Hükümetin şiddeti körükleyen açıklamalarından vazgeçmeyerek kadınların yaşam ve özgürlük alanlarına müdahale etmesi, kadınlara ve çocuklara yönelik şiddette vahşetin de artmasına sebep oluyor. Bu koşullar sonucunda Eylül ayı kadınların işkencelerle öldürülmesine; 5 yaşında çocukların tecavüz edilmesine; tacize hayır dediği için, şort giydiği için kadınların darp edilmesine şahit olduk. Kadın cinayetin en çok yaşandığı iller: Ankara’da 4, İstanbul’da 3, Aydın’da 2, Antalya’da 2 kadın öldürüldü.
Eylül ayında Başbakan Binali Yıldırım’ın şort giydiği için darp edilen Ayşegül Terzi’nin uğradığı şiddeti onaylayarak “mırıldanabilir” açıklamasında bulunmasının ardından 20 kadına cinsel şiddet uygulandı. 20 kadın bu ayki cinsel şiddet verilerinin yarısını kapsamakla beraber, bu kadınlar iş yerinde, sokakta, otobüste cinsel şiddete maruz kaldı.
Hükümetin şiddeti körükleyen açıklamalarından geri adım atmaması, kadına yönelik şiddette vahşetinde artmansa sebep oluyor. İzmir’de öğretmen bir kadın tacize hayır dediği için darp edilirken, Kocaeli’nde bir kadın yine aynı şekilde tacize direndiği için bıçaklandı. İstanbul’da Ayşegül Terzi şort giydiği için tekme atıldı, Bursa’da bir kadın “şortlu kadına atılan tekmeyi unutma” denilerek tehdit edildi.
Ankara’da iki trans kadın nefret saldırısına uğradı. Savcılık saldırganların serbest bırakılmasına ve soruşturmanın sürmesine karar verdi. İstanbul’ da bir trans kadın 5 yıldır yaşadığı evini, mahalledeki bir grubun saldırıları nedeniyle terk etmek durumunda kaldı.
Çocuk istismarını engelleyecek uygulamaların yapılmaması, aksine AYM’nin 15 yaş kuralını iptal etmesi istismara bir yenisini ekliyor. Çocuklar evlerinde, sokakta, sosyal ağlarda istismara uğruyor. Balıkesir’de 5 yaşındaki çocuk imam tarafından tecavüz ediliyor. Çözümsüzlüğün içine hapsedilmiş bu çocuklara yıllarca tecavüz edilebiliyor. Yozgat’ta 4 yaşından beri istismara uğrayan bir çocuk 8 yıldır uğradığı tecavüzün krokisini çiziyor, Edirne’de bir çocuk 11 yaşından beri eniştesi tarafından tecavüze uğruyor.
Kadınlar “itaat etmek” değil, kendi hayatlarına dair karar almak istiyor
Kadınları bir birey olarak görmeyen, kadınların yaşadıkları şiddete gözlerini kapamış Başbakan Binali Yıldırım kadınların “itaat etmesi” gerektiğini savunuyor. Kadınlar kendi hayatlarına dair karar almak isterken öldürülüyorken AKP Hükümeti kadınların yaşam ve özgürlük alanlarına müdahale etmekten vazgeçmelidir. Bu ayki verilerde bizlere gösteriyor ki kadınların %35’i kendi hayatlarına dair karar almak istediği için, %18’i boşanmak ve ilişkisini sonlandırmak istediği için öldürülüyor. Kadınlar kendi hayatlarına dair karar alabilir, alabilmelidir, bunun sonucu yaşamlarının ellerinden alınası olmamalıdır.
Kadınlar işkence edilerek öldürülüyor
OHAL dönemi, AKP Hükümeti’nin şiddeti körükleyen açıklamalardan geri durmaması vahşeti de beraberinde getiriyor. Kadınlar drp edilerek, boğazı kesilerek, yakılarak, ateşli silahlarla, işkencelerle öldürülüyor. Mersin’de öldürülen Ayşe Akyüz’ün cesedi pijama ve terliklerinden anlaşılabiliyor. Bu ay kadınların %35’i ateşli silah, %29’u kesici aletle öldürüldü.
Kadınlar en yakınları tarafından öldürülüyor
Kadınlar kendi hayatlarına air karar almak isterken en yakınları tarafından öldürülmeye devam ediyor. Eylül ayınla öldürülen kadınların %59’u kocası, sevgilisi, akrabası tarafından gerçekleştiriliyor.
Kadınlar korunmuyor
Kadınlar korunmadığı için öldürülmeye devam ediyor. 6284 sayılı koruma kanunu etkin uygulanmıyor. Kütahya’da Esma Kamalı koruması olduğu halde, polisi arayıp tedbir amaçlı ekip istediği halde öldürüldü.
35 çocuk annesiz kaldı
Eylül ayında öldürülen kadınların %38’i evliyken 35 çocuk annesiz kaldı. Anne olmayan kadını yarım gören AKP buna ne diyor? Kadınların ve çocukların hiçe sayılıp, sadece aileyi koruma çocuk doğurma yönünde politikaların izlenmesi, kadın cinayetinde artışa sebep oluyor. Kadın cinaytlerinde yaş aralığı düşüyor, bu ay Öldürülen kadınların %43’ü 35 yaşın altında.