Şiddet Yasası onaylandı. İş bundan sonra...
20.03.2012 I Değerli Basın Emekçileri;
Bildiğiniz gibi Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun dün Cumhurbaşkanı tarafından onaylandı. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu olarak, biliyoruz ki; kadın katilleri kadar, kadınları korumayan ve kadın katillerine ağır ceza yerine indirim veren yasaları yapanlar da kadın cinayetlerinden sorumludur. Bu sorumluluklarını yüklenerek yasaları yazmalarını istediğimiz meclisteki milletvekillerine kadın cinayetlerinin durdurulması için gerekli önerilerimizi içeren yasa tasarımızı geçtiğimiz yıl götürdük. O dönem AKP milletvekili olan şu an Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı olan Fatma Şahin yasayı kadın örgütlerinin görüşleri doğrultusunda yazdığını belirtse de, bizim hazırladığımız bu yasaya başta kendisi, ardından Bakanlar Kurulu ve onun ardından da Başbakan, kendi görüşleri doğrultusunda şekil verdi. Bir yıl bekletilen yasamız kararlı mücadelemiz sonucunda 8 Mart 2012 günü mecliste kabul edildi. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu olarak temelini bizim oluşturduğumuz yasada itirazımız olan bölümleri özellikle belirterek Cumhurbaşkanına bir dosya gönderdik. Yasada istediğimiz değişikliklerin yapılması için veto ederek meclise geri göndermesini istedik. Ancak Cumhurbaşkanı tarafından yasa dün aynen onaylandı.
Başlı başına yasa yazdırabilmiş olmanın kendisi dahi, mücadelemizin önemli bir kazanımı oldu. Yürütülen sistemli mücadelenin bir sonucu olarak yazılan bu yasa 4320 sayılı Ailenin Korunması Kanunu'nu bir miktar daha ileriye götürüyor. Ancak elbette bu yasa da, muhafazakar-kapitalist bir hükümet olan AKP hükümetinin kadına bakışından nasibini aldı.
Bundan sonra uygulanmasında takipçi olacağımız yasanın daha önce de ifade ettiğimiz olumlu ve olumsuz yönlerini tekrar kamuoyu ile paylaşıyoruz:
*Yasanın kapsamının verdiğimiz mücadeleler sonucu, medeni haline bakmaksızın tüm kadınları koruyacak biçimde en geniş şekliyle yazılması ve Türkiye'nin taraf olduğu uluslar arası sözleşmelerin korumada esas alınması,
*şiddete uğramanın yanı sıra "şiddete uğrama tehlikesi"ni de tanımlaması,
*ilk kez "ev içi şiddet" ve "kadına yönelik şiddet" gibi kavramları getirmesi,
*gecikmesinde sakınca olan durumlarda polise koruma kararı verme yetkisi tanıması,
*kadınların başvurabileceği Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezlerini öngörmesi,
*tedbir kararına aykırı davrananlara "zorlama hapsi" getirmesi,
*tehlikenin büyük olduğu durumlarda estetik operasyondan kimlik değiştirmeye kadar geniş kapsamlı koruma tedbirleri içermesi.
*kocanın evden uzaklaştırıldığı durumlarda evi satmasını engellemek için konuta "aile şerhi" konulması,
*çocukların refakatçi eşliğinde görülmesi,
*teknik yöntemlerle koruma
*İlköğretim ve ortaöğretim müfredatına, kadının insan hakları ve kadın erkek eşitliği konusunda eğitim konulması,
*Kamu görevlilerine kadına şiddetin önlenmesi eğitimi
Yasada önemli bulduğumuz ve bizim mücadelelerimizle yazdırmayı başardığımız kısımlardır. Öte yandan;
*Kadın örgütlerinin kadına yönelik şiddet ve buna benzer davalara katılma hakkının yer almaması,
*yasanın adında ailenin değil kadının korunduğunun yazılması,
-"toplumsal cinsiyet" kavramının yer almaması,
*cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığının yer almaması
*ara buluculuk ve uzlaşmanın için yasak getirmemesi,
*verilen koruma tedbirinin ertelenmesi veya para cezasına çevrilmesinin mümkün olmadığının belirtilmemesi,
*son derece önemli bir adım olan Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezlerinin muğlak bırakılması,
*sığınmaevlerine hiç değinilmemesi
*koruma alan kadın için sunulan kreş hakkına sınırlama getirilmesi,
*mülki amirlerin karar verebileceği bazı konularda hakime karar yetkisi tanımaması
Yasada itiraz ettiğimiz ancak değiştirilmeyen kısımlardır.
Bu haliyle baktığımızda yaşam hakkı mücadelemizde önemli bir kazanım olan bu yasayı, mücadelemizle çıkarmış olmamız kritiktir. Ancak yasanın kadın cinayetlerini durduracak zemini yaratmayacak biçimde düzenlenen bölümleri ise tamamen AKP hükümetinin sorumluluğundadır.
Ancak şimdiye kadar yürüttüğümüz mücadeleyi takip edenler bilmelidir ki, bizim tek mücadelemiz yasayı yazdırmaktan ibaret değil. Nihayetinde bu yasayı uygulatacak olan da yine kararlı biçimde yürüttüğümüz mücadelemiz olacaktır. Bu nedenle biz Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu olarak tamamen platformumuzun mücadelesine dayanarak yazılan bu yasanın takipçisi olacağımızı, yasada geçen veya geçmeyen hayati maddelerin uygulatılmasında da mücadelemizi sürdüreceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu