İlköğretimini Mehmet Akif İlköğretim Okulu'nda tamamladı. Sadece ilkokulu okudu ve yirmili yaşlarında evlenmeye karar verdi.
İlk Evliliğinde Bulamadığı Mutluluk
Dilber, Eskişehir'den Ahmet isimli biriyle evlendi ve Eskişehir'e taşındı. Anadolu Üniversitesi'nin karşısında küçücük bir evleri vardı. Önce oğlu İbrahim sonra kızı Emine dünyaya geldi. O, artık sadece kocası ve kendisini geçindirmeye bakmıyor, iki çocuğunun sırtını pek tutmaya çalışıyordu.
Kocası aynı kaygıyı taşımıyordu. Evin giderlerini karşılamadığı gibi eşi Dilber'i sürekli aldatıyordu. Dilber iki yıl boyunca evine çok seyrek uğrayan kocasını bekleyerek çocuklarını geçindirmeye çalıştı. Ev işlerine gitti, evde yaptığı yemeklerden para kazandı ve daha nicesi...
Bu koşullar altında evliliğini sürdürmek istemeyen Dilber Keskin Ahmet'ten boşandıktan sonra 2006 yılında bir süre kalmak üzere Konya'ya dönerek ailesinin yanına yerleşti. Ancak boşanan Dilber Keskin, Ahmet'in kendini aldatmasına ve çocuklarının sorumluluğunu sadece Dilber'in üzerine bırakıp gitmesine rağmen, boşanma davası sonucunda ne nafaka ne de tazminat alabildi. Dava sonucu oğlunun vekâletini de alamayan Keskin, ailesine yük olmak istemediği için bir fabrikada işçi olarak çalışmaya başladı.
Dilber'in Yüzü Hiç Gün Görmüyor...
Ardından ikinci evliliğini gerçekleştiren Keskin katili Mehmet Yılmaz ile birlikte bir ay bile geçiremedi ve sığınma evine yerleşmek zorunda kaldı. Evin kirasını bile Dilber'in ailesi öderken, birlikte yaşadıkları süre boyunca katil Dilber'in maaşına da el koyuyordu.
Uzun süredir çocuklarını göremeyen Dilber hasretlerine daha fazla dayanamayarak sığınmaevinden ayrıldı ve çocuklarının yanına, Eskişehir'e gitti. Tüm bu süre zarfının içinde Dilber kocasından tehdit almaya devam ediyordu.
Tehditler sürerken Dilber katil Mehmet Yılmaz'ın babasını bıçakladığını öprendi ve çocukları ondan ayrılmak istemese de Konya'ya geri döndü. Katil Mehmet Yılmaz tartıştıktan sonra adliyeye ve karakola giden Dilber'e, katil eşinin tehdit mesajlarını delil olarak emniyete sunmasının ardından, altı ay koruma verildi. Ayrıca katil tarafından bıçaklanan baba Fikret Keskin'e de üç ay koruma verilmişti.
Baba Fikret Keskin bıçakla yaralanmasının ardından başsavcıya çıkarak "Kızımı korumazsanız bu adam onu öldürecek" diye haykırdı ancak başsavcı onu "Bana işimi öğretme!" diyerek başından savdı.
Konya başsavcısının bu umarsızlığı Dilber'in canına mal oldu.
Kız kardeşini Kurtarmaya Gitti Kendi Canından Oldu
Katil Mehmet Yılmaz Dilber'in kız kardeşi Leyla'nın kocasının arkadaşıydı. Emniyet müdürlükleri, savcılıklar arasında sürüklenen Dilber bir gece kız kardeşinin kocasıyla tartıştığını öğrendi ve gecenin bir yarısı kız kardeşini bulmak umuduyla yeğeni ile birlikte yollara düştü.
Katil ile birlikte bu kadın cinayetini planlayan biri ise Dilber'in yerini Mehmet Yılmaz'a ihbar etti ve Dilber sokak ortasında 11 yerinden bıçaklanarak "Can kurtaran yok mu!" sözleri eşliğinde öldürüldü.
29 yaşındaki gencecik Dilber'in ölümünü gören tanıklar polise haber verdi. Katil ilk yakalandığında cezai indirimlerden yararlanmak isteyen tüm kadın katilleri gibi "Seve seve yaptım, eski kocasıyla birlikteydi" diyerek Dilber'i suçladı.
Dilber'in ve babası Fikret Keskin'in açtığı tehdit ve hakaret davası Dilber öldürüldükten sonra görülmeye başlanırken ceza davası da yeni açıldı.
Platform Aile İle Nasıl Buluştu?
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu koruma altında öldürülen kadın arkadaşımız Dilber Keskin'in ölümünü duyduğunda Konya'daki aileyle tanışabilmek için basın üzerinden bir tanıdığına ulaşmaya çalıştı. Basın aracılığıyla Dilber'in teyzesinin kızının numarasına ulaşan platform temsilcileri aileyle tanışmak üzere Konya'ya gitti.
Platform, Konya'da yeni yeni kurulurken bu kadın cinayeti davası çalışmalarının temelini oluşturdu.
Dilber hayatı boyunca dik durdu, kararlarından hiç vazgeçmedi ve bildiği iyi yoldan yürümeye çalıştı. Ekonomik sıkıntılarla yoğrulan Dilber çözümü evliliklerde aradı ancak bulamadı. Dilber Keskin'in yaşadığı sürece hissettiği, korktuğu anları kimse unutmasın, platform Dilber'in katiline ve katilini cesaretlendirenlere aynı korkuları yaşatıyor, ağır ceza vererek daha fazla da yaşatacak. Onun gülen yüzü bizlere bu mücadelede ışık olacak.