Yetkililer görevini yapmadı
9.2.2013
14 yaşındaki Kader Demiroğlu, 56 yaşındaki Metin Abacı tarafından vurularak öldürülmüştü. 22 Mayıs 2012 günü platformumuz taziye ziyareti için ailenin yanındaydı.

23.05.2012 I Kader Demiroğlu’nun annesi Gülden Demiroğlu platform üyelerini gördüğünde İstanbul’dan kızlarım geldi diyor ve kızından hatıra kalanları hemen anlatmaya başlıyor.


“Öldürüldüğü gün Kader katile kendisini öldürmezse geleceğini söylemiş. Ancak katil Metin abacı onu para vererek kandırmış. Eğer bana bir kere şu adam peşimde deseydi yemin ederim kendi ellerimle vururdum onu. O adamı savcılığa, polise şikayet ederdim. 15 gündür Kader çok huzursuzdu, geceleri kendi odasından kalkıp bizim odanın kapısında yatıyordu. Nedenini anlamıyordum ama soruyordum. Benim içim yanıyor. Yıllarca baktım ben onlara, aç koymadım, açık koymadım. 5 kuruş paraya kandırdı benim yavrumu. Ben onun acısına nasıl katlanabilirim? Ben onun acısına nasıl dayanabilirim?” diyerek feryat etti ve ekledi: “ Ben şimdi kızımı kaybettim. Artık rüyalarıma giriyor, hayalini görüyorum. O bana çok düşkündü, yanımdan ayrılmaz, polis yada öğretmen olup bana bakacağını söylerdi. Benim canım yandı, kimsenin canı yanmasın. Önlemini alsınlar.”

 

Kader’in annesi hangi önlemden bahsediyor?
Kader Demiroğlu’nun okuduğu okul olan Fatih İlköğretim’in hemen bitişiğinde bir çay bahçesi bulunuyor. Çay bahçesine isteyen herkes rahatlıkla girip oturabiliyor, bununla birlikte okul ile çay bahçesi arasında duvar, kapı, güvenlik kamerası gibi her okulda olması gereken hiçbir önlem alınmamış. Çay bahçesinin kapısı daima açık olduğu için öğrenciler de bu kapıdan çıkabiliyor. Kader Demiroğlu da işte bu çay bahçesinin kapısının önünde katledildi. Okulun ana giriş kapısının sürekli açık olması da öğrencileri olası bir saldırının açık hedefi haline getiriyor.

 

Demiroğlu ailesinden edindiğimiz bilgiye göre Devrek’te bulunan 6 ilköğretim okulu var. Bu okullardan bir çoğu Fatih İlköğretimi gibi 700-800 kişilik kapasitesi olan okullar. Fatih İlköğretim Okulu dışındaki diğer ilkokullarda bir ilköğretimde olması gereken asgari güvenlik önlemleri bulunuyor. Örneğin Atatürk İlköğretim Okulu’nda arka kapılar her daim kilitli ve okul 24 saat güvenlik kamerasıyla izleniyor. Ayrıca ana giriş kapısında güvenlik görevlisi de bulunuyor. Okulun hemen yanında bir çay bahçesi var fakat çay bahçesi okul bahçesinden yüksek bir duvar ile ayrılmış durumda.

 

Kaymakam’ın hakkında soruşturma açılmalı
Kader Demiroğlu’nun ağabeyi Ercan Demiroğlu olay sonrası Kaymakan Hüseyin Öner’in yaptığı açıklamalar ile ilgili olarak “Bu açıklamaları aklım almıyor. Kaymakam demek hepimizin mülki amiri demek. Bizden sorumlu. Herhalde gazeteci uyduruyordur diye düşündüm. “Gazeteci İbrahim Tığ ile aralarında çıktığı iddia edilen kavgaya açıklık getiren Demiroğlu “Gazetelerde yalan dolan haber çıktığı için o gün onu orada görünce orada olmasını istemeyerek gitmesini söyledim“ diye açıklık getirerek olayın taze olması sebebiyle böyle bir talebi olduğunu belirtti. Cenazeden sonraki gün Kaymakamlığa gitmesine rağmen Kaymakam’ın kendisi ile görüşmek istemediğini öğrendikten sonra dilekçe yazdığını fakat dilekçeye gerek kalmadan kaymakamın kendisi ile görüştüğünü belirtti.

 

Kaymakam’a “Niye böyle bir açıklamada bulundunuz? Niye medyaya açıklama yaptınız?” diye sorduğunu ancak Kaymakam’ın “Aralarında bir gönül ilişkisi olduğunu düşündüm” diye açıklama yaptığını ardından “Aileden kime gelip bana gerçeği anlatmadı, bana gelseydiniz” diye devam ettiğini söyledi. Kaymakama “Ben annemi mi ayağa kaldıracağım, babamı mı, kardeşimi mi? Yoksa kendim mi ayakta duracağım? Benim mi sana ihtiyacım var yoksa senin mi bana ihtiyacın var?” “Savcılık, adli tıp araştırmaya devam ediyor. Olay hakkında bir bilgimiz yok deseydiniz.” diye cevap verdiğini belirtti. Kaymakam bu soruların hiçbirine tam bir yanıt vermedi.

 

Devrek Kaymakamı Hüseyin Öner nasıl açıklamalarda bulunmuştu?
Devrek Kaymakamı Hüseyin Öner 18 Mayıs Cuma günü yaptığı açıklamada şunları söylemişti: “"Zanlı, ilişkiye girdikten sonra kızın kendisinden para istemeye devam ettiğini söylüyor. Ayrıca, başka kişilerle arkadaşlık yapmaya başladığını, bunu kıskandığı için de öldürdüğünü ifade ediyor. Gönül ilişkisi ve kıskançlığa bağlı bir olay gibi görünüyor. Öğrencilerimiz bize emanet. Olay teneffüste gerçekleşiyor. Çocuk da 'Metin Amcam gelmiş onunla görüşeceğim' deyip okulun dışına çıkıyor. Çok spontane gelişen olay. Aileler tabi çocuklarının kimlerle dolaştığını gezdiğini takip etmesi gerekir. Sadece okula düşen bir vazife değil. Ailenin okul, idare ve kaymakamlık olarak bizlerle iş birliği yapması gerekiyor. Güvenliğin her anlamda sağlanabilmesi için ilk başa sorumlu olanlar ailelerdir. Eğitim konusunda elbette çocuklarımızın eğitimi konusunda okul ana mekan ama okuldan önce eğitimin başladığı alan aile. Bize yardımcı olmaları gerekiyor. Onların şüphe duyduğu durumları bizimle paylaşmaları gerekiyor".

 

Devlet cenazeyi kaldırmaya bile yardım etmiyor!
Ankara’da Adli Tıp’ta yapılan otopsi sonrası cenaze aracı bulmakta güçlük çektiklerini ifade eden Ercan Demiroğlu yetkililerin kendisinden cenaze arabası için 260 lira istediklerini ancak üstünde o kadar para olmadığı için “Cenazeyi Devrek’e kadar götürün orada parayı veririm” demesine rağmen arabanın benzininin olmadığı yanıtını aldığını belirtti. Devrek’ten araba getirerek cenazeyi almak zorunda kaldıklarını söyledi.

 

Baba Sedat Demiroğlu: “Oğlumu görmeye gittim, kızımın cenazesini aldım”
Kader Demiroğlu’nun babası Sedat Demiroğlu olay gününü şöyle anlatıyor; “Küçük oğlum Oktay Pazartesi günleri okuldan kaçtığı için okula kontrol etmeye gidiyordum. Okulun oradan geçerken polisleri gördüm. Tam o sırada ambulans gidiyordu. Müdür geldi yanıma ve güçlü olmamı isteyerek bana bir şey demek istediğini iletti. Oktay geldi aklıma. Müdür Kader vuruldu deyince başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Hiç bir şey diyemedim o an. Emniyet Müdürü geldi ismimi-soy ismimi sordu. Savcı geldi. Savcıya hastaneye gideceğimi söyledim. Polis arabasıyla beni hastaneye götürdüler”.

 

Buradan kardeşinin nasıl biri olduğunu anlatmak isteyen Ercan Demiroğlu söze giriyor; “Kader’in kalemini aldığında, çantasına dokunduğunda yada ders çalışırken televizyonun sesini açtığında kavga çıkartan bir insandı. Hocası teşekkür belgesi verdiği zaman niye takdir belgesi vermedin. Bu benim hakkım mıydı?diye tartışan bir insandı. Derslerinde hakkını istiyordu ve çalışkandı”.

 

Yine Kader’den büyük ablası Merve Demiroğlu ise kardeşini şöyle anlatıyor; “Kardeşim derslerine düşkündü. Herhalde biri tanıştırdı ki o adamla öyle tanışıklıkları oldu, yoksa sadece”.

 

Platformun Hukuk Sorumlusu Gökçesu Özgül’ün açıklamaları:
“Olayın münferit bir cinayet olup olmadığından emin değiliz. Biz sordukça, takip ettikçe sorunlar uzuyor, sorumlular artıyor. Aydınlatılması gereken pek çok nokta bulunuyor. Okul ile çay bahçesi arasında hiçbir engel olmaması güvenlikle ilgili çok büyük problemler olduğunu gösteriyor. Kesin bilgiye sahip olmadan tahmine dayalı bir şekilde açıklama yapan Kaymakam Hüseyin Öner aileyi ikinci kez mağdur etmiş. Platformumuz kaymakan hakkında suç duyurusunda bulunacak. Ayrıca güvensizlik ortamını yaratan yetkililerden hesap soracağız. Bu vakada da aileyle omuz omuza adaletin yerine gelmesini sağlayacağız.