Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu bir süredir kadınlara anne olma baskısı yapan AKP'ye karşı Galatasaray Meydanı'nda buluştu. Hükümetin anneliği kariyere hatta ileri giderek vatani bir göreve, askerliğe benzetmesi, Başbakan'ın genç kadınların çeyiz parası gündemi açması kadınların sloganları ve ellerinde taşıdıkları dövizlerle cevap buldu. Genç kadınlar "Çeyiz değil kitap parası" dövizleriyle hümete karşılık verirken, Platform'un anne olan üyeleri konuşmalar yaparak, anneliğin bir tercih olduğunu ve AKP'nin anneliği kullanarak kadınlara baskı yapmaması gerektiğini net bir dille ifade ettiler. Eylemde "Suçlular kurulu yazılı ozalit" ise kadın cinayetlerini engellemek yerine teşvik eden hükümet yetkililerini teşhir etti.
Öldürülen Muhterem Göçmen’in kız kardeşi Çiğdem Evcil, istediği için anne olduğunu, kariyer için olmadığını dile getirerek “Benim kardeşim öldürülürken sesleri çıkmıyordu. Şimdi kadınların anneliği her gün dillerinde” dedi. Evcil’in konuşmasının ardından Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’yla yıllarca kızıyla mücadele eden Gülay Karagöz, “Kadınlar isterse anne olur. Bizi kuluçka makinası gibi görmekten vazgeçsinler” dedi.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav, annelik hakkında AKP’liler laf düşmediğini söyleyerek, “Çıkardıkları bu yasa paketini de iyiymiş gibi sunuyorlar ama kadınların haklarını ellerinden alıyorlar” dedi.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu adına basın açıklamasını okuyan Fidan Ataselim “Bir ülke düşünün ki Cumhurbaşkanı 'Kadın erkek eşit değildir' diyor, Sağlık Bakanı 'Annelik tartışılmaz kariyerdir' diyor, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı 'Çocukları büyütünce de eğitime başlayabiliriz' diyor, Başbakanı 'Çeyiz parası vereceğiz, annelik askerliktir' diyor.
Kadınların şimdiye kadar güç bela, nice mücadeleler sonucu elde ettiği haklarını şimdi bir çırpıda geri çekmeye, kadını yok saymaya, eve kapatmaya ve hatta kadınların tercihleri adına konuşuyorlar. Teşvikleri açık ve ortada. Nüfus artmalı, çok asker olmalı, ucuz işgücü olmalı. Tüm bunlar için gözden çıkarılan kadınlar, yaşları kaç olursa olsun. Annelik, artık doğası gereği bir zorunluluk olmaktan çıkıp, üzerine düşünülen bir seçim haline geldi. Çocuk sahibi olmayı reddedenler hala azınlıkta olsa da konu akıl ile düşünülerek karar verilebilir bir hal almış durumda. Anne olmayı seçenler için kaç çocuk yapacağı, zamanlaması, doğum şekli planlanabiliyor. Ayrıca buna karar vermek baştan düşündüğü gibi iyi bir anneliği garanti etmiyor. Kadınlar sorumsuz olduğu için değil, günümüzde hem geçim koşulları zor, hem de bir çocuğun bakımı geçmişe oranla bambaşka bir boyut kazanmış, tabiri caizse bakım yoğunlaşmış olduğu için. Tüm bu çağımızın gerçekleri ışığında seçim yapmak da karar hakkı da kadınlara ait. Anneliği ve kariyeri karşılaştıranlara karşı çıkıyoruz” dedi.