Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Haziran 2020 Raporu
2020 Haziran Raporu*
Haziran Ayında 27 Kadın Cinayeti, 23 Şüpheli Kadın Ölümü
Tüm dünyada ve Türkiye’de koronavirüs ile birlikte olağanüstü bir dönemden geçmeye devam ediyoruz. Dünyanın pek çok yerinde olağanüstü koşullara, olağanüstü önlemler alındı. Herkesin evde kalması gerektiği bu süreçte, bu koşullar kadınlar için zorluklar da ortaya çıkardı. Dünyada ve Türkiye’de salgın henüz sona ermedi, ancak korona tedbirlerinin gevşetildiği yeni bir döneme girdik. Sözde “yeni normalleşme” sürecinde her gün yeni bir kadın cinayeti, kadına yönelik şiddet, çocuk istismarı haberleri alıyoruz. İl il, sokak sokak mücadelemizin sonucu ve Emine Bulut Genelgesi’nin ardından azalma eğilimi göstermeye başlamış olan kadın cinayetleri bu ay hayatımıza giren ‘normalleşme’ ile tekrar artma eğilimi gösteriyor.
14 kadın hayatına dair karar vermek isterken öldürüldü
Bu ay 22 kadın cinayeti işlenmiş, 5 kadının şüpheli ölümünün kadın cinayeti olduğu ortaya çıkmış, 23 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulunmuştur. Öldürülen 27 kadından 11’inin neden öldürüldüğü tespit edilemedi, 2’si ekonomik bahaneyle, 14’ü de boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak isterken öldürüldü. 11 kadının hangi bahaneyle öldürüldüğünün tespit edilememesi, kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin görünmez kılınmasının bir sonucudur. Kadınların kim tarafından, neden öldürüldüğü tespit edilmedikçe; adil yargılama yapılmayıp şüpheli, sanık ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler uygulanmadıkça şiddet boyut değiştirerek sürmeye devam ediyor.
İllere göre Haziran ayının kadın cinayetleri verileri ise şöyle:
Her biri birer yaşam olan kadın kardeşlerimizin isimlerini sizinle paylaşmak isteriz:
Kadınlar kimler tarafından öldürüldü?
Haziran ayında öldürülen 27 kadının 3’ünün kim tarafından öldürüldüğü tespit edilememiştir. 11’i evli oldukları erkek, 2’si birlikte olduğu erkek, 3’ü tanıdık biri, 3’ü akraba, 3’ü baba, 1’i eskiden birlikte olduğu erkek ve 1’i de erkek kardeşi tarafından öldürülmüştür.
Kadınlar en çok evlerinde ve sokak ortasında öldürüldü
Kadınların 14’ü evinde, 7’si sokak ortasında, 1’i işyerinde, 1’i de bir arazide öldürülmüştür. 4 kadının nerede öldürüldüğü tespit edilememiştir. Geçtiğimiz aylara göre, bu ay kadınların sokakta öldürülme oranı da arttı. Bu ay öldürülen kadınların yüzde 52’si evlerinde, yüzde 26’sı sokakta öldürüldü.
Kadınlar en çok ateşli silahlarla öldürüldü
15’i ateşli silahlarla, 8’i kesici aletle ve 3’ü de boğularak öldürüldü. 1 kadının nasıl öldürüldüğü tespit edilememiştir.
Kadınların çalışma durumu hala tespit edilemiyor
Kadınların çalışma durumlarını tespit etmek ise çok zor. Önemli olan bu verinin de basın mensupları tarafından dikkate alınması gerektiğini düşünüyoruz. Bu ay TÜİK’in açıkladığı verilere göre, ‘ev işleriyle meşgul’ kadınların sayısı bir önceki yıla göre 95 bin daha arttı. Böylece TÜİK’e göre işgücü dahi sayılmayan kadınların sayısı Mart 2020'de 10 milyon 972 bin oldu. TÜİK’in verileri bu şekilde açıklaması, kadın işsizliğinin gerçek boyutunun üzerini örtmeye çalışmaktır. Çalışma hayatına alınmayan ya da istihdamdan uzaklaştırılan kadınlar toplumda oluşan toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılık, şiddet ve kadın cinayetleri tehlikelerine karşı daha korunmasız hale gelmektedir. Ulaşılabilen veriye göre kadınların 5’i bir işyerinde çalışıyor ve 21 kadının çalışma durumu bilinememektedir.
Bu ay bir de kıdem tazminatının fona devredilmesine ilişkin düzenlemeler gündeme geldi. Kıdem tazminatına dokunmak kadınlar için eşitsizliğin daha da artmasıdır. Kıdem tazminatının fona devredilmesi; işsizliğin katlanarak artmasıdır, esnek çalışma ve daha fazla güvencesizliktir. 11 milyon kadın işgücü bile sayılmazken, kıdem tazminatımıza el konulması eşitsizliğin daha da derinleşmesidir.
Kadın cinayetleri devam ediyor, yetkililer adım atmıyor
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül katıldığı bir yayında, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleriyle ilgili gelen soruya yeterli bir cevap veremedi. Kadın cinayetleri “virüsten beter, alçakça, vicdansızca, canice, menfur saldırı, toplumsal sorun, hadise” diyerek doğal yolla kendiliğinden oluşan bir şeymiş gibi sunulamaz. Hala türlü bahanelerle failler indirim alırken ve kamuoyu tepkileriyle işleyen bir yargı sistemi varken, 6284 sayılı kanunun bütün kurum ve kuruluşlar tarafından etkin uygulanmadığı ortadayken “Yargı tabii sonuç” demek sorumluluğu üzerinden atmaktır.
İçişleri Bakanı ise yaptığı açıklamada erkekler tarafından öldürülen kadınlar için “kadın cinayeti” kavramını reddetti. “Kadın öldürüldü” demek yerine “kadın öldü” demek tercih edilemez, bu bir tercih meselesi değildir. Söylemler politikaları, politikalar da mücadeleyi belirler. Bu kadar kadın, kendi kendine, hastalık, kaza gibi sebeplerle ölmüyor. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklı, erkekler tarafından öldürülen kadınların ölümünü normalleştirilemez. Yalnızca aile içi şiddete dayalı cinayetler değil toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dayalı tüm cinayetler kadın cinayetidir.
Hiç kimse cinsiyet kimliği ve cinsel yönelimi bahanesiyle şiddete ve ayrımcılığa maruz bırakılamaz. Onur Ayı nedeniyle kamuoyunda artan nefret söylemlerine karşı eşitlikçi olmayan politikalar ayrımcılığı arttırır.
Kadınlar korona günlerinde haklarını ertelemek durumunda kalıyor
Hükümet sözcüsü Ömer Çelik yaptığı bir açıklamada "Kadına şiddet çalışmalarını daha güçlü sürdürmemiz gerektiği açık. Kadına şiddete müdahale konusunda 1005'e yakın merkez kurulmuştur. Şikayetler alınıp müdahaleler yapılıyor" dedi. Şu zamana dek kadın cinayetleri verilerinde, kadınlar en çok boşanmak, ayrılmak, çalışmak gibi kendi hayatlarına dair karar alırken öldürülüyordu. Bu ay yayınladığımız Mayıs 2020 Başvuru Karşılama Raporu’na göre bir önceki aya göre başvuru hattımızı arayarak yardım isteyenlerde %78 artış yaşandı. Başvuru hattımızı arayan kadınların %26’sı başvurdukları kamu görevlilerince hak ihlali yaşadığını söylüyor, ilk sırada %67 oranı ile polis var. En çok başvuru %34 oranı ile evli oldukları erkekler tarafından şiddete uğrayan kadınlardan geliyor. Korona günlerinde kadınların haklarını; boşanmayı, ayrılmayı, şikayeti ertelemeleri ile karşı karşıya olduğumuz Karşılama Raporu’nda da ortaya çıktı. Kadınlar 155 ve 183 acil hatlarına ihtiyaçları olduğunda ulaşmakta zorluk çekiyor, ulaştıklarında dahi hak ihlalleri yaşıyor. Kadınların yaşadıkları zorluklar devleti daha çok tedbir almaya itmeli, kadınlar çaresiz bırakılmamalıdır.
Şüpheli kadın ölümleri artıyor
Altını çizmek istediğimiz önemli bir detay, artan şüpheli kadın ölümleridir. Bir süredir raporlarımızda da açıkladığımız gibi intihar veya doğal ölüm gibi sunulan şüpheli kadın ölümleri ve şüpheli bir şekilde ölü bulunan kadın sayısında çok ciddi bir artış yaşanmaktadır. Şüpheli kadın ölümleri, maalesef kadın cinayetlerinden daha da zorlu olabilmektedir. Kadınların öldürülüp öldürülmediği, gerçekten kaza ile mi öldükleri, intihar edip etmedikleri veya intihara sürüklenip sürüklenmediklerinin açığa çıkarılması gerekmektedir.
Haziran ayında, geçtiğimiz senelerde kaybolmuş veya kayıtlara doğal ölüm olarak geçmiş 5 şüpheli kadın ölümü açığa çıktı. Mersin'de yaşayan 17 yaşındaki 5 aylık hamile İrem Bahçe geçtiğimiz sene evinde başından ateşli silahla vurulmuş halde bulundu ve ailesi İrem'in intihar ettiğini iddia etmişti. Bu ay İrem'in namus bahanesiyle aile kararı neticesinde erkek kardeşi M.A.B. tarafından öldürüldüğü ortaya çıktı. Antalya'da yaşayan 46 yaşındaki Gülsüm T. geçtiğimiz sene evinde kahvaltı yaparken ölmüş bir şekilde bulunmuştu. Otopsi darp izi bulunmadığını ve kalp krizi olabileceğini söylemişti. Cem Yılmaz'ın Gülsüm'ü boğarak öldürdüğü, morluklar belli olmasın diye de fondötenle kapattığı ortaya çıktı. İstanbul'da yaşayan 49 yaşındaki 4 çocuk annesi Ayşe Altuntaş geçtiğimiz sene ortadan kaybolmuştu. Ayşe'nin birlikte olduğu erkek Mehmet Taşdelen tarafından hayatına dair karar alması bahane gösterilerek ateşli silahla öldürüldüğü ortaya çıktı. 1,5 yaşındaki Ecrin Kurnaz, geçtiğimiz sene kaybolmuştu. Arama çalışmaları sırasında bulunan kıyafet ve beden parçalarının Ecrin'e ait olduğu ve öldürüldüğü ortaya çıktı. Kars'ta yaşayan 6 çocuk annesi Hatice Özkaçak'ın ölümü 2009 yılında kayıtlara "doğal ölüm" olarak geçmişti. 11 yıl sonra yapılan araştırma sonucu akrabası Kenan Özkaçak kasten öldürme suçundan tutuklandı.
Mardin’de yaşayan 19 yaşındaki Şefika Yasa’dan 12 Ocak’tan beri haber alınamıyor. Bir erkek tarafından ölüm tehditleri aldığı bilinmesine rağmen etkin bir araştırma yürütülmüyor. 5 Ocak'tan beri kendisinden haber alınamayan 21 yaşındaki Gülistan Doku hakkında hala etkin bir soruşturma yürütülmüyor.
Ankara'da yaşayan 21 yaşındaki Aleyna Çakır evinde şüpheli bir şekilde ölü olarak bulundu. Ancak daha sonra Nisan ayında Aleyna'nın birlikte olduğu Ümit U. tarafından şiddete maruz kalırken bayıldığı bir canlı yayın videosu ortaya çıktı. Bu şiddet sonrasında Aleyna'nın Ümit U. hakkında şikayetçi olduğu ama sonra şikayetini çektiği öğrenildi. Şüpheli hakkında ‘konut dokunulmazlığını ihlal etme’ suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapis talebiyle dava açıldı. Ancak, şüpheli hakkında hakaret ve basit yaralama suçlarından ise kovuşturmaya yer olmadığına da karar verildi.
Mersin’de yaşayan Türkan A. şüpheli bir şekilde ölü bulundu. Daha öncesinde ailesi tarafından evlilik konusunda sistematik olarak şiddete maruz bırakıldığı öğrenildi.
Mardin’de yaşayan 22 yaşındaki Sare Gök şüpheli bir şekilde ölü bulundu. Otopsi raporunda vücudunun farklı yerlerinde birçok darp izi olduğu ortaya çıktı.
Haziran ayında öğrendiğimiz 23 kadının şüpheli ölümleri bir an önce açığa çıkarılmalıdır. Yapılacak şey bellidir; 6284 sayılı koruma kanunu ve İstanbul Sözleşmesi tüm kurum ve kuruluşlarla beraber etkin ve bütünlüklü uygulanmalıdır. Şüpheli kadın ölümlerinin soruşturmaları dikkatli bir şekilde incelenmeli ve hızlıca sonuçlandırılmalıdır.
6284 ve sonuçları
Şiddet uygulayanlara uzaklaştırma, yakın koruma gibi birçok tedbiri düzenleyen; kadınları maddi olarak güçlendirmekten kimlik bilgilerinin değiştirilmesine kadar birçok hak tanıyan ve kadın örgütlerinin yıllarca süren mücadelesi sonucu yürürlüğe giren 6284 etkin uygulandığı takdirde kadınları koruyor.
Haziran ayında öldürülen kadınların 26’sının koruma kararının olup olmadığı bilinmezken; yalnızca 1 kadının polis şikayeti, boşanma başvurusu, uzaklaştırma veya koruma kararı gibi adli başvurusu olduğu biliniyor.
İstanbul'da yaşayan 39 yaşındaki Derya Elbasan, boşanmak üzere olduğu Erol Elbasan tarafından ateşli silahla öldürülmeye çalışıldı. Derya, silahın tutukluk yapmasıyla kurtuldu. Derya'nın daha önce 20'den fazla darp raporu ve defalarca koruma talebi olmasına rağmen sonuç alınamadı. 15 yıl hapis cezasının bir kısmını yattığı ve daha yeni şartlı tahliye edildiği öğrenilen fail, kamuoyundaki tepkiler üzerine tutuklandı.
Adana'da yaşayan 28 yaşındaki Semiha N., birlikte olduğu erkek İbrahim A. tarafından evde zorla tutulduğu, darp edildiği ve kolundan kesici aletle yaralandığı öğrenildi. Fail kendisini "intihar etmeye çalıştı engel oldum" diyerek savundu. Semiha N. şikayetçi olmasına rağmen fail serbest bırakıldı.
Ordu'da yaşayan 66 yaşındaki Sevim Taş, arazi anlaşmazlığı bahane gösterilerek akrabası tarafından önce balta ile yaralandı daha sonra cinsel şiddete maruz bırakıldı. 1 gece gözaltında kaldıktan sonra serbest bırakılan fail daha sonra tutuklandı.
İstanbul'da yaşayan 31 yaşındaki Canan Dursun, boşanmak üzere olduğu Erkan Dursun tarafından şiddet gördüğü için ailesinin yanına taşınmıştı. Erkan D., Canan'ın ve ailesinin yaşadığı eve 1 ateşli silah, 3 şarjör mermi ve çift taraflı kesici alet ile gizlice girdi ve evdekilere saldırdı. Fail tutuklandıktan 35 gün sonra serbest bırakıldı. Hakkında koruma kararı aldırmasına rağmen, fail hala evin etrafına geliyor ve Canan tehdit almaya devam ediyor.
İstanbul'da yaşayan Nurtaç Canan, boşanmak istediği Ragıp Canan tarafından ateşli silahla bacaklarından vuruldu. Nurtaç polislere delil bırakmak için kanıyla yere "Annem babam beni Ragıp vurdu, hakkınızı helal edin. Üzülmeyin." yazdı. Nurtaç Canan'ın 2009 yılında da Ragıp C. hakkında uzaklaştırma kararı aldırdığı ama sonrasında yaşadığı şiddet nedeniyle tekrar polise gitmediği ortaya çıktı. Tutuklanan Ragıp Canan'ın avukatı "Müvekkilim eşine olan sevgisinden duygularına engel olamamıştır." diyerek dava sürecinde indirim istemek için bahanelerini sıralamaya şimdiden başladı.
Uşak'ta yaşayan 4 çocuk annesi 36 yaşındaki Fatma Yörük, boşanmak istediği erkek İbrahim Yörük tarafından çocuklarının gözleri önünde defalarca bıçaklandı. Sonra da Fatma'nın annesini arayıp "kızını bıçakladım" dedi. Şiddet gördüğü için Fatma'nın daha önceden de sürekli şikayette bulunduğu ama her defasında ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldığı ortaya çıktı.
İstanbul'da yaşayan 29 yaşındaki Ceylan G., eskiden birlikte olduğu erkek Nazır İlgin tarafından yolu kesilerek kesici alet ile yaralandı. Daha öncesinde Ceylan G.'nin aynı kişi tarafından darp edildiği sonrasında erkeğin gözaltına alındığı ve adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığı ortaya çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Nazir İlgin’in adli kontrol şartıyla serbest kalmasına "Bu nasıl olur, nasıl serbest kalabilir? O kişinin tutuklanması gerekirdi” dedi, Nazır İ. tutuklandı.
Haziran Ayında Kadınlar ile ilgili Neler oldu?
Diğer ülkelerdeki gelişmeler:
Yeni Zelanda'da yapılan bir düzenleme ile ped ve tampon gibi ürünler "hijyenik malzeme, kadın hijyeni" denilerek satışa sunulmayacak. Bunun ayıp bir şeymiş gibi gösterilerek sansürlenmesinin önemi vurgulandı.
2018 yılında İsveç yasalarında büyük bir değişiklik yapıldı. Yasalara göre tecavüz tanımının değişmesinden sonra tecavüz nedeniyle hüküm giyenlerin sayısı geçen 2 yıl içinde 75% oranında arttığı açıklandı.
Çin'in bir yerel yönetimi, kullanıma başladığı bir veritabanı sayesinde yeni evlenecek çiftlerin partnerlerinin daha öncesinde hane içi şiddet geçmişlerinin olup olmadığını kontrol edebilecek.
İsviçre'de eşcinsel evlilik yasal teklifi meclisin Ulusal Konseyi tarafından kabul edildi, bundan sonra Eyaletler Konseyi'nin de onayına sunulacak.
Cezayir’de yaşayan 10 yaşındaki bir kız çocuğu, şeytan çıkarma bahanesiyle evinde öldürüldü.
Kadın düşmanı söylemler ve uygulamalar devam ediyor:
İstanbul'da taksiye binen Chaime H., bir taksi şoförü Cengiz K. tarafından fiziksel şiddete maruz kaldı. Taksi şoförü ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. Ancak taksinin ruhsatı İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından iptal edildi.
Bir kadın, evli olduğu erkeğin şiddetinden kaçarak başvurduğu karakolun yönlendirdiği sığınma evine yerleşti. Aynı karakolda görevli olan ve evli olduğu erkeğin arkadaşı olan polis memuru, şiddet uygulayıcısı erkeğe sığınma evinin adresini verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Onur Ayı hakkında yaptığı bir açıklamada toplumsal cinsiyet eşitliği için mücadele eden kişilere ithafen “Bu tür marjinal akımları destekleyenler bizim gözümüzde aynı sapkınlığın ortaklarıdır.” dedi.
Kadınlar kadın cinayetlerine karşı mücadeleye devam ediyor:
İstanbul Maltepe'de yaşayan 33 yaşındaki 2 çocuk annesi Ayşegül Aktürk, birlikte olmayı reddettiği bahane gösterilerek komşusu Muharrem E. tarafından işe giderken kapısının önünde kesici aletle öldürüldü.
İstanbul Arnavutköy'de yaşayan 5 çocuk annesi Hatice Çelik, evli olduğu erkek Veysi Çelik tarafından memlekete gitmek istemesi bahane gösterilerek sokak ortasında ateşli silahla vurularak çocuklarının gözü önünde öldürüldü.
Elazığ'da yaşayan 34 yaşındaki 3 çocuk annesi Aslıhan Alkılınç, boşanma aşamasında olduğu Ali Alkılınç tarafından Aslıhan’ın boşanma istediği bahane gösterilerek kesici aletle öldürüldü. Aslıhan'ın annesi Şule Birce ise kesici aletle yaralandı.
Tekirdağ'da yaşayan 36 yaşındaki 2 çocuk annesi Nermin Yumuşak, bir süredir ayrı yaşadığı ve boşanma aşamasında olduğu erkek İbrahim Yumuşak tarafından barışma isteğinin reddedilmesi bahane gösterilerek evinde kesici aletle öldürüldü.
Elazığ'da 20 yaşındaki Merve Konukoğlu, üniversite sınavı için geldiği erkek kardeşinin evinde babası Mikail K. tarafından kendisiyle görüşmek istemediği bahane gösterilerek ateşli silahla öldürüldü.
Giresun'da yaşayan 52 yaşındaki Çakır Kodalak, hakkında evden uzaklaştırma kararı bulunan ve eve gizlice giren evli olduğu erkek Ali Kodalak tarafından uyuduğu sırada kesici aletle öldürüldü.
Kadınlar cinsel şiddete uğramaya devam ediyor:
Kocaeli'de yaşayan 50'li yaşlardaki A.A., evine giderken sokak ortasında S.B.'nin tacizine uğradı. Fail, gözaltına alındıktan sonra savcılığa sevk edildi.
Kütahya'da yaşayan 83 yaşındaki K.K., evine tavan arasından giren komşusu tarafından cinsel saldırıya uğradı. Fail, tutuklandı.
Kırklareli'nde yaşayan tıp doktoru V. E.'nin, aynı hastanede Başhekimi olarak görev yapan A. Ç. tarafından ilaç içirilip cinsel saldırıya maruz bırakıldığı ortaya çıktı. Fail, tutuklandı.
Ağrı'da yaşayan 85 yaşındaki N. D. İsmail Tekin tarafından cinsel tacize uğradı. 15 yaşındaki S.K.'nin aynı kişi tarafından cinsel istismara uğradığı ortaya çıktı. Fail, tutuklandı.
Bu ay üniversitelerde okuyan ve çalışan kadınlar, yaşadıkları cinsiyetçi ve eşitlikçi olmayan tecrübeleri sosyal medyada paylaştılar. Sağlık Bilimleri Üniversitesi'nde pek çok kadın öğrenci, aynı kişi tarafından taciz ve tehdit edildiğini açıkladı. Aynı kişinin önceki üniversitesinde de aynı şekilde pek çok kadını taciz ve tehdit ettiği ortaya çıktı. İsveç'teki Lund Üniversitesi'nde akademisyen Pınar Dinç, yine aynı kurumda çalışan bir akademisyen tarafından tacize uğradığını ve ısrarlı takip edildiğini açıkladı.
Çocuk istismarları devam ediyor:
Ankara'da yaşayan 4 yaşındaki M.E.B, annesinin evli olduğu erkek tarafından istismarına uğradı. Annesi Makbule D.'nin de evli olduğu erkek tarafından şiddete maruz kaldığı ortaya çıktı. Savcılığın tutuklanmasını istemesine rağmen mahkeme faili serbest bıraktı. Savcılık buna itiraz etti, mahkeme bu itirazı da reddetti.
Adana'da yaşayan 15 yaşındaki bir çocuğu, 14 yaşındayken zorla erken yaşta evlilik yaptırıldı. Evli olduğu erkeğin evde olmadığı sırada da dayısı tarafından cinsel istismara maruz kaldı. İstismarcının, annesini ve babasını öldürmekle tehdit ettiği için kız çocuğunun bunu kimseye söyleyemediği ortaya çıktı. Fail tutuklandı.
Yüzde 50 zihinsel engelli çocuğu K.G. 3 aydır kayıptı. Yapılan kimlik kontrolü sırasında çeşitli suçlardan aranan Ramazan Maçin'in arabasında bulundu. K.G.'nin cinsel istismara maruz kaldığı ortaya çıktı. Fail tutuklandı.
İstanbul'da yaşayan 9 yaşındaki bir çocuk, Mücahit B. tarafından zorla alıkonuldu ve bıçak zoruyla cinsel istismara maruz bırakıldı. Fail tutuklandı.
Çorum'da yaşayan 15 yaşındaki bir çocuğun, Mustafa U. tarafından cinsel istismara maruz bırakıldı. Çocuğun ifadesinin ardından 6 çocuğun daha istismar edildiği ortaya çıktı. Fail tutuklandı.
Aydın'da yaşayan 13 yaşındaki N.Ö., K.D. tarafından cinsel istismara maruz kaldığı ortaya çıktı. Fail, çalışmalar sonucu yakalandı ve tutuklandı.
Haziran ayı davaları:
2000 yılında evinde öldürülen ve katili henüz bulunamayan Çağla Tuğaltay'ın davası için savcılık zamanaşımının durdurulmasına karar verdi.
9 yaşından itibaren cinsel istismara maruz kalan ve geçen sene yaşamına son veren Ahmet Emre Yıldır'ın davasında sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilerek duruşma 15 Eylül'e ertelendi.
İntihar denilerek üstü kapatılmaya çalışılan Şule Çet cinayetinde katillerin cezaları onandı. Çağatay Aksu ‘kasten öldürmek’ ‘nitelikli cinsel saldırı’ ve ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ müebbet ve 12 yıl 6 ay, Berk Akand yardım ve yataklıktan 18 yıl 9 ay hapis cezası aldı.
Aydın'da yaşayan 19 yaşındaki Merve Kotan geçtiğimiz sene ayrılmak istediği erkek tarafından ateşli silahla öldürülmüştü. Merve'yi öldüren katile hiçbir indirim uygulanmadan tasarlayarak öldürme suçundan ceza verildi.
Ecem Balcı, annesinin birlikte olduğu erkek Süleyman Kara tarafından 2018 yılında öldürülmüş ve ormanlık bir alana gömülmüştü. Ecem'i öldüren failin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası onandı.
14 yaşındaki bir çocuk 11 yaşındaki beri amcası tarafından istismara maruz kaldı. Annesi Yıldız ile birlikte verilen mücadele neticesinde fail 25 yıl hapis cezası aldı.
Antalya’da yaşayan Asiye Güzel, geçtiğimiz sene boşandığı erkek tarafından yüzüne kezzap atılarak öldürülmüştü. Fail hiçbir indirim uygulanmadan müebbet hapis cezası aldı.
Antalya’da yaşayan Gökçe Saygı, evinde kesici aletle öldürülmüştü. Fail ömür boyu hapis cezası aldı.
Isparta’da yaşayan 19 yaşındaki Güleda Cankel, geçtiğimiz sene Kasım ayında eskiden birlikte olduğu erkek tarafından kesici aletle öldürülmüştü. Bu ay görülen davasında sonuç beklenirken, fail reddi hakim talebinde bulunduğu için duruşma 20 Ağustos’a ertelendi.
İzmir'de yaşayan 21 yaşındaki Zülal Tütüncü, 2017 yılında birlikte olduğu erkek tarafından kesici aletle öldürülmüştü. Bu ay görülen davada hiçbir indirim uygulanmadı, fail müebbet hapis cezası aldı.
İstanbul'da yaşayan Nisa Ece İnçke, 2016 yılında boşanmak istediği erkek tarafından ateşli silahla öldürülmüştü. Görülen son davada savcı "Aldatma şüphesi var" diyerek cezada 'haksız tahrik indirimi' uygulanmasını istedi. Yargıtay kararı bozdu.
*Raporumuz:Her ay basına yansıyan kadına yönelik şiddet haberlerinde davalar, yeni yaşanan olaylar ve kadın hareketine dair ayrıntılar yer almaktadır. Kadın cinayeti haberleri şikayete bağlı olmaksızın direkt kamuya yansırken; cinsel şiddet ve çocuk istismarı haberlerinin ortaya çıkması, gerek bu suçların üstünün örtülmesi gerek soruşturma ve dava süreçlerinin devam ediyor olmasından dolayı net sayının belirlenmesi zorlaşmaktadır. Dolayısı ile çocuk istismarı ve cinsel şiddet verileri açıkladığımız ve basına yansıyan haberlerden çok daha fazla olduğunu belirtmek isteriz. İstanbul Sözleşmesi kapsamında devletin ilgili mercilerinin tespit etmesi ve buna göre şiddetle mücadele yöntemlerini belirlemesi gerekirken; söz konusu makamlar bunları düzenli yapmamaktadır. Bizler, basına yansıyan ve doğrudan bize gelen başvurular halini derleyerek bir sayıya ulaşıp, bu çerçevede raporumuzu hazırlıyoruz. Kadın Cinayeti raporumuzu Femicide kavramına göre ele alıyor, bir araya getiriyor ve değerlendiriyoruz. Yani Femicide kavramına göre; “embriyodan cenine, bebekten çocuğa, erişkinden yaşlıya kadar tüm kadın cinsiyetteki bireylerin sadece cinsiyetlerinden dolayı ya da toplumsal cinsiyet kimliği algısına aykırı eylemleri bahane edilerek, bir erkek tarafından öldürülmesi ya da intihara zorlanmasıdır. Femisidler salt kadın cinsiyetteki insanların öldürüldüğü cinayetler olarak algılanmamalıdır. Nefretle işlenen bu cinayetlerde, saldırıya uğrayan şey kadın kimliğidir.”