Mitingde aileler ne dediler?
9.3.2013
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun mitinginde konuşan aileler öldürülen kızları, kardeşleri için adalet istediler.

Gülay Yaşar’ın babası Duran Yaşar:

Polisler görevini yapsın
Uzun süredır durmadan kadınlar katlediliyor. Bunun çözümü ağırlaştırılmış müebbet olmadığı sürece devam decektir yetkili makamlar bu işin üzerine gitmelidir. Polisler görevlerine daha çok dikkat etmelidir. Koruma talebinde bulunan hiçbir kadın geri çevrilmemeli. Biz kızımın davasında da tam bir neticeye varamadık. Katil intihar süsü vererek ortalarda dolaşıyor. Yasalar katillere iyi halden dolayı indirim uyguluyor. Katilin iyi hali olabilir mi? Bunlara engel olabilmek için en ağır cezalar verilmeli.
 
Emine Yayla’nın babası Hasan Yılmaz:
Paran varsa sesin çıkar
Ne kanun ne adalet Türkiye genelinde yok. Kadın cinayetlerinin önlenmesinde ağırlaştırımış müebbetden başka çözüm yok. Ne polis ne savcı ne hakim görevini yerine getirmiyor. Paran varsa heryerde sesin çıkıyor paran yoksa hiç bir yerde sesin çıkamaz. Katiller bizden daha fazla maddi destek alıyor devletten. Dün biz mahkemedeydik mahkemede hep bizi suçladılar. Şuan davamız iyi gidiyor. Gökçesu Özgül’de davadaydı.
 
Dilber Keskin’in babası Fikret Keskin:
Ağır cezalar verilsin
Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istiyoruz. Bizim ciğerimiz yandı başkalarının canı yanmasın. Kızım çalışıyordu o çalışmıyordu. Kızımı dövermiş elinden parasını alırmış. Beni bıçakladı kızımı 1 ay boyunca tehdit etti. 6 ay koruması varken kızım öldürüldü. Ben ağır cezalar istiyorum bu katillere.
 
Esin Güneş’in annesi Fahriye Işık:
Başbakan kendini bizim yerimize koysun
İki buçuk senedir ben mahkeme kapılarındayım. 11 duruşmadır ben kızımın katili ile yüzyüze geliyorum o katil hakim karşısında benim kızımın ölüm anını anlatıyor. Ben anneyim benim içim yanıyor. Sayın başbakanın da çocukları var bir an kendini bizim yerimize koysun. Ben başbakandan bunu istiyorum kızımın katili ömür boyu hapislerde çürüsün. Tutuklandı iki buçuk yıl sonra adalet yerini bulacak ben adalete inanıyorum.
 
Ferdane Çöl’ün annesi Suna Maviş
3 çocuk sokaklarda kalıyor
Azmettirip kızımı öldürtenlerin ağır ceza almasını istiyorum. Burdan başbakana seslenmek istiyorum başbakan bizim halimizi görmüyor mu? Cumhurbaşkanı bizim halimizi görmüyor mu? Bukadar anne elinde çocuklarının resmiyle burada göz yaşı döküyor adalet bakanı görmüyor mu? Hergün bir kadın ölüyor hergün biz gözyaşı döküyoruz. 3 çocuk 4 çocuk istiyor o çocuklar sokaklarda kaldı bunları görmüyor mu başbakan?
 
Mehtap Bülbül’ün annesi Yeter Bülbül
Adalet istiyoruz
Başbakandan adalet istiyorum. Bütün vekillerden adalet istiyorum. Bunlara indirim verilmesin, ağır cezalar verilsin. Başbakan hergün biryerden birşeyler söylüyorsun bizler görmüyor musun? Kızlarımızın katıllerine indirim verilmesin.
 
Koruma altındaki Nimet Üzüm
Sesimi duysunlar
Burda ölenler için birlikteyiz ama ben ölmeden geldim. 3 senedir uğraşıyorum boşandığım eşim beni rahatsız ediyor. Polislerin önünde kafanıda keserim diyor. Hiç kimse sesimi duymadı. Ancak dün gazeteye çıkana kadar. İnşallah ölmeden çıkarım bu işin içinden.
 
Gönül Dilekçi’nin annesi Sultan Dilekçi
Polisin arkasında devlet var
Evleneli 2 ay olmadan kızımı tehdit etmeye başladı. Kızım çıktı benim evime geldi. Benim kızım korkudan evden çıkmadı. Ben polise gittim dilekçemi verdim. Kızım öldürülürse sizden bilirim dedim. Birbuçuk ay sonra kızımı bıçaklayarak öldürdü. Bana telefon açtı kızını öldürdüm diye gelin alın. Polis benim arkamda devlet var dedi kızımı korumayan polisler.
 
Sevda Sonay’ın halası Asiye Sonay
Uyumayın artık
Başbakana soruyorum Cumhurbaşkanına sesleniyorum uyumayın 100 kere söyledik uyumayın diye. Siz korumalarla geziyorsuz oğullarınız çocuklarınız korumalarla geziyor. Niye bize yok. Siz başkalarını düşünmüyormusunuz. Duyun sesimizi size sesleniyoruz.   
 
Züleyha Özel’in kardeşi Zübeyde Elikçi:
Başbakana sesleniyorum
30 Ekim 2009 yılında kız kardeşim evden fatura ödemek için çıktı ve bir daha eve dönmedi. Tam 14 gün boyunda bütün Türkiye’ye Züleyha’nın resimlerini gösterdik, aradık, malesef 14. gün cesedi bulundu. İlginç olan ise biz yetkililerden kardeşimin cesedinin yerinin bulunmasını istediğimizde, güvenlik görevlileri bize “Belki de bir başkasıyla kaçmışır” dedi. Boşanma aşamasına son bir ay kala bu tesadüf değil. Yine güvenlik görevlilerinden şunu istedik, benim kardeşim 14 gün boyunca çürümeye yüz tuttu. Son bir kez tabutta yüzünü bile göremedik kardeşimin. Başbakana sesleniyorum, yetkililere sesleniyorum, kız kardeşim kaybolduğunda o 14 gün boyunca üzerlerine düşeni yapsalardı en azından kız kardeşimi çürümeden görebilirdim.
 
Gülşah Sercan’ın annesi Bağdagül Sercan:
Başbakan katilden yana
Gülşah 24 yaşındaydı. Çocuğunu hasteneye götürdü ateşi vardı diye. Katil ona 17 bıçak vurarak öldürdü. Bunu yalnız yapmadı. Katilin ailesi de işin içinde var. Bunu planlayarak yaptılar. Şimdi çocuğu da göstermiyorlar. Annem niye gelmiyor diye soruyor. Bu çocuk bende büyüdü, şimdi bana göstermiyorlar. Kanun öldürenden yana. Biz öldük diye mi suçluyuz. Benim kızımın suçu neydi? Boşanmak mıdır suçu? Kızım 7, 8 sene evli kaldı. Katil kızıma gün yüzü göstermedi. Başbakan öldürenden yana.
 
Pınar Ünlüer’in babası Zeki Ünlüer
Hiç olmazsa bir baş sağlığı dile
Bütün bu ölenler bizim anamız, bacımız ya da kızlarımız. Pınar ise benim kızım. Benim kızımı hiç tanımadığım birisi öldürdü. Hayatımda daha görmedim, belki mahkemede göreceğim. İzmir Torbalı’da oturuyorum. Araba kiralayıp, kızım çocuğunu okula götürürken pompalı tüfekle öldürdü kızımı. Bir tane torunum var 6 yaşında. O her akşam soruyor, “Dede annem nerede?” diye. Ben şimdi Sayın Başbakan’a sesleniyorum. Sayın Başbakan geçen gün dedi ki, “Karakola gidiyolar, arka kapıdan çıkıyorlar” diye. Tabi çıkarlar. Sen iyi hal diye cezalarını indirirsen olur tabi. Bu can almış, insan öldürmüş bunun nasıl iyi hali olur, nasıl ceza indirimi olur? Sayın Cumhurbaşkanımıza sesleniyorum, hiç olmazsa baş sağlığı dile. Hiç birşey yapmıyorsan bile bir baş sağlığı dile de millet duysun.  
 
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav
8 Mart’ı ailelere ithaf ediyoruz
Ben asıl size Sayın diyorum, sayın aileler. Sayın kadın kardeşlerim. Kadın cinayetlerini durdurmak için burada bulunan kardeşlerim merhaba. Gazeteciler, akademisyenler soruyor, “Kadın cinayetleri durdurulabilir mi?” diye. Durdurulabilir tabi ki. Doğal afetlerde ölümler bile durdurulabilirken, afetler bile doğan değilken, daha az ölüm mümkünken kadın cinayetleri de durdurulabilir.
Biz 3 yıl önce toplumun her kesiminin ortak olarak kabul ettiği Ayşe Paşalı ablamızı kaybetme şeklimiz, onun ölümüne mal olarak bize çok şey öğretti. O koruma kanunu Ayşe Paşalı’yı, eski kocasını tehlikeli görmeyip korumuyordu. Ceza kanunu kadın öldüren erkeğe sürekli indirimler veriyorudu. Bu iki durum da örnek bir olaydı ve onun hayatına mal oldu. O yüzden onun hayatıyla bedel ödediği bu koruma kanunu için il il, adliye adliye mücadele edeceğiz.
Kadınların böyle öldürüldüğü bir Türkiye’de, yani çok makul ve sağlıklı talepleri nedeniyle, çalışmak istemek, mutlu değilse ayrılmak istemek, yani eğitim almak istemek, belki istediği gibi giyinmek istemek yani erkeğin her dediğini yapmak istememek nedeniyle hayat kaybettiği bir ülkede yaşıyoruz. Bu erkekler arası gizli anlaşmayı bozmak istiyoruz. Bu erkek egemenliğini gerileteceğiz. Hiç bir erkeğin kadın cinayeti işlemeyi aklından geçiremediği bir Türkiye olana kadar biz 8 Martları kutlayamıyoruz, özür dileriz! Zaten devlet de kutlayamadı.
Biz 8 Martların şenlikli havalarda kutlanamadığı bir dönemdeyiz. Türkiye’de bu kadar kadın sırf kendi hayatına karar vermek için hayatını kaybederken 8 Mart ancak onlara ithaf olmalıdır. Seneye 8 Mart’a kadar kadınların öldürülmesini durdurmak için her türlü boyutuyla uğraşacağız. Bu sorun siyasidir. Cumhurbaşkanı elbette açıklama yapmalıdır. Başbakan’ın konuşması olumludur ancak devam etmeli ve takip etmelidir. Ayrıca mecliste grubu olan tüm partiler de açıklama yapmalıdır.
Bütün o meclisteki vekillere sesleniyorum. Kadınların ölümlerini önleyecek, burada kaç tane ailenin dile getirdiği, adalet talebinin o meclisten çıkması gerekiyor. Bütün kadın ve erkek vekiller hemen 8 Mart sonrasında götüreceğimiz, TCK’ya ek madde önerimizi sahiplenmelidir. Eğer 8 Mart’ta böyle konuşmalar yapıyorlarsa, eğer kadınlara önem veriyorlarsa bu ceza kanuna yönelik önerimizi de kabul edecekler.
 
Emekçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sibel Uzun:
Siz durdurmazsanız, biz durduracağız
Başınız sağ olsun demiyorum. Onlar bizim kadın kardeşlerimizdi. Hepimizin başı sağ olsun, tüm kadınların başı sağ olsun. Siz Türkiye toplumunun bütün kadınlarını temsil ediyorsunuz. Siz bu memleketin aileleri, çalışan kadınları, işsiz kadınları, koruma isteyen kadınlarısınız. Buradan tüm emniyet yetkililerine sesleniyorum, tüm toplumun erkeklerine sesleniyorum. Kadınları suçlamak kolay, buyrun madem o emniyetin başına geçtiniz, kadınları hep birlikte koruyalım. Başbakan’a da sesleniyorum burdan. Bu kadınlar çalışmaya, korunmak istemeye, eğitim görmek istemeye, boşanmak istemeye devam edecek. Bu kadınlar evlatlarını yetiştirmek isteyecek, yaşam hakkından vazgeçmeyecek. Bizler yaşam hakkımızdan vazgeçmeyeceğiz. Bunu için, tüm kaybettiğimiz kadınlar için, yaşam hakkımızı almaya devam edeceğiz. Başbakan istediği kadar ideolojik desin. Biz bu savaşı vermeye devam edeceğiz. Ey Başbakan otur madem bilmiyorsun, biz sana anlatalım. Koskoca bakanlıkların başındasın. Maden yetişemiyorsun, İçişleri Bakanlığın var, Adalet Bakanlığın var, jandarman var, Aile Bakanlığın var. Fatma Şahin her yerlere çıkıyor, bilmiyorlarsa biz anlatalım.
Cumhurbaşkanı madem aldın bu görevi bir kere de aileler için bir laf etmiş ol. O kadar ülkelerle görüşüyorsun, o kadar ülkeleri ağırlıyorsun. Platformu ve aileleri bir kere de masaya çağır, sana platformumuz anlatır.
Bu anaların bir tane gözyaşına ömrünü verecek çok kararlı gençleri var bu memleketin. Kadın cinayetlerini durdurana kadar, işsizlik sorunlarını çözene kadar, tüm emekçi kadınların sorunlarını çözene kadar, yaşam hakkını alana kadar, bu kararlı gençleriyle, aileleriyle kadınlarıyla sonuna kadar savaşacağız. Uyarıyorum, siz durdurmazsanız biz durduracağız. Kadın cinayetlerini durduracağız. İşte aileler burada.     
 
CHP İstanbul Milletekili Binnaz Toprak
Kadın cinayetleri için seferberlik
Kadına karşı şiddet dünyanın her yerinde var ama Türkiyedeki kadar değil. Bugün ortalama 5 kadın öldürülüyor. Daha önce görülmemeiş biçimde şiddet içeren vahşet içeren cinayetlere tanık oluyoruz. Hem kolluk kuvvetleri hem mahkemeler bu tür durumlarda indirim uygulayacak bahaneler bulup kadın katillerine ceza vermiyorlar. Geçen yıl koruma yasası geçti meclisten epeyce önlem var ama uygulanamıyor. Tüm bunlar için topyükün bir seferberlik gerekir. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun çok önemli bir Platform olduğunu düşünüyorum.
 
Figen A.
Hükümet kadın cinayetlerini önemsemiyor
Beyaz ekmeğin bile yasaklandığı bir ülkede, kadın cinayetleriyle ilgili tek bir tatmin edici bir cümlenin kurulmaması olayın üzerine hala düşülmediğini ve önemsenmediğini gösteriyor. Bence bir daha ki 8 Mart’a kadar yapılabilecek en iyi şey, bu çabalarımızın boşa gitmemesi için, Başbakan’ın düzgün bir açıklama yapması, Cumhurbaşkanı’nın köşkünden çıkıp artık olaylara el atması gerekiyor.
 
Şükran Demircan
Görevlerini bıraksınlar
Daha önce ben de kocamdan şiddet gördüm. Ancak devlet bana “Bu senin eşindir, öldürse de eşinin kahrını çekeceksin” dedi. Bana devletten neredeyse kimse sahip çıkmadı. Ancak ben eşim yüzünden dişlerimi kaybettim, insanlara karşı güvenimi kaybettim. Kendime olan güvenimi kaybettim, ailemi kaybettim. Ama çok şükür ki bu şiddete rağmen iki tane çocuk büyüttüm. Başbakan katilleri salıyorsa, Fatma Şahin biz kadınları korumuyorsa o görevleri yapmasınlar.