Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Haziran 2021 Raporu
1.7.2021
2021 Haziran Ayında Erkekler Tarafından 18 Kadın Öldürüldü, 20 Kadın Şüpheli Şekilde Ölü Bulundu.

2021 Haziran  Raporu*

Haziran Ayında 18 Kadın Cinayeti, 20 Şüpheli Kadın Ölümü


Türkiye’de kadın cinayetlerini durdurma mücadelesi 10 yıldır devam ediyor. Platform olarak, ihtiyacı tespit ettiğimiz 2010 yılından itibaren kadın cinayeti verilerini kamuoyuna açıklıyoruz. İçişleri Bakanlığı ise kaç kadının, neden, nasıl, kim tarafından öldürüldüğünü açıklamak yerine, kadın cinayeti verilerinin yanlış hazırlandığını söyleyerek gerçekleri çarpıtıyor. Kadın cinayeti ve şüpheli kadın ölümleri gerçekliğini açıklamakla birlikte, kadın cinayetlerini durdurmak için somut çözüm önerilerinin hayata geçirilmesi de devletin görevidir. Bu görevin yerine getirilmesi için de ilgili tüm bakanlıkların, tüm mekanizmaların harekete geçirilmesi için mücadeleye devam edeceğiz. 


12 kadının hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilemedi


Bu ay 18 kadın cinayeti işlenmiş, 20 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulunmuştur. Öldürülen 18 kadından 12’sinin hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilemedi, 4’ü de boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak isterken, 2’si ekonomik nedenler bahane edilerek öldürüldü. 12 kadının hangi bahaneyle öldürüldüğünün tespit edilememesi, kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin görünmez kılınmasının bir sonucudur. Kadınların kim tarafından, neden öldürüldüğü tespit edilmedikçe; adil yargılama yapılmayıp şüpheli, sanık ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler uygulanmadıkça şiddet boyut değiştirerek sürmeye devam ediyor.


İllere göre Haziran ayının kadın cinayetleri verileri ise şöyle:

Her biri birer yaşam olan kadın kardeşlerimizin isimlerini sizinle paylaşmak isteriz:

Kadınlar kimler tarafından öldürüldü?


Haziran ayında öldürülen 18 kadının 10’u evli olduğu erkek, 2’si akraba, 2’si tanıdık biri, 1’i baba, 1’i birlikte olduğu, 1’i eskiden birlikte olduğu, 1’i eskiden evli olduğu erkek tarafından öldürülmüştür. 


Kadınlar en çok evlerinde öldürüldü


Kadınların 9’u evinde, 3’ü sokak ortasında, 2’si işyerinde, 1’i otel, 1’i ıssız yerde, 1’i okul önünde öldürülmüştür. 1 kadının ise öldürüldüğü yer bilinmemektedir. Bu ay öldürülen kadınların yüzde 50’si evlerinde öldürüldü. 


Kadınlar en çok ateşli silahlarla öldürüldü


9’u ateşli silahlarla, 4’ü kesici aletlerle, 2’si boğularak, 1’i darp edilerek, 1’i yakılarak, 1’i kesici alet ve ateşli silahla öldürüldü. 


Kadınların çalışma durumu hala tespit edilemiyor


Ulaşılabilen veriye göre öldürülen kadınların 3’ü bir işyerinde çalışıyor, 1’i bir işyerinde çalışmıyor ve 14 kadının çalışma durumu bilinememektedir.


Anayasadan, Yasadan, İstanbul Sözleşmesi’nden Vazgeçmiyoruz!


19 Haziran’da İstanbul Maltepe’de, Türkiye’nin dört bir yanındaki kadın ve LGBTİQ+ örgütleriyle bir araya gelerek İstanbul Sözleşmesi’nden Vazgeçmiyoruz mitingindeydik. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri olarak 71 ilden gelen kadınlar ve LGBTİQ+lar ile “Anayasayı, yasayı, sözleşmeyi uygula!” diyerek bulunduk. LGBTİQ+ Meclisleri de “Eşitlik ve Özgürlük İçin İstanbul Sözleşmesi’nden Vazgeçmiyoruz” pankartları ile mitingteydi. İstanbul Sözleşmesi’nden resmi olarak çıkılma tarihi olan 1 Temmuz öncesi Türkiye’nin pek çok yerinden gelen kadınlar ve LGBTİQ+larla düzenlenen bu miting, alınan bu hukuksuz kararı kabul etmediğimizin ve direncimizin güçlü bir kanıtıdır. Ülkede kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddete karşı sözümona önlem alanlara, sözleşmeden çekilmeyi destekleyenlere, kadın cinayeti ve şüpheli kadın ölümlerinde etkin bir soruşturma ve kovuşturma yürütmeyenlere, kadınlara ve LGBTİQ+lara yönelik ayrımcılıkları derinleştirmeye çalışanlara, eylemlerimize engel olanlara karşı güçlü ve kararlı mücadelemizle her zaman meydanlara olmaya ve mücadele etmeye devam edeceğiz. 


Eşitlikçi Feminizm Sembolü: Yıldızlı Femina Meydanlarda

Mitingin bizler için bir diğer önemi de yeni logomuzdu. “Eşitlikçi bir feminizm var edeceğiz” diyerek yaptığımız çıkışın ardından yıldızlı feminamızla ilk kez meydanlardaydık. Yıldızlı femina, eşitlik için eşitsizliğin her türlüsünü ortadan kaldırmak gereklidir diyerek yürüttüğümüz mücadelenin sembolüdür. 5 kıtaya uzanan mücadeleyi temsil etmesi ile enternasyonel bir anlamı olan yıldızın 5 kolu, aynı zamanda özgül mücadele alanlarına eşit mesafeli olan birer uçtur. Yıllardır verdiğimiz mücadelemizin temeli de eşitliği sağlamaktır. Eşitsizliğin her türlüsü ortadan kaldırmak için mücadeleye devam edeceğiz.


Kadınlara Ters Kelepçe, Faillere İndirim

Bu ay Las tesis protestosunda İstanbul’da gözaltına alınan 6 arkadaşımızın yargılandığı davanın karar duruşmasındaydık. Las tesis kadın mücadelesinde bu ataerkil sistemin önümüze çıkardığı engellerin en güçlü örneklerindendir. Adaletsiz bir yargılamanın başladığı o adliyeden, arkadaşlarımızın beraat kararıyla ayrıldık. Adil başlamayan ancak sonunda adil bir karara varan bu sürecin ardından tekrar hatırlatıyoruz: ülkenin her bir adliyesinden, mücadelesini yürüttüğümüz her alanda adalet sağlanana kadar ayrılmayacağız.


Hakkında 23 kez şikayetçi olduğu erkek tarafından sokak ortasında satırla öldürülen Ayşe Tuba Arslan’ın davasında canavarca hisle öldürme kararı bozuldu. Faile tahrik indirimi uygulanması sonucu 24 sene ceza verildi. Ayşe Tuba, korunmadığı için öldürüldü. Görevini savsaklayanlara müsaade etmeyeceğini söyleyen yetkililerin bu konuda önlem almayışı sonucunda öldürüldü. Öldürüldüğünde çantasından 23 şikayet dilekçesinden sadece biri çıkan Ayşe Tuba için koruma sağlamayan ve faile alması gereken cezayı vermeyenler, erkek şiddetini meşrulaştırmaya çalışanlardır. 


Bu ay yargı sürecinin bir adaletsiz örneğini de Duygu Delen cinayetinin sanığı hakkında gördük. Sanık Mehmet Kaplan, ev hapsi verilerek tahliye edildi. Soruşturma ve kovuşturma sürecini etkin yürütmeyerek, üstüne bir de bu kararın verilmesi kabul edilemezdir. Sanık tahliyesinin ardından gelen tepkiler sonucu da çok geçmeden tutuklandı. Davanın takipçisiyiz ve adil bir süreç işletilip, adil bir karar alana kadar da Duygu için mücadele edeceğiz.


Geçen sene Haziran ayında babaannelerinin ihbarıyla iki çocuğun sistematik bir şekilde istismara uğradığı ortaya çıkmıştı. Çocukların beyanlarında anne ve üvey babanın yanı sıra çocukları dayıları ve başka erkekler tarafından istismara zorladıkları yer alırken ve adli tıp raporlarına istismarı kanıtlıyorken anne ve üvey baba hakkında tahliye kararı alındı. Ortada bunca delil varken görmezden gelip failleri tahliye edemezsiniz. Aynı zamanda açıklanan 4. yargı paketine göre cinsel istismar davalarında somut delil olmadığı takdirde şüpheli tutuklanmayacak. Cinsel istismarı örtbas etmeye çalışacak yargı sistemi yaratmaya çalışmayın. Cinsel istismarını meşrulaştırma çabanıza izin vermeyecek ve mücadele etmeye devam edeceğiz.


Danıştay Yürütmeyi Durdur!

İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararına karşın Ankara’da Danıştay’a yürütmenin durdurulması talebimize ilişkin olarak dilekçemizi verdik.  İçerisinde yer aldığımız Eşitlik için Kadın Platformuyla birlikte danıştay önünde #Danıştayyürütmeyidurdur açıklaması yaptık. Açıklama yapan arkadaşlarımız, bir kez daha anayasal ve yasal haklarını kullanırken polis tarafından engellemelerle karşılaştılar fakat tüm engellemelere, arkadaşlarımızın bir araya gelememesine rağmen iki farklı noktadan açıklamamızı yaptık. Ayrıca açıklama sırasında polisin “Anayasa’dan başka yasalar var” sözü gelinen anayasasızlaştırma sürecinin ve keyfiliğin sembolü oldu. Sürecin başından beri Danıştay’a açılan davalar neticesinde savunma veren Cumhurbaşkanı, açılan davaların “haksız ve hukuki dayanaktan yoksun” olduğunu söyledi. Haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olan kararın geri çekilmesi mücadelemiz değil, tek bir kişi tarafından alınan sözleşmeden çıkma kararıdır. Yapılan başvurulardan birinde Danıştay Cumhurbaşkanı kararının yürütmesinin durdurulması talebini oy çokluğuyla reddetti. Tek kişinin kararıyla uluslararası bir sözleşmeden çıkmak anayasaya aykırı olduğu gibi; oybirliği yerine oy çokluğuyla çıkmak da aykırıdır. Sözleşmeden çekilme kararı süreci başından sonuna anayasaya aykırı işlemektedir. Cumhurbaşkanının tek gecede aldığı kararı da, Danıştay’ın red kararını da kabul etmiyor, İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, 30 yaşının altında olup evlenmemiş kişiler için “önerilerde” bulundu. Öneri adı altında aldığımız kararlara müdahale etme çabasına girmekten vazgeçin, kararlarımızı biz vereceğiz. Yetkililerin görevi seçimlerimize karışmak değil, yasaları uygulamak ve her bir sorumlunun uygulamasını sağlamaktır. Hayatlarımıza müdahale çabasının bir diğer örneği de pandemi kısıtlamaları konusunda alınan kararda, “gece kimsenin kimseyi rahatsız etmeye hakkı yok” diyerek müzikle ilgili saat sınırlaması getirilmesini açıklamasıydı. Bunu açıklama, alınan kararların pandemi koşullarından ibaret olmadığının, hayat tarzlarımıza müdahalenin de bu kararlarda rol aldığının apaçık kanıtıdır. 


LGBTİQ+ Meclisleri: Eşit ve Özgür Yaşam İçin Mücadeleye Devam


Onur Haftası kapsamında Maçka Parkı’nda yapılan piknikte polis saldırısı yaşandı. Yine aynı hafta Onur Yürüyüşü’nde polis, aralarında arkadaşlarımızın da olduğu onlarca kişiyi gözaltına aldı. Bütün bu engellemelere rağmen sokak sokak “Gökkuşağı değil, ayrımcılık suç!” sloganı haykırıldı. LGBTİQ+lara karşı yapılan baskı ve ayrıştırmalara sessiz kalmadık, kalmayacağız. Eşit ve özgür yaşam hakkı için mücadeleye devam edeceğiz. Devletin baskılarla sindirme çabaları, yalnızca çabadan ibarettir. Anayasayı, yasayı, sözleşmeyi uygulatacak, eşit ve özgür bir toplum yaratıp gökkuşağı bayraklarını dalgalandırmaya devam edeceğiz. Onur Haftası kutlu olsun!


Boğaziçi davası sürüyor


Boğaziçi’nde kayyım rektörü protesto eden öğrencilerin kredi ve bursları kesildi. Fikir, ifade hürriyeti ve eylem hakkı anayasal haklarımızdır. Siyasi iktidarla aynı şeyi savunmamak burs ve kredilerin kesilmesi hakkını kimseye vermez. Fikirlerimizi özgürce ifade edecek, protesto hakkımızı kullanacağız.

Gökkuşağı bayrağı taşıdıkları gerekçesiyle haklarında dava açılan Boğaziçi öğrencilerinin bu ay görülen davasında duruşma ertelendi. Öğrencilerin yurtdışı ve adli kontrol şartı kaldırıldı. Gökkuşağını dalgalandıran öğrenciler değil, ayrımcılığı destekleyenler suçludur.


İşçiler haklarını alacak


İşçilerin haklarını gasp eden Crakers Pizza, yaşanan hak gaspları nedeniyle mart ayında eylem yapan Crakers işçilerine o tarihten beri hakları verileceğini söylüyor. Buna rağmen patronlar sözlerini tutmuyor. Crakers Pizza işçileri asla yalnız değildir. Gasp edilen haklarını almaları yolunda mücadeleye devam edeceğiz, işçiler haklarını alacaklar.


Kadıköy Anadolu Lisesi lise olarak kalacak


Kadıköy Anadolu Lisesi, rant alanlarının genişletilmesi için bölünmeye çalışılıyor. Lise Kadın Meclisleri de bu hukuksuz girişimi protesto amaçlı eylemdeydi. Menfaatleriniz uğruna öğrencilerin okullarına dokunmaktan vazgeçin, ihaleyi durdurun.


6284 ve Sonuçları


Şiddet uygulayanlara uzaklaştırma, yakın koruma gibi birçok tedbiri düzenleyen; kadınları maddi olarak güçlendirmekten kimlik bilgilerinin değiştirilmesine kadar birçok hak tanıyan ve kadın örgütlerinin yıllarca süren mücadelesi sonucu yürürlüğe giren 6284 sayılı kanun etkin uygulandığı takdirde kadınları koruyor. Kadınları korumak ve şiddeti önlemek için getirilen 6284 sayılı kanun yasalaşması İstanbul Sözleşmesi’nin imzalanmasının ardından mümkün olabilmiştir. 


Manisa’nın Soma ilçesinde İmran Çelik, boşanma aşamasında olduğu Turgay Çelik tarafından kafeteryada bulunan bardak ve bıçakla darp edildi. Evliliği süresince şiddet gördüğü gerekçesiyle boşanma davası açan İmran Çelik’in, “Tutuklanmasını istiyorum, serbest kalırsa beni öldürecek” dediği öğrenildi.


Fikirtepe Mahallesi'nde yürüyen kadına, şort giydiği için bir erkek sözlü tacizde bulundu.Tacize tepki gösteren kadın, o anları cep telefonu ile kaydetti. Görüntüler sosyal medyada kısa sürede yayılarak tepkilere neden oldu.


Antalya'da taşın üzerine istismara uğradığını ve yardım istediğini yazan 12 yaşındaki kız çocuğuna komşuları H.E.'nin uzun süredir cinsel istismarda bulunduğu ortaya çıktı.

 

Ocak ayında Konya'da, sabah kahvaltı için uyandıran Rukiye Ay ile kızı Eylül Ay'ın üzerlerine kaynar su döken Ali Ay yargılama sonucu 4,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, iyi hal indirimi uygulayarak cezayı 3 yıl 9 aya indirdi.


İstanbul Sözleşmesi’nin ve 6824’ün tam ve etkin uygulanmasının kadınlar için ne kadar hayati olduğunu tüm bu örnekler göstermektedir. Kadınların etkin korunması için tedbir kararları uygulanmalı, süreç takip edilmeli, devletin tüm birimleri kadınların haklarını korumalı ve görevini yerine getirmeyen kamu görevlileri cezasız kalmamalıdır. 


Şüpheli kadın ölümleri derhal aydınlatılmalıdır


Bir süredir raporlarımızda da açıkladığımız gibi intihar veya doğal ölüm gibi sunulan şüpheli kadın ölümleri ve şüpheli bir şekilde ölü bulunan kadın sayısında pandemi süreciyle birlikte çok ciddi bir artış yaşanmaktadır. Şüpheli kadın ölümleri, maalesef kadın cinayetlerinden daha da zorlu olabilmektedir. Kadınların öldürülüp öldürülmediği, gerçekten kaza ile mi öldükleri, kadınların toplumsal cinsiyet temelli öldürülüp öldürülmediği (kadın cinayeti olup olmadığı), intihar edip etmedikleri veya intihara sürüklenip sürüklenmediklerinin açığa çıkarılması gerekmektedir.

Haziran ayında öğrendiğimiz 20 kadının şüpheli ölümleri bir an önce açığa çıkarılmalıdır. Yapılacak şey bellidir; İstanbul Sözleşmesi fesih kararı geri çekilmeli, 6284 sayılı koruma kanunu ve İstanbul Sözleşmesi tüm kurum ve kuruluşlarla beraber etkin ve bütünlüklü uygulanmalıdır. Şüpheli kadın ölümlerinin soruşturmaları dikkatli bir şekilde incelenmeli ve hızlıca sonuçlandırılmalıdır. 

İstanbul’da yaşayan 37 yaşındaki Şahigül Buluş, baraj yanındaki topraklık alanda boğazı kesilerek öldürülmüş olarak bulundu.

 

İstanbul’da yaşayan 29 yaşındaki Şebnem Köker, birlikte olduğu T.B. ile kaldığı pansiyonun 3. katından düşerek hayatını kaybetti.

 

İstanbul’da yaşayan 33 yaşındaki Anzelika Sraufant, balkondan düşerek hayatını kaybetti. Olay sırasında evde bulunan birlikte olduğu Burak Ercan, Anzelika’nın intihar ettiğini söyledi fakat savcılık tarafından “kasten öldürme” suçundan tutuklandı.

 

Urfa’da yaşayan 7 çocuk annesi Zine Karakaş, duyulan silah seslerinin ardından komşuları tarafından öldürülmüş olarak bulundu.

 

Diyarbakır’da yaşayan 4 çocuk annesi Esma Yücel, evinde sırtından silahla vurulmuş bir halde ölü bulundu.

 

İzmir’de yaşayan 49 yaşındaki Tülay Keseli yakınlarının haber alamaması üzerine polis çalıştığı yere gittiğinde ölü bulundu.

 

Kayseri’de yaşayan 33 yaşındaki 2 çocuk annesi Raziye Ebru Erciyes, evinin balkonundan düşerek hayatını kaybetti. Olayın ardından Raziye’nin düştüğü yere koşan evli olduğu H.D.E, polisleri görünce binaya kaçtı. Gözaltına alınan H.D.E adli kontrolle serbest bırakıldı. 

 

İstanbul’da yaşayan 15 yaşındaki Elif Çakal, arkadaşlarıyla piknik yaptığı esnada uçurumdan düşerek hayatını kaybetti. Annesi, Elif’in birlikte olduğu erkeğin olaydan birkaç gün önce evlerine gelerek ölüm tehditlerinde bulunduğunu söyledi. Olayla ilgili 2 kişi gözaltına alındı.


Haziran Ayında Kadınlar ile ilgili Neler oldu?


Dardanel firması, bu ay yapılan Türkiye-İtalya maçı ile ilgili yaptığı reklamda “Bu akşam makarnaya koyuyoruz” şeklinde cinsiyetçi söylemde bulunup, daha sonrasında özür mesajı yayınladı. 

 

Ezgi Mola, Musa Orhan’ın tutuksuz yargılanması ile ilgili yaptığı paylaşım sonrasında Musa Orhan’ın avukatı tarafından dava edildi. Ezgi Mola’yı destekleyen ve paylaşım yapan 16 ünlü daha hakkında da dava açıldı.

 

Adalet Bakanı Gül, “Bir kadının daha şiddete uğramaması için gerekirse anayasayı değiştiririz.” açıklamasında bulundu.

 

Üsküdar Üniversitesi rektörü, İstanbul Sözleşmesi’nin “ensest ilişkinin önünü açtığını” iddia etti.

 

Bu ay gerçekleşen Onur Yürüyüşü sonrası polis, trans kadınların Küçük Bayram Sokak’taki evlerini mühürledi.


İsveç’te temyiz mahkemesi, geçen yıl belediyeler tarafından alınan okul öncesi ve ilkokulda başörtü takma yasağı kararını bozdu.


İspanya’da, babaları tarafından kaçırılan ve sonrasında ölü bulunan iki kız kardeş için ülkenin pek çok şehrinde halk erkek şiddetine karşı sokaklardaydı.


Haziran ayında öldürülen 18 kadının yaşam mücadelesi hikayeleri


Balıkesir’de 51 yaşındaki Handan Çivicik aralarında çıkan tartışma üzerine babası tarafından ateşli silahla öldürüldü. Kızının kendisine bıçak çektiğini iddia eden Ali İ. gözaltına alındı.


Yozgat’ta 53 yaşındaki Nazife Talas evli olduğu erkek tarafından kesici aletle öldürüldü. Fail Salih Talas ifadesinde, yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle psikolojisinin bozulduğunu, aile içinde huzursuzluk yaşadıklarını, olay öncesi de yine eşiyle tartıştıklarını, olayın büyümesiyle de bıçakladığını söyledi. 


Kırıkkale'de 4 yaşındaki bir çocuk annesi 26 yaşındaki Hacer Başkaya, tartıştığı evli olduğu Sezer Başkaya'ya tarafından oğlunun gözü önünde boynundan bıçaklanarak öldürüldü. 


Samsun’da 2 çocuk annesi 33 yaşındaki Emel Düzgün çocukları bahçede oynarken bilinmeyen bir sebeple, evli olduğu erkek tarafından ateşli silahla öldürüldü. Mustafa Düzgün cinayeti işledikten hemen sonra aynı tüfekle intihar etti.


Trabzon’da Medine Seyis hakkında daha önce şikayetçi olup koruma tedbiri ve uzaklaştırma kararı aldırdığı Bülent Taşkın tarafından kesici alet ile öldürüldü. Medine’yi 26 yerinden bıçaklayan fail ifadesinde “Terk edilmeyi kaldıramadım, öfkemin kurbanı oldum.” dedi.


Kocaeli’de 44 yaşındaki Şengül Güler birlikte olduğu erkeğin akrabası olan 33 yaşındaki Ömer B. tarafından altınlarını çalmak bahanesiyle eşarpla boğularak öldürüldü, ardından ormanlık alana gömüldü. 


Çanakkale’de 6 yaşındaki Funda Bulut annesinin birlikte olduğu Çağlar Karakılıç tarafından kafası defalarca duvara vurularak öldürüldü. Sultan Bulut’a şiddet uygulayan Çağlar Karakılıç kendisini durdurmak isteyen çocukları da dövdü. Başına darbe alan Funda günler sonra annesi tarafından ölü bulundu.


Manisa’da 52 yaşındaki Kader Oktay komşusu Yeter Akkor ile gezmeye gittiği için komşusunun evli olduğu Mehmet Akkor tarafından ateşli silahla öldürüldü. Mehmet Akkor ardından aynı av tüfeği ile intihar etti.


Bursa’da Bircan Doğan boşanma aşamasında olduğu Atalay Doğan tarafından 20 yerinden bıçaklanıp başörtüsü ile boğularak öldürüldü. Bircan Doğan’ın iş yerine barışmak için gidip reddedilince Bircan’ı öldüren ardından kendini de bıçaklamaya çalışan fail ifadesinde, "Öldürmek için gittim. Kendimi de öldürmediğim için çok pişmanım" dedi.


Çatalca’ya annesini ziyarete giden 30 yaşındaki İlknur Çavuş evli olduğu Erdal Çavuş tarafından ateşli silahla öldürüldü. Biri 7 aylık, diğeri 7 yaşında olan iki kız çocuğunun annesini öldüren Erdal Çavuş, çalılıklar arasında saklanırken yakalandı.


İstanbul’da yaşayan Arzu Rahmen Güney ve 7 yaşındaki oğlu Kerem Güney, evli olduğu Mehmet Güney’in çıkardığı yangında hayatını kaybetti. Oğlunu ve Arzu Rahmen’i öldüren fail olayın ardından intihar etti.


Konya’da 43 yaşındaki Halime Uyar eskiden evli olduğu Mesut Çoban tarafından sokak ortasında ateşli silahla öldürüldü. Mesut Çoban 3 çocuk annesi Halime Uyar’ı öldürdükten sonra aynı silahla intihar etti.


Aksaray’da yaşayan 38 yaşındaki Yemen Akoda boşanma aşamasında olduğu daha önce hakkında şikayetçi olduğu ve uzaklaştırma kararı aldırdığı Eşref Akoda tarafından evinin önünde öldürüldü. Annesinin başında feryat eden kızı ise annesinin ölümüne isyan ederek "50 kere şikayet ettik, 50 kere. Neredeydiniz?" dedi.  


Diyarbakır’da yaşayan 16 yaşındaki Emine Karakaş kuzeni evli ve 7 çocuk babası Aslan Karakaş’ın ikinci eşi olmayı kabul etmediği için silahlı saldırıya uğramıştı. 138 günlük yaşam mücadelesini kaybeden Emine Karakaş’ın annesi “Canım, ciğerim parçalandı. Başka annelerin canı yanmasın. O katili bulun. Ailesi katili saklıyor.” dedi.


İstanbul’da yaşayan Adalet Bike evli olduğu erkek Mahmut Bike ve Mahmut Bike’nin babası ile iki erkek kardeşi tarafından seyir halindeki otomobilden atılıp üzerinden geçilerek öldürüldü. 


Manisa’da 43 yaşındaki Sadriye Şen evli olduğu Recep Şen tarafından ateşli silahla öldürüldü. Olayın ardından kaçan fail yakalanıp gözaltına alındı.


Niğde’de yaşayan 23 yaşındaki Yasemin A. birlikte olduğu 26 yaşındaki Muhammed Y. tarafından ateşli silahla öldürüldü. Ardından fail aynı silah ile intihar etti.

 

Diyarbakır’da yaşayan 7 çocuk annesi Ayşe T. evli olduğu Adem T. tarafından iple asarak intihar süsü verip öldürdü. Başta intihar ettiği yönünde durulan olayda, Ayşe’nin çocuklarının beyanlarıyla cinayet olduğu ortaya çıktı. Ayşe’nin failden daha önce de sistematik şiddet gördüğü ve şikayetçi olduğu çocuklarından öğrenildi.

 

 

 

 

 

 

*Raporumuz:Her ay basına yansıyan kadına yönelik şiddet haberlerinde davalar, yeni yaşanan olaylar ve kadın hareketine dair ayrıntılar yer almaktadır. Bizler, basına yansıyan haberleri ve doğrudan bize gelen başvuruları derleyerek bir sayıya ulaşıp, bu çerçevede raporumuzu hazırlıyoruz. Kadın Cinayeti raporumuzu Femicide kavramına göre ele alıyor, bir araya getiriyor ve değerlendiriyoruz. Yani Femicide kavramına göre; “embriyodan cenine, bebekten çocuğa, erişkinden yaşlıya kadar tüm kadın cinsiyetteki bireylerin sadece cinsiyetlerinden dolayı ya da toplumsal cinsiyet kimliği algısına aykırı eylemleri bahane edilerek, bir erkek tarafından öldürülmesi ya da intihara zorlanmasıdır. Femisidler salt kadın cinsiyetteki insanların öldürüldüğü cinayetler olarak algılanmamalıdır. Nefretle işlenen bu cinayetlerde, saldırıya uğrayan şey kadın kimliğidir.”