Liseyi bitirdikten sonra Mersin Üniversitesi'nde iki yıllık İletişim Fakültesi'nde okumaya başladı ancak dört yıllık bir bölüm okumak istiyordu. Bu yüzden sınava tekrar hazırlanmak için okula devam etmedi. İkinci kez sınava girdi ancak istediği yere yerleşemedi.
Gülay, sınavda istediği puanı alamayınca üniversite hayatıyla ilgili planlarından vazgeçti. Bir öğrenci yurdunda kasiyer olarak çalışmaya başladı.Yaklaşık iki yıl boyunca öğrenci yurdunda çalışan Gülay'ın bu süre zarfında bir sevgilisi oldu ancak birliktelikleri uzun sürmedi. Gülay evlendikten sonra kocası Muhittin Özücoşkun, Gülay'ın bir daha hiç görüşmediği eski sevgilisini kıskanması sebebiyle bile Gülay'a şiddet uygulayacaktı.
Eski Kocası Muhittin Özücoşkun İle Tanışıyor
Öğrenci yurdundan sonra Forum Mersin'de kasiyer olarak çalışmaya başlayan Gülay,burada çalışırken kocası Muhittin Özücoşkun ile tanıştı. 1 Şubat 2010'da Sarıyer Evlendirme Dairesi'nde Muhittin Özücoşkun ile evlenerek İstanbul'a taşındılar. Gülay, İstinye Park'ta Cacharel mağazasında işe girdi ve kocasıyla birlikteSarıyer Bahçeköy'de yaşamaya başladılar. Kısa bir süre sonra Tarabya'ya taşındılar.
Düzenli bir işi olmayan Muhittin Özücoşkun, Tarabya'ya taşınmalarından sonra araba kiralama işi yapmaya başladı. Ancak Gülay'ın ailesine anlattıklarına göre kocası Muhittin, araba galericiliği adı altında tefecilik yapıyordu. Muhittin Özücoşkun Gülay'ın çalışmasını istemiyordu. Bu yüzden Gülay'la sık sık bu konu üzerine tartışıyor, onun işten ayrılmasını istiyordu.
Gülay ve Eski Kocası Arasında Anlaşmazlıklar Başlıyor
Tarabya'ya taşındıktan 3-4 ay sonra aralarında anlaşmazlıklar başladı. Yaşadıkları evde Muhittin Özücoşkun'a ait bir silah ve pitbull köpeği bulunuyordu. Gülay, artık o evde mutlu değildi. Yaşadıklarından çok fazla rahatsızlık duyuyor ancak kendi ailesine bu sıkıntılardan bahsetmiyordu. Bir gece eve geç gelen Muhittin Özücoşkun, Gülay'ın kendisini kapıda karşılamaması sebebiyle Gülay'ın üzerine ütüyle yürümüştü. Bunlar üzerine evden uzaklaşmak isteyen Gülay, Ocak 2011'de ailesinin yanına döndü. Üç hafta ailesinin yanında kaldı. Muhittin Özücoşkun ise bu sırada Gülay'ın kaldığı eve gelerek Gülay'dan özür dilemiş ve evdeki pitbull köpeğini Mersin'e götürdüğünü söylemişti. Kocasıyla görüştükten aklı karışan Gülay, babası Duran Yaşar'la konuştuktan sonra kocasına bir şans daha vermeye karar verdi.
''Onları Tanıdım, Pişman Oldum, Biz Ayrılacağız''
Kocasının yanına geri dönen Gülay eski işyerinden ayrılarak Akmerkez Roman Mağazası'nda çalışmaya başladı. Gülay mutlu bir yuva kurmak istiyordu bu yüzden de kocasına bir şans daha vererek evliliğini devam ettirmeye çalıştı. Ancak değişen birşey olmadığını kısa bir süre sonra anladı. Kocasının yanına döndükten yaklaşık iki ay sonra babasına ''bu insanlar bize göre değil, onları tanıdım, pişman oldum, biz ayrılacağız'' diyerek ayrılacaklarını söyledi. Muhittin Özücoşkun ilk başta ayrılmayı istemese de 17.06.2011'de Mersin'de Aile Mahkemesinde boşandılar.
Gülay, kendi hayatında yeni bir sayfa açmak istiyordu. Çalışkan biri olan Gülay, işyerinde de sevilen biriydi. Aynı zamanda yaptığı işi seviyordu ve mağazadaki pozisyonunu yükseltmek istiyordu. Gülay, kötü biten evliliğini unutup çalışma yaşamıyla ilgili planlar yapmaya başlamıştı. Ancak kocasından kurtulmak kolay olmayacaktı.
Gülay'ın Koruma Talebine 17 Gün Sonra Cevap Veriliyor
Muhittin Özücoşkun, Gülay'ı işyerinde rahatsız ediyordu. Sabahtan işyeri önüne gelen Özücoşkun, uzun saatler boyu orada duruyor Gülay'a rahatsızlık veriyordu. Öyle ki Gülay'ın çalıştığı mağazanın şefi bile bu durumdan rahatsız olmuş Muhittin Özücoşkun'u bir kenara çekip onunla konuşmuştu. Ancak Muhittin Özücoşkun, Gülay'ı hem işyerinin önüne gelerek rahatsız ediyor hem de tehdit içeren mesajlar çekiyordu. Gülay tedirgin olmaya başlamıştı bu sebeple 17.07.2011 tarihinde Etiler Karakolu'na koruma talebinde bulundu. Tam da Gülay'ın koruma talebinde bulunduğu gün ''Babanı ve abini öldüreceğim. Seni de öldürmem için yalvaracaksın bana ama seni öldürmeyeceğim. Sana işkence yapacağım'' yazan bir mesaj göndermişti. Kocasıyla ilgili yaptığı şikayet başvurusu tam 17 gün sonra Sarıyer Cumhuriyet Başsavcılığı'na ulaştı. Ancak Gülay'a koruma verilmedi.
Gülay'ın Öldüğü Gece Neler Oldu?
28 Ağustos 2011 günü Gülay, iş arkadaşlarıyla yemeğe çıkmış, yemekten sonraysa Ortaköy'de eğlenmeye gitmişti. Gece geç vakit olduğu için iş arkadaşının abisi, Gülay'ı evine bırakacaktı. Bu sırada Gülay'a Muhittin Özücoşkun'dan mesaj gelmişti, Gülay mesajı okuduktan sonra iş arkadaşının abisinin arabasından sinirli bir şekilde inmişti.
Gülay'ı merak eden iş arkadaşı, Gülay'ı aradığında telefona Muhittin Özücoşkun çıkmış ve telefonu biz barıştık diye bağırarak kapatmıştı. Daha sonra Gülay'la birlikte taksiye binmişti. Gülay takside ''beni babamın evine götür'' dediyse de Muhittin onu kendi evine götürmekte kararlıydı. Yol üzerinde Muhittin'in yakın arkadaşı İbrahim Biberoğlu'nun restorantının önünden geçerken arabadan inmişler ve Muhittin Özücoşkun'un ifadesinde söylediğine göre Gülay, kendi telefonunu denize atmıştı. Ancak Gülay'ın babası Duran Yaşar, kızı camdan düştükten sonra bir çocuğun kızının telefonundan kendisini aradığını ve ona telefonu denizde gördüklerini, ertesi gün gelip çıkardıklarını söylüyorlar. Çocuklarla birlikte karakola giden Duran Yaşar, denize atılan ve iki gün denizden kalan telefonun çalışma ihtimalinin olmadığını söylüyordu. Eve giderken eve uzaklığı yalnızca 40 metre olan Tarabya Polis Karakolu'nun önünden geçmişlerdi.
Eve vardıktan kısa bir süre sonra 28 Ağustos'u 29 Ağustos'a bağlayan gece saat iki civarında Gülay Yaşar, eski kocasının 3.kattaki evinin camından aşağı düşmüş şekilde bulundu. Acıbadem Hastanesi'ne kaldırılan Gülay, beş gün boyunca yaşama mücadelesi verdi. Ancak beş günün sonunda hayatını kaybetti. Gülay'ın ailesinin talebi üzerine Gülay'ın cenazesi İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Şüpheli konumundaki Muhittin Özçoşkun ise savcılık tarafından serbest bırakıldı.
Gülay'ın Ölümüyle İlgili Gizlenenler Açığa Çıkarılmalıdır
O gece olay yerine gelen polis ekipleri herhangi bir inceleme yapmadan Gülay'ın ölümünü intihar olarak kayıtlara geçtiler. O gece arabayla önlerinden geçtikleri Tarabya Polis Karakolu dahil o civarda bulunan hiçbir kameraya ait kayıt bulunamadı. O gece Gülay'ın telefonunu denizden çıkardıklarını söyleyen çocuklarla ilgili kapsamlı bir araştırma yapılmadı. Gülay'ın telefonuna ait arama ve mesaj kayıtları incelenmedi. Gülay'a koruma vermeyen savcıyla ilgili soruşturma başlatılmadı.
Bizler Gülay'ın intihar ettiğine inanmıyoruz. Gülay Yaşar'ın ölümüyle ilgili pek çok soru cevaplanmayı bekliyor. Gülay'ın babası Duran Yaşar, kızı öldükten sonra basından çalışmalarını duyduğu Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'na başvurdu. Yaşar ailesi Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'yla birlikte sokaklarda, adliye önlerinde, mecliste kızlarının hesabını soruyor.