Vatan gazetesinden Meltem Günay ve Milliyet gazetesinden Damla Yur, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'yla röportaj yaptı. Öldürülen kadın kardeşlerimizin anneleri, Anneler Günü'nü kutlayamazken, her gün öldürülmeye devam eden kadın kardeşlerimiz Türkiye'nin kadın cinayetleriyle sarsılan durumunu bu günde gözler önüne serdi.
Vatan gazetesinde yer alan haber şöyle :
Henüz iki aylık evliydi
İki aylık evliyken eşi, kayınpederi ve görümcesi tarafından dövülerek yaşamına son verilen Pınar Yolver’in annesi Şirinaz Demir anneler gününü evladı olmadan geçirmenin acısını şu sözlerle dile getirdi: “Ben kızımın hakkını istiyorum. Benim ciğerimi yaktılar, onlar da yansınlar. Ölünceye kadar şikayetçiyim. Ölsem, kefene sarsalar, deseler ki unut. unutmam.”
Baba Münir Demir de acısını dile getirdi
"Kızım bir keresinde kayınpederinden şikayetçi olduğunu söylemişti. Ben de kayınpederine sordum, kızım senden şikayetçi diye. O da : "O benim kızım, şaka yapıyorum ona.” dedi ve kızım da daha sonra şikayetçi olmayınca üstünde durmadım. Komşular kızımın sürekli “Baba vurma!” diye bağırdığını duymuşlar ama kimse şahitlik etmek istemiyor.” dedi.
Pınar Ünlüer evlilik teklifini reddettiği için öldürülmüştü
Beynindeki tümör nedeniyle ameliyat olan ve kızının ölümünden sonra kendini bir türlü toparlayamayan anne Ümmü Ünlüer’in acısı bugün daha da büyüdü. "Kızım son zamanlarda çok durgundu. Neyin var diye sorduğumda sana üzülüyorum derdi. Hiç anlatmadı bize o adamı. Benim ciğerimi yaktı, o da yansın. Hem eşiyle hem de kızının emaneti torunu Atalay’la ilgilenen dede Zeki Ünlüer çok öfkeli. Baba Ünlüer : "O katil bir kişiyi öldürdüğünü düşünüyor ama kızımla birlikte biz de öldük. Torunum annesinin ölümünden sonra çok hırçınlaştı. Geceleri anne diye ağlayarak yanıma geliyor."
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu İzmir Temsilcisi Sanem Deniz Kural Vatan gazetesine konuştu :
"Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu olarak öldürülen kadın kardeşlerimizin ailelerine hem hukuksal hem de psikolojik destek veriyoruz. Cinayetlerden sonra az ceza almak için failler hep aynı açıklamayı yapıyorlar. Bunu daha önceki olaylarda da yaşadık. Biz kadın cinayetlerine karşı mücadelemizi bu ailelerle birlikte veriyoruz. Bir bütün olmak zorundayız.Öldürülen kadın kardeşlerimizin aileleri, başka anne babalar yanmasın diye mücadele ediyorlar. Şu anda 30'dan fazla davaya müdahiliz ve buna da devam edeceğiz. Kadınlar korunmadığı için öldürülüyor, biz bunun hesabını soruyoruz."
Milliyet gaztesinde yer alan haber şöyle :
Hepsi kızlarını erkek şiddetinden yitirmiş gözü yaşlı anneler. Kızları öleceklerini bilirmiş gibi gitmeden çocuklarını onlara emanet ettiler. Onlar buruk bir Anneler Günü geçiriyor. İki yıldırkaybettiği kızının vasiyeti 4 torunuyla gözyaşları içinde anneler günü geçiren Suna Maviş şöyle sesleniyor: "Kadınların sesini duyun. Ne çocuklar annesiz kalsın, ne de anneler çocuklarının ölüsünü görsün."
Mezarlıkta beraber ağlıyoruz
8 çocuğun annesi, 30 torunun anneannesi Suna Maviş, 4 torununun artık annesi. Maviş, kızı Ferdane Çöl’ü (29) 2011'in Ekim ayında kaybetti. İlk eşinden şiddet gördüğü için ayrılan Çöl, ikinci eşinden de aynı sebeple boşanmak istedi ama ölümden kaçamadı. 14 bıçak darbesiyle eşi Sedat Çöl tarafından öldürüldü. Geçen hafta İzmir Türk Anneler Derneği tarafından yılın annesi ödülünü alan Maviş Milliyet’e Anneler Günü öncesi yaşadıklarını anlattı.
Anneleri öldükten sonra Ş.B. (14), C.B. (13) S.B. (8) adlı 3 torununun, kızının ilk eşi Şayip Bertel’e mahkeme kararıyla verildiğini söyleyen anneanne Maviş’in tek isteği toruna kavuşmak. Maviş ; "2 haftada bir torunlarımın yanına gidiyorum. Sırtlarını keseleyemiyorlar, onlara banyo yaptırıyorum. Sevdikleri yemekleri götürüyorum. Annelerinin mezarına gidiyor, sarılıp ağlıyoruz.” dedi.
Çöl’ün kendisini öldüren ikinci eşi Sedat Çöl’den olan 4. çocuğu, şimdi 2,5 yaşındaki A.Ç ise Karşıyaka Sosyal Hizmetler Yuvası’nda kalıyor. Mahkeme kararı ile A.Ç’nin velayeti anneanesine verildi. Kızını öldüren Sedat Çöl’ün ailesi tarafından hala tehdit edildiği gerekçesiyle koruma kararı alan Maviş, “Torunumun velayeti bende fakat koruma temin edilmediği için torunumu alamıyorum. 2 haftada bir de küçük torunumu görmek için yetiştirme yurduna gidiyorum. Torunum beni gördüğü anda, ‘Anne nerede?’ dediğinde dünyam yıkılıyor. Kızım ölmeden birkaç gün önce ‘Anne, bana bir şey olursa çocuklarım sana emanet’ demişti. Tek isteğim kızımın hatırası, vasiyeti olan torunlarımı koltuğumun altına almak.”
Bebeklerine ‘Mehtap’ diyor
Boşanma davası açtığı eşi Volkan Civelek tarafından 19 Ocak’ta öldürülen Mehtap Civelekİn (25) kızı B.C. (4) için açılan velayet davası henüz sonuçlanmadı. B.C. anneannesi Yeter Bülbül ve teyzesiyle yaşıyor. Teyzesine ‘Anne’ diyen B.C. annesinin ölümünden haberdar. B.C. tüm bebeklerinin adını Mehtap koyuyor. Torununun annesinin fotoğraflarını öptüğünü söyleyen anneanne Bülbül “Cinayetlerin artık önüne geçilsin. Bu katillere en ağır cezalar verilsin ki caydırıcı olsun. Kızım gitti, benim torunum annesiz kaldı ama başka çocuklar da annesiz kalmasın” dedi.
Torunum beni annesi sanıyor
Sakarya’da geçen kasım ayında eşi Süleyman Yayla’nın şiddetinden kaçıp annesinin evine sığınan Emine Yayla da kadın cinayetlerinin kurbanı oldu. Yayla 15 yaşında gelinlik giydi, 16 yaşında anne oldu, 17 yaşında ise öldürüldü. Yayla’nın kızı Y.Y. annesini gözleri önünde kaybettiğinde 1,5 yaşındaydı. Yayla’nın annesi Ülkü Yılmaz, gözyaşları içerisinde şunları söyledi: “Torunum beni annesi sanıyor. Annesinin resimlerine bakıp ‘abla’ diyor. Ben ona nasıl söyleyeceğim ‘Ben senin anneannenim, anneni baban öldürdü’ diye. Hiçbir anne evlat acısı yaşamasın.”