Kadınlar yaşam hakkını almak için yürüdü
09.03.2012 I Kadınlar, yürüyüşte 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü öldürülen kadınlara ithaf ettiklerini vurguladılar.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, saat 19.30'da Taksim Tramvay Durağı'ndan Galatasaray Meydanı'na doğru yürümeye başladı. Kadınlar, ''Kadın cinayetlerini durduracağız'', ''Asla yalnız yürümeyeceksin'', ''Adalet biziz susmayacağız'', ''Kadın katillerine indirim değil ağır ceza'', ''Kadın katillerinden hesap soracağız'', ''Yaşam hakkımızı alacağız'' ve ''Yaşasın kadın dayanışması'' sloganlarıyla Demirören AVM'ye kadar yürüyerek burada oturdu. Kadınlar otururken ''Haksız tahrik, gelecek indirimi, iyi hal indirimi, tüm ceza indirimleri son bulacak'', ''Şiddete karşı, tecavüze karşı, tacize karşı susma'' ve ''Kendi hayatına dair karar vermek için, özgürlüğün için, yaşam hakkın için örgütlen'' şeklinde sloganlar atarak eyleme devam etti.
8 Mart'ı öldürülen kadınlara ithaf ettiler
Yürüyüş sırasında devletin katillere ağır ceza vermediğinden, kadınların güvenceli yaşamak istediğinden bahsedildi. ''Pippa Bacca, Güldünya Tören, Münevver Karabulut, Ayşe Paşalı, Esin Güneş, Ferdane Çöl, Gülay Yaşar, Sema Karakoca, Zeynep Yılmaz gibi katledilen kadınlar için yürüyoruz.'' şeklinde slogan atıldı.
Kadınlar, Ayşe Paşalı ve Münevver Karabulut davalarını kazandıkları gibi bütün davaları kazanabileceklerini ve bunun için ailelerle birlikte mücadele etmeye devam edeceklerini ifade ettiler. Mit ve şike yasalarının bir gecede çıkarılabilirken, kadın yasası çıkarılana kadar 250 kadının öldürüldüğüne vurgu yapıldı.
''Kadınları yok sayamazsınız''
Oturmanın ardından yürüyüş Galatasaray Meydanı'na kadar sürdürüldü. Ardından Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Temsilcisi İlke Acar, Galatasaray Lisesi önünde basın metnini okudu. Basın metninde, kadınların yaşam hakkının ellerinden alınamayacağına, erkek egemen kapitalist sistemin kadınların her türlü emeğinin sömürülmeye ve yok sayılmaya çalıştığına değinildi. Platformun, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde ailelerle birlikte meclise giderek öldürülen kadınlara talep edilmesine rağmen neden koruma verilmediğinin hesabını sordu. Kadınların yaşam hakkının korunmasını sağlayacak önlemler hala alınmadığı için her gün 5 kadının öldürüldüğü vurgulandı.
Okunan basın metninde:
''Kadınlara koruma vermeyen savcılıklar, katillere tacizcilere tecavüzcülere ceza indirimi uygulayan mahkemeler, şiddet gören kadınları ölüm yerleri olan evlerine geri gönderen kolluk kuvvetleri, hala kadını değil de aileyi korumayı öncelik kabul eden meclis; ölümlerimizin en üst düzeydeki sorumluları, katillerimizin ortaklarıdır.''
''Erkek egemen kapitalist sistemin bizleri ezdiği, yok saydığı, canımızdan ettiği bu düzende, her türlü emeğimizin sömürüldüğü ve yok sayıldığı gibi, işsizlik rakamlarından adımızın düşürüldüğü işsizken işsiz bile sayılmadığımız gibi, devlet bizleri de içinde bulunduğumuz aileden ayrı bir birey olarak saymadı, adımızı bakanlıktan dahi sildi. Kadın ve Aileden Sorumlu Bakanlık, tam da muhafazakâr kapitalist AKP hükümetinin bakış açısına uygun hale getirilerek Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı haline getirildi. ''Şimdi buradan hükümete sesleniyoruz, sizler aileyi korumaya çalışıyorsunuz ancak bu aileler bize başvuru yapıyor, sizden hesap soruyor. Daha dün biz meclisteyken bizi televizyondan izleyip gören Sevgi Arslan'ın kızları yanımıza geldi. Ve yıllardır bu topraklarda devletin, hukukun ve tüm kurumların kendilerini nasıl yok saydıklarını anlattı.''
''Memlekette ileri demokrasi olmadığını bir kez daha gördük. Hazırladığımız yasa tasarısını kadını korumayan bakış açısına göre düzenleyen hükümet kadın cinayeti davalarına müdahilliğimizi yasadan tamamen çıkardı. Ayrıca eski yasada var olan ihbar hakkımız da elimizden alındı. Eskiden şiddet gören bir kadın arkadaşımızı korumak için yetkililere ihbarda bulunabiliyorken şimdi böyle bir hakkımız yok. Yasadaki olumlu değişiklikleri uygulatana kadar peşinizde olacağız. Yeni maddeler eklemek için sürekli çalışmalar yapacağız.''
''Dünyanın yarısını oluşturan kadınlar bu sokakları defalarca kez aşındırdılar. Bu aşınmalardan birçok kazanım elde ettik, ancak bitmedi. Bu dünya üzerinde tek bir kadın öldürülmeyene dek daha da öfkeli bir sesle "Asla Yalnız Yürümeyeceksin" diyoruz. Hiçbir kadın asla yalnız yürümeyecek. Örgütlenerek her gün, her hafta ve her yıl daha da büyüyeceğiz ve bugüne kadar elde ettiğimiz kazanımların daha büyüklerini de elde edeceğiz. Kadınların öldürülmediği 8 Martlara ulaşmak için yaşam hakkımızı alacağız.'' diyerek belirtildi.
Yılmaz, bütün kadınları mücadeleye çağırdı
Ardından öldürülen Zeynep Yılmaz'ın ablası Güllü Yılmaz açıklama yaptı. Açıklamada, adalet istemini sürdüreceklerini, kardeşinin tek suçunun imam nikahlı kocasından ayrılma isteği olduğunu, 9 yaşındaki yeğeninin kendisine annesini sorduğunu söyledi. Yasaların yeterli olmadığını vurgulayan Yılmaz, katillerin ağır ceza görmesi, hiçbir aftan yararlanmamaları gerektiğini belirtti. Güllü Yılmaz, diğer ailelerle birlikte meclise giderek seslerini duyurduklarını ve gerekirse tekrar gideceklerini söyledi. Kadın cinayetlerini durdurmak için hep birlikte tüm kadınların mücadelenin içinde olması gerektiğinin altını çizdi.