Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kasım 2018 Veri Raporu
9.12.2018
Kasım ayında erkekler tarafından 31 kadın öldürüldü; çocuk istismarı ve cinsel şiddet devam etmektedir.

Her ay basına yansıyan kadına yönelik şiddet haberlerinde davalar, yeni yaşanan olaylar ve kadın hareketine dair ayrıntılar yer almaktadır. Kadın cinayeti haberleri şikayete bağlı olmaksızın direkt kamuya yansırken; cinsel şiddet ve çocuk istismarı haberlerinin ortaya çıkması, gerek bu suçların üstünün örtülmesi gerek soruşturma ve dava süreçlerinin devam ediyor olmasından dolayı net sayının belirlenmesi zorlaşmaktadır. İstanbul Sözleşmesi kapsamında devletin ilgili mercilerinin tespit etmesi ve buna göre şiddetle mücadele yöntemlerini belirlemesi gerekirken; söz konusu makamlar bunları yapmıyor. Bu ay ilk kez bizim dışımızda kadın cinayeti verilerini açıklayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yaptığı açıklamada 2017’de 353, bu yıl ise 20 Kasım itibarıyla 238 kadın cinayeti yaşandığını ve geçen yılın ilk 11 ayı ile bu yılın ilk 11 ayını karşılaştırınca kadın cinayetlerinde yüzde 22 azalış görüldüğünü iddia etti. Bakanlık verilerinin aksine, Türkiye’de 19 ayda erkekler tarafından 652 kadın öldürüldü. Bizler, basına yansıyan ve doğrudan bize gelen başvurular halini derleyerek bir sayıya ulaşıp, bu çerçevede raporumuzu hazırlıyoruz. Ancak çocuk istismarı ve cinsel şiddet verileri açıkladığımız ve basına yansıyan haberlerden çok daha fazla. Buna göre; 2018 yılının kasım ayında 31 kadın öldürüldü, çocuk istismarı ve cinsel şiddet devam etti.

Dünyadaki tüm kadınlar için oldukça büyük öneme sahip 25 Kasım Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü, mücadelelerin kamuoyunda yankılanmasına neden oldu. Normalde Kasım aylarında kadın cinayeti verilerinde düşüş olmasına rağmen bu Kasım ayında bir azalma gerçekleşmedi. Son dönemde kadın hareketi her ne kadar güçlü bir mücadele ortaya koysa da uzun zamandır yürütülen kadın düşmanı politikaların etkisi devam ediyor. Bu politikalar kadın cinayetlerinde azalma olmasını engelliyor. 6284 sayılı kanun ve Türkiye’nin de imzacılarından biri olduğu İstanbul Sözleşmesi’nden doğan haklara rağmen şiddete karşı devlet ve ilgili kurumlar somut bir adım atmamakta ve etkin bir şekilde yasayı uygulamamaktadır. Hukuka olan güveninin bu kadar azalmasına rağmen Kasım ayında birçok ilde gerçekleşen eylemler, kamuoyu tepkileri ve açıklamalar, kadınların bu her türlü şiddete karşı mücadeleye birlikte devam ettiğini gösterdi.

 

Bu ay işlenen kadın cinayetlerinin 7’si şüpheli ölüm olarak kaydedilirken, 8 kadının neden öldürüldüğü tespit edilemedi ve 11’i kendi hayatına dair karar almak isterken öldürüldü. Kadınların kim tarafından, neden öldürüldüğü tespit edilmedikçe;  adil yargılama yapılmayıp şüpheli, sanık ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler uygulanmadıkça şiddet boyut değiştirerek sürmeye devam ediyor.

 

Şule Çet’i öldürüldüğünü kanıtlayabilmek ve soruşturma aşamasında delillerin toplanması için mücadele etmemiz gerekti. Toplumun tepkisi ve mücadelemiz sonucunda toplanan delillerin ardından, Şule’nin öldürüldüğünü mü yoksa intihar mı ettiğini; cinsel şiddete uğrayıp uğramadığını tespit edemeyen Adli Tıp Kurumu raporunda, sonuç için kesin bir değerlendirme yapılamadığı ve tıbben bilinemediği görüşüne yer verildi. Adli Tıp Kurumu’nun bu açıklaması kadınlar tarafından tepkiyle karşılandı. Çünkü Adli Tıp Kurumu bilirkişidir, bilmiyorum diyemez. Şüpheli ölümlerin üstü örtülürse ve failler ceza almazsa şüpheli ölümle artmaya devam edecektir. Ancak Şule Çet için verilen mücadeleyi kadın cinayetlerinin üstü örtmeye çalışanlar için caydırıcı olacaktır.

Sanatçı Sıla Gençoğlu, oyuncu Ahmet Kural’dan gördüğü şiddet neticesinde 6284 sayılı kanunun etkin bir şekilde uygulanması için mahkemeye başvurdu ve 3 aylık uzaklaştırma kararı aldı. Sıla’ya karşı uygulanan şiddetin, sonrasında yapılan açıklamaların ve şiddetin normalleştirilmeye çalışılmasıyla da kamuoyunda büyük tepkiye neden oldu. Aynı zamanda Kadın Meclisleri yaptıkları açıklamada son zamanlarda artan kadına şiddetin ve kadına şiddet olaylarında suçluyu övecek söylemlerin ceza kanununda suç olması nedeniyle durdurulmasını, aksi takdirde hukuki süreci başlatacaklarını duyurdu. Bu olay 6284 sayılı kanunun neden kadınların cam simidi olduğunu bir kez daha vurguladı.

 

İki yıldır ölüm tehdidi alan Gülay Mübarek'e tehditler savurarak psikolojik şiddet uygulayan kişi, başka bir suçtan dolayı girdiği cezaevinden çıkar çıkmaz ilk iş olarak yine Gülay’ı ve haberini yapan Melis Alphan'ı tehdit etti.

 

Ayşegül Terzi'yi şort giydiği bahanesiyle darp eden fail için "Cebir ve tehdit kullanarak yaşam tarzına ilişkin tercihlerine müdahale" cezası onandı, "basit yaralama" cezası kaldırıldı.

Kadınların öldürülmediği bir Türkiye mümkün,

Şiddeti normalleştirmek yasaktır!

25 Kasım eylemi öncesinde mevcut durumu, çözüm önerilerini ve mücadele şekillerini bir basın toplantısıyla duyuran Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun ve öldürülen kadınların ailelerinin açıklamaları medyada geniş yer aldı. Şiddetin son bulmasını isteyen aileler tekrardan adalet talebinde bulundu, bireysel silahlanmanın yasaklanması istedi ve mücadeleden asla vazgeçmeyeceklerini belirtti. Şiddeti normalleştirmek yasaktır. Kadınların öldürülmediği bir Türkiye mümkün diyerek yapılan basın toplantısında Genel Temsilcimiz Gülsüm Kav İstanbul Sözleşmesi’nin adım adım uygulandığında nasıl önleyici ve kadınları geleceğe yönelik güçlendirici etkilerin olacağını anlattı. 6284 sayılı kanunun ünlü yada ünsüz tüm kadınlar için etkin şekilde uygulanması gerektiğini söyledi. Öldürülen kadınların aileleri ve şiddete maruz bırakılan kadınların platformla bir araya gelerek kadın cinayetlerine karşı mücadele etmesi adaletin sağlanması ve daha fazla kadının yaşaması için önemli bir dinamik olacak.
 

25 Kasım’da kadın mücadelesi tüm Türkiye’yi sardı

Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü nedeniyle Kadın Meclisleri ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Twitter üzerinden #KadınaŞiddettir etiketiyle birlikte şiddetin türlerini ve mücadele yöntemlerini kamuoyuyla paylaştı.


Ankara, Çanakkale, Çorum, Bolu, Denizli, Eskişehir, Gaziantep, İstanbul, Muğla, Erzurum, İzmir, Aydın, Karabük, Manisa, Konya, Sivas, Tekirdağ, Mersin ve Kütahya’da 25 Kasım’da kadınlar Türkiye’nin dört bir yanında bir araya geldi.


Kadın Meclisleri, 25 Kasım günü İstanbul - Kadıköy’de  öldürülen kadınların aileleri ve şiddete uğrayan kadınlarla beraber eylem gerçekleştirildi. Adalet arayışına yoğun katılımla gerçekleşen eylem, güvenlik güçleri tarafından engellendi. Aynı günün akşamında Taksim’de gerçekleşen yürüyüş tekrar güvenlik güçlerinin engellemesiyle karşılaştı. Kadınlar Kadıköy’de eylemlerini gerçekleştirdi, Taksim’de engellenmeye çalışılan yürüyüş bütün Taksim’e yayıldı. Kadınlar korunmak istediğinde görevini yapmak için hiçbir kararlılık göstermeyen Valilik kadınların yürüyüşüne karşı karar almıştır. Şiddeti durdurmak için yürüyenlere şiddet uygulamak, kadına yönelik şiddetin boyutunu da artırıyor.

Şiddete ve eşitsizliğe karşı somut adım istiyoruz
 

Bütün bu mücadeleye rağmen kurumlardan ya da idari makamlardan kadına yönelik şiddete dair yapılan açıklamalar yine eşitsizliği gözler önüne serdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan cinsiyet eşitsizliğini yine fıtrata bağlayarak kadın erkek aynı yarışı koşamaz açıklamasında bulundu.


Adalet Bakanlığı’nın yayınladığı cinsel istismar genelgesi yayımladı. Fakat genelgenin kadınları da kapsaması gerekirken sadece çocukları kapsamaktadır. Soruşturmalarda gizlilik maddesi olmamalıdır. Buna ek olarak yargı kararlarının ve cinsel istismar verilerinin kamuoyuyla paylaşılması bakanlığın görevidir.


Konya’da Necmettin Erbakan Üniversitesi Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Karalı, ”İyi bir ev hanımı olmak bakan, başkan, başarılı bir iş kadını olmaktan elzemdir” diyerek önümüzdeki yerel seçimlerde hiçbir kadın adaya oy vermeyeceğini açıkladı. Kamuoyundan gelen yoğun tepkiler neticesinde görevinden istifa etti.

Dünyada da kadınlar mücadeleye devam ediyor

İrlanda'da bir mahkeme 17 yaşındaki genç kadının "iç çamaşırını" bahane ederek tecavüzcüyü beraat ettirdi. Yüzlerce kadın "bu rıza değil" diye adliyeye doğru yürüyerek kararı protesto etti.
Binlerce çalışanın Google’da yaşanan cinsel tacizleri ve eşitsizliği protesto etmesiyle Google, cinsel taciz politikasını değiştirerek özür diledi.


Birleşmiş Milletler'in (BM) son yayınladığı rapora göre dünya genelinde her gün 137 kadın erkek şiddeti sonucu öldürülüyor. Rapora göre 2017 yılında dünya genelinde 87 bin kadın cinayeti gerçekleşirken, bu cinayetlerin 30 bini kadınların evli veya beraber olduklar erkekler tarafından gerçekleştirildi.


İsrail’de kadınlar, kadın cinayetlerine karşı kitlesel protestolar düzenlemeye devam ediyor. İsrail’deki kadınlar da tıpkı Türkiye’de olduğu gibi hükümetin kadına yönelik şiddeti durdurmak için açıkladığı planı uygulaması için mücadele veriyor.

Kadınlar yaşam mücadelesi veriyor

İlgili kurumlar tarafından gerekli adımların atılmaması, mevcut yasaların etkin bir şekilde kullanılmaması, adalete güvenin kalmaması ve devletin kadınları ve çocukları bu şiddete karşı korumuyor olması nedeniyle artık kadınlar korunmak için ölümü göze alıyorlar, çünkü hala tehdit altında olduklarının farkındalar.

Samsun'da Iraklı bir kadın kendisini sürekli darp eden ve en son kendisini eve kilitleyen kocasından kurtulmak için pencereden atladı.Hastanede tedavi altına alınan Baydah Idrıs Hasan Hasan yaşam mücadelesi veriyor.

Diyarbakır’da Rabia Senar İ., evli olduğu erkek tarafından silahla ağır bir şekilde yaralandı, yoğun bakımda tedavisi devam eden Rabia yaşam mücadelesi veriyor.

Kadın cinayetleri sürüyor

Bu ay erkekler tarafından öldürülen 31 kadının 7’si şüpheli ölüm, 8’inin neden öldürüldüğü tespit edilemedi, 11’i hayatına dair karar almak isterken öldürüldü, 5’inin ise ekonomik bahanelerle öldürüldüğü biliniyor.

Günay Torun Bursa’da ekonomik bahaneler neticesinde kardeşi Halil Torun tarafından arabasında öldürüldü.

Aydın ve Antalya’da farklı günlerde kimliği belirsiz 2 kadın deniz kenarında şüpheli bir şekilde ölü bulundu.

İstanbul’da yaşayan ve boşanma davası devam etmekte olan Zahide Oğuz, 2 kez uzaklaştırma kararına ve karakola yaptığı 12-13 şikayet dilekçesine rağmen evli olduğu Galip Oğuz tarafından evinde öldürüldü.

Çocuk istismarları devam ediyor

Bu ay da çocuk istismarı haberleri gelmeye devam etti. Çocuk koruma odaklı istatistik toplama ve analiz bilgi paylaşım sistemi oluşturulmadığı; bu istatistiklere göre somut adımlar atılmadığı ve çocuklar için adalet sağlanmadığı müddetçe haberler gelmeye devam edecek. Bu adımlar uygulanmadığı için çocuk istismarının üzeri örtülüyor ve çocukların uğradığı şiddetin boyutu büyük oluyor.

Eğitim-Bir-Sen Muğla Şube Başkan Yardımcısı ve felsefe öğretmeni S.Y. (53), 23 kız öğrenciye istismarda bulunduğu iddiasıyla açığa alındı.

Şanlıurfa'da cinsel istismarına uğradıkları babalarının cezaevinden çıkması ihtimalini öğrenince iki kız kardeş intihar girişiminde bulundu. İki kız kardeş, devletin kendilerine sahip çıkmadığını belirtti  ve savcılıkta ifadelerle hastane raporlarının değiştirildiğini söyledi.

Kadınlar cinsel şiddete uğramaya devam ediyor

Elde ettiğimiz bilgilere göre ekim ayında 27 kadın cinsel saldırıya uğradı, ancak gerçek rakamlar çok daha fazla.

İstanbul’da Çapa Tıp Fakültesi öğretim üyesi jinekoloji profesörü Fecrialem Sevilen, muayenehanesinde iki hastasına nitelikli cinsel saldırıda bulunması nedeniyle tutuklandı.

Kocaeli’nde zorla girdiği bir evde bulunan kadına cinsel şiddette bulunduktan sonra kadının parmaklarını keserek kaçtı.

Bir kadın 15 yaşından beri 10 yıl boyunca öz babasının cinsel şiddet ve istismarına maruz kaldı. Babanın kızına yazdığı aşk mektubunu çöpte bulan annenin şikayeti neticesinde baba cinsel saldırı suçundan tutuklandı. Hukuka güvenin olmaması ve kadına karşı toplumsal baskının devam etmesi her türlü şiddetin 10 sene boyunca devam edebilmesine sebep oluyor.

Kasım ayında 31 kadın öldürüldü

2018 Kasım ayında da kadınların önemli bir kısmı kim tarafından ya da neden öldürüldüğü tespit edilemedi.

 

Bu ayki kadın cinayetlerinin 7’si şüpheli ölüm, 8’inin nedeni tespit edilemedi; 11 kadın hayatına dair karar almak istediği için öldürüldü, 5’i ekonomik sebepler bahane edilerek öldürüldü.

 

Öldürülen kadınların 12’si tespit edilemeyen kişiler tarafından, 10’u evli olduğu erkek tarafından, 2’si birlikte olduğu erkek tarafından, 2’si erkek kardeşi tarafından, 2’si akraba ya da tanıdığı kişiler tarafından, 1’i de imam nikahlı erkek tarafından öldürüldü.

 

Kadınların 1’i 15-18 yaş, 9’u 36-65 yaş, 7’si  26-35 yaş, 5’i 19-25 yaş, 1’i 12-14 yaş ve 5’i 66 yaş ve üzeri yaş aralığındaydı. 4’ünün yaşı tespit edilemedi.

 

Gaziantep’te yaşayan 20 yaşında 2 çocuk annesi Sabiha Sepil, uykusundan uyanıp oynamasını isteyen imam nikahlı eşi tarafından çocuklarının gözü önünde ateşli silah ile öldürdü.

 

Diyarbakır’da 28 yaşındaki Vildan Nerede, evli olduğu erkek tarafından otomobilin içinde ateşli silahla öldürüldü.

 

6284 ve sonuçları
Kasım ayında öldürülen kadınların 16’sının  koruma kararının olup olmadığı bilinmezken; 5’inin uzaklaştırma kararının olduğu biliniyor. 10 kadın için ise herhangi bir koruma veya uzaklaştırma kararı bulunmuyor.


Şiddet uygulayanlara uzaklaştırma, yakın koruma gibi birçok tedbiri düzenleyen; kadınları maddi olarak güçlendirmekten kimlik değiştirmeye birçok hak tanıyan ve kadın örgütlerinin yıllarca süren mücadelesi sonucu yürürlüğe giren  6284 etkin uygulandığı takdirde kadınları koruyor.


Bu ay 6284 etkin uygulansaydı, çocuklar annesiz kalmayacaktı. Öldürülen kadınların 6 ‘sının çocuğu vardı.

 

 

 

 

 

 

 

 

* Femisid; embriyodan cenine, bebekten çocuğa, erişkinden yaşlıya kadar tüm kadın cinsiyetteki bireylerin sadece cinsiyetlerinden dolayı ya da toplumsal cinsiyet kimliği algısına aykırı eylemleri bahane edilerek, bir erkek tarafından öldürülmesi ya da intihara zorlanmasıdır. Femisidler salt kadın cinsiyetteki insanların öldürüldüğü cinayetler olarak algılanmamalıdır. Nefretle işlenen bu cinayetlerde, saldırıya uğrayan şey kadın kimliğidir.




16.11.2018

Kadınların öldürülmediği bir Türkiye mümkün, şiddeti normalleştirmek yasaktır