Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Davaları Yargıda Cinsiyetçilik Raporu
6.11.2017
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu 2017 yılı Mayıs -Ekim ayları arasında, 1 davaya müdahil olarak katıldı. Toplam 52 dava, 96 duruşma takibi gerçekleştirmiştir.Bunlar içinde 24 dava sonuçlanmıştır. 14 davada indirim uygulanmamış, 9 davada ise indirim ya da serbest bırakma gibi cezasızlığa neden olan kararlar verilmiştir. 1 dava (şiddet gördüğü kocasını öldürmek zorunda kalan kadın) tahliye ile sonuçlanmıştır.

2016 yılında Meclis’e getirilen “Çocukların cinsel istismarı” konusunda cezasızlığın önünü açacak TCK Değişiklik Önergesi,  OHAL baskı koşullarına rağmen kadınların dinmeyen tepkisi ve eylemleri ile durduruldu. Bu yıl Meclis’ten apar topar geçirilen Nüfus Hizmetleri Kanun Tasarısı ile Resmi nikâhın müftülüklerce kıyılabilmesinin önü açılmaya çalışılıyor. Bu tasarı kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmasının teminatı olan laikliği temelden sarsacak. Resmi nikah şartı aranmadan kıyılan imam nikahını meşrulaştıracak ve bu şekilde çocuk istismarının önünü açacaktır. Medeni Kanunlara aykırı olan bu yasa ile zaten ülkemizde büyük bir problem olan çocuk yaşta evliliklerin artmasına, çocukların yaşarken hayatlarının ellerinden alınmasına neden olacaktır.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'nün (OECD) verilerine göre; Kız  çocuklarının % 26'sı 18 yaşından önce “evlendiriliyor” ve % 10'u 18 yaşından önce “çocuk doğuruyor”. Son 10 yılda 482 bin 908 kız çocuğu evlendirildi ve çocuk istismarı davaları %700 arttı. 2016 yılında 14 yaşında imam nikahıyla evlendirilip, 15 yaşında doğum yapan Derya erken yaşta doğum nedeniyle hayatını kaybetti. 2017 yılında Muğla’da 13 yaşındaki bir çocuk 2 yıl boyunca abisi tarafından cinsel istismara uğradı. Karın ağrısı şikayetiyle hastaneye götürülen çocuğun hamile olduğunun öğrenilmesiyle istismara uğradığı ortaya çıktı. Kilis'te, ailesinin zorla evlendirmek istediği öne sürülen 16 yaşındaki D.H. adlı kız çocuğu, oturdukları binanın 3'üncü katından kendisini aşağı atarak intihar etti.

TÜİK verilerine göre Türkiye’deki adliyelerdeki dört tecavüz davasından biri çocuklarla ilgili. Şiddeti Önleme ve Rehabilitasyon Derneği’nin (İMDAT) hazırladığı ‘2016 Çocuk İstismarına Yönelik Rapor’a göre, Türkiye’de tecavüzcülerin tahminen yüzde 5’i ortaya çıkarken yüzde 95’i gizli kalıyor. Çocuk istismarı nedeniyle Adli Tıp Kurumu’na başvuranların sayısı da artıyor. Çocuk istismarına yönelik açılan toplam dava sayısı da rapora göre 40 bin 266.

Aynı şekilde eğitim sisteminde laikliğe aykırı değişiklikler yapılarak kız çocuklarının “kocaya itaat etmesi” gerektiği,” evliliklerin fıtratında” olduğu, yine çocukların “evliliğe kadar iffetini muhafaza etmesi” gerektiği gibi konular müfredata eklendi.

Evlilik çocukların eğitim-öğretim yıllarında öğrenmesi gereken bir konu mu?  Parası olmadığı için okula gidemeyip çalışmak zorunda kalan çocuklar, evlendirildiği için okuluna devam edemeyen kız çocukları esas sorunlar arasında görülmüyor mu?  

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'nün (OECD) verilerine göre; Türkiye, dünyada çocuklar için şartların en kötü olduğu ülkelerden biri durumunda. 2015-2016 döneminde okula devam edemeyen 143 bin kız çocuğu var. Toplamda 6-18 yaş arası 2 milyon 715 bin çocuk eğitim imkanına erişemiyor.

DİSK Genel-İş'in raporuna göre, ülkemizde çalışan çocuk sayısı 2 milyona yaklaştı, 2016 yılında 56 çocuk iş cinayetleri sonucu yaşamını yitirdi. 2016 yılında 15-17 yaş arası çocuk işçi sayısı 708 bin. Bu çocukların 558 bini kayıt dışı çalıştırılırken, 150 bini sigortalıdır. Yani çalışan her 10 çocuktan 8’i kayıt dışı.

Geçtiğimiz sene yayınlanan TBMM Boşanmaları Önleme Komisyon 6284sayılı Şiddetten Korunma Kanunu, Medeni Kanun ve İstanbul Sözleşmesi gibi uluslararası sözleşmeler dolayısıyla anayasa ile çelişen bir rapor yayınladı, kadınlardan ve Meclisteki tüm partilerden kabul görmediği halde fiilen tek tek uygulanmaya başlandı. Bu yıl Meclis açılır açılmaz Boşanmaları Önleme Komisyonu’nun “boşanma davalarında ve şiddet durumunda uzlaşma ve arabuluculuk yöntemi kullanılmasını, koruma veya tedbir sürelerini 15 günle sınırlandırılmasını ve kadınlardan şiddete dair ‘belge ve delil’ sunmaları” nı içeren Raporu Meclis gündemine taşındı. Şiddetin önlenmesi için somut adım atılmadığı gibi 6284 sayılı Koruma Kanunu ile kadınların kazandığı hakları, şiddet faillerine getirilen yaptırımları geri almaya çalışan raporlar yayınlandı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın çeşitli uygulamaları başladı. Boşanmalarda getirilmek istenen “arabuluculuk” sistemi için Adalet Bakanı Gül: “Mahkemelere gitmek yerine arabuluculuk kurumuna gidilerek aile mahremiyetini korumuş oluruz.” dedi. Şiddetin mahremiyeti olmaz. Aile içinde yaşanılan her şiddet, yargıya taşınmak zorundadır. Kadına yönelik şiddetin önlenmesine ilişkin İstanbul Sözleşmesinin 48. Maddesi, arabuluculuk ve uzlaştırmanın yasaklanmasına dair tedbir alınmasını söylüyor. Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nda “aile içi şiddet” iddiası içeren uyuşmazlıkların arabuluculuğa uygun olmadığı sonucuna varılarak, eşitlik ilkesine aykırı olduğu söyleniyor. Kadınların evlenememe değil, boşanamama sorununun olduğu gün gibi ortada dururken; kadınlar göz göre göre boşanmak istedikleri için öldürülürken, koruma altındayken öldürülürken; hala kadınları evlendirmek ve aileyi korumak üzerine politik hamleler yapılarak kadınlar resmen ölüme mahkum edilmeye çalışılıyor.

Bu rapora göre “Kadınların korunmaya ihtiyacı yok mu? Hayattaki tek problemleri evlenememek mi?” verilere bakalım:

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın verilerine göre, göre Türkiye’de şiddet gören kadınların çoğu korunmak için kimliklerinin tamamen değiştirilmesini istiyor. Uygulamanın ilk başladığı 2013 yılında 40 kadın ismini değiştirdi. İsmini değiştiren kadınların sayısı 2015’te 125 olurken, bu yıl 300’e ulaştı.

Ağustos 2016 itibarıyla, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı 101, yerel yönetimlere bağlı 32, sivil toplum örgütlerine bağlı 4, toplamda 137 kadın sığınma evi faaliyetlerine devam ediyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın verdiği bilgilere göre Haziran 2016 itibarıyla toplam 7 bin 368 kadın, 4 bin 866 çocuk sığınma evinden hizmet alıyor. Türkiye genelinde şu anda ‘sevgi evleri’ ve ‘çocuk evleri’nin sayısı yaklaşık 450’yi bulurken burada kalan çocukların sayısı ise 4 bine yaklaştı.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na günde en az 1, haftada en az 5 şiddet gören kadın başvuruyor. Platform devrede olunca etkili kovuşturma oluyor. Kamuoyu yaratarak ve bir kadın örgütü olarak kadının lehine sonuç almada etkili olabiliyor.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun veri raporuna göre; Mayıs- Ekim ayları arasında erkekler tarafından 206 kadın öldürüldü, 159 kadına cinsel şiddet uygulandı, 173 çocuk istismara uğradı. 2017 yılında kadın cinayetlerinde en yüksek rakamları görüyor, ekim ayında yıllardır hiç görmediğimiz biçimde tam 40 kadın öldürülüyor. Çocuklar evlendirilebiliyor, çocuk yaşta bebek sahibi olabiliyor, fuhuşa zorlanıyor, gelecekleri ellerinden alınan bu çocuklar intihara sürüklenebiliyorlar.  Kadınlar tecavüze uğradıktan sonra hamile kalabiliyor, doğum yapmak zorunda kalabiliyor, koruma altındayken kaçırılabiliyor defalarca cinsel şiddete uğrayabiliyor, evlerinde giydikleri kıyafetlerinden dolayı bile şiddete maruz kalabiliyorlar. Kadın cinayetlerinde sayısal artışın yanında işleniş biçimi de değişiyor, daha vahşi nitelikte cinayetlerle karşılaşıyoruz. Kadınlar işkence görüyor, çocuklarının gözleri önünde veya çocuklarıyla beraber öldürülüyor, şüpheli ölümler artıyor. Evine patlayıcı yerleştirmek, “levye” ile öldürmek gibi savaş yöntemleri ve barbar yöntemler kullanıyor. Kadın cinayetlerinde faili meçhul oranı artıyor. Bu aylar arasında toplam 206 kadın cinayeti gerçekleşmiş, yine bu aylar içerisinde öldürülen 70 kadının faili belli değil.  9 kadın koruması varken, 1 kadın şiddet gördüğü gerekçesiyle polise şikayette bulunduğu halde, 4 kadın boşanma davası sürerken öldürülmüştür. Mayıs- Ekim ayları arasında 16 kadın “şort giydiği, açık giyindiği, sigara içtiği” bahanesiyle saldırıya uğradı.  Kadınların yaşam tarzına yönelik saldırıların artması ülke genelinde büyük tepki topladı, kadınlar “kıyafetime karışma” dedi.

Toplumsal yaşamda kadın ve erkeğin bir arada yaşaması, kadın-erkek eşitliğinde önemli bir yere sahiptir. Ancak ülkemizde toplumu derin ayrıştırmalara götüren yanlış uygulamalar hızla hayata geçmeye başlamıştır.  Sivas’ da pembe taksi, Bursa’da metroda pembe vagon en son olarak da Malatya’da pembe trambüs uygulamasıyla kadınlar adım adım toplum dışına itilerek toplumsal yaşamdan soyutlanmaya çalışılmaktadır.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Davaları Analizi

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu 2017 yılı Mayıs –Ekim ayları arasında, 1 davaya müdahil olarak katılmakla birlikte toplam 52 dava, 96 duruşma takibi gerçekleştirmiştir.

Bunlar içinde 24 dava sonuçlanmıştır. Kadın katiline 14 davada indirim uygulanmamış, 9 davada ise indirim ya da serbest bırakma gibi cezasızlığa neden olan kararlar verilmiştir. 1 dava (şiddet gördüğü kocasını öldürmek zorunda kalan kadın) tahliye ile sonuçlanmıştır.

  • Kadın örgütlerinin duruşma takip etmesi ve davaya müdahil olarak katılması yargı sürecini kadınlar lehine etkiliyor, hukuki kazanımlar sağlıyor. CEDAW ve İstanbul Sözleşmesi’ne(Madde55/2) göre tüm davalarda kabul olması gereken katılım talebi sadece 1 davada kabul edilmiş ancak tüm davalarda İstanbul Sözleşmesi’ne atıfla dilekçe verilerek uluslar arası hukukun yargı sürecine girmesi sağlanmıştır. Kadınların adalet mücadelesiyle, cezasızlığa neden olan indirimlerin önlendiği birçok dava kararı da vardır.
  • Ayşegül Terzi’nin davası Türkiye’nin kadın hakları, hukuk, laiklik sınavıydı. Davada “İslam Hukukuna göre davrandım” diye savunma yapan sanık Abdullah Çakıroğlu’na indirim uygulanmaması Kıyafeti bahane edilerek saldırıya uğrayan kadınlar için emsal bir karar oldu. Yine şiddet gördüğü kocasını öldürmek zorunda kalan Sevinç Akkaya’nın tahliye edilmesi, Özgecan Aslan’ın davasında Yargıtay'ın 'nitelikli cinsel saldırı yoktur' diyerek verdiği kararın mahkeme tarafından bozulması emsal teşkil eden davalar arasında yer alıyor.  
  • Yargıtay Başsavcılığı, Ankara’da, evlenme teklifini reddeden Hatice Kaçmaz’ı öldüren Orhan Munis’in yargılandığı davada, yerel mahkemenin Kaçmaz’ı 15 yerinden bıçaklayarak öldüren Munis’in eyleminin “tasarlayarak öldürme” sayılmamasına yönelik kararın bozulmasını istedi. Katile ceza verirken, cinayetin “tutkulu sevgi” nedeniyle işlendiğini belirten mahkemenin kararının doğruyu yansıtmadığının anlatıldığı tebliğnamede, “cinayet düşünme, karar, planlama ve icra safhalarıyla işlenmiştir” denildi. Yargıtay, tebliğname doğrultusunda karar verirse, silah edinerek kadın cinayeti işleyenlerin, “Sevgi ya da kıskançlıktan dolayı, öfke patlaması ile cinayeti işlediği, tahrik olduğu” gibi gerekçelerin önünün kesilmesi için büyük bir adım atılmış olacak. Yargıtay, hemen her kadın cinayetinden sonra öldürülen kadını suçlu gösterecek biçimde kullanılan, son olarak okul önünde öldürülen Helin Palandöken için de tekrarlanan, yargılama sırasında ceza indirimine yol açan “söylemler” konusunda tarihi bir karar verecek.
  • İndirim uygulanan davalarda ise en sık tekrarlanan cezasızlık gerekçelerini yine “haksız tahrik” ve “iyi hal indirimi” oluşturmakta olup, suçunu itiraf edene indirim uygulanabilmektedir.
  • İndirim uygulamanın bir başka yolu, ceza artırımına gidilmesi gerekli hallerde (eziyet ederek öldürme, kötü muamele, sanıktan daha önce şikayetçi olunması, kadının koruma başvurusu olması, güç/imtiyaz ilişkisinin kötüye kullanılması vb) gerekli üst sınırdan cezanın verilmemesidir.  
  • Duruşmalarda rastlanan bu sonuçlar, Platformun TCK ve Ceza İnfaz Kanunu için önerdiği ve halen Meclis’te beklemekte olan - indirimler, ayrımcılık ve nefret suçları ve bu suçların infazıyla ilgili Madde Tekliflerinin geçerliliğini bir kez daha göstermiştir.

 

Davaların kapsamı:

Cinayet Davası, Şiddet ve halkı kin ve nefrete sürükleme, Cinsel saldırı, Çocuk istismarı, darp, şiddet, yaralama, öldürmeye teşebbüs, kendini savunamayacak kişiye cinsel saldırı, taciz, ölüme sebebiyet, silahlı yaralama, ileti ile tehdit ve hakaret davası,meşru müdafaa

1 davada,  koruma kararı olmasına rağmen kadınlar zarar görmüştür.

5 davada, kadınlar Boşanma/Ayrılık/ Reddetme  talepleri bahane edilerek zarar görmüştür.


Davaların Görüldüğü Adliyeler:

İzmir Adliyesi, Manisa adliyesi, Tekirdağ Adliyesi, İstanbul Adliyesi, Gaziantep Adliyesi, Muğla Adliyesi, Kocaeli Adliyesi, Bursa Adliyesi, Bayraklı Adliyesi, Karşıyaka Adliyesi, Balıkesir Adliyesi, Eskişehir Adliyesi, Ankara Adliyesi, Kırkağaç Adliyesi, Alaşehir Adliyesi, Küçükçekmece Adliyesi, Büyükçekmece Adliyesi, Burhaniye Adliyesi, Bolu Adliyesi, Kartal Adliyesi, Boğazlıyan Adliyesi, Alaşehir Adliyesi, Turgutlu Adliyesi, Adana Adliyesi, Burhaniye Adliyesi

 

İndirim uygulanmadan sonuçlanan davalar:

Ayşegül Terzi

07.07.2017/Kartal Adliyesi/Halkı Kin ve Nefrete Sürükleme Davası

İstanbul'da otobüste “şort giydiği” için saldırıya uğrayan Ayşegül Terzi’nin karar duruşması görüldü. “İslam Hukukuna göre davrandım” diye savunma yapan sanık Abdullah Çakıroğlu’na indirim uygulanmadı. Mahkeme Çakıroğlu'nu, "Basit yaralama" suçundan 8 ay, cebir ve tehdit kullanarak "inanç, düşünce veya kanaatlerinden kaynaklanan yaşam tarzına ilişkin tercihlerine müdahale" suçundan 2 yıl, "Hakaret" suçundan da 1 yıl 2 ay olmak üzere toplam 3 yıl 10 ay hapis cezası ile cezalandırdı.


Saruhanlı İ.Ö.O Öğrencileri

07.07.2017/ İzmir Bölge Mahkemesi 15.Ceza Dairesi/Çocuk istismarı davası

Manisa'nın Saruhanlı İlçesi Neval Yaralı İÖO öğretmeni Yakup Kılınç hakkında açılan 28 öğrenciye karşı cinsel istismar davası Manisa 1.Ağır Ceza Mahkemesinde 12 öğrenciye karşı cinsel istismar suçu sabit görüldüğünden toplam 87 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Bir üst mahkeme İzmir Bölge Mahkemesi 15.Ceza Dairesi’nde olarak görülen duruşmada; Yakup Kılınç'ın cezasının 15 öğrenciye karşı cinsel istismar suçu işlediği sabit görüldüğünden 192 yıla çıkarılmasına ve tutukluluğunun devamına karar verildi.


Özgecan Aslan

29.09.2017/Tarsus Adliyesi/Cinsel Saldırı

Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Özgecan Aslan davasıyla ilgili cezaevinde öldürülen Ahmet Suphi Altındöken, babası Necmettin Altındöken ve Fatih Gökçe hakkında, 'Adam öldürme' suçundan verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarını onarken sanık hakkında 'cinsel saldırı' suçundan verilen 24 yıl hapis cezasını ise delil yetersizliğinden bozmuştu.

Tarsus Adliyesi'nde bozulan davanın duruşmaları gerçekleşti. Yargıtay'ın 'nitelikli cinsel saldırı yoktur' diyerek verdiği karar mahkeme tarafından bozuldu.


Nazlı Ayan

18.05.2017 / Ankara Adliyesi 5. Ağır Ceza Mahkemesi/Cinayet Davası

Nazlı Ayan, "evlenme teklifini reddettiği" iş arkadaşı Hamit Tekin tarafından ateşli silahla öldürüldü. Davada sanığın avukatı Hamit Tekin’in Kızılay'a kan bağışında bulunduğunu ve bu nedenle insan hayatını önemsediğini söyleyerek indirim uygulanmasını istedi. Mahkeme verdiği cezada indirim uygulamadı. Kasten öldürme suçundan müebbet hapis cezası verildi.


Türkan Sarıkaya

18.05.2017/ Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesi/Cinayet Davası

Bünyamin Fikirdeşici, Türkan Sarıkaya’yı “birliktelik teklifini reddettiği” için kaçırıldı, darp edilerek ve iple boğularak öldürüldü. Sanığın ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılandığı mahkemede suçlamayı kabul etmedi: ‘Kazayla başını çarptı. Türkan'a ben hiçbir şekilde vurmadım, şiddet uygulamadım. İlişkimizde gayet mutluyduk"dedi.

Mahkeme heyeti beraatini isteyen Fikirdeşici'yi ömür boyu hapis cezasına çarptırdı, cezada herhangi bir indirim uygulamadı.


İzmir köy ilköğretim okulu

13.07.2017/İzmir Bayraklı Adliyesi 8.Ağır Ceza Mahkemesi/Çocuk istismarı davası

Menderes İlçesi'ne bağlı köy okulunda müdür olan Adil Şentürk yaşları 6-11 arasında 6 çocuğa yönelik ‘çocuğun cinsel istismarı suçu’ ile yargılandı. Savcı mütalaa vererek, sanığa çocuk istismarı suçundan toplam 235 yıla denk gelen ceza istemişti, indirim istememişti. Karar çıktı. Sanığa nitelikli çocuk istismarı suçundan 79 yıl, müstehcenlik suçundan 3 yıl 6 ay olmak üzere toplamda 82 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Her hangi bir ceza indirimi uygulanmadı.


Tuğçe Uludağ

14/07/2017 / Bursa Osmangazi Adliyesi 5. Ağı Ceza Mahkemesi / Cinayet davası

Bursa’da Tuğçe Uludağ ,”evlilik teklifini reddettiği” için tüfekle öldürüldü. Tuğçe’nin şikayeti savcılık tarafından koruma tedbirli uzaklaştırma kararı vardı. Karar duruşmasında sanık Aykut Ertunç, suçunu itiraf etti, hiçbir indirim uygulanmadan müebbet hapis cezası verildi.


Duygu Şen

17.07.2017İzmir Bayraklı Adliyesi 7.Ağır Ceza Mahkemesi/Cinayet davası

Akrabası İsmail Battal tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Duruşmada karar çıktı. Sanığa "Başka bir suçun işlenmesini kolaylaştırmak amacıyla kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis, gasp suçundan 12 yıl hapis cezası verildi. Herhangi bir ceza indirimi uygulanmadı.


Halime Totkanlı

20.06.2017/Küçükçekmece Adliyesi/ İleti ile Tehdit, Hakaret Davası

Atakent Mahalle Muhtarı ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu gönüllüsü Halime Totkanlı’nın, 'sesli, yazılı veya görüntülü bir ileti ile hakaret ve tehdit' suçlaması ile açılan kamu davasının son duruşması görüldü. Sanıklar Alaaddin Dayandı ve Birol Geyik 8.500 tl para cezası aldı.


D.C

10.08.2017/Manisa Adliyesi/Çocuk İstismarı Davası

Manisa Şehzadeler İlçesi Hasan Türek Anadolu Lisesi Edebiyat öğretmeni C.G'nin; öğrencisi D.C’yi 9.sınıftan itibaren 5 yıl boyunca istismar ettiği gerekçesiyle açılan davada karar çıktı. Sanık C.G. çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan 12 yıl 6 ay ,kişi hürriyetini kısıtlamaktan 3 yıl 1 ay, toplam 15 yıl 7 ay hapis cezasına çarptırıldı.


D.A ve 6 arkadaşı

14.09.2017/Manisa Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi/Çocuk İstismarı Davası

2003-2005 yılları arasında ilkokul 3.4. ve 5.sınıf öğretmenleri K.Ö. tarafından taciz edilmelerini 10 yıl sonra D.A. ve 6 arkadaşının şikayeti üzerine açılan davanın ilk duruşması 24 Kasım 2016 günü görülmüştü. 14 Eylül tarihinde görülen son duruşmada herhangi bir indirim uygulanmadan  87.5 yıl ceza verildi.


Sevgi terzi

28.09.2017/İzmir Bayraklı Adliyesi/Kadın Cinayeti

İzmir'de kocası tarafından kesici aletle öldürülen Sevgi Terzi davasında sanık Hüseyin Terzi'ye hiçbir indirim uygulanmadan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.


Hacer Çetindağ


11.10.2017/Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi/Kadın Cinayeti

Sanık Erdal Kaya hakkında Hacer Çetindağ'ı kasten öldürme suçundan haksız tahrik hükmü uygulanmaksızın müebbet hapis cezası verildi. Ayrıca konut dokunulmazlığını ihlalden 6 ay ve suçun gece vakti işlenmesi nedeniyle 1 yıl hapis cezası verildi. Sanık Selçuk Çetindağ'ın (eş) suça iştirak ettiğine dair ayrı bir dava açılmıştı ancak somut ve maddi delil olmadığı için şahıs hakkında beraat kararı verildi.


Esra Gövem


20.10.2017/ Esra Gövem /  Burhaniye 2. Ağır Ceza Mahkemesi / Kadın Cinayeti Davası

Balıkesir Edremit'te 24 yaşındaki Esra Gövem koruma altındayken boşandığı eşi Tolga Y. tarafından öldürüldü. Karar duruşmasında Tolga Y.'ye müebbet hapis verildi. İndirim uygulanmadı. Esra öldürülürken orada bulunan Serdar Y.'ye beraat verildi, bu karara itiraz edildi.


İndirim, serbest bırakma vb. ile sonuçlananlar:

Hatice Uzunoğlu

02.05.2017 /Hatice Uzunoğlu / Cinayet ve Tecavüz davası

82 yaşındaki Hatice Uzunoğlu’nun evine  giren katil, Uzunoğlu’nun eşyalarını gasp edip tecavüz ettikten sonra Uzunoğlu’nu öldürdü. Hatice Uzunoğlu davası sanığa cinayet, özel mülke zorla girmek ve basit cinsel istismar suçundan dolayı 36 yıl hapis cezası verilerek dava sonuçlanmış oldu. Sanığa “iyi hal indirimi” uygulanmamış olup yalnızca suçu işlediği tarihte 18 yaşını doldurmamış olmasından yaş indirimi uygulanmıştır.


S.Z

20.06.2017 Manisa 1.Ağır Ceza Mahkemesi /Çocuk istismarı davası

Manisa'nın Şehzadeler İlçesinde dede Fayık Zencir'in 5 yaşındaki torunu Semazen Zencir'e cinsel istismar uyguladığı iddiası ile tutuksuz yargılandığı davanın 3.duruşmasında karar çıktı. Sanık F.Z. 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı, adli kontrol şartı ve yurt dışı yasağı verilerek  tutuklanmasına gerek olmadığına karar verildi.


N.T

/Tekirdağ 1. Asliye Ceza Mahkemesi/ Tehdit

Sanık Fatih Öztürk’ün, N.T. ve ailesini rahatsız edip tehdit etmesi üzerine hakaret ve tehditten dava açıldı. Karar duruşmasında 6 aylık ceza sanık suçunu itiraf ettiği için indirim uygulanarak para cezasına dönüştürüldü. Karara itiraz edildi.  


K

17.05.2017 / Yozgat Boğazlıyan Adliyesi Ağır Ceza Mahkemesi / Cinsel Saldırı Davası

Yozgat'ın Çayıralan Köyü'nde yıllarca cinsel saldırıya maruz kalmış zihinsel engelli K.'nin davasında 9 sanığa alt sınırdan uzaklaşılarak toplamda 161 yıl ceza verildi. Düşük oranda iyi hal indirimi ile birlikte kendini savunamayacak kişiye cinsel saldırı suçundan alt sınırdan uzaklaşılarak ceza verildi.  


Hatun Sürücü

30.05.2017/İstanbul Anadolu Adliyesi 10. Ağır Ceza Mahkemesi / Cinayet davası

Hatun Sürücü, 7 Şubat 2005'te 23 yaşındayken Berlin’de en küçük kardeşi Ayhan tarafından sokak ortasında vurularak öldürülmüştü. Hatun Sürücü'nün erkek kardeşi Ayhan, mahkemedeki ifadesinde kız kardeşini "Batılı yaşam tarzını" kabul etmediğini ve "ailenin namusunu temizlemek istediği” bahanesiyle öldürdüğünü söylemişti. Sürücü'nün diğer iki erkek kardeşi ise 2007 yılında Almanya'da haklarındaki suçlamalardan beraat etmiş ve Türkiye'ye gitmişti. Beraat kararının Almanya'da bozulması üzerine kardeşleri iade etmeyen Türkiye'de yargı süreci yeniden başlamıştı. Almanya'nın başkenti Berlin'de 2005 yılında kız kardeşleri Hatun Sürücü'yü öldürmeye azmettirmekten yargılanan iki kardeşin davasından beraat kararı çıktı.


Müzeyyen Neşeli

07.06.2017/İzmir Karşıya Adliyesi 1.Ağır Ceza Mahkemesi/Cinayet davası

Müzeyyen Neşeli kocası Erbil Neşeli tarafından silahla öldürüldü.

Bir önceki duruşmada savcı mütalaa vermiş, haksız tahrik indirimi istemişti. Bu duruşmada karar çıktı. Sanığa haksız tahrik ve iyi hal indirimi uygulanarak 20 yıl hapis cezası verildi. Karara itiraz edildi.



Hatice Çelik

14.06.2017/İstanbul Adliyesi/Cinayet Davası

Hemşire Hatice Çelik’in, boşanmak istediği eşi Mehmet Çelik tarafından öldürülmesi davasında sona gelindi. Mehmet Çelik eşini kasten öldürmekten ‘ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası’ alırken mahkeme heyeti bütün indirimleri uyguladı ve cezayı 15 yıla düşürdü.


B.T

05.07.2017/Tekirdağ Adliyesi 1 . Ağır Ceza/ Cinsel Saldırı

Tekirdağ Adliyesi 1. Ağır Ceza'da görülen dava sonuçlandı.Cinsel saldırıya uğrayan B.T’nin giysilerinde delil oluşturacak bir vücut sıvısı tespit edilemediği ve ifadelerde çelişkiler olduğu gerekesiyle sanığa delil yetersizliğinden beraat verildi.


Fatma Sarıaslan

28.09.2017/ Kırkağaç Adliyesi/Darp Davası

Fatma Sarıaslan davasında karar verildi .Darp edilmesinden sonra bir gece evde ölü bulunan ve kayıtlara intihar olarak geçen davada; Fatma Sarıaslan’ın avukatları ve ailesinin ilk duruşmadan bugüne kullandığı ilaçların nasıl bir etkileşimle ölüme sebep olduğunun bir üniversite hastanesinden kapsamlı ayrıntılı raporunu talep etti. Mahkeme kabul etmedi. Sanık basit yaralamadan ceza aldı.Hükmün açıklanması geri bırakıldı. Aile bir üst mahkemeye itiraz edecek.


Tahliye ile sonuçlananlar:

Sevinç Akkaya

07.09.2017/Manisa Adliyesi/Meşru Müdafaa

Şiddet gördüğü kocasını öldürmek zorunda kalan Sevinç Akkaya dördüncü duruşmasında tahliye edildi.Manisa'nın Saruhanlı ilçesinde uzun süredir kendisine şiddet uygulayan kocası Mevlüt Akkaya'yı öldürdüğü için ağırlaştırılmış müebbet ile yargılanıyordu.