İndirimler kadın cinayetlerinde artışa neden oldu
Kasım ayında 25 kadın kardeşimizi kadın cinayetlerinde kaybettik. En çok kadın cinayeti işlenen iller İstanbul ve Bursa oldu. İstanbul’da 6, Bursa’da 5 kadın öldürüldü. Hatice Kaçmaz’ın katiline verilen “aşırı sevgi indirimi” ve bir tecavüzcüye verilen “saygın tutum indirimi” kadınlardan ve toplumdan, kadın cinayetleri ve kadına şiddet konusunda caydırıcı olmadığı için büyük tepki almıştı. Cezasızlığa neden olan indirimlerin sonucunu, kasım ayında daha fazla kadın kardeşimizin öldürülmesiyle yaşadık.
Daha çok kadın kardeşimizi kaybederken karşımıza çıkan bir gerçek de, öldürülen kadının koruma altında olup olmadığı başta olmak üzere, tespit edilemeyen bilgilerin çokluğu. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu göreve gelirken “kadına şiddetle mücadelede korumaya dair projeleriyle yol kat etmeyi hedeflediklerini” açıkladı. Aile Bakanlığı’nın bu açıklaması üzerine bir an önce tüm sorumluluklarını yerine getirmesi gerekmektedir. Bu noktada vurgulanmalıdır ki bakanlıkların, meclisin, devletin görevi olan etkin yasalar ve uygulamalar olmadığı için kasım ayında 2 kadın kardeşimiz, Doktor Aynur Dağdemir ve Fatma Yılmaz, bir başka kadının öldürülmesini engellemek isterken öldürüldüler.
Kadına şiddetin önüne geçilmesi, kadın cinayetlerinin durması için derhal alınması gereken tedbirler raporun yansıttığı üzere şunlardır:
1. Kadın hareketinin ve tüm toplumun görüp deneyimleyerek düzeltilmesini istediği indirimler, kadın cinayeti suçlarında yasayla düzenlenmelidir. Bu kaçınılmaz görevin yerine getirilmemesinin sonucunu, kadın katillerine indirimlerin uygulandığı her ay daha fazla kadın kardeşimizi kaybederek yaşıyoruz.
2. Kadın cinayeti suçlarında “ateşli silah” kullanımı eylül-ekim döneminde %40’lardan %60’lara çıkmıştı. Kasım ayında ise %80 oranında ateşli silahla kadın cinayeti işlendiğini görüyoruz. Ülkede yürütülen savaş politikası ve olağanüstü hallerin yaşattığı zulmün kadın cinayetlerine bu şekilde yansıdığına eylül-ekim raporunda yer vermiştik. Kasım döneminde savaş politikalarının ve olağanüstü hal uygulamalarının aynı şekilde devam etmiş olması, kadın cinayetlerine daha fazla yansıyarak daha fazla kadının öldürülmesini etkilemiş ve ateşli silah kullanımını olması gerekenin aksine normalleştirmiştir. Kadın cinayetlerinin durması için ülkedeki savaş politikasına da son verilmelidir.
3. Öldürülen kadınların koruma ya da adli başvuru yapıp yapmadığına dair veriler tespit edilememektedir. Bu sorunun üzerine gideceğini söyleyen Aile Bakanlığı durumun tespitini yapıp açıklamalıdır. Kadın cinayetlerinin ve kadına şiddetin son bulması için yetkili mercilerin dürüst bir durum tespiti ve aktarımı gereklidir.
4. Kadınlar haklarını kullanmak veya kazanmak isterken öldürülüyorlar. Kasım ayında da 1 kadın ayrılmak, 5 kadın boşanmak ve 11 kadın hayatlarına dair diğer kararları almak isterken öldürüldü. Kadınların kararlarına müdahale eden yaklaşımdan yetkililer vazgeçmek zorundadır. Kadınların uğruna öldürüldükleri haklarına evvela devlet saygı göstermeli ve bunu yasaları ile uygulamalarına yansıtmalıdır. Özellikle aile kurmayı ve çocuk doğurmayı dayatan söylemlerden görevliler vazgeçmelidir. Bunlar kadınların kendi hayatlarına dair kendilerinin verecekleri kararlardır. Nitekim raporlarımızda belirttiğimiz üzere kadın cinayetlerinde evli, bekar, çocuklu fark etmeden haklarını arayan kadın kardeşlerimizi kaybedebiliyoruz. Tüm olanaklarla önü açılması gereken kadınların hak mücadelesidir.
Kasım ayında 8 kadın kocası ve 2 kadın eski kocası tarafından öldürülürken, kadın cinayetlerinde katillerin %16’sı tespit edilmedi veya kamuoyuna açıklanmadı.
Kadın cinayetleri ve kadına şiddet gittikçe daha genç yaştaki kadınları etkiliyor, kasım ayında öldürülen kadınların %24’ü 24 yaşın altında.
Not:
- Veri dökümü ve grafik çalışmaları için Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu çalışanları Cansu Kayacan ve Duygu Ece Toksavul ile Perspektif Strateji Araştırma ekibi ve Süleyman Demirci’ye,
- Harita çalışmaları için Prof. Dr. Semra Günay ve Talha Aksoy’a katkıları için teşekkürler.