Türkiye'nin kanayan yarası: kadın cinayetleri
4.1.2014
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav'ın europaturk.com'da yayınlanan röportajını sizlerle paylaşıyoruz.

 Türkiye’de her yıl yüzlerce kadın namus ve töre bahaneleriyle cinayete kurban ediliyor. Münevver Karabulut davası ile kurulan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu yürüttüğü hukuk mücadelesi ile cinayetlerin önüne geçmeyi hedeflerken cinayete kurban verilen kadınların davalarını takip etmeye devam ediyor.

Cinayetleri önlemek için iki temel mesele ile mücadele ettiklerini dile getiren Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Dr. Gülsüm Kav, adaleti arayan aileler ile birlikte ceza davalarında kadın cinayeti işleyen erkeğin indirim almasını önlemek istediklerini belirtti. Kav; “Şuan Türkiye’de kadınların kendi hayatlarına karar vermek uğruna can verdiği günlerden geçiyoruz. Platform olarak sadece kadın cinayetleri gerçeği üzerine eylem yapmıyoruz ve sadece protestocu bir platform değiliz. Aynı zamanda bütün bakanlıkların, zaman zaman da Başbakan’ın muhatap kabul ettiği bir adresiz.” dedi 

Yeni Havva eski Adem

Türkiye’de toplumsal gelişme ve kentleşmenin artmasıyla birlikte kadınların eskiden daha az talep ettikleri eğitim almak, çalışmak, mutlu değilse boşanmak gibi makul taleplerini daha fazla dile getirdiklerini ifade eden Dr. Gülsüm Kav Türkiye’de ki kadınların erkek egemenliğinin ayak diremesi ile karşı karşıya kaldığını belirtti. Kav; “Türkiye’de ki bu duruma yeni Havva eski  Adem diyebiliriz. Bizler durumun kanlı yaşanmaması için elimizden geleni yapıyoruz. Bugün ki tablo gibi 10 sene önce biz töre cinayetleri gerçeğini yaşıyorduk. Nasıl bugün ki gazeteyi açtığımızda kadın cinayeti haberi ile karşılaşıyorsak 10-15 yıl öncede gazeteyi açıyor ve töre cinayetiyle karşılaşıyorduk. En nihayetinde Güldünya  Tören adlı ismine şarkılar da yapılan bir kadın kardeşimiz, üstelik hayat kurtaran yerde bir hastane odasında öldürüldüğünde toplum buna çok şiddetli tepki verdi. Kadın örgütleri olarak biz o dönemde epey uğraştık ve kanunda bir düzenleme yapıldı. Töre sebebiyle işlenen suçlar af ve indirim kapsamı dışında tutularak nitelikli halden sayıldı. Töre cinayetleri bir bıçakla kesilir gibi son bulmadı fakat caydırıcı ceza ile birlikte çok net bir gerileme oldu. Biz de bu durumu emsal göstererek nefret cinayetlerini ekliyoruz. Bu tür suçlar da nitelikli halden sayılsın ceza indirimi almasın, caydırıcı cezalar uygulansın diyoruz.”
 
Kadın cinayetleri insanlık suçudur
 
Kadın cinayetlerinin insanlık suçu kapsamında olmasını, ceza kanununda buna göre düzenleme yapılması gerektiğini ifade eden Kav;  “Biz bunu hukuken ve hak temelli dile getirirken aileler bunu yüreklerinden kopan acıyla dile getiriyor ve caydırıcı cezalar istiyorlar” dedi. Kav sözlerine şöyle devam etti; “Bizim takip ettiğimiz davalarda indirim kararları çıkamıyor. Uşak’ta PTT içerisinde öldürülen kadın kardeşimizin davasında ilk duruşmada ağırlaştırılmış müebbet kararı çıktı bu da çok önemli bir kazanımdır. Yargıtay kadın cinayetlerinde indirim uygulamayacağı açıklamasını yaptı biz bunu önemli buluyoruz. Ancak fiilen elde ettiğimiz bu sonuçların resmiyet kazanarak kanunda yer almasını istiyoruz. Ceza davlarında esas süreç kadın kardeşimizi kaybettiğimiz zaman işleyen süreçtir. Çünkü giden geri gelmiyor.”