Kadın cinayetlerine karşı 'kırmızı alarm' çağrısı
Hükümetin her geçen gün kadına dönük ayırımcı politikalarını gündeme getirdiğini söyleyen Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav, “Bakanlıktan kadının adını sildiler, 4+4+4 eğitim sistemi ile Kader gibi nice kardeşimizi çocuk yaşta evlendiren paketi çıkardılar, devletin resmi kurumu TRT’de kadınların varlığına saldırdılar. Kadınların en çok şiddete uğradığı ve ölümle tanıştığı başka bir hükümet görmedik” diyerek, kadın cinayetlerine karşı kırmızı alarm çağrısında bulundu.
Siirt Pervari'de 12 yaşında görücü usulüyle evlendirilen ve odasında ölü bulunan Kader Erten, resmi rakamlara göre sayıları son 3 yılda 130 bini aşan çocuk gelinlerden sadece biri. 12 yaşındayken evlendirilen ve 14 yaşına geldiğinde ise iki çocuk doğuran Kader, bir çocuğunu doğumda kaybetti. Kaderin bir diğer çocuğu ise bir buçuk yaşında. Kader, 14 yıllık ömrüne, biri ölü, iki çocuk sığdırarak doğumla ölümü bir arada yaşadı. 0, körpecik bedeni ile usulca aramızdan ayrılırken 4+4+4 eğitim sistemiyle, çocukların evlenmesinin yolunu açan, okullarda emzirme odaları kuran zihniyet, Kader’in ve her gün eşleri, sevgilileri veya herhangi bir aile yakını tarafından öldürülen 5 kadının ölümünden sorumlu değil midir? Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav, Kader Erten’in ölümünü değerlendirerek, “Ölüm biçimi nasıl olursa olsun bir çocuğu 12 yaşında evlendiren, çocuk yaşta anne olmasını sağlayarak çocukluğundan vazgeçtiren, 14 yaşında ise ölümle tanıştıran politikalar yargılanmalı” dedi.
‘Kadınların ölümle tanıştığı başka bir hükümet görmedik’
Türkiye’de kadının varlığına ve haklarına hiçbir dönemde yapılmamış bir saldırı uygulandığını belirten Gülsüm, “Hemen her gün kadına dönük ayırımcı politika gündeme getiren bir zihniyetin varlığı ile karşı karşıyayız” diye konuştu. İktidarın “kadın”ın adını yaşamın her alnından silmeye çalıştığını ifade eden Gülsüm, “Bakanlıktan kadının adını sildiler, 4+4+4 eğitim sistemi ile Kader gibi nice kardeşimizi çocuk yaşta evlendiren paketi çıkardılar, Devletin resmi kurumu TRT’den kadınların varlığına saldırdılar. Kadınların en çok şiddete uğradığı ve ölümle tanıştığı başka bir hükümet görmedik” ifadelerini kullandı.
‘Kader’in failleri Başbakan ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığıdır’
Kader’in ölümünün bu politikaların sonucu olduğunu vurgulayan Gülsüm, “Kader’in failleri Başbakan ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam’dır” şeklinde konuştu. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın Kader gibi kadınların yaşamı ile ilgilenmesi gerektiğine dikkat çeken Gülsüm, kadının yerine aileyi kutsayan anlayışın artık son bulması gerektiğini vurguladı. Ülkede her geçe gün artan kadın cinayetlerine karşı hükümetin derhal kırmızı alarm vermesi gerektiğini söyleyen Gülsüm, “Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclisteki tüm partiler hemen harekete geçerek, kadın cinayetlerini kınamalı ve durdurmak için çalışmalar yapmalıdır. Devletin, kadınları korumak için görevlendirmeği polislerin, kimleri korumak için görevlendirildiği bugün apaçık ortadadır. Ayakkabı kutularından sadece yolsuzluk çıkmadı, kadınların çalınan yaşamları da çıktı. Kadınlar güvenlik kuvvetlerine her başvurduklarında personel eksiliği ile geri gönderilirken o polislerin eski İçişleri Bakanı Muammer Güler tarafından, koruma memuru olarak işadamlarına gönderildiğini görüyoruz” sözlerine yer verdi.
‘Devlet, polisi kadınların hayatını korumak için kullansa…’
“Türkiye’de kadın cinayetleri önlenemiyor” şeklinde bir algı yaratılmaya çalışıldığını ifade eden Gülsüm, bu algının tamamen yanlış olduğunu belirterek bazı basın yayın organlarının medyada böyle bir algıyı bilinçli yarattığına dikkat çekti. “Oysaki cinayetler neden durdurulmasın” diyen Gülsüm, “Mevcut yasalar en üst düzeyde uygulandığında, cezalar caydırıcı olursa kadın cinayetleri durabilir” değerlendirmesini yaptı. Gülsüm, “Karşısında mücadele ettikleri siyasetin değişmesi gerektiğini söyleyerek, iktidarın, toplumun karşısına çıkıp, cinayet işleyen erkeği mahkum eden sözler söylemesi gerektiğine dikkat çekti. Devletin yapması gereken görevler arasında, kadınların güvenliğini sağlaması gerektiğini hatırlatan Gülsüm, “ Devlet, güvenlikle ilgili imkanları hak arayanlara değil de kadınları hayatını korumak için kullansa kadın cinayetleri durdurulacaktır” dedi.
Uluslararası imza kampanyasına çağrı!
Son olarak kadın cinayetlerini durdurmak için uluslararası bir imza kampanyası başlattıklarını belirten Gülsüm, Avrupa ülkeleri de dahil olmak üzere Kanada gibi bir çok ülkeden destek aldıklarını dile getirerek, 8 Mart’ta bu imzaları hükümete sunacaklarını aktardı. Kadınları, cinayetleri durdurmak için mücadeleye çağıran Gülsüm, “Sokakta, meydanlarda, yaşamın her alanında sesimizi yükseltirsek bu cinayetleri durdurabiliriz” çağrısı yaptı.