Platform üyeleri 1 Mayıs'ı değerlendirdi
3.5.2013
1 Mayıs'ta "Kadın kardeşlerimiz öldürülmesin diye devlet göreve" diyen ve emekçilerle dayanaşarak alanlarda olan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyeleri 1 Mayıs'ı değerlendirdiler.
Türkiye'de her gün 5 kadın öldürülmeye devam ederken, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun mücadelesi de büyüyerek sürüyor. 
 
1 Mayıs günü alanlarda olan Platform, "Kadın kardeşlerimiz öldürülmesin diye devlet göreve" dediler. Yasaklı Taksim'i kabul etmeyen emekçilerle birlikte 1 Mayıs'ta direnen Platform üyeleri de polisin saldırılarına maruz kaldı.
 
Kadın Cinayetlerini Durdurduracağız Platformu üyeleri, 1 Mayıs'ı değerlendirdiler.
 
 
Şirin Şanlı

Taksim'den vazgeçmeyeceğiz
Polis kontrolsüz bir güç kullandı. Çok açık bir saldırıydı. Bu 1 Mayıs'ta hükümet en son yapabilceklerini yaptı. Ben ve benim gibi emekçiler Taksim'i asla bırakmayacağız. Seneye 1 Mayıs'ta da orada olacağız. Gaz yiyeceğiz, düşeceğiz kalkacağız ama orada olup direneceğiz. Taksim sıradan bir alan değildir. Orada benim yakınlarım, arkadaşlarımızın yakınlar, emekçiler şehit düştüler. Bu yüzden biz Taksim'den vazgeçmeyeceğiz.
 
 
Ülkü Aldan
 
Kadınlar şiddete 1 Mayıs'ta da maruz kaldılar
Akp’nin muhafazakar politikaları aileyi kutsallaştırırken kadını sömürüyor. Esnek çalışma, üç çocuk, çocuk sayısı kadar maddi yardım, erken emeklilik gibi hamlelerle kadının iradesi, emeği ve kimliği hiçleştiriliyor. Kadın cinayetlerindeki olağanüstü artış krizden daha çok hükümetin kadın politikası ile ilgilidir. 1 Mayıs’ta kadın cinayetlerine karşı adalet talebi ile alandaydık. Yaşamın her alanında karşı karşıya olduğumuz şiddete ve baskıya 1 Mayıs’ta da maruz kaldık. Platform bayrağını devlet terörüne rağmen dalgalandırıp kadınların susmayacağını, her koşulda adalet için seslerini yükselteceğini gösterdik.

 
Hülya Seyran

1 Mayıs'ta devlet kadınları yaraladı
1 Mayıs günü Taksim'de kelimenin tam manasıyla hükümet terörü yaşandı. Taksim'deki çalışmalar nedeniyle 1 Mayıs kutlamalarına katılan insanların can güvenliğini koruma telaşına düşen hükümet ne acıdır ki birçok insanın yaralanmasına sebebiyet verdi. Yaralanan kardeşlerimizden bir tanesi Dilan adında liseli genç bir kadındı. Dilan hastanede hayata tutunmaya çalışıyor, inanıyoruz ki kısa bir sürede iyileşecektir. Biz Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu olarak 1 Mayıs'ta devleti kadınları koruma konusunda göreve davet etmeye hazırlanırken genç kadın kardeşimiz Dilan'ın devletin yasal silahı ile yaralanması oldukça manidardır.


Rojda Duygu Yeşilgöz

Bibier gazıyla bizi güvenceye aldılar
2013’ün 1 Mayıs'ında yaşananlar gelecek senelerde de 1 Mayıs’ı başka yerde değil yine her zaman olduğu gibi Taksim’de kutlanılmasının sebebidir.  
1912 yılında ilk kutlanan 1 Mayıs’tan 1923 yılında resmi tatil ilan edilmesinden sonraki süreçte en geniş kitlesel 1 Mayıs kutlaması 1976 yılında gerçekleşince toplanan büyük kitleler şimdi olduğu gibi birilerini rahatsız etti ve bilindiği gibi o malum olay yani 1977 yılında gerçekleşti. Amaç toplumun kitleselleşmesinin önüne geçerek korku imparatorluğunu ilan etmekti. Yine aynı yöntemi 2013 yılına yaymaya çalıştılar. Bu bir gözdağıydı. Taksim’deki şantiye bahane edildi ve ‘’ben istersem sokmam’’ iradesine dönüştü.  En vahimiyse getirilen yasaklarla neredeyse sıkıyönetim ilan edilmesi  ve polisin kendi vatandaşına biber gazı sıkıp kafataslarını 12'den vurduğu gün olmasıydı.
Vatandaş Taksim’de olsaydı çukurlara düşer ölürdü zaten, biber gazı sıkıp vatandaşının hayatını böyle güvenceye aldılar! Polislerin orantısız güç kullanımının da ötesine geçmeleri ve bu alanda maalesef çıtayı yükseltmeleri günlerden biri olarak hatırlayacağım.  
Ayrıca belirtmeden geçmek istediğim bir noktada tüm şehir gaza bulanmış, yaralananlar varken İzmir’de Ankara’da ve diğer yerlerde nasıl gönül rahatlıyla halay çekebildiler merak ediyorum. Sahnelerde devrimci marşlara eşlik edip, ‘’Bekle bizi İstanbul, haramilerin saltanatını yıkacağız’’ derken İstabul’da yaşananlar karşısında ne kadar duyarlıydılar?


Fatma Kurt

Bizi dinlemediler
Platform olarak 1 Mayıs alanındaydık. Ancak Taksim yasaklı olduğu için kızları öldürülen aileler gelemedi. Böyle bir müdahaleyle karşılacağımızı bildiğimiz için aileler orada olamadı. Biz kadınlar için 1 Mayıs'taydık ama bizi dinlemediler bile. Fikirlerimizi söylemeki sesimizi duyurmak istedik. Taksim yasaklı dediler ve kimin orada olup olmadığıyla ilgilenmeden saldırdılar.