Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşmasında sanık Hakan Başar (36), sanık avukatı, müşteki avukatları, Aktürk’ün ailesi ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyeleri hazır bulundu. Hakan Başar, “tasarlayarak adam öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanıyor. İlk kez hakim karşısına çıkan Hakan Başar’a, Mahkeme Başkanı Ahmet Ömeroğlu, Gülşah Aktürk’ü neden öldürdüğünü sordu. Sanığın cevabı “Gülşah gelmeden savunma vermem. Siz beni tanımadan yargılıyorsunuz. Ben de pankreas taşıyorum. Siz bende pankreas olduğunu biliyor musunuz?” şeklindeki cevabına Mahkeme Başkanı’nda da tepki geldi. Mahkeme Başkanı’nın tepkisi ise “Poliste her şeyi anlatmışsın, burada deli numarası yapma” şeklinde oldu. Sanık Hakan Başar’ın bilgisayarında yapılan araştırmaya göre, Gülşah Aktürk’ü öldürmeden önce “kadın cinayetleri” gibi konuları araştırdığı da belirlendi.
Cezai ehliyeti araştırılacak
Mahkeme Başkanı’nın sorularına ilginç cevaplar veren sanığın, “Bana ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verebilecek misiniz?” diye sorması sanığın akli dengesinin yerinde olmadığına dair rapor almak istediğinin açık göstergesidir. Soruşturma aşamasındaki ifadesi okunan ve doğruluğu sorulan sanık Başar, "Bana o andaki şartları meydana getirin, dünyayı yörüngesinden çıkarayım. Numara yapıyorsam müebbeti şimdi verin" diye konuştuğu öğrenildi.
Şimdiye kadar görülen kadın cinayeti davalarında cezai indirim alabilmek için bütün katillerin başvurduğu ilk aşama akıl sağlığının yerinde olup olmadığı oluyor. Hakan Başar da aynı yolu seçerek şaşırtmamış oldu ve duruşma sanığın cezai ehliyetinin olup olmadığının araştırılması ve eksikliklerin giderilmesi için 6 Haziran 2013 tarihine ertelendi.
Ne olmuştu?
Öğretmen Gülşah Aktürk, eski arkadaşı Hakan Başar’ın kendisini ölümle tehdit etmesi üzerine 1 Ekim 2012 günü Van Cumhuriyet Başsavcılığı’na gidip, ölümle tehdit edildiğini ve can güvenliğinin olmadığını belirterek koruma talebinde bulundu. Savcılık tarafından Aktürk, Aile Mahkemesi’ne sevk edildi. Mahkeme 6 ay süreyle Başar’ın Aktürk’e yaklaşmasını yasakladı. Genç öğretmen Gülşah Aktürk, bu karara rağmen Hakan Başar’ın tehditlerinden kurtulamadı. Polise başvuran Gülşah Aktürk’ün ifadesi üzerine işlem yapıldı. Hakan Başaran hakkında Van 4’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Davaya şikâyetçi olarak katılım talebinde bulunan Gülşah Aktürk, 4’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya 26 Kasım günü dilekçesini vererek, aldığı 45 günlük raporla Konya’daki ailesinin yanına gitti. Ardından da peşini bırakmayan Hakan Başar tarafından 6 Aralık günü Konya’da öldürüldü.
Vali Yardımcısı: Ölüm hak kaçış yok
Öldürüldükten sonra ortaya çıkan dilekçesinde Gülşah Öğretmen: "Milli Eğitim’den sorumlu Vali Yardımcısı en kötü ihtimalle öleceğimi, ölümün hak olduğunu kaçış olmadığını, hiç olmadı istifa edebileceğimi, yanımda biber gazı ile gezmem gerektiğini söyledi. Başıma geleceklerden Van Valisi, Milli Eğitimden Sorumlu Vali Yardımcısı ve Milli Eğitim Müdürlüğü sorumludur. Ölümüm halinde bu kurum ve şahıslara ailem tarafından maddi manevi tazminat davası açılmasını da belirtmek istiyorum" diyerek kendine yardım etmeyen ve ölümünden sorumlu olanları sıralamıştı.
Kızları öldürülen başka aileler de duruşmadaydı
Duruşmanın sona ermesinin ardından yapılan eylemde Gülşah Aktürk'ün vasiyet niteliğindeki dilekçeden bahseden Platform, ölümden sorumlu olanlar yargılanmalı dedi. Eyleme Gülşah Aktürk'ün ailesi ile birlikte kızlarını kaybeden başka aileler de katıldı. Sakarya'da öldürülen Emine Yaylanın babası Hasan Yılmaz,Konya'da Dilber Keskin'in babası Fikret Keskin ve Ankara'da Sevda Sonay'ın halası Asiye İşeri eyleme katılıp, kızlarını korumayablardan hesap sordu.
"Kadın Kardeşlerimiz Öldürülmesin" diyen Platform eyleminde Genel Temsilci Gülsüm Kav Başbakan ve Cumhurbaşkanı'na seslendi. Emekçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sibel Uzun ve Konya Barosu Başkanı Av. Fevzi Kayacan da kızları öldürülen ailelerin ardından konuşma yaptı. Gülşah Öğretmeni korumayan Van Vali Yardımcısı bu ölümden sorumludur diyen Platform kadınların öldürülmeden önce korunması gerektiğini söyledi, kamu görevlilerini göreve çağırdı.