Su kanalında boğuldu denilen Maide'nin vücudundan kurşun çıktı
İntihar ettiğine inanmıyorum
Alınan bilgiye göre Bayram Çetin ile 10 ay önce evlenen Maide Çetin, 20 Haziran 2016 tarihinde Mardin’in Savur ilçesine bağlı Kırkdirek köyünde ölü bulundu. Maide Çetin’in Diyarbakır’da oturan babası Osman Özmal, “Kızımla olaydan bir gün önce konuştuk, herhangi bir sorundan bahsetmedi. İntihar ettiğine inanmıyorum” dedi.
Baba Özmal, şunları söyledi: “Dünürüm beni aradı ve ‘Kızın su kanalına atlayıp intihar etti’ dedi. Olayın şoku ile eşim ve çocuklarımı arayıp, Maide’nin hasta olduğunu ve gitmemiz gerektiğini söyledim. Kızım hamile olduğu için eşim ‘doğum yapacak’ düşüncesine kapılmış. Ardından kardeşlerim ve ulaşabildiğim akrabalarımı aradım. Buradan yola çıktık. Yolda olayın ne olduğunu öğrenmek için defalarca dünürüm Ali’yi aradım. Defalarca aramadan sonra damatları Ahmet telefonu açtı. Ben de ‘Kızıma ne oldu? Öldü mü? Net bir şey söyleyin’ dedim. Bunun üzerine Ahmet bana ‘Kızın öldü. Su kuyusuna atlayıp intihar etmiş.Cenazeyi almak üzere köye vardık ancak köyde sanki hiçbir şey olmamış gibi bir hava vardı. Yaklaşık yüz kişi toplanmış, evin önünde bulunan mısır tarlasının fıskiyeleri açık ve sulama yapıyorlardı. Kızımın cenazesini görmek istememiz üzerine dünürüm Ali, ‘Savcı gelsin şimdi gidip bakarsanız parmak iziniz çıkar’ dedi. Biz acımızla ne yapacağımızı bilemezken onların rahat tavırları bizi bir kez şaşırttı. Kızımın odasına baktım, dağınık bir halde ama cenazeyi bulamadık. Bunun üzerine tartışmaya başladık. Tartışma sonrası oradan bulunanlar bize saldırdı. Biz cenazeyi almaya gitmişken bizi bir de dövdüler. Daha sonra jandarma ve korucular geldi. Jandarma geldiğinde onları orada bulunan 2 avukat karşıladı. Jandarma gelmese orada bizden 1-2 kişiyi öldüreceklerdi. Sonrası gözümü açtığımda ambulansla hastaneye götürülüyordum. Kızımın cenazesini bile alamadım. Sonra duydum ki cenaze Savur’a götürülmüş oradan da Mardin’e götürülmüş otopsi işlemleri için.”
Burun ve çene kemiği kırılmasına rağmen hastaneden kendi isteğiyle ayrılıp kızının cenazesi için Mardin’e gittiğini belirten baba Özmal, “Kızımın cenazesi için Mardin’e gittim. Orada savcı ile görüştüm. Olayı kendisine anlattım. Savcı bana sadece ‘kızımın hangi elini kullandığını’ sordu. Ben de sağ elini kullandığını söyledim. Sonra kızımın cenazesini gördüm. Otopsi yapılmış, bebeği alınmış. Sol göğüs altında tek bir mermi izi bulunuyordu. Kızımın iç kanama geçirdiğini ve ölüm nedeninin iç kanama olduğu söylendi. Kızımın cenazesini alıp defnettik ama bebeğe ne olduğunu bilmiyoruz” diye konuştu. Baba, araya bayram tatili girdiği için soruşturmanın ne aşamada olduğunu bilemiyoruz. Olayda kullanılan ruhsatlı tabanca, kızımın telefonu ve cenazeden alınan örnekler incelenmek üzere Ankara’ya gönderildi. Olayın aydınlatılması için elimden gelen her şeyi yapacağım. Olaydan sonra çeneme ve burnuma platin takıldı. Oğlumun kafası kırıldı. Darp edildiğimize dair raporlarla da ayrıca şikayetçi olduk” dedi.
Anne Özmalise, “Haberi duyduktan sonra damadımı aramaya başladım. Uzun aramalardan sonra annesi telefona cevap verdi. Ne olup bittiğini sorduğum da bana ‘Kızın kendini de oğlumu da öldürdü’ dedi ve telefonu kapattı. Cenaze için köye gittiğimizde kızımın cenazesinin bulunduğu tarlanın sulanması, her şey yolundaymış gibi davranış sergilemeleri insanın şüphelerini daha da arttırıyor. Cenazeyi görmemize izin vermediler. Diyarbakır’da yaşayan bütün akrabalarına, avukatlara kadar herkese haber vermişler en son bize haber vermişler. Olayın ne zaman olduğunu gören, duyan yok. Bir kişi gidip o tarlada kızımın cenazesine dokunmamış, kaç saat yaralı kalmış belli değil. ‘Bize gitmeyin cenazeye bakmayın parmak iziniz kalır’ diyorlar. Böyle bir durumda parmak izi mi düşünülür?” şeklinde konuştu.
Kaynak: T24