Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı’nın adının değiştirilmesi de bu politikalar kapsamında hayata geçirilirdi. Bakanlığın adı Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olarak değiytirilirken dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan konuyla ilgili olarak: “Biz muhafazakar demokrat bir partiyiz. Bizim için aile önemlidir” şeklinde açıklamalarda bulunmuştu.
Sadece devlet değil bu amaç doğrultusunda kurulan STK’lar da harekete geçti. Bu yönde çalışmalar yürüten Aile Akademisi Derneği onlardan biri. Dernek, yaptığı son açıklamada, toplumsal cinsiyet eşitliği politikalarının Türkiye’de aile yapısının çözülmesine neden olduğunu söyledi. Tüm cinsiyetlerin toplumda eşit olması gerektiğini öngören bu politikaların Türkiye’de ne denli eksik uygulandığı ortadayken Dernek, eşitlik politikalarını dünyada en iyi uyguladığı söylenen ülkelerde kadına şiddet sorununun da çözülmediğini belirtti. Bu yöndeki araştırmalar ise derneğin açıklamalarıyla örtüşmüyor. Örneğin 5.5 milyon nüfusu olan Finlandiya’da şiddet nedeniyle yılda 27 kadın ölüyor. Kadın dernekleri de Türkiye ile bu ülkeler arasında uçurum olduğunu dile getiriyor.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’ndan Gülsüm Kav, “Danimarka'da yayımlanmış bir haberde kadın cinayetlerinin korkunç boyutlara ulaştığı, yılda 20 kişinin bu tür cinayetlere kurban gittiği şeklinde bir ifade görmüştüm. Bizde sadece Temmuz ayında 35 kadın öldü” dedi. Avukat Hülya Gülbahar da günde ortalama beş kadının öldüğünü belirterek, “2002’den bu yana kadına karşı şiddet yüzde 1400 arttı” şeklinde konuştu.