Sevda için adalet Yargıtay'a kaldı
3.3.2014
Van'ın Erciş İlçesi'nde evlendikten 28 gün sonra 7 Kasım 2011'de silahla öldürülen 21 yaşındaki Sevda Kaya'nın davasında savcılığın talebine rağmen sadece Sevda'nın eşine ceza verildi. Sevda'nın ailesi ve Avukatı ile yargı sürecini, adalet arayışlarını değerlendirdik. Aile tüm sorumlular hak ettiği cezayı alana kadar mücadeleye devam edecek.

Sevda Kaya'nın nikâhsız eşi Alim Yıldız, Kayınvalidesi Ayfer Yıldız, Kayınpederi Abdulcabbar Yıldız, Muhammed Yıldız ve Yüksel Yıldız hakkında adam öldürmek suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle dava açılmıştı. Tüm delillere rağmen çıkan karar aile tarafından tepki ile karşılandı. Aile davayı temyiz etmeye hazırlanırken, dava ile ilgili üç yıldır devam eden süreci aile ve avukat Müjde Tozbey Erden ile değerlendirdik.

 

Vefa Kaya, Sevda Kayanın abisi

Eğer erkek olsaydı, katillerine ağır ceza verilirdi

Ben hala adalete güvenmiyorum. Çünkü ortada bir cinayet var, ortada dört kişi var ve bunlardan sadece birine müebbet verildi. Ben hala adaletin yerine geldiğini düşünmüyorum. Üç sene oldu. Çalmadığımız kapı gitmediğimiz yer kalmadı. Üç sene sonra ortada delil filanda kalmadı. Yeterince delili var zaten dosya. Normalde batı da olsa bu dört kişinin cezaevinde kalması gerekirdi. Bir kişi müebbet aldı ama bu üç kişinin de ceza almasını istiyorum. Kadın erkek fark yok ki, adalet yerini bulmalı. Sadece kadına yönelik şiddet yönünden bakıyorlar ve kadın olduğu için adalet yerini bulmadığını düşünüyorum. Eğer erkek olsa idi ağır ceza alacaklardı. Ama kadın erkek eşittir. Savcı dört kişiye de ağırlaştırılmış ceza istedi ama mahkeme bu kararı bozdu. Her şey açık ortada, avukatımızda şaşırmış durumda. Burada bırakmayacağız, elimizden ne geliyorsa yapacağız. Üç senedir bunların yapmadığı kalmadı, kan parası teklif etiler, gitmedikleri yer yok. Bunun peşini bırakmayacağız. Van valisinin yanına gittim, milletvekillerinin yanına gittim. Ama herkes kapıyı suratıma kapattı bu basında olmasa idi olayın üstünü kapatacaklardı. Artık bıçak kemiğe dayandı. Nereye giderse gitsin abisi olarak ben bu olayın peşini bırakmayacağım. 

 

Av. Müjde Tozbey Erden

Soruşturma yapılmadı

Tarafınızca da bilindiği üzere depremin vurduğu Van'ın Erciş ilçesinde 20 yaşındaki Sevda Kaya, görücü usulüyle tanıştığı 27 yaşındaki Alim Yıldız'la imam nikâhı ile evlendikten 28 gün sonra imam nikâhlı eşinin evinde 07 Temmuz 2011 tarihinde ateşli bir silah ile vurulmuş, on gün sonra yani depremin ikinci haftasında da hayatını kaybetmiştir.

Sevda’nın öldürülmesi üzerine Erciş Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapıl(may)an soruşturmada ne Sevda'yı öldürmek için kullanılan silah, ne mermi çekirdeği, ne de vuran kişi bulun(a)mamıştır. Birkaç gün öncesine kadar Sevda'nın öldürülmesi ile ilgili dava halen sürdüğü gibi, aynı belirsizlik de devam etmekte idi. 23 Ocak'taki son celseye kadar...

 

Cinayet mahallini bile aramadılar

Sevda Kaya'nın öldürülmesine ilişkin taraflı/tarafsız veya ihmal ile yürütülen soruşturma sonucunda birçok delile ulaşılamamıştır. Örneğin; her cinayet soruşturmasında ilk yapılan şey, cinayet mahallinin aranması iken; Sevda'nın öldürülmesinden hemen sonra evin içinde veya bahçede arama yapılmamış, öldürülmesinde kullanılan silaha ve mermi çekirdeğine dahi ulaşılamamıştır.

Sevda'nın birlikte yaşadığı ve öldürme ihtimali olan imam nikâhlı eşi ve eşinin ailesinin iki hafta boyunca ifadeleri alınmamış, kalan aile fertlerinin de tanık olarak dahi beyanlarına başvurulmamıştır. Birkaç gün/hafta sonra sorgulanarak ifade ve beyanlar alınmıştır. Bu durum ilk gün panik halinde olan katillerin ve tanıkların toparlanması, birlikte hareket etmesi için zaman kazanılmasına sebep olmuştur.

Soruşturma sürecinde buna benzer birçok durumla karşılaşılmıştır. Sadece bu iki örnek dahi tek başına, bilerek veya bilmeyerek yürütülen eksik soruşturma sonucunda, delillerin karartılmasına (silahın ve merminin saklanması gibi…) ve katile ulaşımı engellemeye yol açmıştır. Diğer ihmalleri saymaya dahi gerek kalmadı sanırım.

 

Bir yıl boyunca dava bile açmadılar

Erciş Cumhuriyet Savcılığı tarafından katile ve silaha ulaşılamaması gerekçe gösterilerek bir yıl boyunca dava açıl(a)mamıştır. Ta ki Sevda Kaya'nın ailesi televizyonlara çıkıp, durumu kamuoyuyla paylaşana kadar…

Bu durum üzerine Savcılık tarafından bir yıldır açılmayan dava bir hafta içinde açıldı. Ancak soruşturma dosyasına göre aile içi infaz edilen Sevda Kaya'yı eşi, kayınpederi ve kaynanasının öldürdüğü -sadece el içi svap örneklerinden dahi- anlaşılmasına rağmen bırakın tutuklanmayı gözaltına dahi alınmadılar.

Hatta tarafımızca katillerin tutuklanmaları, olay yerinin incelenmesi, tutanakları tutan kolluk görevlilerinin ve tanıklarımızın dinlenmesi vb. tevzii tahkikat taleplerimizin hiçbiri mahkeme heyeti tarafından kabul edilmezken; tek kabul edilen karar söylemediğim sözler nedeniyle hakkımda suç duyurusunda bulunulması idi. 

 

Eş hariç herkes beraat etti

Bugün gelinen aşamada savcı tarafından her ne kadar aile içi infaz ile öldürüldüğü ve bu nedenle Sevda'nın eşi, kayınpederi ve kayınvalidesinin müebbet ceza alması istenmiş ise de; mahkeme sadece Sevda'nın eşi hakkında müebbet hapis cezası kararı vermiştir. Yani aile içi infazda -eş hariç- herkes beraat etmiştir. Bizde tabi ki karara itiraz ettik. Ve dava şuan Yargıtay da...

 

Örgütlü mücadele şart

Öncelikle örgütlü bir mücadele olmadığı sürece, bu tarz davalarda kadın için hiçbir şey yapılmayacağını gördük. Sevda’nın ailesi zoru başardı. Sevda'nın katillerinin yargılanmayacağını görür görmez, örgütlendiler, bizi de örgütlediler, mücadeleyi sürdürdüler. Kamuoyuna davayı mal ettiler. Kendi davalarının, vicdanı olan herkesin davası olduğunu hatırlattılar. Bugün eğer başarı elde edilmiş ise, bu başarı Sevda'nın ailesinin örgütlü mücadelesi ile gerçekleşti. 

 

AKP’nin kadınlara yönelik politikaları ortada

Öncelikle düzenin, sistemin veya iktidarın kadına nasıl baktığını anlatmak isterim. 

 

AKP 2. Cumhuriyetinin tüm kurumları ile birlikte kurarken toplumsal ayaklarını da özellikle kadınlar üzerinden kurmaya çalışmaktadır. Kadını, kadın kimliğini annelik üzerinden kurgulamakta, geleneksel ve dinci gericilikle uyumlulaştırmaktadır. Kadın daha ucuz iş gücü olmaktadır. Yâda ev kadını ise emeğinin hiçbir değeri yoktur. Evde uysal eş, fedakâr anne ve iffetli kadın, çalışma hayatında ise kolay işten çıkarılabilen, çocuk yapmayı düşünüyorsa işe alınmayan, ucuz iş gücü olarak görülmektedir.

Son çıkan 6284 sayılı kanun Ailenin Korunması ve Kadına karşı şiddetin önlenmesine dair kanun ile birlikte özellikle daha da fazla vurgulanan kadının zayıflığı ve korunmaya muhtaç olduğudur.

Ülkemizde ki uygulamalar ve çıkan Yargıtay kararları da kadının ev içinde yapmış olduğu işlerin her hangi bir ekonomik değerinin olmadığına dair kararlar verilmiştir. Bu kararlar dahi AKP nin toplumsal hayatta yaratmaya çalıştığı kadın tipolojisini göstermektedir. 

 

Örgütlü mücadelemizle değiştirebiliriz

Bu nedenlerle de iktidara, düzen içinde ki kadına yönelik bakış açısına karşı örgütlü bir şekilde mücadele edilmediği takdirde, yapılacak birkaç değişiklik ile kadının toplumda ki yerinin ya da kadına verilen değerin değişemeyeceğine inanıyorum.