Gezi'deki ağaçlar gibi kadınlar da yaşayacak
12.8.2014
Gezi'de nasıl ağaçlara dahi tahammül edemeyen AKP'ye karşı toplumun her kesimi bir araya gelip birleştiyse, kadın cinayetlerini durdurmak için de kadınların kahkahasına dahi tahammül edemeyenlere karşı birleşmeliyiz. Gezi parkı halen bir parksa, AVM yapımını halk nasıl durdurabildiyse, işte kadın cinayetlerine karşı bizim gücümüzü birleştirmemiz de kadın cinayetlerini durduracaktır. 8 Ağustos'ta İstiklali dolduran binler, pek çok farklı kesimin bir araya gelmesi bizim için önemli bir viraj olsun.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, 8 Ağustos’ta pek çok farklı ilden gelen öldürülen kadın kardeşlerimizin aileleriyle, çok farklı kesimlerden binlerce kadınla birlikte milletvekiliyle, sanatçısıyla İstiklal Caddesini doldurdu. Platformun yürüyüşü toplumun kadın cinayetlerini durdurmak istediğini dosta düşmana gösterdi. Kadınların yaşam hakkını kazanarak tek bir kadının dahi öldürülmediği günlere bu güçle ulaşırız.
Temmuz ayında 35 kadın kardeşimizi kaybettik. Yaşam dolu, umut dolu kendi hayatını kurmak için mücadele veren kadınlardı onlar. Toplumun vicdanı elbette bu kadınların öldürülmesini kabul etmez. Çünkü toplum kadın cinayetlerinden kimin sorumlu olduğunun farkında. Her ne kadar Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç çıkıp da “kadınlar kahkaha atamaz” dese de, öldürülen kadın kardeşlerimizin aileleri 8 Ağustos’ta “kadınların kahkahası solmasın diye buradayız” diyebildi.
Kadın cinayetlerine karşı mücadeleyi Gezi direnişiyle karşılaştırabiliriz. Gezi’de nasıl ağaçlara dahi tahammül edemeyen AKP’ye karşı toplumun her kesimi bir araya gelip birleştiyse, kadın cinayetlerini durdurmak için de kadınların kahkahasına dahi tahammül edemeyenlere karşı birleşmeliyiz. Gezi parkı halen bir parksa, AVM yapımını halk nasıl durdurabildiyse, işte kadın cinayetlerine karşı bizim gücümüzü birleştirmemiz de kadın cinayetlerini durduracaktır. 8 Ağustos’ta İstiklali dolduran binler, pek çok farklı kesimin bir araya gelmesi bizim için önemli bir viraj olsun. Bu yoldan hiç ayrılmayalım.
Türkiye’de mücadelenin çınarı Sevim Belli’nin dediğini yapalım: “Bütün kadınlar bir olarak, güçlerinizi birleştirerek ve yaşama hakkınızın hak olduğuna inanarak... Birlikte mücadele edeceksiniz ve güzel yarınlara...”
Bu konu önemli çünkü söz konusu olan kadınların hayatta kalması, en temel hak olan yaşam hakkımız. Kadın cinayetlerine karşı mücadelenin böyle bir ciddiyeti, ağırlığı var.
Bugün Türkiye’de kadın hareketi “kadın cinayetleri” konusunu şapkadan çıkarmamıştır. Kadın cinayetleri birdenbire popülerleşen bir konu da değildir. Maddesel temellere dayanan toplumun en kanayan yarası olduğu için kadın cinayetleri kadın hareketinin konusudur. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun kadın cinayetleri konusunu var edebilmesinin ve bu konuda mücadele etmek isteyenler için bir çatı oluşturabilmesinin nedeni de buradan geliyor. Kadın cinayetlerini durdurmak için toplumla bütünleşmeden, ailelerle omuz omuza yürümeden kadın cinayetlerini durdurmanın yolunu da bulamayız.
Platformun oluşturduğu 5 temel talebin dayanak noktası budur. “Bence şöyle olsun” gibi havadan talepler değil, senelerce il il, adliye adliye emek vererek, öldürülen kadınların ailelerinden dinleyerek oluşturulmuş talepler bunlar. Ağırlığı ve değeri, kaynağını toplumdan alıyor. Bu nedenle kadın hareketinin gücüne güvenelim, kadın cinayetlerini durdurabileceğimizden şaşmayalım. Hepbirlikte, birleşerek kadın hareketini büyütelim. Birlikte göreceğiz, Gezi’deki ağaçlar gibi kadın kardeşlerimiz de yaşam haklarına kavuşacak.