Kadın cinayetlerine karşı omuz omuza yürüdük
23.11.2014
Kadınlar bugün kadın cinayetlerini durdurmak için omuz omuza verdiler. Uluslararası Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Dayanışma gününde Taksim Tünel'de buluşarak Galatasaray Lisesi önüne yürüdüler.

15 Kasım’da yapılan Kadın Konferansı bileşenleri bir araya gelerek Uluslararası Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Dayanışma gününde “AKP’nin Karşısında, Kadın Cinayetlerini Durdurmak için Omuz Omuza” şiarıyla büyük bir yürüyüş gerçekleştirdi.

 

 

Eylemde en önde Ak-Saray görselinin altında kadın cinayetinde kaybedilen kadınların fotoğraflarının olduğu üstünde “bin odalı saltanat, kurtulurdu kaç hayat” yazan bir maket taşındı. Kadınlar gerçekleştirilen Kadın Konferansı’nda alınan kararlar doğrultusunda AKP’nin kadın düşmanlığının karşısında güçlü bir dayanışma sergilediklerini belirttiler.

 

Kadın Konferansı’nda, kadın cinayetlerini durdurmak için belirlenen 4 talep eylemde sık sık dile getirildi. Kadınlar kadın cinayetlerini durdurmak için: “6284 Sayılı Koruma Kanunu etkin uygulanmalı, kadınların korunmasındaki tüm bürokratik engeller kaldırılmalı, kadın katillerine indirimler uygulanmamalı, şiddet gören kadınlara mali destek sağlanmalı, kadınların korunması için bütçeden yeterli pay ayrılmalı ve İstanbul Sözleşmesinin uygulanması sağlanmalı” dedi.

 

Uluslararası Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Dayanışma gününde pek çok kurumdan kadının bir araya gelmesi, artan kadın cinayetleri ve AKP’nin kadın düşmanlığı karşısında kadınların taleplerini gerçekleştirmesi için önemli bir anlama sahip oldu. Kadınlar eylem boyunca kadınları korumayan devletin, polisin, görevini yerine getirmeyen Bakanların kadın cinayetlerinden sorumlu olduğunu belirtti.

 

Eylemin sonunda konuşmalar yapıldı:

Öldürülen Muhterem Göçmen’in ablası Çiğdem Evcil: “Bugün AKP’nin açıklamalarına karşı bütün kadınlar omuz omuzayız. Kızlarını kaybetmiş anneler, babalar, kendi ailem için buradayım. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı bunu görsün. Biz marjinal değiliz. Beni buraya getiren acım. Önce acılarımızı dindirsinler. Üç beş kadın diyeceklerine keşke gelselerdi kadınların ne yaşadıklarını görselerdi.”

 

 

Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’ndan CHP Kadın Kolları adına Milletvekili Binnaz Toprak: “Yıllardır kadın cinayetleri dursun diye yürüyoruz. Kadın cinayetleri artıyor. Son 7 yıl içinde kadın cinayetleri %1400 arttı. 2 yıl içinde ALO 183 hattından yardım isteyen kadınların sayısı Bakanlık verilerine göre 90binin üzerinde. Yine Bakanlık verisine göre 22bin kadının koruma altında olduğu söyleniyor. İntihar ve kaza süsü verilen çok sayıda kadın var. Bunlar konuşulmuyor çünkü büyük kısmı aile içinde cinsel şiddetle ilgili. Bu tür örgütlenmeler, yürüyüşler çok önemli. Çünkü bunun sonucunda nihayet siyasi partiler de kadınların sesini duydu. Önümüzdeki Salı günü Meclis’te Kadın cinayetlerini durdurmak üzere bir komisyon, araştırma komisyonu kurulacak. Bu bir başlangıçtır, mücadeleye devam etmek zorundayız. Hep birlikte mücadeleye devam.”

 

 

Devrimci İşçi Partili kadınlar adına Ece Erkan: “Birçok siyasi partiden kadınlar bir araya geldik. 15 Kasım’da bir Kadın Konferansı düzenledik. Kadın cinayetlerine çözüm yollarımızı tartıştık. 4 maddemiz var. Çözüm yolumuz açıktır. Bunların derhal hayata geçmesi gerekiyor. Daha da ötesinde şiddete uğrayan kadınlar için ev iş ekmek diyoruz. Sığınma evlerine daha fazla bütçe ayrılması, kadına bütçe ayrılması, kadının yaşam hakkının savunulması için bütçe ayrılmasını talep ediyoruz. Bunu derhal yapmayanlar, kadınlar hakkında atıp tutanlar, sözde koruma verenler ancak gerçekte ağızlarından her çıkan sözle kadın cinayetlerinin önünü açanlar taleplerimizi derhal uygulamazlarsa nasıl öldürülen kadınların ailelerinin gözlerinin içine bakabilirler? Bunların derhal uygulanmasını istiyoruz.”

 

 

 

Emekçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sibel Uzun: “Mücadelemiz büyüyor. Güçlerimizi birleştiriyoruz. Çok haklı ve kararlı bir mücadelenin peşindeyiz. Hep beraber ortak kararlar aldık. Bu çözüm önerileri sadece dövizlerde kalmayacak. Bu çözüm önerileri çok net ve çok açık ortada. Bunun sayesinde binlerce kadın kurtulabilir. Bütün toplumu bu çözüm önerilerinin arkasında yer almaya davet ediyoruz. Buradan AKP’ye de sesleniyoruz, Tayyip Erdoğan’a sesleniyoruz. Hani diyorlar ya durmak yok yola devam diye, biz kadınlar olarak diyoruz ki burada dur Tayyip Erdoğan. Bizim mücadelemizle duracaksın. Sen bizim alın terimizle ailene, hanedanlığına sular seller gibi paralar aktarırken bu toplumda ölüm su gibi akıyor. Bu nedenle biz AKP’yi de durdurmak için, kadın cinayetlerini de durdurmak için kararlı bir şekilde sonuna kadar mücadele edeceğiz. Hepimizin yolu açık olsun.”

 

 

 

Halkın Türkiye Komünist Partisi adına Yelda Koçak: “Öncelikle 25 Kasım’a değinmek istiyorum. 1960 yılında Dominik Cumhuriyeti’nde diktatörlüğe karşı mücadele yürüttükleri için katledilen Mirabel kardeşlerin anısına, 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Dayanışma günü olarak anılmaktadır. Diktatörlüğe karşı mücadele bugün bizim ülkemizde de sürmektedir. Yırca’da sürmektedir, Validebağ’da, Soma’da sürmektedir. Kobane’de kadınlar emperyalizme karşı diremektedir. Biz Mirabel kardeşlerin bugünkü mirasçısıyız ve bu mücadeleyi sürdürmekteyiz. 25 Kasım çok önemli çünkü her gün kadınlar öldürülmekte ve şiddete maruz kalmakta. Kadın cinayetleri önlenememektedir gibi bir bahane öne sürülmektedir. Hayır, kadın cinayetleri önlenebilir. Kadın cinayetlerinin esas sebeplerinden biri kadın erkek eşitsizliğinin derinleşmesidir. Kadın ekonomik ve sosyal açıdan zayıf düşürüldüğünde şiddete de maruz kalmaktadır. Buna karşı yasal düzenlemeler yapılmalıdır. İstanbul sözleşmesini burada bir kere daha hatırlatmak istiyorum. Birçok uluslararası metin bulunmakta. Bu metinlerin sonuncusu 10 tane Avrupa ülkesinde aynı anda Türkiye’de de yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesidir. İstanbul sözleşmesi devlet yetkililerine, kamu görevlilerine pozitif yükümlülük getirmektedir. Oysa bizim devlet yetkililerimiz ağızlarını her açtıklarında kadınlara hakaret etmektedirler. Öncelikle Bakanlar, Milletvekilleri, Kamu görevlileri kadını aşağılamayı kesmelidir. Biz bugün AKP’ye karşı omuz omuza mücadele eden kadınlar olarak bir kez daha haykırıyoruz. Biz kadın cinayetlerini durduracağız, AKP’yi devireceğiz.”

 

 

 

Kadın Muhtarları Derneği adına Fehamet Berk: “Biz kadın muhtarlar derneği olarak Türkiye’nin her yerinde kadın cinayetlerine karşı, çocuk hakları için protesto ediyoruz. Bu konuya önem ve değer veriyoruz.”

 

 

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav: “Biz çözüm yolunu daha önce de gösterdik. Çünkü kadın cinayetleri Türkiye’de kadınların en büyük, en somut acısıydı. Yani şarkıdaki gibi ta içimizden yanıyorduk biz. Ama yine şarkıdaki gibi bu defa başka. Bu defa çözüm yolunu pek çok kurumdan kadın bir araya gelerek, kafa kafaya vererek daha da gelişmiş bir şekilde bulduk. Bugün burada meydanlarda söylüyoruz, güçlerimiz büyüyor, omuz omuza veriyoruz ve bütün bir toplum seferber oluyor artık. Bu defa başka! Bundan sonra kadınlar bugüne kadar öldürüldüğü gibi rahat öldürülmeyecekler. AKP’nin kadına saldıran politikalarını artık durduracağız. Kadın cinayetlerini durdurmanın yolu buradan geçiyor. Çünkü kadınlara karakollara gittiklerinde “çok geliyorsun, A4 kağıtlarımızı bitiriyorsun diyordular ya işte o A4 kağıtlarıyla her bir parçası ayrı bir büyük konak olan Ak Saray’ı karşılaştırın. Toplumun gözleri önünde bütün bu gerçekler, çelişkiler çok açık. İşçiler ölürken, kadınlar her gün öldürülürken bu kaynaklar esas yönetmesi gereken üretenlerin değil toplumun çok küçük bir azınlığına, bir tane kişiye gidiyor. İşte o bir kişiden haklarımızı alacağız. Bu defa başka bir şey oluyor. Bu hakları almak için sadece Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu değil çok sayıda kurumdan kardeşimizle buluşuyor beraber omuz omuza mücadeleyi büyütüyoruz. Bu daha da büyüyecek. Çünkü bütün toplumda bunun seferberliği var. Kadın cinayetlerini 2014 Türkiye’sinde nasıl bir gerçeklik olduğunu bütün toplum fark ediyor ve adına Yeni Türkiye dedikleri bu Türkiye’yi toplum kabul etmiyor. Çünkü kadınlara köleci toplumdaki kadar eski bir şey vaad ediyor. Biz bunu elbette kabul etmiyor, reddediyoruz. Kuvvetlerimizi buluşturdukça, omuz omuza yürüdükçe dünyanın bütün kadınlarını arkamıza aldığımız biliyoruz. İnanıyorum ki kadını öldürme hakkından bahseden adamı yaratanları, kadınların hayatına kastedenleri yeneceğiz. Yolumuz açık olsun!”