Bir çocuk annesi 29 yaşındaki Pınar, 3 Aralık 2012 tarihinde Konak Gültepe Mahallesi’nde kendisine sürekli arkadaşlık teklif eden, ama şahsen tanımadığı Okan Özparıltı tarafından arkadaşlık teklifini reddettiği için pompalı tüfekle çocuğunun okulu önünde öldürüldü. Pınar Ünlüer öldürülmeden önce sosyal medya ortamında Okan Özparıltı tarafından “İntikam planları yapıyorum. Son şovum olacak. En fazla senelerimi yer” şeklindeki ifadelerle tehdit edildi. Bu tehditler üzerine polise başvurduğunda da polisten “Biz bu işlerle ilgilenmiyoruz” cevabını alarak, ifadesi dahi alınmadan polis tarafından evine gönderildi.
Pınar Ünlüer davasının ilk duruşması bugün (7 Mayıs Salı) İzmir Bayraklı Adliyesi’nde 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkemede Pınar Ünlüer’in babası Zeki Ünlüer ile birlikte, Pınar Ünlüer’in vurulduğu büfede bulunduğu için yaralanan Ezgi Balcı ve silahlı saldırı nedeniyle maddi hasar oluşan büfenin sahibi Nezaket Demir de şikayetçi olarak yer aldı. Ayrıca Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ile birlikte duruşma için İstanbul’dan gelen Emekçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sibel Uzun ve Pınar Ünlüer’in akrabaları da mahkeme salonundaydı. Pınar Ünlüer’in ailesinin avukatlığını, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu avukatlarından Çağla Deniz Felamur üstlendi.
Platformun müdahillik talebi kabul edildi
Duruşmada Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun davaya müdahillik talebi kabul edildi. Mahkeme heyetinin müdahillik talebi karşısındaki olumlu tavrı, Platformun kadın cinayeti davalarının artık doğal bir bileşeni hale geldiğinin kanıtı niteliğindeydi.
Poliste ve savcılıkta ifade vermeyen Okan Özparıltı, ilk duruşmada da susma hakkını kullandı. Özparıltı’nın davada soğukkanlı olması dikkat çekti. Duruşma, şikayetçilerin ve olay tanıklarının ifadelerinin alınmasının ardından 1 Temmuz 2013 gününe ertelendi.
Aileler, koruma mücadelesi yürüten kadınlarla elele
Duruşmanın ardından Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, öldürülen kadınların aileleri ve koruma hakkı mücadelesi veren kadınlarla birlikte adliye önünde eylem yaptı. Eyleme öldürülen Pınar Ünlüer’in, Ferdane Çöl’ün ve Ayşe Selen Ayla’nın ailelerinin yanı sıra koruma hakkı mücadelesi veren kadınlar da katıldı. Duruşma için İstanbul’dan gelen Emekçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sibel Uzun da eylemde yerini aldı. “Kadın kardeşlerimiz öldürülmesin” diyen Platform, kolluk kuvvetlerini ve tüm Bakanlıkları kadınların öldürülmemesi için göreve çağırdı.
Platform adına basın açıklamasını okuyan Emine Sözüdoğru, Pınar Ünlüer’in katili en ağır cezayı alana dek, Pınar’ın ölümüne göz yuman polisler hesap verene dek davanın takipçisi olacaklarını vurguladı. Sözüdoğru, Platformun kazanımlarını anlatarak, koruma hakkı mücadelesi veren kadınlarla buluştuklarının altını çizdi.
Basın açıklamasının ardından Platform İzmir Temsilcisi Sanem Deniz Kural yaptığı konuşmada 1 Mayıs’ta işçileri, emekçileri, kadınları, gençleri hakkı olan Taksim Meydanı’na sokmamak için yığılan on binlerce polisin ve harcanan emek ve paranın kadınları korumak için sarf edilmediğine değindi. Devletin kadınları korumadığının altını çizen Kural, Pınar Ünlüer davasında müdahillik taleplerinin kabul edilmesinin önemli bir kazanım olduğunu vurguladı. Pınar Ünlüer’in babası Zeki Ünlüer ise eylemde yaptığı konuşmada katilin en ağır cezayı almasının önemine değindi. Koruma hakkı mücadelesi veren Sema Öztürk de eylem sırasında bir konuşma yaparak devletin kendisini korumadığını ifade etti. Başbakan’a seslenen Öztürk, yaralı elini göstererek Başbakan’ın kendisine sahip çıkmadığını, koruma altında olduğu halde bu hale geldiğini belirtti. Sema Öztürk’ün ardından konuşan ablası Gülten Aydın ise kızkardeşinin haklı mücadelesinin olduğu kadar, tüm kadınların koruma hakkı mücadelesinin de yanında olduğunu vurguladı.
Uzun: 1 Mayıs’ta kenti felç edenler, kadınları korumuyor
Duruşmaya katılan Emekçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sibel Uzun görüşlerini açıkladı: “Davada katilin soğukkanlı hali, ifade vermek istememesi, cinayeti nasıl planladıysa ceza indirimi almak için de bir planlama içerisinde olduğunu gösteriyordu. Mahkeme heyetinin tavrı katilin ve tanıkların çelişkili durumlarını açığa çıkardığı için olumluydu. Müdahillik talebimizin kabul edilmesi davanın gidişatını belirlememizde çok büyük rol oynayacak.
Psikolojisini gerekçe gösterip ifade vermeyen sanık mahkemenin ilerlemesine engel olamayacak. Tanıkların bazı ifadeleri taraflı olduklarını gösteriyordu. Kadın cinayetlerini durdurma mücadelesi büyümeli ki katiller toplumda kendi lehine yönelik en ufak bir fikir bile bulamasınlar. Büyüyen platformumuz toplumda böyle bir etkiyi yaratacak.
Bunun yanı sıra Pınar Ünlüer’i korumayan polislerin yargılanması da bu davanın ve mücadelemizin esaslı bir konusudur. İstanbul’da 1 Mayıs’ta tüm kenti felç eden polis saldırısı bu kadar ortadayken kadınların korunmaması kabul edilemez. Koruma isteyen kadınlar, öldürülen kardeşlerimizin ailesi ile bu davanın peşinde olmaya devam edeceğiz. Başbakan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı ve Başbakan’ın kabinesine her seferinde görevlerini hatırlatıp, kadın cinayetlerini durduracağız.
Felamur: Koruma mücadelesi veren kadınların yanındayız
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu avukatlarından, aynı zamanda Pınar Ünlüer’in ailesinin avukatı olan Çağla Deniz Felamur görüşlerini şöyle ifade etti: “Davada Platform’un müdahillik talebinin kabul edilmesi bakımından, İzmir mahkemelerinin tutumunun diğer illere göre daha olumlu olduğunu belirtebilirim. Pınar Ünlüer’in davasında her şey ortada. Mahkemenin davayı aydınlatmak için çok fazla araştırmaya ihtiyacı olmayacak. Bu yüzden davanın çabuk sonuçlanacağına inanıyorum. Yaralanan kadının şikayetinden vazgeçmesi hoş olmasa da, hatta sanık lehine de gözükse bile davayı çok fazla etkileyeceğini düşünmüyorum. Katilin savunmasının nasıl olacağını tam bilmiyoruz. Diğer kadın katilleri gibi davransa bile, pek bir şey elde edemeyeceği ortada. Polislerin başından savma şeklindeki tutumları pek çok kadına karşı aynı. Polisin tutumunun değişmesi için Platform olarak tüm yasal haklarımızı sonuna kadar kullanarak kadınların karakoldan başlayıp mahkemeye kadar uzanan mücadelesinde yanlarında olacağız. Yapılan eylemler mücadeleye katkı sağlamasıyla birlikte davaların peşinin bırakmadığımızı topluma gösteriyor.”