Nagihan Karabulut'tan Gül'e Mektup
7.2.2013
Münevver Karabulut'un annesi Nagihan Karabulut Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e mektup gönderdi.

3 Mart 2009'da başı kesilerek öldürülen Münevver Karabulut'un annesi Nagihan Karabulut Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e gönderdiği mektupta "Adli Tıp, Emniyet, yargıda inanılmaz ihmallerle karşılaştık. Başkaca mağduriyetler oluşmaması için DDK harekete geçirilmeli" dedi.

 

Nagihan Karabulut, mektubunda soruşturma ve dava sürecinde ortaya çıkan eksiklik ve hataları anlatttı ve Gül'den Devlet Denetleme Kurulunun bir an önce harekete geçirilmesini istedi. Karabulut mektubunda şunları söyledi:
"İki yıldır bütün baskı, tehdit ve zorluklara karşı hukuk savaşı vermekteyiz. Devam eden hukuki süreçte, hem Adli Tıp hem Emniyet hem de yargı ayağında inanılmaz derecede ihmallerle karşılaştık. Ne yazık ki zaman içinde kurumların bir bir iflas ettiğini, bire bir mağdur olarak gözlemledik. Örneğin kızımızın vefatından hemen sonra evde bulunan paraları tutanağa geçirmeyen, kameralar sağlam ve kayıt yapar durumda olmasına rağmen 'Kırıktır, kayıt yok' diye rapor tutan, yakalamaya gittiği fail ve babasına yol veren emniyet mensupları ile ilgili şikayetlerimiz neticesinde, şuan görevi ihmal ve kötüye kullanma suçlarından 5 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştır."

 

Adli Tıp Skandalı
"Adli Tıp Kurumu'nda skandal mahiyetinde raporlar düzenlenmiştir. Kızımın katledilmesinin hemen ardından, kızımın iç çamaşırında başkasına ait sperm olduğuna dair rapor tanzim edilmiştir. Bunun üzerine hunharca katledilen kızımızın bir de cinsel istismara maruz kaldığını düşünerek, her geçen gün ayrı ayrı yıkıldık ve üzüldük. Telafisi güç zararlar yaşadık. Yaptığımız itirazlardan sonra Adli Tıp Kurumu cesetlerin birinin üzerindeki spermin, otopsi teknisyeninin kullandığı eldivenden kızımızın çamaşırına bulaştığını söyledi. Türkiye'de benzer belki yüzlerce hata yapılabilme tehlikesi söz konusudur. Yani, Adli Tıp Kurumu'nun saygınlığı ve güvenilirliği tartışılır haldedir."

 

Mahkemeyi Eleştirdi
"Mahkeme Başkanı delilleri incelemeden, dosyanın görevsizlik ile geldiği İstanbul mahkemesinden delilleri adli emanetten aldırmadan ve incelemeden ikinci celsede cinayetle yargılanan baba Mehmet Nida Garipoğlu'nu tahliye etti. Mahkeme Başkanı'nı ret talebimiz reddedildi. Fakat Mahkeme Başkanı'nın 1994 yılında Hayyam Garipoğlu'nu milyon dolarlık bir hileli iflas dosyasında yargıladığı ve beraat kararı verdiği ortaya çıktı. Haber basında yer alınca, hukuka aykırı tahliye kararından çok sonra Mahkeme Başkanı davadan çekilmek zorunda kaldı."

 

"Başka Münevverler Olmasın"
Kadın cinayetlerine karşı yapılan eylemlerde de yerini alan ve her fırsatta "Başka Münevverler olmaması için" mücadele ettiğini vurgulayan anne Nagihan Karabulut mektubunda şunları da belirtti: "Kızım Münevver yandı. Başka Münevverler yanmasın, ben ağladım, başka anneler ağlamasın diye Adli Tıp Kurumu ile ilgili gerekli temizliğin acilen yapılması gerekmektedir. Aksi takdirde bizim gibi başkaca mağduriyetler de oluşabilecektir. Bu konuda başta şahsınız olmak üzere Devlet Denetleme Kurulu ve devletin bütün organlarının harekete geçmesi ve Adli Tıp Kurumu'nda ve yargıda meydana gelen skandallara bir dur denmesi gerekir."