mi açılacak yoksa bağnazlığa mı?
Laikliğe mi açılacak dinselleşmeye mi?
Eşitliğe mi açılacak yoksa erkeklerin egemenliğine mi?
Eşit haklara mı, biat kültürüne mi?
Ücretsiz eğitim hakkına mı yoksa birilerini zengin etmeye mi?
Bu soruları hep beraber sorarken siyasi iktidar tarafından açlığa mahkum edilmiş, maaşlarına zam yapılmamış milyonlarca emekçinin çocuğu için belki de okullar hiç açılamayacak. Belki kız çocukları türlü bahanelerle okuldan alıkoyulmaya başlanacak.
Tüm bunları kısa sürede göstermelik görüşe açılan Maarif Modeli’nden, modelin bilimden ve laiklikten uzak içeriğinden, nice itirazlara rağmen geçirilmiş olmasından yola çıkarak ve en son da genelgeye bakarak söylüyoruz.
Şahsını ülkenin en ve tek yetkilisi ilan eden, kindar ve dindar nesil yetiştirmek demişti vakti zamanında. Diğer tüm sorumlular da bu yolda adımlar atmaya devam ediyorlar. 4+4+4 eğitim modeli, ÇEDES protokolü, MESEM projesi… Hangi birini sayalım. Gidişat belli. bu durumda “Şort giyen, başını örtmeyen öğrenciye karışırız” diyen okul müdürünün bu cesareti nereden aldığı da bellidir. Siyasi iktidarın aile odaklı politikaları içerisinde okullarda annelik, babalık yani aile dersleri koyacağını söylemesinin ardından gelen Maarif Modeli’nden de ne çıkacağı anlaşılabilir.
Kurulan süslü “Öğrencilerin zihinsel, sosyal, duygusal, fiziksel ve ahlâkî bakımdan çok yönlü gelişimini desteklemek amacıyla geliştirilen Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” dense de gerçek tam bir karanlık.
Öğrencilerin gerçekten bahsettikleri gibi gelişimi dikkate alındığında eğitim ücretsiz, bilimsel, laik, toplumsal cinsiyet eşitlikçi, anadilde olmalı. Politeknik bir eğitim olmalı. Tarihin akışında gelişmiş, dönüşmüş evrensel değerler takip edilmeli. Eğitimin yüzü geçmişe değil geleceğe dönük olmalı. Bunu biz başarabiliriz. İtiraz eden öğrencilerle, velilerle, haklarını bilen çocuklarla. Gidişatın farkında olanlarla sadece bu adımları durdurmak değil daha parlak bir geleceği biz kurabiliriz.
Korkma!
Kurabiliriz Narinlerin kaybolmadığı,
Eylemlerin öldürülmediği,
Leylaların istismar edilmediği,
Çocuk Ayşelerin sömürülmediği yarınları.
Afganistan’da Taliban rejiminin sokaklardan kadının sesini dahi yasaklamasına karşı kadınların şarkıları ulaşıyorsa gökkubbeye ve vazgeçmiyorlarsa bizler de hem ülkenin hem dünyanın tüm çocukları ve kadınları için mücadeleye devam edeceğiz.
Hiç heveslenmesin onlar, Kadın Meclisleri var!