Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Mayıs 2021 Raporu
3.6.2021
2021 Mayıs Ayında Erkekler Tarafından 17 Kadın Öldürüldü, 20 Kadın Şüpheli Şekilde Ölü Bulundu.

2021 Mayıs  Raporu*

Mayıs Ayında 17 Kadın Cinayeti, 20 Şüpheli Kadın Ölümü


Türkiye’de kadın cinayetlerini durdurma mücadelesi 10 yıldır devam ediyor. Platform olarak, ihtiyacı tespit ettiğimiz 2010 yılından itibaren kadın cinayeti verilerini kamuoyuna açıklıyoruz. İçişleri Bakanlığı ise kaç kadının, neden, nasıl, kim tarafından öldürüldüğünü açıklamak yerine, kadın cinayeti verilerinin yanlış hazırlandığını söyleyerek gerçekleri çarpıtıyor. Kadın cinayeti ve şüpheli kadın ölümleri gerçekliğini açıklamakla birlikte, kadın cinayetlerini durdurmak için somut çözüm önerilerinin hayata geçirilmesi de devletin görevidir. Bu görevin yerine getirilmesi için de ilgili tüm bakanlıkların, tüm mekanizmaların harekete geçirilmesi için mücadeleye devam edeceğiz. 


10 kadının hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilemedi


Bu ay 17 kadın cinayeti işlenmiş, 20 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulunmuştur. Öldürülen 17 kadından 10’unun hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilemedi, 7’si de boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak isterken öldürüldü. 10 kadının hangi bahaneyle öldürüldüğünün tespit edilememesi, kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin görünmez kılınmasının bir sonucudur. Kadınların kim tarafından, neden öldürüldüğü tespit edilmedikçe; adil yargılama yapılmayıp şüpheli, sanık ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler uygulanmadıkça şiddet boyut değiştirerek sürmeye devam ediyor.


İllere göre Mayıs ayının kadın cinayetleri verileri ise şöyle:


 
Her biri birer yaşam olan kadın kardeşlerimizin isimlerini sizinle paylaşmak isteriz:
 
 
 

Kadınlar kimler tarafından öldürüldü?


Mayıs ayında öldürülen 17 kadının 7’si evli olduğu erkek, 3’ü eskiden evli olduğu erkek, 2’si oğlu, 1’i tanıdık birisi, 1’i babası, 1’i birlikte olduğu erkek, 1’i eskiden birlikte olduğu erkek tarafından öldürülmüştür. 1 kadının ise fail ile olan yakınlığı bilinmemektedir.


Kadınlar en çok evlerinde öldürüldü


Kadınların 10’u evinde, 2’si sokak ortasında, 1’i arazide, 1’i ıssız yerde öldürülmüştür. 3 kadının ise öldürüldüğü yer bilinmemektedir. Bu ay öldürülen kadınların yüzde 59’u evlerinde öldürüldü. 


Kadınlar en çok kesici aletlerle öldürüldü


9’u kesici aletle, 5’i ateşli silahlarla, 2’si boğularak, 1’i darp edilerek öldürüldü. 


Kadınların çalışma durumu hala tespit edilemiyor


Ulaşılabilen veriye göre öldürülen kadınların 4’ü bir işyerinde çalışıyor ve 13 kadının çalışma durumu bilinememektedir.


Anayasayı, Yasayı, Sözleşmeyi Uygula!

Bu ay “Anayasayı, yasayı, sözleşmeyi uygula!” diyerek yeni siyasal hattımızı açıkladık. Ülkenin dört bir yanında insanlar türlü hak ihlalleriyle karşılaşıyor. İktidar ülkeyi yayınladıkları genelgelerle yönetmeye çalışıyor fakat halk bunun ve yasal haklarının farkında. Yaşanan bu hak ihlallerine ve hukuksuzluğa karşı direniş büyüyor. Anayasal hakkımız olan protesto etme hakkımızı gasp etmeye çalışanlar karşısında kadınlar, İkizdere’de patronların çıkarları uğruna topraklarına girilmeye çalışılan köylüler, pandemi bahanesiyle hak ihlallerini meşru kılmaya çalışan işverenler karşısında işçiler, üniversitelere hukuksuzca atanan rektörlere karşı mücadele veren öğrenciler direniyor ve mücadeleden vazgeçmiyor ve vazgeçmeyecek.

Yeni siyasal hattımızı konuşmak üzere Türkiye Kadın Meclisi buluşması düzenledik. Türkiye’den ve yurtdışından yüzlerce kadının katılımıyla gerçekleştirdiğimiz toplantımızda bu süreci, siyasal hattımızı ve önümüzdeki süreçlerde neler yapabileceğimize dair konuşup kararlar aldık. Hiçbir hakkımızdan ve İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz.


İçişleri Bakanı Soylu, bu ay yaptığı açıklamada kadına yönelik şiddet olaylarında görevini savsaklayan olursa hesabını soracağını söyledi. Soylu’ya şunu sormak istiyoruz: 

Tedbir kararı aldıktan 4 gün sonra öldürülen Sibel Kaman’ı korumayan kolluk kuvvetlerinden, 

Fail hakkında 23 kez şikayetçi olduktan sonra çantasında şikayet dilekçesiyle öldürülen Ayşe Tuba Arslan’ın davasında “canavarca hisle öldürme yoktur” ve “haksız tahrik indirimi uygulansın” diyen savcının içinde bulunduğu sistemde Ayşe Tuba’yı korumayan kolluk kuvvetlerinden,

Koruma emri istediği karakoldan dönerken vurulan Nermin U.’yu korumayan görevlilerden hesap soruldu mu?

Biz koruma kararı ya da polis şikayeti olup öldürülen kadınların isimlerini her ay tek tek açıklıyoruz. İçişleri Bakanı da kadınları korumayan ve hesabını sorduğu her bir kolluk kuvvetini tek tek açıklasın.


Soylu bu ay yaptığı bir başka açıklamasında da, “Türkiye’de faili meçhul cinayet yok.” dedi. Türkiye’de faili meçhul bırakılan kadın cinayetleri ve şüpheli kadın ölümleri için mücadele veriyoruz. Şüphelileri belli olan ölümlerde dahi etkin süreç yürütmeyen yetkililer faili meçhul cinayet olmadığını iddia ediyor. Meydanlar şüpheli ölümü açığa çıkarılsın dediğimiz, “nerede?” diye sorduğumuz, “ne oldu?” diye cevap aradığımız kadınların ismiyle yankılanıyorken, Soylu’nun bu açıklaması gerçek dışıdır. Bu açıklamaları yapmadan önce, Yeldana Kaharman’a, Nadira Kadirova’ya, Aleyna Çakır’a, Rabia Naz’a ne olduğunu açıklayın. Bu ay kayboluşunun ardından 500 gün geçen Gülistan Doku’nun nerede olduğunu açıklayın. 


Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, pandemide artan kadına yönelik şiddet için “tolere edilebilir” dedi. Aynı zamanda “artış nedenini ben de merak ediyorum” ifadesini kullandı. Bu ülkenin hiçbir bakanı ya da yetkilisi kadına yönelik şiddeti “tolere etmek” için gelmiyor. Şiddetin artış nedenini merak etmek değil, araştırmak ve çözmek için o koltuklarda oturduğunuzu hatırlatmak isteriz. Kadına yönelik şiddetin hiçbirini tolere etmiyoruz. Biz kadın cinayetlerini ve kadına yönelik şiddeti durdurmak için mücadele ederken, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı’nın şiddeti tolere etmesi kabul edilemez. 

Yanık bir başka açıklamasında ise, “Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesinden sonra tedbir kararlarıyla ilgili bir kafa karışıklığı söz konusu oldu.” söyleminde bulundu. Mevzuatla ilgili değil uygulamayla ilgili sorun oluştuğunu söyleyen Yanık’a kamu görevlilerine bu konuda hiçbir yönlendirme ve uygulama olup olmadığını soruyoruz. Kadına yönelik şiddet konusunda etkin uygulamadığınız adımları “kafa karışıklığı oldu” diyerek gözardı edemezsiniz. Oluşabilecek her türlü problemi ve “kafa karışıklığını” önlemek için o koltuklarda oturanlar, şiddeti görmezden gelerek kafa karışıklıklarını bahane edemezler.


İçişleri Bakanı Süleyman Soylu kadınların iç çamaşırı tartışmaları yaparken bir diğer gün katıldığı yayında “çocuk pornosu” lafını dile getiriyor. Ne çocuk istismarını ne kadınlara yönelik suçları bu şekilde normalleştirmeye çalışamazsınız. 


İstanbul Sözleşmesi’nin 10. yıl senesiydi. İstanbul Sözleşmesi, kadınların yıllardır yürüttükleri mücadelenin sonucudur. Sözleşmeyi etkin uygulamak yerine sözleşmeden çekilme kararı alanlar şiddeti tolere edenlerdir. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararıyla ilgili yapılan başvurular sonucunda Danıştay Cumhurbaşkanlığı’ndan savunma yapmasını istedi. Sürecin takipçisi olacağız, İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceğiz.


Erdoğan bu ay türlü cinsiyetçi söylemler ve tehditlerde bulundu. Kadına yönelik şiddetin sorumluluğunu almayıp inkar politikası geliştirenler, ülkeyi tehdit ve cinsiyetçi söylemlerle yönetmeye çalışanlar, şiddeti tolere edenlere karşı anayasayı, yasayı, sözleşmeyi savunuyoruz. Ülkeyi hukukla değil tehditlerle yönetmek isteyenler aynı zamanda kadına yönelik şiddeti görmezden gelenler ve sorumlularıdırlar.


Ankara’da eyleme katılan bir arkadaşımız okuldan uzaklaştırma kararı alırken, Tokat’ta eylemlerimize katılan iki arkadaşımızın üniversite kredileri kesildi. Protesto hakkı anayasal hakkımızdır. Yetkililer kendi siyasal görüşlerine yakın kesimlerin protesto hakkına müdahale etmezken, kadınların örgütlü mücadelesine karşı uygulamaya çalıştıkları baskıları kabul etmiyoruz.


LGBTİQ+ Meclisleri Kuruldu: Eşitlik ve Özgürlük İçin LGBTİQ+ Meclisleri’nde Açık Açık Örgütleniyoruz

Bu ay LGBTİQ+ Meclisleri kurularak ilk toplantısı gerçekleşti. LGBTİQ+ özneleri hayatlarına dair kararlar alacak, açık açık örgütlenecekler. Eşitlik ve özgürlük için mücadeleye devam edeceğiz.


6284 ve Sonuçları


Şiddet uygulayanlara uzaklaştırma, yakın koruma gibi birçok tedbiri düzenleyen; kadınları maddi olarak güçlendirmekten kimlik bilgilerinin değiştirilmesine kadar birçok hak tanıyan ve kadın örgütlerinin yıllarca süren mücadelesi sonucu yürürlüğe giren 6284 sayılı kanun etkin uygulandığı takdirde kadınları koruyor. Kadınları korumak ve şiddeti önlemek için getirilen 6284 sayılı kanun yasalaşması İstanbul Sözleşmesi’nin imzalanmasının ardından mümkün olabilmiştir. 


Ayşe Tuba Arslan davasında Ayşe’nin başına defalarca satırla vurarak öldürdüğü için ‘canavarca hisle ve eziyet çektirerek kasten öldürme suçundan’ ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Yalçın Özalpay karara itiraz etti. Davanın ilk duruşmasında, istinaf savcısı, Özalpay’ın ‘haksız tahrik altında tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan cezalandırılması gerektiğini belirterek cezada indirim talep etti, “canavarca hisle öldürme yoktur”, “haksız tahrik indirimi uygulansın” dedi.


Ağrı'da kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedeni bulunan 4 yaşındaki Leyla Aydemir davasında arama yapılırken AFAD ekiplerinden birinin Leyla’nın sesini duyduğu ama fail Yusuf Aydemir “duyarlarsa beni öldürürler” dediği için sustuğu iddia edildi.


Tuba Ceran şikayetçi olup koruma kararı aldırdığı evli olduğu erkek tarafından 3 çocuğunun gözü önünde 46 yerinden bıçaklanarak öldürülmüştü. Bekir Erkol 'eşi kasten öldürmek' suçundan haksız tahrik ve iyi hal hükümleri uygulanarak 18 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı.


İzmir’de 2018 yılında anneannesinin eşi 72 yaşındaki Mehmet Ali B. tarafından cinsel istismara uğrayan 6 yaşındaki çocuğun davasında Mehmet Ali B.’ye 12 yıl 6 ay ceza veren mahkeme, sanığın “yaşı ve sağlık durumu”nu göz önünde bulundurarak “yurt dışına çıkış yasağı ve adli kontrol” uygulamasıyla serbest bırakılmasına karar verdi.

Bursa’da işinden çıkarak eve gitmek üzere sokakta yürüyen 18 yaşındaki genç kıza başka birine benzettiği için muşta ile saldıran Sedat A., "Benim ağabeyim daha önce öldürüldü. Onu ağabeyimin ölümüne sebep olan kişiye benzettim, bilerek olmadı pardon pişmanım'' diye ifade verince adli denetim şartıyla serbest bırakıldı. 

5 yıl önce Yağmur Önüt birlikte olduğu erkek tarafından pompalı tüfek ile öldürülmüştü. Davada şaka yaptığını iddia eden ve kazaydı diyen Egemen Vardar’a 'bilinçli taksirle ölüme neden olmak' suçundan 5 yıl 10 ay hapis cezası verilmişti. Karar Yargıtay'a taşındı. Yargıtay yapmış olduğu tespitler neticesinde ‘bilinçli taksirle öldürme suçundan' sanığın mahkumiyetine karar verilmesinin kanuna aykırı olduğunu bu nedenle sanığın ‘olası kastla öldürme' suçundan ceza alması yönünde kararı bozdu.

Antalya'da 24 yaşındaki genç kadın, erkek arkadaşıyla arasında çıkan kavgada 2'nci kattaki dairenin penceresinden düştü. Hastaneye kaldırılan S.N.G. kendisini pencereden erkek arkadaşının attığını söyledi. 'Kasten öldürmeye teşebbüs' suçundan gözaltına alınan A.S.D. ise kız arkadaşını, parasını çalmakla suçladı ve kavga sırasında pencereden kendisinin atladığını öne sürdü. Komşuları genç kızın daireye çıkmak istememesine rağmen erkek arkadaşının çekiştirerek içeri soktuğunu akabinde kavga seslerinin duyulduğunu, genç kızın pencereden bağırarak yardım istediğini ve bir süre sonra park halinde bulunan aracın üzerine sırt üstü düştüğünü gördüklerini söyledi.


İstanbul Sözleşmesi’nin ve 6824’ün tam ve etkin uygulanmasının kadınlar için ne kadar hayati olduğunu tüm bu örnekler göstermektedir. Kadınların etkin korunması için tedbir kararlarının uygulanmalı, süreç takip edilmeli, devletin tüm birimlerinin kadınların haklarını korumalı ve görevini yerine getirmeyen kamu görevlilerinin cezasız kalmamalıdır. 


Şüpheli kadın ölümleri derhal aydınlatılmalıdır


Bir süredir raporlarımızda da açıkladığımız gibi intihar veya doğal ölüm gibi sunulan şüpheli kadın ölümleri ve şüpheli bir şekilde ölü bulunan kadın sayısında pandemi süreciyle birlikte çok ciddi bir artış yaşanmaktadır. Şüpheli kadın ölümleri, maalesef kadın cinayetlerinden daha da zorlu olabilmektedir. Kadınların öldürülüp öldürülmediği, gerçekten kaza ile mi öldükleri, kadınların toplumsal cinsiyet temelli öldürülüp öldürülmediği (kadın cinayeti olup olmadığı), intihar edip etmedikleri veya intihara sürüklenip sürüklenmediklerinin açığa çıkarılması gerekmektedir.

Mayıs ayında öğrendiğimiz 20 kadının şüpheli ölümleri bir an önce açığa çıkarılmalıdır. Yapılacak şey bellidir; İstanbul Sözleşmesi fesih kararı geri çekilmeli, 6284 sayılı koruma kanunu ve İstanbul Sözleşmesi tüm kurum ve kuruluşlarla beraber etkin ve bütünlüklü uygulanmalıdır. Şüpheli kadın ölümlerinin soruşturmaları dikkatli bir şekilde incelenmeli ve hızlıca sonuçlandırılmalıdır. 

İstanbul’da yaşayan 69 yaşındaki Hanife K. evinde ölü bulundu. Evli olduğu Kemal K.’nın sabah oğlu polise bildirene kadar kimseye Hanife’nin öldüğünü söylemedi.


Karaman’da 26 yaşındaki Satı Laçin, birlikte yaşadığı Tolga Nantu’nun silahının ateş almasıyla tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. 


Antalya’da 21 yaşındaki Havva Nur Çalışgan, arkadaşlarıyla birlikte kaldığı otelde ölü bulundu. Olayla ilgili birlikte olduğu M. O. Ş. ve arkadaşı M. D.‘nin gözaltına alındığı öğrenildi.


İstanbul’da bir evde bakıcılık yapan 63 yaşındaki Gurbangozel Chariyeva, çalıştığı evde ölü bulundu. Odasında kanlı peçeteler ve yüzünde morluk ve kan izleri olduğu öğrenildi.


Adana’da 27 yaşındaki Tuğçe Duman, ön camında kurşun izleri olan bir araçta ölü bulundu, 100 metre ilerisinde ise Tuğçe’nin yengesi 24 yaşındaki Melek el Şemo’nun cesedi bulundu. Tuğçe’nin daha önce Furkan Apaydın tarafından kaçırıldığı ve bu nedenle sığınma evine yerleştiği öğrenildi.


Ankara’da yaşayan 27 yaşındaki Tuğçe Mutlu, başından silahla vurulmuş bir şekilde bulundu.


Ağrı’da yaşayan 23 yaşındaki P.Ö. evli olduğu erkek ile tartıştıktan sonra ölü bulundu. P.Ö’nün uzun süredir fail tarafından şiddete uğradığı öğrenildi.


Şırnak’ta 40 yaşındaki 7 çocuk annesi Gurbet Üren, evinde ölü bulundu. Failin uzun süredir Gurbet’e işkence uyguladığı öğrenildi.


Mayıs Ayında Kadınlar ile ilgili Neler oldu?


İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İstanbul Sözleşmesi’nin 10. yılında yaptığı açıklamada “İstanbul Sözleşmesi’nin hükümlerini uygulayacağız.” dedi.

 

Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Başkanı Süleyman Arslan, 15 yaşındaki kişilerin nikahının “insan hakkı” olduğunu savundu.

 

Aleyna Çakır davasında polis: "Bu işin sorumlusu Kadın Meclisleri de değil Platform da, her şeyi onlara yıkmayın." söyleminde bulundu.

 

İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararına karşı açılan davalar sonucu Danıştay, Cumhurbaşkanlığı’ndan savunma istedi.

 

Kütahya’da şiddet gören ve şiddet gösteren bireyleri rehabilite etmek amaçlı “Şiddet İzlem Merkezi” kuruldu.



Mayıs ayında öldürülen 17 kadının yaşam mücadelesi hikayeleri


Edirne’de yaşayan 71 yaşındaki G. G. evli olduğu H. G. tarafından boğazı kesilerek öldürüldü.


Mersin’de yaşayan 48 yaşındaki 2 çocuk annesi Semra Çetin, evli olduğu Ahmet Çetin tarafından kesici aletle öldürüldü.


Ankara’da yaşayan 47 yaşındaki kadın doğum uzmanı ve 3 çocuk annesi Zeynep Erdoğan, evli olduğu ve hakkında bir çok kez uzaklaştırma kararı olan Mehmet Erdoğan tarafından koruma kararı devam ederken çocuğunun gözü önünde kesici aletle öldürüldü. Daha sonra yakalanan failin bir çok suç kaydı olduğu ve en son Covid-19 tedbirleri kapsamında serbest bırakıldığı öğrenildi.


Niğde’de yaşayan 34 yaşındaki Emel Demirtaş, oğlu A. Demirtaş tarafından vurularak öldürüldü.


Diyarbakır’da yaşayan 46 yaşındaki 3 çocuk annesi Şirvan Dönmez, birlikte yaşadığı Şehmuz A. tarafından kıskançlık bahanesiyle kesici aletle öldürüldü.


Giresun’da yaşayan 70 yaşındaki Şükriye Alkan, oğlu Turgut Alkan tarafından baltayla öldürüldü. Daha sonra kardeşini ve bir polisi de baltayla yaralayan failin, polisin ateş etmesiyle öldüğü öğrenildi.


Kahramanmaraş’ta yaşayan 41 yaşındaki Gülendam Göz, eskiden evli olduğu Erdal Bozdere tarafından ateşli silahla öldürüldü. Failin daha sonra intihar ettiği öğrenildi.


Kayseri’de yaşayan 26 yaşındaki rehberlik öğretmeni Arife Nur Sarıoğlu, kendisiyle birlikte olmak isteyen Tolga Temur tarafından teklifini reddetmesi bahanesiyle ateşli silahla öldürüldü.


Balıkesir’de yaşayan 40 yaşındaki 3 çocuk annesi Birgül Çınar, evli olduğu Yıldıray Çınar tarafından kesici aletle öldürüldü.


Balıkesir’de yaşayan 46 yaşındaki 3 çocuk annesi Sibel Kaman, tehdit ve tacizlerinden dolayı hakkında koruma kararı çıkarttığı eskiden evli olduğu Sezgin Zilkaya tarafından ateşli silahla öldürüldü.


Antalya’da yaşayan 36 yaşındaki 2 çocuk annesi Aslı Öztürk, evli olduğu Mesut Öztürk tarafından boğularak öldürüldükten sonra kepçe ile toprağa gömüldü. Failin ifadesinde yürüyüşe gittiği süsü vermek için kıyafetlerini çöpe atıp şüphe çekmemek için eşini aradığını söylediği öğrenildi.


İstanbul’da yaşayan ve bir hastanede temizlikçi olan 2 çocuk annesi 32 yaşındaki Yudum Mert, yeni bir ev istediği bahanesiyle evli olduğu Güntay Mert tarafından çocuklarının gözleri önünde kesici aletle öldürüldü.


Iğdır’da yaşayan ve 5 yıldır haber alınamayan Nesrişah Yorgun’un eskiden evli olduğu Eyüp Yıldızhan tarafından öldürüldüğü ortaya çıktı. Failin Nesrişah’ı bıçaklayarak öldürdükten sonra çelik bir sandığın içine koyup üzerine fayans döşediği öğrenildi.


Samsun’da 33 yaşındaki 2 çocuk annesi Kamile Yavuz, evli olduğu Faruk Yavuz tarafından kesici aletle çocuklarının gözü önünde öldürüldü. Failin daha önce de işlediği cinayetten dolayı 11 yıl ceza aldığı ve izinli çıktığı öğrenildi.


Malatya’da yaşayan 44 yaşındaki Fatma Öz, eskiden birlikte olduğu Bahri Maraşlı tarafından kıskançlık bahanesiyle, ateşli silahla öldürüldü.


Tekirdağ’da yaşayan 11 yaşındaki Ceren Ersoy, babası Mustafa Ersoy tarafından boğularak öldürüldü. Fail olayın ardından intihar etti.


Diyarbakır’da yaşayan Sevgil Fidan, abisi ve kimliği tespit edilemeyen kişiler tarafından darp edilerek hastaneye kaldırıldı. Tedavisi yapılmadan hastaneden çıkarılan Sevgil, hayatını kaybetti.


 
 
 
 

*Raporumuz:Her ay basına yansıyan kadına yönelik şiddet haberlerinde davalar, yeni yaşanan olaylar ve kadın hareketine dair ayrıntılar yer almaktadır. Bizler, basına yansıyan haberleri ve doğrudan bize gelen başvuruları derleyerek bir sayıya ulaşıp, bu çerçevede raporumuzu hazırlıyoruz. Kadın Cinayeti raporumuzu Femicide kavramına göre ele alıyor, bir araya getiriyor ve değerlendiriyoruz. Yani Femicide kavramına göre; “embriyodan cenine, bebekten çocuğa, erişkinden yaşlıya kadar tüm kadın cinsiyetteki bireylerin sadece cinsiyetlerinden dolayı ya da toplumsal cinsiyet kimliği algısına aykırı eylemleri bahane edilerek, bir erkek tarafından öldürülmesi ya da intihara zorlanmasıdır. Femisidler salt kadın cinsiyetteki insanların öldürüldüğü cinayetler olarak algılanmamalıdır. Nefretle işlenen bu cinayetlerde, saldırıya uğrayan şey kadın kimliğidir.”


 
 
 
 
 
 
 




5.6.2021

İstanbul Sözleşmesi mitinginde, 'Anayasayı, Yasayı, Sözleşme'yi Uygula' kortejinde buluşuyoruz