Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Mart 2021 Raporu
1.4.2021
2021 Mart Ayında Erkekler Tarafından 28 Kadın Öldürüldü, 19 Kadın Şüpheli Şekilde Ölü Bulundu.

2021 Mart  Raporu*

Mart Ayında 28 Kadın Cinayeti, 19 Şüpheli Kadın Ölümü

 

Türkiye’de kadın cinayetlerini durdurma mücadelesi 10 yıldır devam ediyor. Platform olarak, ihtiyacı tespit ettiğimiz 2010 yılından itibaren kadın cinayeti verilerini kamuoyuna açıklıyoruz. İçişleri Bakanlığı ise kaç kadının, neden, nasıl, kim tarafından öldürüldüğünü açıklamak yerine, kadın cinayeti verilerinin yanlış hazırlandığını söyleyerek gerçekleri çarpıtıyor. Kadın cinayeti ve şüpheli kadın ölümleri gerçekliğini açıklamakla birlikte, kadın cinayetlerini durdurmak için somut çözüm önerilerinin hayata geçirilmesi de devletin görevidir. Bu görevin yerine getirilmesi için de ilgili tüm bakanlıkların, tüm mekanizmaların harekete geçirilmesi için mücadeleye devam edeceğiz. 

 

20 kadının hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilemedi

 

Bu ay 28 kadın cinayeti işlenmiş, 19 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulunmuştur. Öldürülen 28 kadından 20’sinin hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilemedi, 1’i ekonomik, 7’si de boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak isterken öldürüldü. 20 kadının hangi bahaneyle öldürüldüğünün tespit edilememesi, kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin görünmez kılınmasının bir sonucudur. Kadınların kim tarafından, neden öldürüldüğü tespit edilmedikçe; adil yargılama yapılmayıp şüpheli, sanık ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler uygulanmadıkça şiddet boyut değiştirerek sürmeye devam ediyor.

 


İllere göre Mart ayının kadın cinayetleri verileri ise şöyle:

Her biri birer yaşam olan kadın kardeşlerimizin isimlerini sizinle paylaşmak isteriz:

 

Kadınlar kimler tarafından öldürüldü?

 

Mart ayında öldürülen 28 kadının 13’ü evli olduğu erkek, 4’ü tanıdık birisi, 3’ü birlikte olduğu erkek, 3’ü eskiden evli olduğu erkek, 2’si akraba, 2’si kardeşi, 1’i eskiden birlikte olduğu erkek tarafından öldürülmüştür. 


Kadınlar en çok evlerinde öldürüldü

 

Kadınların 18’i evinde, 6’sı sokak ortasında, 1’i ıssız yerde, 1’i arazide, 1’i arabada, 1’i parkta öldürülmüştür. Bu ay öldürülen kadınların yüzde 64’ü evlerinde öldürüldü. 


Kadınlar en çok ateşli silahlarla öldürüldü

 

14’ü ateşli silahlarla, 9’u kesici aletle, 3’ü boğularak, 1’i yakılarak öldürüldü. Bir kadının nasıl öldürüldüğü tespit edilemedi.


Kadınların çalışma durumu hala tespit edilemiyor

 

Kadınların çalışma durumlarını tespit etmek ise çok zor. Önemli olan bu verinin de basın mensupları tarafından dikkate alınması gerektiğini düşünüyoruz. Bu ay TÜİK’in açıkladığı verilere göre, ‘ev işleriyle meşgul’ kadınların sayısı bir önceki yıla göre 1 milyon 050 bin azaldı. Böylece TÜİK’e göre işgücü dahi sayılmayan kadınların sayısı Ocak 2021’de 10 milyon 309 bin oldu. TÜİK’in verileri bu şekilde açıklaması, kadın işsizliğinin gerçek boyutunun üzerini örtmeye çalışmaktır. Çalışma hayatına alınmayan ya da istihdamdan uzaklaştırılan kadınlar toplumda oluşan toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılık, şiddet ve kadın cinayetleri tehlikelerine karşı daha korunmasız hale gelmektedir. Ulaşılabilen veriye göre kadınların 1’i bir işyerinde çalışıyor ve 27 kadının çalışma durumu bilinememektedir.



Kararı Geri Çek, Sözleşmeyi Uygula

Türkiye’de kadınlar vahşice öldürülmeye, şiddet görmeye devam ederken, eşitsizlik ve ayrımcılık bu kadar derinken yıllardır uygulanması için mücadele verdiğimiz İstanbul Sözleşmesi’nden imza geri çekildi. İstanbul Sözleşmesi, tam ve etkin uygulandığında kadınların eşit ve özgür yaşamasını sağlayacak kadın kurtuluş mücadelesinin en büyük kazanımlarından biridir. 

Temmuz ayından beri “eşcinsellik özendiriliyor, değerlerimiz yok sayılıyor” diyerek İstanbul Sözleşmesi tartışmaya açılmıştı. Şimdi ise siyasi iktidar LGBTİQ+’lara yönelik ayrımcılık yaparak toplumu kutuplaştırma siyaseti izliyor. Bu kutuplaştırmayı da İstanbul Sözleşmesi’nden imza çekerek yapmaya çalışıyor. Ancak yapılan araştırmalardan da görülüyor ki toplumun sadece çok küçük bir kesimi bu kararı onaylıyor. Zannedildiği gibi toplumun eğilimlerinin eşitsizlik ve ayrımcılık yönünde olmadığı görülüyor. Ancak bu ayrımcı politikalar LGBTİQ+ların şiddet görmesinin önünü açıyor. 

Bu ay İzmir’de, cansız bedeni dairesindeki çekyat içinde, battaniyeye sarılı halde bulunan trans kadın Miraş Güneş’in, kafasına sert bir cisimle vurularak öldürüldüğü belirlendi. Faili ise hala bulunmadı. Öldürülen kadın trans ise failinin bile bulunmadığı, adaletin sağlanmadığı bir süreç ile karşılaşıyoruz. Bu olayın ardından, Aydın'da Fırat Delikanlı olarak bilinen Fırat Kaya, E.E.'ye eşcinsel olması bahanesiyle ağır şiddet uyguladıktan sonra görüntüleri sosyal medyadan paylaştı. Cinsiyet kimliği ve cinsel yönelimi sebebiyle şiddete ve ayrımcılığa maruz kalan LGBTİQ+'ları hedef gösterenler suça ortaktır. 


Kadın cinayetleri görmezden gelindiği yıllarda her ay yayınladığımız kadın cinayeti raporu gerçeği açığa çıkarma mücadelemizin önemli bir parçası olmuştu. Bununla birlikte kadın kurtuluş mücadelesini toplumun her kesimiyle birlikte sistemli bir şekilde büyüttük. Şimdi ise yok sayılan LGBTİQ+’lara yönelik ayrımcılığı açığa çıkarmak için kararlı bir şekilde mücadele edeceğiz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fesih kararı ardından Türkiye’nin her yerinde “Kararı geri çek, Sözleşmeyi uygula” sloganıyla Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri olarak meydanları doldurduk. Bu zamana kadarki mücadelemizi, İstanbul Sözleşmesi için Türkiye’nin ücra köşesi zannedilen pek çok şehrinde de ilerlettik. 

 

Eşit ve Özgür Yaşamak İçin 8 Mart’ta Meydanlardaydık

Bu yıl 8 Mart’ta Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri “Kadın cinayetlerini şüpheli bırakmayacağız, İstanbul Sözleşmesini uygulatacağız!” sloganıyla Türkiye’nin dört bir yanında meydanlarda buluştu. Her gün hayatın her alanında mücadele eden kadınlar sadece kendi hayatları için değil tüm kadınların kurtuluşu için mücadeleyi daha da güçlü hale getirdi. 8 Mart eylemleri, eşitlik ve özgürlüğü kazanana kadar sistematik bir mücadele etmenin kadın kurtuluş mücadelesinin en önemli yolu olduğunu gösterdi.

 

Üniversite Kadın Meclisleri: Üniversiteye ve Sözleşmeye Dokunma

Boğaziçi eylemleri devam ederken hem Boğaziçi’de hem de 8 Mart eylemlerinde LGBTİQ+ bayrakları alanlara alınmadı ve ardından gelen açıklamalarla da LGBTİQ+ açıkça hedef gösterildi. Boğaziçi Üniversitesi’nde gözaltına alınan 12 öğrenci için üniversiteye desteğe gelen öğrenciler LGBTİQ+ bayrağı açtıkları için darp edilerek gözaltına alındı. 

 

İşçi Kadın Meclisleri: İşçilerin emeğini sömürenlere karşı mücadelemizi büyüteceğiz!

İşçi Kadın Meclisleri, Crakers Pizza işçilerinin gasp edilen maaşlarını, hakları olanı almak için eylemdeydi. Yapılan görüşmelerin sonucunda Crakers Pizza yetkilileri ödemelerin yapılacağının sözünü verdi. Maaşlarını 1 yıldır alamayan ETS Tur işçileri, İşçi Kadın Meclisleri’ne ulaştı. Ardından Mağaza Market Sendikası’yla buluşan işçilerin yaptığı eylem çağrısının ardından işçiler haklarını aldı.

Kadın kurtuluş mücadelesi tüm eşitsizliklere karşı işçilerin hak mücadelesinin önünü açtı.


6284 ve Sonuçları

 

Şiddet uygulayanlara uzaklaştırma, yakın koruma gibi birçok tedbiri düzenleyen; kadınları maddi olarak güçlendirmekten kimlik bilgilerinin değiştirilmesine kadar birçok hak tanıyan ve kadın örgütlerinin yıllarca süren mücadelesi sonucu yürürlüğe giren 6284 sayılı kanun etkin uygulandığı takdirde kadınları koruyor. Kadınları korumak ve şiddeti önlemek için getirilen 6284 sayılı kanun yasalaşması İstanbul Sözleşmesi’nin imzalanmasının ardından mümkün olabilmiştir. 


Bakan Soylu açıklamasında “Kimse benim başıma bir iş geldi ve devlet bana bu konuda duyarsız davrandı diyemez” dedi. Bu ay Sezen Ünlü darp edilip şikayette bulunduğu eskiden birlikte olduğu erkek tarafından ve Necla Demirbaş koruma kararı olmasına rağmen eskiden birlikte olduğu erkek tarafından öldürüldü. Ayşe Tuba Arslan 23 suç duyurusuna ve 4 koruma kararına rağmen devlet tarafından korunmamış, eskiden evli olduğu erkek tarafından sokak ortasında öldürülmüştü. Ardından uzaklaştırma kararlarını defalarca ihlal etmesine rağmen fail hakkında hiçbir etkin ve caydırıcı tedbir kararı almayan aile mahkemesi hakimi hakkında kovuşturmaya gerek olmadığı ve “Emniyet birimlerinin bir kusuru olmadığı ve soruşturmaya yer olmadığına” karar verilmiş ve soruşturma dosyasının kapatıldığı bildirilmişti. Tekrar soruyoruz: devlet, 6284’ü uygulamayan kamu görevlileri için hiçbir yaptırım uyguladı mı? Ülkemizde şiddete uğrayan kadınlar korunmuyorken, LGBTİQ+lar nefret söylemlerine maruz kalıyor ve öldürülüyorken; fesih kararı devletin, kadınların ve LGBTİQ+ların can güvenliğini korumayı yok saymasıdır. Kararı alanlar şiddetin önünü açmaktadır. Kadınları yaşatan, toplumsal cinsiyet eşitliğini oluşturan, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliklerine yönelik her türlü ayrıştırıcılığı ortadan kaldıracak olan İstanbul Sözleşmesi'nden asla vazgeçmeyeceğiz.


Mart ayında öldürülen kadınların 24’ünün  koruma kararının olup olmadığı bilinmezken; yalnızca 4 kadının polis şikayeti, boşanma aşaması, uzaklaştırma veya koruma kararı gibi adli başvurusu olduğu biliniyor.


Şule Çet davasında Yargıtay Başsavcılığı faile uygulanan indirimin bozulmasını ve yardım etmekten ceza alan Berk Akand’ın asli fail olarak yargılanmasını talep etti.


Ayrılmak istediği erkek tarafından öldürülen Gönül Özcan’ın davasında sanığa indirim uygulanmadan "kasten öldürme" suçundan müebbet, "hürriyeti kısıtlama" suçundan 6 yıl 12 ay hapis cezası verildi.


Samsun’da Emriye Meteoğlu eskiden evli olduğu İbrahim Zarap tarafından sokak ortasında, 5 yaşındaki kızının gözü önünde ağır şiddet gördü. İbrahim Zarap olay yerine gelenlere “Ailevi mesele siz karışmayın, ben bu işi burada bitireceğim, öldüreceğim.” şeklinde bağırdı. Toplumda infial yaratan olayın ardından gözaltına alınıp tutuklanan Zarap hakkında ‘Kasten öldürmeye teşebbüs ve mala zarar verme' suçlarından 18 yıla kadar hapis cezası istendi.


Adana’da yaşayan Filiz Y, hakkında uzaklaştırma kararı olan eskiden birlikte olduğu Atilla T. tarafından darp edilerek evinden dışarı atıldı. İhbar üzerine olay yerine sevk edilen polis ekipleri, kapıyı açmayan Atilla T'nin bulunduğu eve çilingir yardımıyla girdi ve şüpheli gözaltına alındı.

Tekirdağ’da Ayşe A. evli olduğu Ekrem A. tarafından üzerine benzin dökülerek ateşe verildi. Ekrem A. olay yerinden kaçtı. Kendi imkanlarıyla alevleri söndüren Ayşe A. ağır yaralandı, hayati tehlikesi bulunması sebebiyle sevk edildiği hastanede yoğun bakımda yaşam mücadelesi veriyor.

Sinop’ta yaşayan Nurdan Sezici boşanma aşamasında olduğu Mehmet Sezici tarafından av tüfeği ile vuruldu. Hastaneye kaldırılan Nurdan Sezici'nin sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu belirtildi.

 

Niğde’de okul öncesi öğretmeni Sibel Yüzer, boşanma aşamasında olduğu Mehmet Yüzer tarafından silahla ağır yaralandı. Sibel Yüzer, konuşmak için buluştuğu Mehmet Yüzer'in belindeki tabancayı görünce çevredeki bir markete sığındı. Mehmet Yüzer, marketin içinde Sibel Yüzer'e tabancayla ateş ederek kaçtı.


Bursa’da Songül Ü., birlikte olduğu erkek Şenol Ş. tarafından evi terk etmek istediği bahanesiyle pompalı tüfekle yaralandı. Saçmaların bacağına isabet ettiği Songül Ü., hastaneye kaldırılırken, Şenol Ş. ise olay yerinden kaçtı.


Ankara'da Gülizar Ö., boşandığı Necati Ö. tarafından sokak ortasında bıçaklandı. Saldırgan olay yerinde yakalanırken, aldığı bıçak darbeleriyle ağır şekilde yaralanan Gülizar Ö. ise hastaneye kaldırıldı.


Nuran K. 1 hafta önce boşandığı öğrenilen Şükrü E. tarafından 3 çocuğun gözü önünde evinde Şükrü E. tarafından darp edildi. Ardından Şükrü E. belindeki silahla ateş açtı. Vücuduna 2 mermi isabet eden Nuran K., ağır yaralandı. 


İstanbul Sözleşmesi’nin ve 6824’ün tam ve etkin uygulanmasının kadınlar için ne kadar hayati olduğunu tüm bu örnekler göstermektedir. Kadınların etkin korunması için tedbir kararlarının uygulanmalı, süreç takip edilmeli, devletin tüm birimlerinin kadınların haklarını korumalı ve görevini yerine getirmeyen kamu görevlilerinin cezasız kalmamalıdır. 


Şüpheli kadın ölümleri derhal aydınlatılmalıdır

 

Bir süredir raporlarımızda da açıkladığımız gibi intihar veya doğal ölüm gibi sunulan şüpheli kadın ölümleri ve şüpheli bir şekilde ölü bulunan kadın sayısında pandemi süreciyle birlikte çok ciddi bir artış yaşanmaktadır. Şüpheli kadın ölümleri, maalesef kadın cinayetlerinden daha da zorlu olabilmektedir. Kadınların öldürülüp öldürülmediği, gerçekten kaza ile mi öldükleri, kadınların toplumsal cinsiyet temelli öldürülüp öldürülmediği (kadın cinayeti olup olmadığı), intihar edip etmedikleri veya intihara sürüklenip sürüklenmediklerinin açığa çıkarılması gerekmektedir.


İstanbul’da 23 yaşındaki Sevcan Demir, birlikte olduğu Kenan Danış ile tartıştıktan sonra şüpheli şekilde balkondan düşerek hayatını kaybetti.


Urfa-Akçakale yolunda 38 yaşındaki Futem Alhamadi'nin cansız bedeni yanmış halde bulundu.

Ankara’da 28 yaşındaki Ayşegül Türkben, evli olduğu Selman Kanıcı ile tartışmasının ardından evinde ölü bulundu.


Çanakkale’de Ayten Sevim merdivenlerden düşerek yaralandı. Ardından evli olduğu Mürettin Sevim ile birlikte arabaya binen kadın hastanede hayatını kaybetti. Ayten Sevim’in çocukları babalarından şüphelendiklerini bildirdi.

Yozgat’ta görevli 28 yaşındaki Cumhuriyet Savcısı Özlem Salkım, doğum günü kutlamasında ateşli silahla başından vurulması sonucu hayatını kaybetti. Yanında olan kişilerin silahla oynarken silahın ateş aldığı şeklinde ifade verdikleri öğrenildi. 


Gaziantep'te 16 yaşındaki Rümeysa Sena Kara, babasının yaşadığı binanın çatısından aşağıya düşerek hayatını kaybetti.

Mart ayında öğrendiğimiz 19 kadının şüpheli ölümleri bir an önce açığa çıkarılmalıdır. Yapılacak şey bellidir; İstanbul Sözleşmesi fesih kararı geri çekilmeli, 6284 sayılı koruma kanunu ve İstanbul Sözleşmesi tüm kurum ve kuruluşlarla beraber etkin ve bütünlüklü uygulanmalıdır. Şüpheli kadın ölümlerinin soruşturmaları dikkatli bir şekilde incelenmeli ve hızlıca sonuçlandırılmalıdır. 



Mart Ayında Kadınlar ile ilgili Neler oldu?

Cumhurbaşkanı Erdoğan 20 Mart gecesi resmi gazetede yayınlanan bir haberle Bakanlar Kurulu ve Meclis kararı ile onaylanıp yürürlüğe giren, yürütme tasarrufuyla feshedilemeyecek bir anlaşma olan İstanbul Sözleşmesi’ni feshettiğini duyurdu.


Erdoğan İstanbul Sözleşmesi’nin feshinin ardından düzenlenen AKP olağan kongresindeki konuşmasında sözleşmeye yönelik, “Gündemimizde, kadınlarımızın haklarını korumayı vicdanlarda değil, kağıtlarda arayanlara söyleyeceklerimiz var.” dedi.


İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “1 milyon kişi başına kadın cinayeti oranları, dünya 13 kişi, Avrupa 7 kişi, Türkiye 3.8 kişi. Sorumluluğumuz, şiddetin her türlüsüyle mücadele etmektir. Türkiye, mücadelesiyle dünya ülkelerine örnek olacak.” dedi.

 

AKP Kayseri milletvekili Hülya Atçı Nergis, kadın cinayeti haberlerinin abartıldığını belirterek, “Öldürülen erkek sayısı bu sayının 12 katı.” dedi. Nergis aynı zamanda diğer ülkelere göre Türkiye’de kadına yönelik şiddet olaylarının daha az olduğunu savundu.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için yaptığı konuşmasında, “ Bizim annelerimiz dünyanın en fedakar anneleri, kadınlarımız da dünyanın en fedakar kadınlarıdır.” dedi ve kadın erkek arasında ayrımcılık yapmaktan daha tehlikesinin kadınlar arasında ayrımcılık yapmak olduğunu belirtti.

 

AKP Kayseri milletvekili Hülya Atçı Nergis, katıldığı bir televizyon programında "O kadınları öldürenleri yetiştirenler de kadınlar. Hiç mi kadınların payı yok bu şiddette?" dedi ve ardından “Bizim için aile korunması gereken bir kurum. Bu noktada İstanbul Sözleşmesi’nin yaklaşımını doğru bulmuyorum.” söylemlerinde bulundu.

 

Tokyo olimpiyatları “geç cinsiyet eşitliği mücadelesi” diye adlandırdıkları süreçte yönetim kuruluna 12 kadın ekledi.

 

İngiltere’de polis tarafından öldürülen Sarah Everard’ı anmak için yüzlerce kadın Londra’daki Parlamento Meydanı’nda toplantı. Bir araya gelen kadınlara çok sert tepki veren polise karşın kadınlar aynı zamanda polis müdahalelerini de protesto etti. 

 

Avustralya Başbakanı Scott Morrison,  Liberal Parti’nin eski parlamento çalışanının televizyon kanalında açıkladığı tecavüz olayı için özür diledi. 2 Avustralyalı bakan kabineden çıkarıldı.



Mart ayında öldürülen 28 kadının yaşam mücadelesi hikayeleri


Niğde’de yaşayan 43 yaşındaki Halime Türkaslan, eskiden evli olduğu Mehmet Karakaya tarafından sokak ortasında kesici aletle ağır yaralandı. Hastaneye kaldırılan Halime, hayatını kaybetti. 

 

İstanbul’da yaşayan 46 yaşındaki 1 çocuk annesi Nebahat Kurt, evli olduğu Emrullah Kurt tarafından kumar borcunu ödemeyi reddettiği bahanesiyle ateşli silahla yaşadığı evin sitesinde öldürüldü. Ankara’ya kaçan fail, polisleri fark edince intihar etti.

 

Kayseri’de yaşayan 40 yaşındaki 3 çocuk annesi Nuran Koçer, eskiden evli olduğu Şükrü Efe tarafından kıskançlık bahanesiyle evinde, çocuklarının gözü önünde önce darp edilip sonra ateşli silahla öldürüldü. 

 

Aydın’da yaşayan 92 yaşındaki Hanım Pınarlı, komşusu A.Ç. tarafından cinsel saldırıya uğradı ve boğularak öldürüldü. Hanım’ın evindeki ziynet eşyalarını çalan failin hırsızlık suçundan sabıkası olduğu öğrenildi.

 

Denizli’de yaşayan 26 yaşındaki 1 çocuk annesi Fatma Kovan, eskiden evli olduğu Osman Ayvaz tarafından evinin önünde ateşli silahla öldürüldü.

 

Ankara’da yaşayan 34 yaşındaki 4 çocuk annesi Reyhan Korkmaz, evli olduğu Zeynel Korkmaz tarafından kesici aletle çocuklarının önünde öldürüldü. Reyhan’ın bir süre önce kendisini tehdit eden Zeynel Korkmaz için uzaklaştırma kararı aldırdığı, sonrasında şikayetinden vazgeçtiği öğrenildi.

 

Antalya’da yaşayan 20 yaşındaki 1 çocuk annesi Mervenur Polat, Cüneyt Akyol tarafından iple boğularak öldürüldü. Failin, 4,5 aydır kendisinden haber alınamayan Mervenur’un cesedini kargoyla ailesinin evine gönderip orada sakladığı öğrenildi.

 

Muğla’da yaşayan 23 yaşındaki Bensu Narlı, Serhat Kantaş tarafından ateşli silahla öldürüldü. Failin, Bensu’yu yıllardır taciz ve tehdit ettiği, ayrıca failin başka kadınlara yönelik cinsel taciz ve tehdit davalarının olduğu öğrenildi.

 

Aksaray’da yaşayan 60 yaşındaki Cennet Alptekin, evli olduğu Ekrem Alptekin tarafından ateşli silahla öldürüldü. Fail, olayın ardından aynı silahla intihar etti.

 

İzmir’de yaşayan 30 yaşındaki 3 çocuk annesi Hüsna Temurtaş, evli olduğu Hüseyin Temurtaş tarafından, izin almadan dışarı çıktığı bahanesiyle ateşli silahla öldürüldü. Failin suç kaydının olduğu öğrenildi.

 

Düzce’de yaşayan 3 çocuk annesi Mediha Aygün, boşanma aşamasında olduğu Metin Aygün tarafından kesici aletle öldürüldü. Fail ardından aynı silahla intihar etti. 

 

Mardin’de yaşayan 25 yaşındaki 1 çocuk annesi Gülbahar Atabay, kardeşi tarafından ateşli silahla öldürüldü. Eskiden evli olduğu erkek tarafından evinde Gülbahar ve ailesinin silahlı saldırıya uğradığı esnada olayın gerçekleştiği öğrenildi.

 

Burdur’da yaşayan 17 yaşındaki Gizem Canbulut, Eren Yıldız tarafından parkta kesici aletle öldürüldü. 

 

Van’da yaşayan 4 çocuk annesi 28 yaşındaki Aysel Yok, evli olduğu Remzi Yok tarafından ateşli silahla öldürüldü. 

 

İzmir’de yaşayan 1 çocuk annesi 47 yaşındaki Serpil Palalı ve kızı 2 çocuk annesi 29 yaşındaki Serap T., Serap T.’nin boşanma aşamasında olduğu Hüsnü T. tarafından ateşli silahla öldürüldüler.

 

Antalya’da yaşayan 44 yaşındaki 2 çocuk annesi Hatice Yıldız, evli olduğu Mustafa Yıldız tarafından kesici aletle ağır yaralandı. Hatice’nin, fail için uzaklaştırma kararı aldığı öğrenildi ve hastaneye kaldırıldıktan 11 gün sonra hayatını kaybetti.

 

Antalya’da yaşayan 34 yaşındaki Rabia Doğan, boşanma aşamasında olduğu Besat Doğan tarafından, bir başkasının motorsikletine binme bahanesiyle sokak ortasında ateşli silahla öldürüldü. Cezaevinden izinli çıkan fail ifadesinde “Eşimi öldürmek istememiştim.” dedi.

 

Diyarbakır’da yaşayan 70 yaşındaki Havva Yılmaz, yeğeni A.G. tarafından evinde yakılarak öldürüldü. 

 

Osmaniye’de yaşayan 33 yaşındaki 3 çocuk annesi Serpil Fikirli, evli olduğu Cemil Fikirli tarafından kesici aletle öldürüldü. Serpil’in, fail hakkında uzaklaştırma kararı vardı.

 

İzmir’de yaşayan 33 yaşındaki Nagihan Üste, birlikte olduğu Fırat Köksal tarafından ateşli silahla arabada öldürüldü. Fail olayın ardından aynı silahla intihar etti.

 

Denizli’de yaşayan 50 yaşındaki 2 çocuk annesi Meral Sivrikaya, boşanma aşamasında olduğu Erkan Sivrikaya tarafından kesici aletle öldürüldü. Fail, kızının evinde kalan Meral’i, evin çatısından ip sarkıtıp daireye girerek öldürdü ve evin camına “Yuvana dön, namus, af yok” yazdığı öğrenildi.

 

Adana’da 21 yaşındaki İslim Ahmed, kardeşi Beşir Ahmed tarafından kesici aletle öldürüldü. Yol kenarında bulunan Suriye uyruklu kadının 8 aylık hamile olduğu öğrenildi. 

 

Diyarbakır’da yaşayan 51 yaşındaki Bedia Aydoğan, evli olduğu Cevzet Aydoğan tarafından evinde öldürüldü. Elektrik kontağı sebebiyle evi yandığı sanılan Bedia’nın vücudunda morluklar ve kesikler rastlandı. Fail olayın ardından cinayeti örtbas etmek için evi ateşe verdiğini itiraf etti.

 

İzmir’de yaşayan 17 yaşındaki Sezen Ünlü, eskiden birlikte olduğu Anıl Yolum tarafından sokak ortasından kesici aletle öldürüldü. 5 aylık hamile olan Sezen’in, fail hakkında önceden fiziksel şiddet uygulaması sebebiyle polis şikayeti ve uzaklaştırma kararı vardı. 

 

Aydın’da yaşayan 32 yaşındaki Necla Demirbaş, eskiden birlikte olduğu ve hakkında uzaklaştırma kararı bulunan Olgun Gün tarafından ateşli silahla öldürüldü. Fail olayın ardından aynı silahla intihar girişiminde bulundu. 

 

Tekirdağ’da yaşayan 52 yaşındaki Yeter Yılmaz, birlikte olduğu Kemal K. tarafından ateşli silahla öldürüldü. Failin, cinayetin ardından Yeter’i bir tarlaya gömdüğü öğrenildi.

 

İzmir’de yaşayan 32 yaşındaki Ceyda Ö., evli olduğu Serkan Ö. tarafından evinde boğularak öldürüldü. Ceydan’dan haber alamayan ve içeri çilingir yardımıyla giren aile, failin Ceyda’yı öldürdükten sonra 3 saat başında beklediği öğrenildi.

 

 

 

 

 

 


 

*Raporumuz:Her ay basına yansıyan kadına yönelik şiddet haberlerinde davalar, yeni yaşanan olaylar ve kadın hareketine dair ayrıntılar yer almaktadır. Bizler, basına yansıyan haberleri ve doğrudan bize gelen başvuruları derleyerek bir sayıya ulaşıp, bu çerçevede raporumuzu hazırlıyoruz. Kadın Cinayeti raporumuzu Femicide kavramına göre ele alıyor, bir araya getiriyor ve değerlendiriyoruz. Yani Femicide kavramına göre; “embriyodan cenine, bebekten çocuğa, erişkinden yaşlıya kadar tüm kadın cinsiyetteki bireylerin sadece cinsiyetlerinden dolayı ya da toplumsal cinsiyet kimliği algısına aykırı eylemleri bahane edilerek, bir erkek tarafından öldürülmesi ya da intihara zorlanmasıdır. Femisidler salt kadın cinsiyetteki insanların öldürüldüğü cinayetler olarak algılanmamalıdır. Nefretle işlenen bu cinayetlerde, saldırıya uğrayan şey kadın kimliğidir.”

 

 




24.3.2021

O karar geri çekilecek, İstanbul Sözleşmesi yaşatır, Ülkenin tüm meydanları bizimdir