3.7.2014
Kadın cinayetleri bugünlerde ardı ardına alınan haberlerle medyaya yansıyor. Geçtiğimiz gün Ankara'da ağzından vurularak öldürülen bir kadının ardından bugün de 3 kadın cinayeti haberi gündeme düştü. Bir yıl içerisinde 600 kadının öldürüldüğü verilerini kamuoyuyla paylaşan Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Ayhan Akcan kadın cinayetlerini ve Umut Vakfı tarafından açıklanan verileri Yarın Haber'e değerlendirdi.
Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Ayhan Akcan:
Kadının boşanma kararı vermesi cinayete kadar gidebiliyor
Öldürülen kadınların %80’i ya eşi, ya boşandığı eşi ya da sevgilisi tarafından öldürülüyor. Tabii bu şu anlama geliyor: Boşanmak isteyen buna karar veriyor ama boşanma süreci sancılı oluyor. Yani şiddete maruz kalma riski yüksek. Hatta hayatı riske giriyor. Burada kadının evi terketmesi, boşanma davası açması erkeğin kabullenmemesi ile cinayete kadar giden sonuçlar doğuruyor. Maalesef ataerkil olarak erkek kadını kendi malı gibi görüyor. Buna bağlı olarak kendisi boşanmayı kabul etmeyince bu iş cinayete kadar gidiyor.
“Öldürülen kadınların %60’ı silahla, %80’i de ya eşi ya da sevgilisi tarafından öldürüldü”
Aile içi şiddetin boşanma sürecinde çok ciddi olduğu ortaya çıkıyor. Ve bu cinayetlerde de genelde %60’a yakın silah kullanılıyor. Çünkü silah ulaşılabilir, her an el altında. Onun için aile içinde şiddet varsa, karakolluk olmuşlarsa, daha önce buna benzer bir olay yaşanmışsa bu silahlar uzaklaştırılmalı. Buna göre düzenlemeler yapılmalı. Bunlar yapılmadığı için 12 yıllık süreçte 7000’in üzerinde kadın öldürüldü. Ve bu kadınların %60’ı silahla, %80’i de ya eşi ya da sevgilisi tarafından öldürüldü. Torunu, oğlu, kayınpederi vs. tarafından öldürülenler de var. Onun için boşanma sürecine girmiş ve şiddete maruz kalan kadınları devlet, sadece polisiye ve tedbir alma şeklinde değil, psikolojik, sosyolojik yönünden de desteklemeli. Kadınlar koruma altına alıp, meslek sahibi yapıp, mümkünse kimlik değişikliklerine kadar da gitmeli.