Temmuz ayı kadın cinayeti gerçeklerini açıklıyoruz
Temmuz ayında 15 kadın kardeşimiz öldürüldü. Bu ayki kadın cinayeti gerçekleri de bize gösteriyor ki kadın cinayetlerinin önünün açılmasının en önemli etkeni kadın düşmanı açıklamalar ve caydırıcı olacak olan Özgecan Yasası’nın iki senedir Meclis’te beklemesine rağmen halen yasalaşmamış olması. Bülent Arınç’ın Meclis’te HDP’li Nursel Aydoğan’a “bir kadın olarak sus” demesinin hemen ardından iki kadın kardeşimizi kaybettik.
Kadınların %40’ı ayrılmak ya da boşanmak istedikleri için, %47’si ise kendi hayatlarına dair karar vermek istedikleri için öldürüldü. Kadın katillerinin %33’ünü ise kocaları oluşturdu. Bu ay dikkati çekeceğimiz önemli bir nokta ise kadın cinayetlerinin bir önceki aya göre görece azalmasının yanında basında ve sosyal medyada oldukça yer tutmaları oldu. Sare Davutoğlu’nun “kadın cinayetleri gündem oldukça artıyor” açıklamasına rağmen görüyoruz ki kadın cinayetlerinin gündem olmasının artışa tam tersi bir etkisi bulunmakta.
En çok kadın cinayeti İzmir ve Akhisar illerinde gerçekleşti. Aynı aileden birden fazla kadının öldürülüyor oluşu bu olguyu yarattı. İzmir ve Akhisar’da bu ay 3’er kadın öldürüldü.
Temmuz ayında kadın cinayeti davalarında çok önemli bir ilerleme sağlayacak olan hukuki bir gelişme yaşandı. Yargıtay ilk defa Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun İzmir’de öldürülen Ayşe Selen Ayla, Esra Yaşar ve Azra Has’ın davalarına müdahillik talebini onadı. Bu durum diğer kadın cinayeti davalarında adaletin sağlanması için önemli bir emsal oluşturacak.