Kadın hareketinin 5 temel talebi için yürüdüler
8.8.2014
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun çağrısıyla kadın cinayetlerini durdurmak için Beyoğlu Tünel Meydanı'ndan Galatasaray Meydanı'na büyük bir yürüyüş gerçekleştirildi. Başta Erdoğan olmak üzere AKP'nin kadın düşmanı politikalarına karşın bu toplumun kadın cinayetlerini mücadelesiyle durdurabileceğini ortaya koyan eyleme öldürülen kadınların yakınları, çok sayıda kurum, milletvekilleri ve sanatçılar katıldı. Binlerce kadının yaşam haklarını almak için yürüttükleri mücadelenin fotoğrafını ortaya koyan eylem, kadınların öldürülmediği bir Türkiye için umut ışığı oldu. Yıllardır kadınların öldürülmemesi için verileni mücadele sonucu ortaya çıkan kadın hareketinin 5 temel talebi, en yüksek biçimde haykırıldı.Gezi direnişinde AKP'nin halk düşmanı politikasına dur denilebildiği gibi AKP'nin kadın düşmanı politikalarına karşı kadın cinayetlerini bu toplumun mücadelesinin durdurabileceği gösterilmiş oldu. İşte "Kadınlar ölmesin kahkaha atsın", "Asla yalnız yürümeyeceksin", "Kadın cinayetlerini durduracağız" sloganlarının atıldığı eylemden görüntüler, konuşmalar ve bütün ayrıntılar...

 

Türkiye'de mücadelenin çınarlarından Sevim Belli, Cumartesi annelerinden Hanife Yıldız,  CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur, CHP İstanbul Milletvekili, Kadın ve Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanvekili  Binnaz Toprak, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu kadın cinayetlerini durdurmak için yürüyenler arasındaydı

 

..

İstanbul'dan Gülay Yaşar'ın kardeşi Erdem Yaşar, İstanbul'dan Muhterem Göçmen'in ablası Çiğdem Evcil, Muğla'dan Sedef Berberoğlu'nun annesi Gülender Kan, Eskişehir'den Yasemin Varıcı'nın kız kardeşi Sema Çuhadar ve ablası Hatice Söylemez, Manisa'dan Gülşah Kurban'ın annesi Nuray Kurban, İzmir'den Nuray Çelik'in annesi Bingül Çelik, Ankara'dan Gönül Dilekçi'nin annesi Sultan Dilekçi, Bilecik'ten Hülya Cabı'nın annesi Gül Cabı, İzmir'den Pınar Ünlüer'in babası Zeki Ünlüer, Konya'dan Dilber Keskin'in babası Fikret Keskin, Uşak'tan Hatice Palta'nın abisi Erdoğan Palta, Balıkesir'den Ayşe Topçu'nun kardeşi Feramis Boztepe, Uşak'tan Ayşe Bulut'un abisi Harun Bulut, Uşak'tan Hatice Karaca'nın babası Mehmet Yılmaz ve İstanbul'dan Mehtap Ay'ın babası Oğuz katıldı.

Akademisyenler ve sanatçılar da yürüyüşteydi

Prof. Dr. Nermin Abadan Unat,  Yazar ve Akademisyen Nora Şeni’nin yanısıra çok sayıda akademisyen de kadınların yaşam haklarını almak için gerçekleştirdikleri yürüyüşe katıldılar.

Oyuncu Berna Laçin, Sunucu Tuğhan Tekelioğlu, Yazar Buket Uzuner, Oyuncu Meltem Yılmazkaya ve Müzisyen Yasemin Göksu da kadın cinayetlerine karşı bugün Taksim’deydi.

Pek çok kurum eyleme katılım gösterdi

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun çağrısıyla gerçekleştirilen eyleme birçok kadın örgütü katılım gösterdi. CHP Kadın Kolları, DİSK Kadın Komisyonu, Emekçi Hareket Partili (EHP’li) Kadınlar, Gençlik Muhalefeti’nden Kadınlar, Halkın Türkiye Komünist Partisi(HTKP)’nden Kadınlar, Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA.DER), KESK’li Kadınlar, Odak Dergisi’nden Kadınlar, Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP)’nden Kadınlar, TMMOB Kadın Komisyonu, TTB’den Kadınlar katıldı.

 

 

AKP'nin kadın düşmanı politikalarına karşın Tünel'den Galatasaray Meydanı'na gerçekleştirilen yürüyüş, kadın cinayetlerini durdurmak adına bugüne kadar yürütülen mücadelenin ışığında adeta umut verdi.AKP'nin halk düşmanı politikalarına karşı Gezi direnişinde yürütülen mücadeleyle AKP nasıl geriletildiyse AKP'nin kadın düşmanı politikaları ve kadın cinayetlerinin de Gezi direnişi gibi bir mücadeleyle durdurulabileceği gösterildi.

 

 

 

 

Beyoğlu Tünel’de başlayan yürüyüşte İstiklal Caddesi “Kadın cinayetlerini durduracağız”, “Asla yalnız yürümeyeceksin” ve “Kadınlar ölmesin kahkaha atsın” sloganlarıyla inledi. Yürüyüşe İstiklal Caddesi'nde eylemi gören birçok insan katıldı. Binlerce kadının Galatasaray Meydanı’na varmasının ardından kadın cinayetlerini durdurmak için kadın hareketinin bugüne kadarki mücadelesiyle ortaya koyduğu 5 temel talep okundu. İşte o 5 temel talep:

1) Cumhurbaşkanı, Başbakan, Meclis’teki tüm parti liderlerinin kadına yönelik şiddeti kınaması. 

2) Koruma kanununun etkin uygulanması. 

3) Ceza Kanunu’nda caydırıcı ceza. 

4) Kadın bakanlığının kurulması.

5) Cinsiyet ve cinsel yönelim eşitliğini esas alan yeni anayasa. 

 

5 temel talebin dile getirilmesinin ardından öldürülen kadınların aileleri ve kurum temsilcileri, milletvekilleri konuşma yaptılar. İşte o konuşmalar:

 

 

 

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav

Burada o kadar moral bulduğumuz, o kadar değerli bir toplulukla buluştuk ki, toplumun o kadar farklı kesiminden o kadar farklı isim bir arada ki, saymakla bitiremiyorum. Milletvekilleri, Uşak’tan ailelerle, çınarımız Sevim Belli’yle, Konya’dan ailelerle, Ankara’dan ailelerimiz, sanatçı dostlarımız, bütün kuşaklar kadın cinayetlerini durdurmak için buluştu.

Bizi siz tanıyorsunuz. Bu meydanlarda, il il, adliye adliye davalarda, Meclis’te, Bakanlıklarda bir mücadele yürüyoruz ama bugünkü buluşmamız gerçekten bambaşka. Aramızda pek çok farklı kesimden dostumuz ve farklı kurumlar var. Bu birleşik güçle, aynen Gezi’de ağacımızı, parkı nasıl kurtardıysak kadınların hayatını da kurtarabiliriz. Ben buna hep inanıyordum ama bugünkü yürüyüşümüzden sonra tam olarak inandım.

Günlerdir ailelerimize kuvvetli bir yürüyüş verebilmek için uğraştık. Onların da içi rahat etsin. Ne onların kaybettiği evlatlarını ne onların adalet arayışını unutmayacağız. Bunu söylemek istedik ama ben yürüyüş sırasında şunu gördüm ki biz yürüdükçe bu tarafa gelen toplumumuz bu acı bitsin istiyor. Herkes yüz ifadesinde bizi alkışlayarak, gözleri dolu dolu ve arkamıza gelip katılarak önümüzden geçiyordu. İşte en büyük moral budur. Bu toplum kadın cinayetlerini durdurur.

 

 

Türkiye'de mücadelenin çınarlarından Sevim Belli:

Burada olmaktan gurur duyuyorum, iyi ki gelmişim. O kadar ölüme bu kalabalık yetmez. Kadın cinayetleri Türkiye’nin toplumsal bir meselesi, dünya ayağa kalkmalı. Her kadın öldüğü zaman anası da onunla birlikte ölüyor. Bütün kadınlara hakarettir bu. Ne hakkın var? Canı sen mi verdin sen alıyorsun? Olmaz öyle şey. Hiçbir kadın öldürülmeyi hak etmez. Kadınlar başını dik tutmalı. Kimseye bakmadan, kimsenin gücüne sığınmadan, bütün kadınlar bir olarak, güçlerinizi birleştirerek ve yaşama hakkınızın hak olduğuna inanarak... Birlikte mücadele edeceksiniz ve güzel yarınlara...

 

 

CHP İstanbul Milletvekili Binnaz Toprak:

Kadın cinayetleri de dahil olmak üzere kadın sorununu sadece kadınlar kendilerine dert ettiği sürece bu meseleyi çözemeyiz. Bu sorunu erkeklerle birlikte çözeceğiz. Kadın erkek komisyonu başkan yardımcısı olarak kadına karşı şiddet yasasının çıkmasında aktiftim. Bu yasa kadın örgütleriyle birlikte hazırlandı. O zaman Fatma Şahin, kadın örgütlerinin istediğini iyi kötü kabul etmişti. Ama Bakanlar Kurulu’na ve Başbakan’ın önüne gittiğinde kırpılıp kuşa dönmüş bir şekilde geri geldi.  Kadına karşı şiddet yasasının ismi ‘Aileyi koruma ve kadına karşı şiddet yasası’na dönüştü. Kadına karşı şiddetin kökeninde aile var.

 

 

 

CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur:

Aileleri dinledik. Sözün bittiği yerdeyiz. Bu cadde kaç yürüyüşe şahit. Onlarca kez yürüdük. Biz bağırdıkça onlar daha çok bağırıyorlar. Şimdi burada Meclis çalışmalarından söz edebilirdik, yaptığımız yasa çalışmalarından söz edebilirdik. Bir bakan çıkıp ‘Kahkaha iffetsizliktir’ dediğinde bunun ne anlamı var? Kanaat önderi dediğimiz insanlar bir kalemde, tırnaklarıyla kuyu kazar gibi yasa çıkarmaya çalışan kadınların bütün çabalarını, yok ediyorlar. Biz kahkaha isyanı yaparken Başbakan bir kadın gazeteciye edepsiz dedi. Ben son olarak Hükümet’e sesleniyorum: Susun, kadınlar öldürülüyor, susun!

 

 

EHP Genel Başkanı Sibel Uzun:

Kadın cinayetlerini durdurmayan, yasamıza dönüp bakmayan AKP’ye, Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle Başkanlık sistemini getirerek bu karanlığa kadınları da hazırlamaya çalışan AKP’ye, kadın cinayeti olduğunda tek bir açıklama yapmayan AKP’ye sandıkta da tavrımızı koyacağız. Seçimlerden sonra da tavrımızı koyacağız, lanetlemeyi sürdüreceğiz. Bugün çok önemli bir güç yarattık. Değerli kadın kardeşlerim, erkek kardeşlerim, ailelerimiz, milletvekillerimiz, hepimiz kadın cinayetleri devrini kapatmak durumundayız.

Türkiye’nin dört bir yanından dört bir düşüncesinden tıpkı Gezi’deki gibi kenetlenmiş biçimde bir tablo yarattık. Gezi direnişi nasıl bir AVM’yi durdurduysa bizler de kadın cinayetlerini durduracağız. Buradan dosta düşmana sesleniyoruz: Tüm inancımızla yüreğimizle daha fazla kenetlenelim. Bıkmayalım, usanmayalım. Tüm kadınları kurtarana kadar bu yürüyüşümüz sürsün. Nasıl ki zamanında kadınlar oy hakkını, seçme seçilme hakkını kazandıysa yaşam hakkımızı kazanalım, kadın cinayetlerini durduralım.

 

 

ÖDP’li Kadınlar adına Türkiye Kadın Koordinatörü Nevin Kaplan:

90’lı yıllardan beri kadın mücadelesini başlattık. Çeşitli alanlarda bu mücadeleyi sürdürüyoruz. 90 öncesinde, 12 Eylül öncesinde de eşit değildik. 90’lı yıllardan sonra da eşit değiliz. AKP’nin 11 yıllık iktidarı boyunca da asla eşit olmadık. Bakanların yaptığı açıklamalar, Başbakan’ın yaptığı açıklamalar her gün 5-6 kadını öldürüyor. Bizler biliyoruz ki bu cinayetler sıradan değildir. Bu cinayetler sistematiktir, bu cinayetler politiktir. O zaman biz kadınlar olarak da bu politik mücadeleyi AKP gericiliğine, AKP muhafazakarlığına karşı çok güçlü bir şekilde sürdürmek zorundayız.

Her gün 6 kadın öldürülüyor, kadınlar yoksullaştıkça yoksulluk kadınlaşıyor. Yoksulluk kadınlaştıkça da kadın cinayetleri devam ediyor. Bunun ekonomik boyutunu görmezden gelemeyiz. Bunun sistematik boyutunu görmezden gelemeyiz. Sadece kanunlara sıkıştırılmış haklarla bu problemi çözemeyiz. Acılı ailelerimiz her gün daha çok çoğalacak. Ama önce kadınlar özne olacak. Kadınlar özne olmazsa kadınlar kendilerinden kaynaklı sorunların bilincine varmazsa biz bu sorunu çözemeyiz. Erkek egemen bir sistemle yönetiliyoruz. Bu erkek egemen sistem bizleri eşitsiz kılıyor. Bizim etek boylarımıza karışıyorlar. Eğitimi kızlı erkekli ayrı olmaya neden olacak boyutlara neden oluyorlar. Kadınlar asla yalnız değildir. Önümüzdeki dönemde de bu kadın mücadelesine bize yönelik şiddete, yoksullaşmaya, gericiliğe karşı birleşik bir kadın muhalif hareketini örmek zorundayız. Bize yönelik şiddeti, bu cinayetleri ancak böyle durdurabiliriz.