Katilin eline bıçağı savcı verdi
22.7.2013
Muhterem Göçmen Etiler'de çalıştığı iş yerinde 28 Haziran tarihinde eşi Serdar Göçmen tarafından defalarca bıçaklanarak canice öldürülmüştü. Adalet arayış mücadelelerini Platformla birleştiren Muhterem Göçmen'in ailesiyle yaptığımız röportajı yayınlıyoruz.

Muhterem Göçmen Etiler'de çalıştığı iş yerinde 28 Haziran tarihinde eşi Serdar Göçmen tarafından defalarca bıçaklanarak canice öldürüldü.

Eşinin barışmak için sürekli kendisine baskı yapmasından kurtulmak isteyen ve can güvenliği olmayan Muhterem Göçmen, karakola giderek şikayette bulunmuştu. Muhterem Göçmen'in şikayeti üzerine gözaltına alınan kocanın ifadesi alındıktan sonra ise savcılık talimatıyla karakoldan serbest bırakıldığı öğrenildi.

Eskişehir'de yaşayan Muhterem Göçmen, 28 Haziran tarihinden 5 ay önce şiddetli geçimsizlik nedeniyle kocası Serdar Göçmen'e boşanma davası açarak biri 12, diğeri 3 yaşındaki 2 çocuğuyla birlikte İstanbul'daki ailesinin yanına yerleşti. Göçmen, Etiler'de bir kuaförde manikürcü olarak işe başladı. Serdar Göçmen, birkaç kez çalıştığı yere gelerek barışmak istediğini söylemiş, boşanma davasını geri çekmesi için Muhterem Göçmen'i ikna etmek istemişti. Barışma teklifini kabul etmeyen Muhterem Göçmen cinayet tarihinden iki gün önce ısrarcı davranışları yüzünden karakola giderek Serdar Göçmen'den şikayetçi oldu. Gözaltına alınan Serdar Göçmen, ifadesi alındıktan sonra savcılık talimatıyla karakoldan serbest bırakıldı.

28 Haziran tarihinde eşinin çalıştığı kuaföre gelen Serdar Göçmen, hiçbir şey konuşmadan müşterilerin gözü önünde Muhterem Göçmen'i göğsünden bıçaklayarak olay yerinden kaçtı. Serdar Göçmen cinayetten birkaç gün sonra Eskişehir'de yakalanıp tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Türkiye'de her gün 4 kadın öldürülüyor

Türkiye'de kadın cinayetleri, kadınlar korunmadığı için artarak sürüyor. Muhterem Göçmen sığındığı devlet tarafından koruması olduğu halde korunmayıp ölüme terk edilirken, bir yandan da kadın katillerine indirimler verilmeye devam ediliyor. Kadın cinayetlerini durdurmak için 3 yıldır mücadele eden Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, öldürülen Muhterem Göçmen'e sahip çıkarak davanın takipçisi oluyor. Öldürülen Muhterem Göçmen'in ailesi Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ile mücadelesini birleştirerek adalet arayışını sürdürüyor.

Sorumlular hesap verecek

Aile, Muhterem Göçmen'in şikayetlerine rağmen Serdar Göçmen'i yalnızca birkaç saat gözaltında tuttuktan sonra serbest bırakan savcıdan hesap soruyor. Göçmen'in ablası savcının cinayetten sorumlu olduğunu şu sözlerle dile getirdi: “Kız kardeşimizin katilinin eline o bıçağı savcı verdi.”


Muhterem Göçmen'in ailesi, Türkiye'nin acı gerçeği olan kadın cinayetlerini ve Muhterem Göçmen'in yaşam savaşını anlattı. Aileyle yaptığımız röportajı yayınlıyoruz:


Muhterem Göçmen'in hayatta kalma mücadelesini anlatabilir misiniz ?

Muhterem boşanma davası açmak için baroya başvurdu. Barodan avukat temin edildi. Avukatımız koruma kararı çıkardı. 1 ay önce koruma kararı karşı tarafa iletilmişti.

Avukat 4 ay süreyle kendisi ve çocuklarıyla görüşmemesi, eve, işyerine 100-200 metre yaklaşmaması üzerine koruma kararı olduğunu söyledi. Muhterem yasal olan her yere başvurdu. Olaydan 2 gün önce kızkardeşim işyerini arayıp görüşmek istediğini söyledi, kardeşim kabul etmedi, zorlayınca kızkardeşim polisi aradı. Polis geldi görevini yaptı, karakola gidildi.

Ertesi gün Serdar tekrar iş yerini arayıp rahatsız etti. Serdar, Muhterem'in patronuna ''Senin işyerinde Muhterem'i vuracağım, senin reklamını yapacağım. Reklamın iyisi kötüsü olmaz'' dedi. Patron da buna sinirlenerek polise ''Beni de kızı da huzursuz ediyor'' diyerek şikayette bulundu.

Serdar yeniden kız kardeşimi arayınca, kız kardeşim Serdar'ın buluşma çağrısını kabul etti, bu sırada polisi arayıp koruma kararı olduğunu ve yeniden eşinin onu rahatsız ettiğini söyledi. Yeniden karakola götürüldü.

Polise, yakalanırsa cezasının ne olacağını sorduk. Hakkında çıkarılmış kararı çiğnediği için 10 gün hapis cezası olduğunu söylediler. Rahatladık, Muhterem, 10 gün içinde buralardan gitmeyi düşünüyordu.

“Kız kardeşimin katilinin eline bıçağı savcı verdi”

Aradan 1 saat geçmedi kız kardeşim ağlayarak aradı ve savcının Serdar'ı serbest bıraktığını söyledi. 10 gün hapis cezası vardı, polisler de avukat da bize bunu söyledi. Bırakıldığı an arayıp ''Ben yine dışardayım, yapacağımı yapacağım'' dedi. Savcı bıçağı katilin eline verdi ve 24 saat bile tanımadan kardeşimi öldürdü. Saat 1,5-2 civarı bu şahsı dışarı salan Savcı, ertesi gün 14.00 civarı kız kardeşimin cenazesinin bizim önümüze koyulmasına sebep oldu.

Benim kardeşimi öldüren Serdar ama azmettirici olark savcıyı görüyorum. Söylenen gerekçe de şu: “Sana bir zarar vermesi gerekiyor.” Savcı çıksın bakalım şimdi onun cezasını versin. Bu mu olacaktı? Onu öldürdü diye 3-5 sene yatırıp çıkaracak mı? Zaten bunu yaparsa o, bu işi yapmasın. Savcının annesi, kız kardeşi, eşi var, nasıl başını yastığa koyup uyuyor? O savcı da ceza alsın ki bundan sonraki Muhteremleri yakmasın, illa bir yara almasını beklemesin.

Platformla tanışmanız nasıl oldu ve bundan sonra nasıl bir mücadele yürütüceksiniz ?

Platformdan arkadaşlar en acılı günümüzde yanımızdaydılar, bize kanat açtılar ve biz o kanatlara sığındık. Ben kardeşimin mezarı başında da ''Sonuna kadar mücadele edeceğiz'' sözü verdim. Bu cezalar yükselsin, bu insanlar can almasın, mücadeleler çoğalsın, çocuklar yetim kalmasın diye söz verdim.

Bizim iki yetimimiz var. Bundan sonra Muhteremler ölmesin. Kardeşim sağken ''Hep sen benim arkamsın'' derdi. Kardeşim öldü, toprağa girdi ama ben onun hala arkasındayım. Son nefesime kadar da bu Platformumun yanında olacağım.

Muhterem'in annesi olarak siz neler söylemek istersiniz ?


O sadece Muhterem'in canını almadı, iki çocuğunun da canını aldı. Akşam olmasını istemiyorum. Çünkü çocuklar ''Annem işten neden gelmedi?'' diye soruyor. İki yavrusundan ne istedi bu gaddar.

Kızımı toprağa gömdükten sonra beni acile götürdüler, kalp krizi geçirdim anjiyo oldum. Bunları bize yaşatmaya hakkı var mıydı? Muhterem ona ne yaptı?

Zanlının ailesi çocukların velayetini alma yönünde çabaları var mı ?

Çocukları istiyorlar. Asla vermem. Çocukları ona düşman ya da kin güderek büyütmeyeceğim. Ben çocukların eline silahın, bıçağın değil kağıt, kalemin yakıştığını düşünüyorum. Ömrüm yettikçe bu çocuklar okuyacak ve o baba dedikleri şahsı utandıracaklar.

Annesine de ''Sen nasıl çocuklar yetiştirdin ki, bu çocukları yetiştireceksin'' diye söyledim. Kaynı kız kardeşime yıllar önce tacizde bulundu. Çocuklarından biri sapık, diğeri cani. Böyle bir aileye sen çocuk verir misin? Devlet bunu da bize yapar. O çocukları onlara verirse Türkiye'de adalet olmadığına inanacağım ve adaletsizliğin önünde her zaman duracağım.

Babanne torununa ''Anneniz öldü. Toprağı bol olsun'' deyin. 3 yaşındaki çocuk bana gelip ''Teyze annemin toprağı bol olsun'' diyor. İnsan olan bunu dedirtmez.

Muhterem'in bahsedilen taciz gibi yaşadığı zorluklar nelerdi ?

Aynı evde oturdukları bir gece Serdar'ın kardeşi içki içmiş, Muhterem'i yenge gel oturalım diye yanına çağırmış. Zoraki öpmeye çalışınca Muhterem tokat atmış, yüzünü tırmalamış, ''Sen nasıl yaparsın, ben senin abinin karısıyım'' diyince de''Sarhoştum, özür dilerim'' deyip kaçmış. Ertesi sabah çalıştığı yere gittim zangır zangır titriyor. Ne olduğunu sorunca anlattı. Bu olayı abilerine de kocasına da kan dökülür diye anlatmadı.

Geçen yaz diğer kız kardeşim ablasının yanına gitmişti. Kaynı da aynı evde kalıyordu. Muhterem korkusundan sabaha kadar kardeşinin kapısında bıçakla bekledi. Bana bunu yaptı, benim kardeşime hayli hayli yapar korkusuyla...

Kaynını 12 yaşındaki kızının kapısını açarken birkaç kez görmüş ve orada ne aradığını sorunca kaynı geçiştirmiş.Hep kendisinin, çocuklarının başına bir şey gelmesinden korkuyordu ve bana ne olursa olsun ''Çocuklarımı oraya verme'' diyordu.

Annesi velayet davası açmış, bu kadar delil, şahit, Muhterem'in sağken verdiği ifadeler, boşanma dilekçeleri varken kolaysa buyursun alsın.

Muhterem eşinden sürekli olarak şiddet görüyor muydu ?

13 yıl boyunca Muhterem'e haftanın 3-4 günü şiddet uyguluyordu. Yemeğe neden tuz attın, neden tuz atmadın, işten neden beş dakika geç geldin, 17 yaşındaki iş arkadaşınla ilişkin var, abinle neden yan yana oturuyorsun gibi nedenlerden kavga çıkarıyordu.

Yaşadığı şiddete şahit oldum. Muhteremlere bir akşam yemeğe gittik. Oturduk, güldük, eğlendik, evden çıktık sonra tekrar geri döndüğümüzde kız kardeşim çocuğuna ağlamasın diye meme veriyordu ve bu adam elindeki satırı kardeşimin kafasına dayamıştı. Sebep ise, eniştesinin yanında neden çok gülmüş. Ben o satırla Muhterem'in kafasına vururken havada yakaladım.

Kına gecesine gitmiştik. Muhterem askılı bluz giymişti üstüne şal almıştı, fotoğraf çekilirken şalı düşmüş. Facebook'ta bizim çekildiğimiz fotoğrafları görmüş. 13 yaşındaki çocuğa ''Senin annenin halini görüyor musun, bu ölümü hakediyor'' diyor. Kına gecesi sırf kadından oluşan bir yer ki olmasa ne olur. Bir insanın kolu, boynunun gözükmesi öldürülme sebebi olamaz.

Muhterem daha önce boşanma davası açmış mıydı ?

Dört kez boşanma davası açtı. En son açılan dava mahkemeye gitmedikleri için para cezasına döndürüldü, Muhterem ödedi. Hep çocuklar büyüsün, düzelir diye bekledi. Kayınvalidesi ile görümcesinin elinde sustalı maymun gibiydi. Görümcesi, en son ayrıldıklarında Muhterem'i arayıp ''Bu işi kan temizler'' diyen bir insan. Kendileri evlenip ayrılmış insanlar ama onlara göre Muhterem'in ayrılması mübah değil. Muhterem'den çıkardılar bu kanı. Bilerek ve isteyerek yapıldı. Annesi ve ablası azmettirdi, savcı da destek oldu.