Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kasım 2020 Raporu
2020 Kasım Raporu*
Kasım Ayında 29 Kadın Cinayeti, 10 Şüpheli Kadın Ölümü
Kadınların mücadelesiyle İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması tartışması kapandı. Türkiye’de kadın cinayetlerini durdurma mücadelesi 10 yıldır devam ediyor. Platform olarak, ihtiyacı tespit ettiğimiz 2010 yılından itibaren kadın cinayeti verilerini kamuoyuna açıklıyoruz. Verileri açıklamakla sorumlu olan Bakanlık ise kaç kadının, neden, nasıl, kim tarafından öldürüldüğünü açıklamak yerine, kadın cinayeti verilerinin yanlış hazırlandığını söyleyerek gerçekleri çarpıtıyor. İstanbul Sözleşmesi’ne göre devletin istatistikleri açıklama yükümlülüğü vardır. Kadın cinayeti ve şüpheli kadın ölümleri gerçekliğini açıklamakla birlikte, kadın cinayetlerini durdurmak için somut çözüm önerilerinin hayata geçirilmesi de devletin görevidir. Bu görevin yerine getirilmesi için de ilgili tüm bakanlıkların, tüm mekanizmaların harekete geçirilmesi için mücadeleye devam edeceğiz.
15 kadının neden öldürüldüğü tespit edilemedi
Bu ay 29 kadın cinayeti işlenmiş, 10 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulunmuştur. Öldürülen 29 kadından 15’inin neden öldürüldüğü tespit edilemedi, 1’i ekonomik, 13’ü de boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak isterken öldürüldü. 15 kadının hangi bahaneyle öldürüldüğünün tespit edilememesi, kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin görünmez kılınmasının bir sonucudur. Kadınların kim tarafından, neden öldürüldüğü tespit edilmedikçe; adil yargılama yapılmayıp şüpheli, sanık ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler uygulanmadıkça şiddet boyut değiştirerek sürmeye devam ediyor.
İllere göre Kasım ayının kadın cinayetleri verileri ise şöyle:
Her biri birer yaşam olan kadın kardeşlerimizin isimlerini sizinle paylaşmak isteriz:
Kadınlar kimler tarafından öldürüldü?
Kasım ayında öldürülen 29 kadının 10’u evli olduğu erkek, 5’i birlikte olduğu erkek, 1’i eskiden birlikte olduğu erkek, 4’ü eskiden evli olduğu erkek, 2’si akraba, 2’si babası, 1’i kardeşi, 1’i oğlu, 2’si tanıdık birisi tarafından öldürülmüştür. 1 kadının ölümüne sebep olan kişilerin yakınlık durumu tespit edilememiştir.
Kadınlar en çok evlerinde öldürüldü
Kadınların 20’si evinde, 4’ü sokak ortasında, 3’ü iş yerinde, 1’i de arazide öldürülmüştür. 1’inin öldürüldüğü yer tespit edilememiştir. Bu ay öldürülen kadınların yüzde 69’u evlerinde öldürüldü.
Kadınlar en çok ateşli silahlarla öldürüldü
18’i ateşli silahlarla, 8’i kesici aletle, 3’ü de boğularak öldürüldü.
Kadınların çalışma durumu hala tespit edilemiyor
Kadınların çalışma durumlarını tespit etmek ise çok zor. Önemli olan bu verinin de basın mensupları tarafından dikkate alınması gerektiğini düşünüyoruz. Bu ay TÜİK’in açıkladığı verilere göre, ‘ev işleriyle meşgul’ kadınların sayısı bir önceki yıla göre 1 milyon 338 bin azaldı. Böylece TÜİK’e göre işgücü dahi sayılmayan kadınların sayısı Ağustos 2020'de 10 milyon 079 bin oldu. TÜİK’in verileri bu şekilde açıklaması, kadın işsizliğinin gerçek boyutunun üzerini örtmeye çalışmaktır. Çalışma hayatına alınmayan ya da istihdamdan uzaklaştırılan kadınlar toplumda oluşan toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılık, şiddet ve kadın cinayetleri tehlikelerine karşı daha korunmasız hale gelmektedir. Ulaşılabilen veriye göre kadınların 5’i bir işyerinde çalışıyor ve 24 kadının çalışma durumu bilinememektedir.
İşçi Kadınlar Haklarını da Sağlığını da Koruyacak
#VestelBoykot
Geçtiğimiz Ağustos ayında Vestel’de çalışan kadın işçiler sayesinde fabrikada Covid-19 virüsü nedeniyle 1000’den fazla vakanın ve 7 ölümün olduğunu öğrenmiştik. Bu yüzden Vestel’de çalışan İşçi Kadın Meclisi üyesi kadınlar pandemi döneminde salgına uygun şartlarda çalıştırılmadıkları için bir eylem gerçekleştirmişti. Ardından Vestel bir açıklama yapmış ve önlemleri artırdığını söylemişti. Buna rağmen 1 İşçi Kadın Meclisi üyesi işçiyi işten atmıştı. Aynı konuyla ilgili olarak işten atılan işçi kadına şahitlik yapan bir başka işçi kadın da bu ay işten çıkartıldı. Tam da 25 Kasım gündeminin olduğu bu ayda yaşanan bu olay, 8 Mart ve 25 Kasım gibi toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınların güçlendirilmesi söz konusu olunca milyonlar harcayan şirketlerin iç işleyişlerinde ne kadar eşitliksiz, kadın ve işçi düşmanı olduklarını bir kez daha gösterdi. İşçi Kadın Meclisleri #VestelBoykot kararı alarak, işçilerin işlerine iade edilmesi, gasp edilen hakların iade edilmesi ve işçilere covid-19’dan korunacak tedbirlerin sağlanması için çalışmalarını yürütmeye devam ediyor.
Şiddeti, Cezasızlığı, Kadın Cinayetlerini Durdurmak İçin
İstanbul Sözleşmesi’ni Uygulatacağız
Bu ay 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü nedeniyle Türkiye’nin dört bir yanında kadınlar şiddeti, cezasızlığı ve kadın cinayetlerini durdurmak için meydanlardaydı. Üniversite Kadın Meclisleri ve İşçi Kadın Meclisleri de meydanlardaydı. Kadın Meclisleri evlerden okullara, okullardan fabrikalara, fabrikalardan sokaklara adım adım örgütlenmeye; sadece 25 Kasım’larda değil her gün her saniye eşit ve özgür yaşam hakkımız için mücadeleye devam ediyor.
Her ay hazırladığımız raporlarda söylediğimiz, dava takibi yaptığımız mahkemelerde gördüğümüz, başvuru karşılama komitemizi arayan kadınlardan duyduğumuz, sokakta, okulda, evde yaşayarak tecrübe ettiğimiz bir sonuç var: bu ülkede İstanbul Sözleşmesi etkin ve bütünlüklü olarak uygulanmıyor. Mücadelenin ve dayanışmanın en yoğun olduğu bu ay, bir türlü sorumluluğu üstüne almayan İçişleri Bakanlığı’da açıklamalarda ve paylaşımlarda bulundu. Biz kadınlar artık “bu ay hiç kadın cinayeti olmadı” haberleri okumak isterken, Ekim ayında bir önceki yıla göre %14 azalma olduğunu büyük harflerle yazarak sadece 4 kadın azalmış olması başarı gibi gösterilmeye çalışıldı. Verileri manipüle ederek kadınların hayatlarını daha da değersiz kıldığınızı hatırlatmak isteriz. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yaptığı açıklamada "Nereden çıktı bu kadına şiddet, kadın cinayeti? Erkeklere sesleniyorum; kendinize gelin" dedi. Şiddet olmasın diye bakanlıkların seferberlik ilan ettiğini iddia etti. Katıldığı başka bir programda “Eline yazdığı iki tane dövizle tüm kadın meselesini çözdüğünü zanneden” diyerek kadın cinayetlerine karşı mücadele eden kadınlara bir takım ithamlarda bulundu. Kadınlara “yapacağınız bir iş var aileye sarılmak, tweet atarak, slogan atarak bu iş olmaz” dedi. O zaman her ay olduğu gibi devletin sorumluluğunu tekrar hatırlatalım: bu iş 6284 sayılı kanunun ve İstanbul Sözleşmesi’nin tüm kurum ve kuruluşlar tarafından etkin ve bütünlüklü olarak uygulanmasıyla olur. Ama görüyoruz ki öldürülen kadınların çantalarından koruma veya uzaklaştırma kararları çıkıyor, kadınlar defalarca karakola şikayet ettiği ama hakkında bir işlem yapılmayan erkekler tarafından öldürülüyor, kadınlar sokakta hiç tanımadıkları bir erkek tarafından öldürülüyorlar, kadın cinayeti failleri hala bu ülkede kravat taktı diye indirim alıyor. 6284 sayılı kanun ve İstanbul Sözleşmesi bütünlüklü uygulanıyor olsaydı kadınlar öldürülmüyor, bizler de her ay onlarca kadın için sosyal medyada adalet arıyor olmazdık. İçişleri Bakanlığı yıllar süren mücadelemiz sonucunda bu ay ilk defa detaylı kadın cinayeti raporu yayınladı. Raporun tüm şeffaflığıyla her ay kamuoyuyla paylaşılmasını takip edecek, 6284 ve İstanbul Sözleşmesi uygulanana kadar mücadelemize devam edeceğiz.
Bu ay AKP’li Özlem Zengin de kadın cinayetlerini tespit etmenin zor olduğunu söyledi. Yıllardır her ay kadın cinayeti raporu çıkarıyoruz. Raporların en sonunda da bulabileceğiniz kavramı, tanımı, kapsamı, çerçevesi ve kadın cinayetlerini durdurmaya yönelik mücadele gücü ve azmi olan kadınlar bu zorluğun üstesinden nasıl gelineceğini sokaklarda sloganlarıyla, meydanlarda dövizleriyle, sosyal medyada tweetleriyle, duvarlarda afişleriyle, mahkeme salonlarında avukatlarıyla tek tek anlatıyorlar. Örgütlü, politik ve kolektif mücadelemize katılmak isteyen bütün kadınları katılım formumuzu doldurmaya davet ediyoruz. Kadın cinayetlerini tespit etmek ve durdurmak imkansız değil, kadın cinayetleri de toplumsal cinsiyet temelli şiddet de önlenebilir.
6284 ve sonuçları
Şiddet uygulayanlara uzaklaştırma, yakın koruma gibi birçok tedbiri düzenleyen; kadınları maddi olarak güçlendirmekten kimlik bilgilerinin değiştirilmesine kadar birçok hak tanıyan ve kadın örgütlerinin yıllarca süren mücadelesi sonucu yürürlüğe giren 6284 sayılı kanun etkin uygulandığı takdirde kadınları koruyor. Kadınları korumak ve şiddeti önlemek için getirilen 6284 sayılı kanun yasalaşması İstanbul Sözleşmesi’nin imzalanmasının ardından mümkün olabilmiştir.
Kasım ayında öldürülen kadınların 25’inin koruma kararının olup olmadığı bilinmezken; yalnızca 8 kadının polis şikayeti, boşanma başvurusu, uzaklaştırma veya koruma kararı gibi adli başvurusu olduğu biliniyor.
İzmir'de yaşayan 2 çocuk annesi 23 yaşındaki Aycan Kıncı, boşanma aşamasında olduğu Burak Kıncı tarafından konuşma bahanesiyle çağrıldığı bir dükkanda vahşi bir şekilde kesici aletle ağır bir şekilde yaralandı. Aycan yaşam mücadelesi veriyor.
Ankara'da yaşayan 35 yaşındaki Vera Chikareva, kendisine şiddet uyguladığı için boşanmaya karar verdiği ve hakkında uzaklaştırma kararı aldırdığı Salih G. tarafından şiddete uğradı. Gözaltına alınan fail serbest bırakıldı.
Karaman'da yaşayan Özge K., boşanma aşamasındaki Hakan K. tarafından konuşmak için buluştukları evde ateşli silahla vurularak yaralandı.
İstanbul'da yaşayan 12 yaşındaki Hande Çinkitaş 19 yıl önce Kadıköy'deki evinde kesici aletle vahşi bir şekilde öldürülmüş olarak bulunmuştu. 19 sene sonra Hande'nin, cinayet aleti bıçakta da DNA'sı bulunan babası Nezih Çinkitaş tarafından öldürüldüğü ortaya çıktı.
Nevşehir'de yaşayan Hacer Ç.'nin evinin kapısının önüne, ayrılmak istediği Bayram Ç. tarafından bomba düzeneği kuruldu.
Antalya'da yaşayan M.A., bir süre önce evli olduğu F.A.'dan boşanmak istedi ve ailesinin evine yerleşti. F.A., M.A.'nın ailesinin evini kurşunlamasının ardından F.A.'ya 45 gün uzaklaştırma cezası verildi. Sonrasında da eve zehirli baklava göndererek aileyi zehirleme girişiminde bulundu. Zehirlenen M.A.'nın babası M.K. yoğun bakımda, Fail F.A. tutuklandı.
Ordu’da yaşayan Hülya B., evden ayrılıp kendi ailesinin yanına dönmek istemesi bahane gösterilerek evli olduğu erkeğin babası Mustafa B. tarafından ateşli silahla vuruldu. Hülya yaşam mücadelesi veriyor.
İstanbul Sözleşmesi’nin ve 6824’ün tam ve etkin uygulanmasının kadınlar için ne kadar hayati olduğunu tüm bu örnekler göstermektedir. Kadınların etkin korunması için tedbir kararlarının uygulanmalı, süreç takip edilmeli, devletin tüm birimlerinin kadınların haklarını korumalı ve görevini yerine getirmeyen kamu görevlilerinin cezasız kalmamalıdır.
Şüpheli kadın ölümleri derhal aydınlatılmalıdır
Bir süredir raporlarımızda da açıkladığımız gibi intihar veya doğal ölüm gibi sunulan şüpheli kadın ölümleri ve şüpheli bir şekilde ölü bulunan kadın sayısında pandemi süreciyle birlikte çok ciddi bir artış yaşanmaktadır. Şüpheli kadın ölümleri, maalesef kadın cinayetlerinden daha da zorlu olabilmektedir. Kadınların öldürülüp öldürülmediği, gerçekten kaza ile mi öldükleri, kadınların toplumsal cinsiyet temelli öldürülüp öldürülmediği (kadın cinayeti olup olmadığı), intihar edip etmedikleri veya intihara sürüklenip sürüklenmediklerinin açığa çıkarılması gerekmektedir.
Ankara’da yaşayan S.N.A. bu yıl Eylül ayında evli olduğu polis memuru Müslüm A. tarafından intihar ettiği iddiasıyla hastaneye getirilmişti. S.N.A.’nın Müslüm A. tarafından ateşli silahla öldürüldüğü ortaya çıktı.
Çanakkale’de yaşayan 16 yaşındaki Mihriban T. ailesi tarafından hastaneye getirildiğinde telefonda konuşurken telefonunun patladığını söyledi. Hayatını kaybeden Mihriban’ın bedeninde yapılan incelemede baş kısmında saçmalar bulundu. Kolluk kuvvetlerinin evlerinde yaptığı aramada tüfek bulununca soruşturma derinleştirildi.
Ankara’da yaşayan 17 yaşındaki Gamze Açar bir binanın 5. katından şüpheli bir şekilde düşerek hayatını kaybetti.
Afyonkarahisar’da yaşayan 53 yaşındaki Melihat Tuncel, şüpheli bir şekilde kesici aletle ölmüş olarak evinin arka bahçesinde bulundu.
Almanya’da yaşayan ama bir süre önce memleketi Gaziantep’e gelen 4 çocuk annesi 47 yaşındaki Güllü Dokuyucu, arabada yaşanan bir tartışma esnasında evli olduğu Süleyman Dokuyucu tarafından önce darp edildi sonra şüpheli bir şekilde araçtan düşerek öldü.
Kasım ayında öğrendiğimiz 10 kadının şüpheli ölümleri bir an önce açığa çıkarılmalıdır. Yapılacak şey bellidir; 6284 sayılı koruma kanunu ve İstanbul Sözleşmesi tüm kurum ve kuruluşlarla beraber etkin ve bütünlüklü uygulanmalıdır. Şüpheli kadın ölümlerinin soruşturmaları dikkatli bir şekilde incelenmeli ve hızlıca sonuçlandırılmalıdır.
Kasım Ayında Kadınlar ile ilgili Neler oldu?
BBC’nin 2020 yılı için ilham verici ve etkili 100 kadın listesinde Türkiye’den de Kadın Cinayetlerinin Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav yer alıyor.
Polonya'da yüksek mahkeme kararının ardından gelen kürtaj yasağı kararı tüm ülkede kadınlar meydanları doldurmuş ve greve çıkmıştı. Gelen tepkilerin ardından kararın uygulanmasının ertelendiği açıklandı.
Birleşik Arap Emirlikleri’nde bazı yeni yasal düzenlemeler gerçekleştirildi. Düzenlemelere göre kadınların "namus" bahanesiyle öldürülmesine yönelik cezaların hafifletilmesini öngören yasa maddesi iptal edildi, evli olmayan kişilerin birlikte yaşamaları suç kabul edilmekten çıkarıldı.
İskoçya’da alınan karara göre artık kadın hijyen ürünleri ülke genelinde ücretsiz olacak.
Dünya tarihinde ilk kez Bolivya'da kurulan "Kültürler, Dekolonizasyon ve Erkek Egemenliğin Ortadan Kaldırılması Bakanlığı"na Sabina Orellana Bakan olarak atandı.
Kasım ayında öldürülen 29 kadının yaşam mücadelesi hikayeleri
İstanbul’da yaşayan 31 yaşındaki Fatma Mavi’nin evinde yaşanan patlama sonucu öldüğü sanıldı. Yapılan araştırma neticesinde birlikte olduğu erkek Ergin A. tarafından kıskançlık bahanesiyle önce boğularak öldürüldüğü, sonra da evine benzin dökülerek yakıldığı ortaya çıktı.
Antalya’da yaşayan 36 yaşındaki 2 çocuk annesi Neslihan Yılmaz, eskiden evli olduğu Anıl Kahraman tarafından çocukların velayeti bahane edilerek ormanlık bir alanda kesici aletle vahşi bir şekilde öldürüldü.Cinayet sonrasında Neslihan’ın kardeşinin evine gidip “sizin yapamadığınızı ben yaptım” dedi.
Gültekin Ç. Mersin’de yaşayan boşanma aşamasındaki 3 çocuk annesi Gülser Ç., Gülser’in annesi Nuran Altunay ve Gülser’in kardeşi Mislina Yılmaz’ı ateşli silahla öldürdü. Gülser’in Haziran ayında 1 aylık uzaklaştırma kararı aldırdığı, Temmuz ayında tedbiri kaldırdığı öğrenildi.
Siirt’te yaşayan Özlem B., evli olduğu erkek uzman çavuş Can B. tarafından evinde ateşli silahla vurularak öldürüldü.
Adem Ö., Ankara’da yaşayan evli olduğu 50 yaşındaki Nefik Öztürk’ü ve kızı 26 yaşındaki Seher Öztürk’ü, oğlunun yanında olmalarını bahane göstererek ateşli silahla evlerinde öldürdü.
Denizli’de yaşayan üniversite öğrencisi 22 yaşındaki Cennet Tuğba Tokbaş, birlikte olduğu erkek Erol Hakver tarafından kıskançlık bahanesi ile evinde boğularak öldürüldü.
Malatya’da yaşayan 73 yaşındaki Emine P., evli olduğu ve hakkında uzaklaştırma kararı aldırdığı Mehmet P. tarafından evinde ateşli silahla vurularak öldürüldü.
Aksaray’da yaşayan 37 yaşındaki 2 çocuk annesi Saadet Korkmaz, ayrıldığı Ramazan T. tarafından Saadet’in görüşmek istememesi bahane gösterilerek çalıştığı yerde bıçaklanarak öldürüldü. Fail “pişman değilim” dedi.
İzmir’de yaşayan ve koruma talebi reddedilen 23 yaşındaki Çilem Kılıç, eskiden evli olduğu Alper Gül tarafından sokak ortasında ateşli silahla vurularak öldürüldü. Fail cinayetten sonra Çilem’in annesinin evine giderek annesi Selime Özduran ve misafiri Sibel Yarcı’yı da yaraladı.
Kocaeli’de yaşayan 44 yaşındaki Serap Özkan, boşanma aşamasındaki Veysel Özkan tarafından Serap’ın barışmayı reddetmesi bahane gösterilerek evinde ateşli silahla vurularak öldürüldü.
Mustafa Kocabıyık İzmir’de yaşayan evli olduğu 50 yaşındaki Nergüzel Kocabıyık ve 22 yaşındaki kızı Melike Kocabıyık’ı kesici aletle evinde öldürdü. Fail cinayet sonrasında balkonda sigara içerken yakalandı.
İstanbul’da yaşayan 38 yaşındaki Tülay Sivil, eskiden evli olduğu Erdem D. tarafından evinin önünde ateşli silahla vurularak öldürüldü.
Konya’da yaşayan 2 çocuk annesi 24 yaşındaki Elif Yakın, birlikte olduğu erkek Seyfullah K. tarafından kendisine küfür ettiği bahane gösterilerek ateşli silahla öldürüldü. Elif’in fail hakkında tehdit suçundan Ağustos ayında 1 aylık uzaklaştırma kararı aldırdığı ortaya çıktı.
İzmir’de yaşayan 72 yaşındaki H.Z., evli olduğu İ.Z. tarafından kesici aletle evinde öldürüldü.
Muğla’da yaşayan 39 yaşındaki Hafize Günakın, ayrılmak istediği astsubay Volkan Erdem tarafından kıskançlık ve ayrılma isteği bahane edilerek önce kesici aletle yaralandı, daha sonra ateşli silahla öldürüldü.
Kahramanmaraş’ta yaşayan 6 çocuk annesi 28 yaşındaki Serpil Şahin, evli olduğu Taner Şahin tarafından kıskançlık bahane edilerek çocuklarının gözleri önünde ateşli silahla evinde vurularak öldürüldü.
İzmir’de yaşayan 1 çocuk annesi 36 yaşındaki Serap Çetiner, evinde kesici aletle öldürülmüş olarak bulundu. Soruşturma sonrası birlikte olduğu Hasan A. tarafından öldürüldüğü ortaya çıktı.
Çorum’da yaşayan 2 çocuk annesi 33 yaşındaki Alev Seçer, çocuklarının gözlerinin önünde yakın zamanda boşandığı erkek Ercan Ö. tarafından evinde ateşli silahla vurularak öldürüldü.
Çorum’da yaşayan 64 yaşındaki Gülizar Özçiftçi, kızının evli olduğu Gencel Kıltepe tarafından ateşli silahla vurularak öldürüldü. Daha önceden Gülizar’ın fail tarafından darp edildiği ve Gülizar’ın 3 yaşındaki torununu kaçırdığı için gözaltına alınmasına rağmen adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığı öğrenildi.
Ordu’da yaşayan 74 yaşındaki Makbule Sarı, Hayrettin Görgülü ve Serkan Uluz tarafından domuz bağı ile bağlanarak evinde öldürüldü. Failler Makbule’yi öldürdükten sonra evden para ve mal çaldılar.
Eskişehir’de yaşayan 1 çocuk annesi 32 yaşındaki Hasret Yüksekkavas erkek kardeşi Emrah T. tarafından kesici aletle öldürüldü.
Mersin’de yaşayan 23 yaşındaki Leyla Öztürk, konuşmak istemediği bahane gösterilerek akrabası Sebahattin Öztürk tarafından çalıştığı yerin önünde ateşli silahla öldürüldü.
Kahramanmaraş’ta yaşayan 56 yaşındaki Yurdagül Özkan, oğlu Hakan Özkan tarafından evinde vahşi bir şekilde kesici aletle öldürüldü.
Bilecik’te yaşayan 1 çocuk annesi 23 yaşındaki Cemile Nur Acar, boşanma aşamasında olduğu Onur Acar tarafından adliye çıkışında ateşli silahla saldırıya uğramıştı. 12 gün yaşam mücadelesi veren Cemile hayatını kaybetti.
Edirne'de yaşayan 2 çocuk annesi Nilay Karaarslan, boşanma aşamasında olduğu ve uzaklaştırma kararı aldırdığı M.E.K. tarafından iş yerinde ateşli silahla vurularak öldürüldü.
*Raporumuz:Her ay basına yansıyan kadına yönelik şiddet haberlerinde davalar, yeni yaşanan olaylar ve kadın hareketine dair ayrıntılar yer almaktadır. Kadın cinayeti haberleri şikayete bağlı olmaksızın direkt kamuya yansırken; cinsel şiddet ve çocuk istismarı haberlerinin ortaya çıkması, gerek bu suçların üstünün örtülmesi gerek soruşturma ve dava süreçlerinin devam ediyor olmasından dolayı net sayının belirlenmesi zorlaşmaktadır. Dolayısı ile çocuk istismarı ve cinsel şiddet verileri açıkladığımız ve basına yansıyan haberlerden çok daha fazla olduğunu belirtmek isteriz. İstanbul Sözleşmesi kapsamında devletin ilgili mercilerinin tespit etmesi ve buna göre şiddetle mücadele yöntemlerini belirlemesi gerekirken; söz konusu makamlar bunları düzenli yapmamaktadır. Bizler, basına yansıyan ve doğrudan bize gelen başvurular halini derleyerek bir sayıya ulaşıp, bu çerçevede raporumuzu hazırlıyoruz. Kadın Cinayeti raporumuzu Femicide kavramına göre ele alıyor, bir araya getiriyor ve değerlendiriyoruz. Yani Femicide kavramına göre; “embriyodan cenine, bebekten çocuğa, erişkinden yaşlıya kadar tüm kadın cinsiyetteki bireylerin sadece cinsiyetlerinden dolayı ya da toplumsal cinsiyet kimliği algısına aykırı eylemleri bahane edilerek, bir erkek tarafından öldürülmesi ya da intihara zorlanmasıdır. Femisidler salt kadın cinsiyetteki insanların öldürüldüğü cinayetler olarak algılanmamalıdır. Nefretle işlenen bu cinayetlerde, saldırıya uğrayan şey kadın kimliğidir.”