Gülşah Öğretmen'in katiline ağırlaştırılmış müebbet
6.9.2013
Konya'da 6 Aralık 2012'de eski erkek arkadaşı tarafından öldürülen Gülşah Aktürk'ün davası bugün Konya Adliyesi'nde görüldü. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve Gülşah Aktürk'ün ailesinin yürüttüğü mücadele sonucunda, Gülşah Öğretmen'in katiline ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.
Van 'da öğretmenlik yaparken rapor alarak Konya'daki ailesinin yanına gelen 27 yaşındaki Gülşah Aktürk'ü, geçen yıl 6 Aralık’ta tabancayla başından vurarak öldüren 36 yaşındaki ayrıldığı Hakan Başar’ın yargılandığı davanın dördüncü duruşmasında dava sonuçlandı. Gülşah’ın katili Hakan Başar, tasarlayarak kasten öldürmekten suçlu bulunarak ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Başar’ın bilgisayarında yapılan incelemede, cinayetten önce alacağı cezayı araştırdığı tespit edilmiş ve cinayeti tasarlayarak yaptığı ortaya çıkmıştı.
Bugün saat 14:30'da Konya Adliyesi'nde görülen davanın öncesinde Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Eskişehir Temsilcisi Fatma Kurt, Gülşah Aktürk'ün ailesi, öldürülen Dilber Keskin'in babası Fikret Keskin ve daha birçok Platform üyesi kadın Gülşah Öğretmen'e adalet için adliye önünde bir eylem gerçekleştirdi.
İndirim almak için her yolu denedi
Hakan Başar’ın tavırları ve avukatlarının savunmaları ilk duruşmadan itibaren her türlü yolu deneyip ceza indirimi almak üzerine planlanmıştı. İlk duruşmada akli dengesinin yerinde olmadığı izlenimi yaratmaya çalışan katil için akıl sağlığının yerinde olduğuna dair rapor geldikten sonra görülen karar duruşmasında psikolojisinin kötü olduğunu iddia edip "onu çok seviyordum" sözleri ile Gülşah Öğretmen'i tasarlayarak öldürdüğü gerçeğinin üstünü örtmeye çalışarak ceza indirimi almak için çabalamıştı.
Kadın katilleri, kadınların hayatlarını ellerinden almakla kalmayıp indirimlerle kurtulma planları yaptığı ve kadın cinayetlerinin işlenmeye devam ettiği bu yasal sistemde, kadın katilleri için en ağır cezanın uygulanmasının caydırıcı yönü bu örnekle bir kez daha ortaya çıktı.
Aileler Platformla birlikle mücadele ediyor
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Gülşah Aktürk'ün bütün duruşmalarına katarak, Gülşah Aktürk'ün ailesiyle beraber katilin en ağır cezayı alması için mücadele etti. Gülşah Aktürk'ün babası Haşim Aktürk ve Dilber Keskin’in babası Fikret Keskin Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ile birlikte mücadele ederek kızları için adalet istediler.
Hakimin verdiği karar, diğer kadın cinayeti davaları için bir emsal teşkil etmesi ve bütün kadın katillerinin en ağır cezayla yargılanması için mücadelenin önemini gösterecektir.
Kadın kardeşlerimiz için adaleti sağlayacağız
Karar duruşmasından sonra Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu adına basın açıklamasını okuyan Zuhal Kaygısız : “Bizler öldürülen kadın kardeşlerimizin aileleri ve korunma mücadelesi veren kadın kardeşlerimizle birlikte yürüttüğümüz mücadelemizi gün geçtikçe büyütmeye devam edeceğiz. Bugün de eş zamanlı olarak Gülşah Sarcan için İstanbul Adliyesi’nde, Pınar Yolver için İzmir Adliyesi’nde ve Gülşah Aktürk'e adaleti sağlamak için Konya Adliyesi’ndeyiz” diye konuştu.
Aynı zamanda Ağustos ayı kadın cinayetlerindeki artışa değinen Kaygısız: “Ağustos ayı içerisinde kadın kardeşlerimiz her geçen gün artarak farklı işkence yöntemleriyle öldürülmeye devam etti. Başbakanın ve hükümetin vatandaşları birbirine şiddet uygulamaya iten açıklamaları Ağustos ayında 26 kadın kardeşimizin öldürülmesinde büyük rol oynadı. Ağustos ayı içinde öldürülen kadın kardeşlerimizin %30’u boşanmak ya da ayrılmak istediği için öldürüldü. Kadınlar kendi yaşamlarıyla ilgili karar almak için bu kadar uğraşırken hükümet müdahaleci, aşırı muhafazakar politikalarıyla kadınların öldürülmesine bizzat sebep olmaktadır. Devlet kadınlara yönelik beden politikasını bırakarak öncelikle kadınların yaşam hakkı, eğitim hakkı, sosyal ve ekonomik haklarıyla ilgilenmelidir” dedi.
Gülşah Aktürk'ün katiline ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesi şu şekilde değerlendirildi :
Gülşah Aktürk’ün babası Haşim Aktürk : Kızım ölmüş, benim normal bir hayat sürmem mümkün değil. Onun acısını içimizde taşıyacağız. Çünkü biri nefes alıyor, diğeri almıyor. Bu konularda devlet, özellikle hiçbir şey yokken canı elinden alınan insanlar için daha caydırıcı cezalar verebilirse, bu işlerin düzeleceğini tahmin ediyorum.
Dilber Keskin'in babası Fikret Keskin : Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, kızlarımızın katillerine verilmesi gereken cezadır. Başka kadınların öldürülmemesi için caydırıcı cezalar verilmeli.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav : Dava sonucuyla Gülşah kardeşimizin bize bıraktığı vasiyetinin bir kısmını yerine getirebilmiş olduk. Ama hala çok üzgünüz, giden geri gelmiyor. Van'da deprem şartlarında öğretmenlik yapan bir evladını kaybetti bu toplum nasıl üzgün olmayalım ? Bu toplum kardeşine üzülürken, Van'daki makam sahiplerinin ise ona "en fazla ölürsün" dediğini unutmadık. İçimizin rahat etmesi için Gülşah'ın ölümünde sorumluluğu olan tüm idarecilerin de yargı önüne çıkarılmaları şarttır.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Eskişehir Temsilcisi Fatma Kurt : Gülşah öğretmenin, bir kadının canını, yaşam hakkını alma cüretini katilin devletin yasalarından, türlü ceza indiriminden bulduğu gerçeğini bu dava bir kez daha gözler önüne sermiştir. Gülşah’ın katilinin indirim planlarının sonuçsuz kalıp ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması kaybettiğimiz kadın kardeşimizi geri getirmeyecektir. Ancak kadın katillerinin umdukları indirimlerden faydalanmayıp en ağır cezayı almalarının kadın cinayetlerindencaydırıcılığını devletin görmezden gelmeye devam edemeyeceğinin bir emsali olarak bu dava gün gibi karşımızda durmaktadır. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu olarak, kadın kardeşlerimizin katillerinin devletin yasalarını arkalarına aldığı bu sistemin değişip kadın cinayetlerinin durması için mücadelemizde ısrarcı olduğumuz Türk Ceza Kanunu’na getirilecek ek maddeyle kadın cinayetlerinde indirimlerin ortadan kaldırılmasının önemi bir kez daha ortaya çıkmıştır. Ayrıca en temel hak olan yaşam hakkını korumakla yükümlüdevletin kadın kardeşlerimizin koruma taleplerini koşulsuz yerine getirmekle sorumlu olması gerekirken, “ölüm haktır, en kötü ihtimalle ölürsün” diyebilen yetkililerin varlığının kadınları korumayan devlet politikasının ürünü olduğu görülmektedir.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Avukatı Gökçesu Özgül : Sanık gereken cezayı aldı. Dava başladığından beri eylem yaptık, adının da toplumsallaşmasını sağladık. Devlet, Gülşah'ı korumadı. En büyük sorun koruma ve tayin talebinin ciddiye alınmamasıdır. Bunun da altında, kadın sorununun devlet tarafından görmezden gelinmesi vardır. Kadın cinayetlerinin ve diğer tüm şiddet vakalarının toplumsal bir sorun olduğu kabul edilmelidir.
Gülşah Aktürk’ün Avukatı Ömer Faruk Erdoğan : Sorun erkek yetiştirme sistemimizden kaynaklanıyor; erkekler her şeyi yapabilecekleri duygusuyla yetiştirildikleri için bu cinayetler sona ermiyor. Karşısındakine saygı gösterebilen bir topluma ihtiyacımız var. Farklı bakış açılarına ve düşüncelerine saygılı değiliz.Saygı olmayınca gücü elinde bulunduran bunu uygulama yoluna giriyor. Burada önemli olan güce sahip olup bu güce dur diyebilmek. Erkeklere bunu anlatmalı,saygıyı onlara aşılamalıyız.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyesi Seyhan Palazoğlu : Bir kadın tehdit ediliyorsa ve anında koruma verilmiyorsa bunun üzerine bir çalışma yapılmalı. Sözde olan politikalar yerine, uygulamada olan kadını koruyucu politikalar üretilmeli. Devletin kadını korumaya yönelik bir politikası yok.