Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Ağustos 2021 Raporu
2021 Ağustos Raporu*
Ağustos Ayında 31 Kadın Cinayeti, 21 Şüpheli Kadın Ölümü
Türkiye’de kadın cinayetlerini durdurma mücadelesi 10 yıldır devam ediyor. Platform olarak, ihtiyacı tespit ettiğimiz 2010 yılından itibaren kadın cinayeti verilerini kamuoyuna açıklıyoruz. İçişleri Bakanlığı ise kaç kadının, neden, nasıl, kim tarafından öldürüldüğünü açıklamak yerine, kadın cinayeti verilerinin yanlış hazırlandığını söyleyerek gerçekleri çarpıtıyor. Kadın cinayeti ve şüpheli kadın ölümleri gerçekliğini açıklamakla birlikte, kadın cinayetlerini durdurmak için somut çözüm önerilerinin hayata geçirilmesi de devletin görevidir. Bu görevin yerine getirilmesi için de ilgili tüm bakanlıkların, tüm mekanizmaların harekete geçirilmesi için mücadeleye devam edeceğiz.
17 kadının hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilemedi
Bu ay 31 kadın cinayeti işlenmiş, 21 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulunmuştur. Öldürülen 31 kadından 17’sinin hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilemedi, 13’ü de boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak isterken, 1’i ekonomik bahanelerle öldürüldü. 17 kadının hangi bahaneyle öldürüldüğünün tespit edilememesi, kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin görünmez kılınmasının bir sonucudur. Kadınların kim tarafından, neden öldürüldüğü tespit edilmedikçe; adil yargılama yapılmayıp şüpheli, sanık ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler uygulanmadıkça şiddet boyut değiştirerek sürmeye devam ediyor.
İllere göre Ağustos ayının kadın cinayetleri verileri ise şöyle:
Her biri birer yaşam olan kadın kardeşlerimizin isimlerini sizinle paylaşmak isteriz:
Kadınlar kimler tarafından öldürüldü?
Ağustos ayında öldürülen 31 kadının 6’sı evli olduğu erkek, 5’i akrabası, 4’ü eskiden evli olduğu erkek, 4’ü babası, 3’ü tanıdık, 3’ü oğlu, 1’i evlenme teklifini reddettiği erkek, 1’i birlikte olduğu erkek, 1’i kardeşi, 1’i tanımadığı bir erkek, 1’i konuşma isteğini reddettiği erkek tarafından öldürülmüştür. 1 kadının ise fail ile olan yakınlığı bilinmemektedir.
Kadınlar en çok evlerinde öldürüldü
Kadınların 22’si evinde, 3’ü ıssız yerde, 2’si sokak ortasında, 1’i arazide, 1’i işyerinde, 1’i minibüste, 1’i evin dışında bulunan tuvalette öldürülmüştür. Bu ay öldürülen kadınların yüzde 80’i evlerinde öldürüldü.
Kadınlar en çok ateşli silahlar ile öldürüldü
19’u ateşli silahlarla, 9’u kesici aletlerle, 3’ü boğularak öldürüldü.
Kadınların çalışma durumu hala tespit edilemiyor
Kadınların çalışma durumlarını tespit etmek ise çok zor. Önemli olan bu verinin de basın mensupları tarafından dikkate alınması gerektiğini düşünüyoruz. Bu ay TÜİK’in açıkladığı verilere göre, ‘ev işleriyle meşgul’ kadınların sayısı bir önceki yıla göre 38 bin azaldı. Böylece TÜİK’e göre işgücü dahi sayılmayan kadınların sayısı Mayıs 2021'de 10 milyon 178 bin oldu. TÜİK’in verileri bu şekilde açıklaması, kadın işsizliğinin gerçek boyutunun üzerini örtmeye çalışmaktır. Çalışma hayatına alınmayan ya da istihdamdan uzaklaştırılan kadınlar toplumda oluşan toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılık, şiddet ve kadın cinayetleri tehlikelerine karşı daha korunmasız hale gelmektedir. Ulaşılabilen veriye göre kadınların 1’i bir işyerinde çalışıyor, 3’ü herhangi bir işyerinde çalışmıyor ve 27 kadının çalışma durumu bilinememektedir.
Taliban ve Destekçileri Yeryüzünden Silinecek, Kadınlar Laiklikle Yaşayacak
Afganistan’da Taliban’ın yönetimi ele geçirmesiyle artık kadınların, çocukların ve LGBTİQ+ların hayatları güvende değil. “Evrim geçirdik” diyen Taliban’ın rejiminde kadınların haklarının ileriye taşınacağını söylemek mümkün değil. Kız çocukları annelerinden alınıyor. Bir kadın burka giymediği bahanesiyle öldürülüyor. Kadınlar, haklarının elinden alınacağı ve güvende olmayacakları konusunda endişeliler. Kadınlar, bütün bu baskılara rağmen Afganistan’da eylemler yapıyorlar. Taliban öncesinde de kadınların hakları ileri düzeyde değildi. Taliban’la birlikte daha da geriye gidecek olan bu durumda, Afganistanlı kadınlarla birlikte mücadele edilmelidir. Endişeli gözükmeye çalışan emperyalistlerden medet ummak ise gerçek dışıdır. Afganistanlı kadınlar için İstanbul, İzmir, Iğdır ve Bursa’da eylemdeydik. Onlarla mücadelemiz ortak. Laiklik karşıtı her konuda, kadınların, çocukların ve LGBTİQ+ların hayatlarının ne ölçüde tehlikede olduğunu görüyoruz. Direnen kadınlar dünyada her yerde oldukça mücadelemiz sürecektir.
Ülkede Yangınlar Sürüyor, Yetkililer Nerede?
İklim krizi yıllardır geldiğinin haberciliğini yapıyordu bize. Fakat iktidar bunu da görmezden gelerek kendi çıkarlarını korumaya devam etti. Hâlâ da etmeye devam ediyor. Ülkenin pek çok yerinde aylardır yangınlar sürüyor. Yetkililer ise yangınlardan önce gerekli önlemleri almadıkları gibi, yangın esnasında da ortadan kayboluyorlar. Yurttaşlar yangın bölgelerinde ellerinde kovalarla, hortumlarla yangını söndürmeye çalışıyorlar. Akla gelen soru ise belli: Yangınlara müdahale edecek olan bizsek, siz neden varsınız?
Hükümet yangınlarla ilgili belediyeleri sorumlu tutarak işin içinden sıyrılmaya çalışıyor. Her durumda özel uçaklarıyla seyehat eden iktidar mensupları, THK uçaklarını hangardan çıkarıp yangınları sördürmeye tenezzül etmiyor. Üstüne halktan yangınları söndürmek için iban veriyor. Yıllardır halktan alınan vergiler nerede, neden kullanılmıyor, bu da sorgulanmakta.
Bir yandan da evleri, geçim kaynakları yanan insanlarla alay eder gibi krediyle ev vereceklerini vaat ediyorlar. Aylardır büyüyen tepki ve öfkeyi, örgütlü mücadeleye dönüştürüp bu düzeni değiştirecek olan da yine halktır. Önlemlerin alınması, gerekli müdahalelerin sağlanması için mücadeleyi sürdürmeliyiz.
Failler, Kadınları Yakınlarıyla Öldürüyor
Bu ay 6 ayrı olayda, kadınlar failler tarafından çevrelerindekilerle öldürüldü. Kadınlar öldürülürken yakınları bu duruma karşı koyuyor, failler ise kadınların yakınlarını da hedef haline getiriyor. 6 olayın 5'inde 10 kadın cinayeti işlendi. Erkek şiddeti, kadınlara yöneldiği gibi, kadınların yakınlarına da yöneliyor. Faillere, kadın cinayetini önlemeye çalışanları da öldürme cesaretini veren yine önleyici olmayan politikalardır. Yetkililer kadınların ve yakınlarının ölümüyle sonuçlanan erkek şiddetini önlemek için neyi bekliyor? Kadın cinayetlerini durdurma mücadelemizle beraber, sistemin kadınların lehine değişmesi için de mücadelemiz sürecek.
Eda Nur’un İntiharı Sistemin Sonucudur
Eda Nur Kaplan, cinsel saldırıya uğradı ve sonrasında şikayetçi oldu. Fakat faillerle ilgili herhangi bir süreç başlatılmadı. Failler hakkında hiçbir işlem yapılmaması üzerine Eda Nur hayatına son verdi. Faillerse ancak Eda Nur intihar ettikten sonra tutuklandı. Ablası, Eda Nur’un kaybolduğu gün emniyete gidip durumu anlattığında polislerin “Biz bir şey yapamayız.” dediğini söyledi. Yetkililer kadınlar şiddete maruz kalmadan önce de, kaldıktan sonra da harekete geçmiyor. Kardeşinin kaybolduğunu söyleyen ablası varken Eda Nur’u bulmaya çalışmıyorlar. Cinsel saldırıya uğradığını söyleyen Eda Nur ile ilgili süreç başlatmayanlar Eda Nur’un intiharından failler kadar sorumludur. Kadınlar her gün şiddete uğrarken, tehdit edilirken, öldürülürken, intihara sürüklenirken yetkililer öylece bekliyorlar. Kadınlar hayatlarını kaybettikten sonra Bakanlık “Sürecin takipçisi olacağız.” diyor. Kadınlar şidddete maruz kalmadan önlem almayanların, şiddet olaylarından sonra süreçlerin takipçisi olmayanların, kadınlar hayatlarını kaybettikten sonra sürecin takipçisi olacağız demesi göz boyama çabasıdır. Siz şiddeti ve kadın cinayetlerini önlemek için o koltuklardasınız. Eda Nur ve tüm kadınlar için mücadelemiz sürecek.
Kadın Cinayetleri ve Şüpheli Kadın Ölümleri Sürüyor, İşlevsizlik Devam Ediyor
Günlerce kendisinden haber alınamayan Azra Gülendam Haytaoğlu’nun, ormanlık alanda cansız bedeni bulundu ve bir erkek tarafından öldürüldüğü ortaya çıktı. Azra öldürülmeden önce emniyete gidip telefon sinyaline ulaşılmasını isteyen ailesine “Pazartesiyi bekleyin.” dendi. Pazartesi günü Azra’nın ölüm haberini aldık. Yetkililer, Azra’nın ailesi emniyete gittiklerinde harekete geçselerdi Azra hayatta olabilirdi. Bu kayıtsızlığı pek çok kadın cinayetinde görüyoruz. Yetkililer kadınlar hayattayken görevlerini yerine getirmiyor, kadınlar öldürülüyor. Bizler kadın cinayetlerinin önlenebileceğini söylerken, yetkililer işlevsizliğiyle bunları önlemekten uzaklaşıyor. Azra için Türkiye’nin pek çok yerinde eylemdeydik. Öldürülen her bir kadının hesabını verecek olanlar belli. Onlar hesap verene kadar, kadın cinayetlerini durdurana kadar mücadelemiz sürecek.
Esra Hankulu, Ümitcan Uygun’un evinde ölü bulundu. Ümitcan Uygun, Aleyna Çakır’ın ölümünde baş şüpheli. Aleyna’nın davasında DNA örnekleri ortadayken Ümitcan Uygun’u tutuklamayanlar, Esra Hankulu’nun ölümünün sorumlusudur. Esra’nın ölümü sonrasında Ümitcan Uygun kasten öldürme suçundan tutuklandı. Peki Aleyna’nın ölümünden beri Ümitcan Uygun’u süreçleri etkin yürütmeyip tutuklamayanlar hakkında ne yapılacak? Ülkede hakkını arayanlar hakkında soruşturma açanlar, şüpheli kadın ölümlerindeki baş şüphelileri göz göre göre serbest bırakıyor.
Kadınlar şüpheli bir şekilde hayatlarını kaybederken, failler cinayetlerin üstünü örtmeye çalışıyor. Yetkililer ise şüpheli kadın ölümlerindeki şüphelileri açığa çıkarmıyor. Bu ay F.G. isimli kadın evinin camından aşağı düştü. Evli olduğu erkek kavga ettikten sonra camdan kendisinin atladığını iddia etti. F.G. gözlerini açtığında ise evli olduğu erkeğin kendisini camdan aşağı ittiğini söyledi. F.G. yaşam mücadelesini kaybetseydi, fail olaya intihar süsü vermiş olacaktı. Yetkililer ise belki de failin ifadesini gerçek kabul edip dosyayı kapatacaktı. Böyle bir çok örnek karşımızdayken, süreçlerin etkin işletilmesi için yetkililer neyi bekliyor? İntihar süsü verilen nice kadın cinayetinde gerçeği “Ne oldu?” diyerek, mücadele ederek açığa çıkarıyoruz. Yetkililer ise şüpheli kadın ölümlerindeki şüpheleri açığa çıkarmamak konusunda ayak diretiyor. Şüpheli kadın ölümlerinde etkin süreç yürütmeyenler, şüphelileri tutuklamayanlar ile ilgili de mücadelemiz sürecek.
Boğaziçi’nin Yeni Kayyımı da Mücadeleyle Birlikte Gidecek
Boğaziçi bileşenlerinin yaptığı seçimde geçici kayyım rektör Naci İnci %95 red oyu almıştı. Sonrasında yine bir kararnameyle, Boğaziçi Üniversitesi’nde kayyım rektörlükten alınan Melih Bulu yerine Naci İnci kayyım rektör olarak atandı. Demokratik süreçler bir kez daha gözardı edildi. Melih Bulu örgütlü mücadele sonucu gitti. Boğaziçi direnişi sürecek ve Naci İnci de tıpkı Melih Bulu gibi gidecek.
Okullar Açılıyorsa Önlem ve Aşı Şart
YKS’de baraj puanı düşürüldü. Gençler işsizlikle karşı karşıyayken, yapılan bu uygulama işsizliğin artmasına sebep olacaktır.
Okullar yakın bir tarihte açılıyor. Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer ise okullarda yüz yüze eğitim olacağını söyledi. Bütün öğrenciler aşılanmadı, önlemler tam alınmadı. Yüz yüze eğitime geçmeden önce gerekli önlemler derhal alınmalıdır.
LGBTİQ+lara Yönelik Ayrımcılık Mücadeleyle Son Bulacak
Voleybolcu Ebrar Karakurt, sosyal medyada paylaştığı fotoğrafın ardından cinsel yönelimiyle ilgili ayrımcı söylemlere maruz kaldı. Hiçbir LGBTİQ+, cinsel yönelimi ve cinsiyet kimliğini gizlemek zorunda değildir, gizlemeden yaşayacağı bir dünya da mücadeleyle gelecektir.
6284 ve Sonuçları
Şiddet uygulayanlara uzaklaştırma, yakın koruma gibi birçok tedbiri düzenleyen; kadınları maddi olarak güçlendirmekten kimlik bilgilerinin değiştirilmesine kadar birçok hak tanıyan ve kadın örgütlerinin yıllarca süren mücadelesi sonucu yürürlüğe giren 6284 sayılı kanun etkin uygulandığı takdirde kadınları koruyor. Kadınları korumak ve şiddeti önlemek için getirilen 6284 sayılı kanun yasalaşması İstanbul Sözleşmesi’nin imzalanmasının ardından mümkün olabilmiştir.
Zonguldak’ta yaşayan Filiz Adalı, 19 yıldır evli olduğu ve 1,5 yıldır ayrı yaşadığı S.A. hakkında şiddet gördüğü, tehdit edildiği ve hakarete uğradığı iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Öldürülmek istemiyorum. İsmimin öldürülen kadınlar arasında geçmesini istemiyorum dedi.
Boşandığı erkek tarafından şiddete uğrayan Serap Avcı, şikayetçi olmasına rağmen polisin; “Darp raporu alırsın, raporu aldıktan sonra hastaneden çıkınca şikayet olursun" diyerek şikayetini almadığı öğrenildi.
Diyarbakır’da 2 yıldır öz babasının cinsel istismarına maruz kalan 16 yaşındaki R.Ş. rahatsızlanıp hastaneye yatınca hamile olduğu ortaya çıktı. Failin tutuklandığı öğrenildi.
Tokat’ta S.T. 2 gün boyunca alıkonuldu ve şiddete uğradı. Gözaltına alınan fail Ayhan Bengi, “serbest kalırsam seni öldüreceğim” dedi.
Eskişehir’de eskiden evli olduğu Kamil Ö. tarafından 5 kurşunla vurulan Duygu Şeker, “Gerekli cezayı alsın, adalet istiyorum” dedi.
Ankara’da kaybolduktan 16 saat sonra bulunan zihinsel engelli Şirin Dilan E.’yi alıkoyan fail, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
İstanbul Sözleşmesi’nin ve 6824’ün tam ve etkin uygulanmasının kadınlar için ne kadar hayati olduğunu tüm bu örnekler göstermektedir. Kadınların etkin korunması için tedbir kararları uygulanmalı, süreç takip edilmeli, devletin tüm birimleri kadınların haklarını korumalı ve görevini yerine getirmeyen kamu görevlileri cezasız kalmamalıdır.
Şüpheli kadın ölümleri derhal aydınlatılmalıdır
Bir süredir raporlarımızda da açıkladığımız gibi intihar veya doğal ölüm gibi sunulan şüpheli kadın ölümleri ve şüpheli bir şekilde ölü bulunan kadın sayısında pandemi süreciyle birlikte çok ciddi bir artış yaşanmaktadır. Şüpheli kadın ölümleri, maalesef kadın cinayetlerinden daha da zorlu olabilmektedir. Kadınların öldürülüp öldürülmediği, gerçekten kaza ile mi öldükleri, kadınların toplumsal cinsiyet temelli öldürülüp öldürülmediği (kadın cinayeti olup olmadığı), intihar edip etmedikleri veya intihara sürüklenip sürüklenmediklerinin açığa çıkarılması gerekmektedir.
Ağustos ayında öğrendiğimiz 21 kadının şüpheli ölümleri bir an önce açığa çıkarılmalıdır. Yapılacak şey bellidir; İstanbul Sözleşmesi fesih kararı geri çekilmeli, 6284 sayılı koruma kanunu ve İstanbul Sözleşmesi tüm kurum ve kuruluşlarla beraber etkin ve bütünlüklü uygulanmalıdır. Şüpheli kadın ölümlerinin soruşturmaları dikkatli bir şekilde incelenmeli ve hızlıca sonuçlandırılmalıdır.
Ankara’da yaşayan 25 yaşındaki Esra Hankulu evinde şüpheli şekilde ölü bulundu. Tanık ifadelerinden Hankulu'nun en son Ümitcan Uygun ile görüştüğü belirlendi. Esra Hankulu'nun otopsisinde yapılan incelemede tırnakları arasında baş şüpheli Ümitcan Uygun'un DNA profilleri tespit edildi, gözaltına alınan Ümitcan Uygun ’kasten öldürme’ suçundan nöbetçi sulh ceza mahkemesi tarafından tutuklandı.
Kırıkkale’de yaşayan 25 yaşındaki Elif Sinan birlikte olduğu Tuğrul Akan ile çalıştığı yerde kavga ettikten sonra kalbinden bıçaklanmış halde hastaneye kaldırıldı ve hayatını kaybetti. Soruşturma kapsamında Tuğrul Akan’ın ifadesi alındı, ifadesinde kavga ettikten sonra Tuğrul Akan’ın gitmesini engellemek için Elif Sinan’ın kendini kalbinden bıçakladığını iddia etti ve serbest bırakıldı.
Çankırı’da yaşayan 15 yaşındaki İrem Çörten okul binasının yanında şüpheli olarak ölü bulundu. İrem Çörten’in bulunduktan en az 24 saat önce öldüğü bellirlendi.
Tokat’ta yaşayan 30 yaşındaki Elif Saltık kuzeni Ü.K. (44), arkadaşları E.A. (50) ve D.S. (43) ile köyün yaylasına gitti. İddiaya göre, grup eğlenirken D.S.'nin elindeki tabanca kazara ateş aldı. Tabancadan çıkan kurşun Elif Saltık'a isabet etti. Göğüs bölgesinden yaralanan Saltık, kaldırıldığı hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
İzmit’te yaşayan 18 yaşındaki Sude Akarsu birlikte olduğu onur Öztürk’ün evinde başından silahla vurulmuş olarak bulundu. Gözaltına alınan Onur Öztürk karakoldaki ifade işleminin ardından serbest bırakılması sosyal medyada tepki gördü. Sude Akarsu’nun ailesi karakolda, sağ elini kullanan kızlarının başındaki merminin soldan girdiğini ve Öztürk’ün kızlarına hem psikolojik hem fiziksel şiddet uyguladığını ifade etti. Öztürk, yeniden gözaltına alındı, “kasten öldürme” suçlamasıyla sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Kocaeli’de yaşayan 17 yaşındaki Betül Kaynar sokak ortasında kanlar içinde bulundu. Vücudunda çok sayıda kırık olan genç kadın 3 günlük yaşam mücadelesinin ardından hayatını kaybetti.
İzmir’de yaşayan 16 yaşındaki Elif Terziler plakası bilinmeyen bir araç ile hastane önüne bırakıldı. Yapılan müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.
Elazığ’da yaşayan 22 yaşındaki Bahar T. birlikte olduğu M.O. ile henüz bilinmeyen bir nedenden dolayı tartışmaya başladı. Uzunca bir süre tartışmalarının ardından Bahar T.'nin annesi, ikilinin bulunduğu odaya girerek tartışmalarını sonlandırmak istedi. Bahar T.'nin annesi, M. O. tarafından odadan çıkarılmasının hemen ardından silah sesi duyuldu. Anne tekrar odaya girince kızını kanlar içinde yerde buldu.
Reyhan A. isimli kadın, Batman’da koruculuk yapan S.Ç. ile 6 ay önce dini nikahla evlendirildi. Reyhan, S.Ç.’nin madde bağımlısı olduğunu öğrenince ayrılmak istedi. S.Ç. tarafından sistematik şiddete maruz bırakılan Reyhan, İstanbul’daki bir sığınma evine yerleşti. 15 gün önce kaldığı sığınma evinden ailesinin baskısı sonucu ayrılan Reyhan A., ailesiyle yaşamaya başladı. Bu süreçte S.Ç.’nin evine dönmesi yönünde baskı gören kadın, 11 Ağustos gecesi ailesinin evinde şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi.
Ağustos Ayında Kadınlar ile ilgili Neler oldu?
Urfa Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği ‘Mutlu Evliliğe İlk Adım’ adlı seminerlerde ‘erkeğe itaat’ edilmesi gerektiği anlatıldı. Eğitimler Urfa’da boşanma oranlarındaki artışın önüne geçmek ve ‘aileyi kurtarmak’ amacıyla verilirken, toplantılara sadece kadınların alındığı belirtildi.
Malatya İl Jandarma Komutanlığı Aile İçi Şiddetle Mücadele ve Çocuk Kısım Amirliği görevlileri tarafından Kayısı ve Kuru Meyve Gıda fabrikasında yaklaşık 200 kadın çalışana Kadın Destek Uygulaması (KADES) tanıtıldı. Jandarma Kadın görevlileri tarafından, işçi kadınların cep telefonlarına KADES uygulamanın indirilmesi sağlandı. Jandarma kadın görevlileri ayrıca 6284 sayılı kanun hakkında bilgilendirme yaparak konu ile ilgili broşür dağıtımı gerçekleştirdi.
9. sınıf öğrencisi Derya Karadeniz’in uzayda yaşam olup olmadığı konusundaki yazmış olduğu “Oberon” isimli makale NASA’nın web sitesinde yayınlandı.
Tokyo 2020 Olimpiyatlarında boksta Busenaz Sürmeneli altın, Busenaz Çakıroğlu gümüş madalya kazandı. Yasemin Adar güreşte, Hatice Kübra İlgün tekvandoda, Merve Çoban ise karatede bronz madalya aldı.
Taliban'ın yönetimi ele geçirdiği Afganistan'ın başkenti Kabil'de kadınlar, toplumsal ve siyasi hakları için eylem yaptı. Sahip oldukları kazanımları kaybetmek istemediklerini söyleyen kadınlar Kabil'de yürüyüş yaptı, "İş, eğitim ve siyasi katılım her kadının hakkıdır" diyerek sloganlar attı.
Kayseri'deki Afgan Mülteciler Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği'nden Zakira Hekmat, Afganistan'da kadınların "Bizi Taliban götürmesin, bu ölüm daha şereflidir" diyerek intihar ettiğini aktardı.
ABD Yüksek Mahkemesi, Texas eyaletinde çoğu kadının kürtaj yapmasını engelleyen yasanın yürütmesini durdurmayı reddetti. Düzenleme, kürtaj karşıtlarının ifadesiyle ceninin kalp atışının duyulmasından sonra, yani henüz birçok kadının hamile olduğunu bile fark etmediği bir evrede kürtajı yasaklıyor. Kadın hakları grupları Yüksek Mahkeme'ye yürütmenin durdurulması için başvurdu, yapılan oylamada Yüksek Mahkeme yargıçları 4'e karşı 5 oyla yürütmeyi durdurma başvurusunu reddetti.
Endonezya'da artık kadın askeri öğrencilerden bekaret testi istenmeyecek. Kadın askeri öğrencilere uygulanan tartışmalı bekaret testi uygulamasına son verildi. İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) daha önce yayınladığı bir raporda, askeri okula girmek isteyen genç kadınlara, doktorlar tarafından uygulanan bekaret testlerinin, "sistematik, taciz edici ve acımasız" olduğu ifade edilmişti.
ABD'nin New York Eyalet Valisi Andrew Cuomo, 11 farklı kadına cinsel tacizde bulunduğu gerekçesiyle hakkında soruşturma başlatılmasının ardından istifa ettiğini açıkladı. Ofisindeki personel dahil çok sayıda kadın, Vali Cuomo'nun kendilerine cinsel saldırıda bulunduklarını beyan etmişti. New York Valisi Cuomo, televizyonlarda canlı yayınlanan konuşmasında taciz iddialarını reddetti.
Ağustos ayında öldürülen 31 kadının yaşam mücadelesi hikayeleri
Antalya’da yaşayan 21 yaşındaki Azra Gülendam Haytaoğlu, kendisine iş teklif eden Mustafa Murat Ayhan tarafından cinsel tacize karşı koyduğu için boğularak öldürüldü. Failin, Azra’nın cesedini parçalayıp ıssız bir araziye attığı öğrenildi.
Denizli’de yaşayan 59 yaşındaki Sultan Duran, damadı Aydın A. tarafından ateşli silahla öldürüldü.
Tekirdağ’da yaşayan 38 yaşında, 4 çocuk annesi Senem Barik, eskiden evli olduğu İrfan Barik tarafından kendisiyle barışmak istemediği için çocuğunun gözü önünde, minibüste bıçaklanarak öldürüldü. Senem’in daha önce sığınma evinde kaldığı ve 10 gün önce de İrfan Barik hakkında koruma kararı aldırdığı öğrenildi.
Mardin’de yaşayan 1 çocuk annesi Baran Hesen Rasho, Serkan Ö. tarafından ateşli silahla öldürüldü. Serkan Ö.’ye ait evin yakınındaki bir tuvalette cesedi bulunan Rasho'nun IŞİD katliamından kaçan Êzidî kadınlardan olduğu öğrenildi.
Antalya’da Ali Alataş, eskiden evli olduğu, 3 çocuk annesi, 35 yaşındaki Gülcan Kılınç ve annesi 54 yaşındaki Gülizar Kılınç’ı balkondan girdiği evde ateşli silahla öldürdü.
Bursa’da yaşayan Hatice Aslan, evli olduğu Talat Aslan tarafından kesici aletle öldürüldü. Failin daha sonra intihar ettiği öğrenildi.
Karaman’da yaşayan 56 yaşındaki Necla Koçyiğit, kızının boşanma aşamasında olduğu Doğan T. tarafından kesici aletle öldürüldü. Çocuklarını görme bahanesiyle Necla Koçyiğit’in evine gelen failin evli olduğu kadını ve onun kardeşini de ağır yaraladığı öğrenildi.
İstanbul’da yaşayan 32 yaşındaki, 2 çocuk annesi Ulviye Avağ, 2. eş olma teklifini reddettiği bahanesiyle Mehmet Demir tarafından ateşli silahla öldürüldü.
Afyonkarahisar’da polis memuru Atilla Aydemir, boşanma aşamasında olduğu 2 çocuk annesi Gönül Aydemir ve annesi Kadriye Akdeniz’i çocuklarının gözleri önünde ateşli silahla öldürdü. Gönül’ün babasını da öldüren failin daha sonra intihar ettiği öğrenildi.
Adana’da yaşayan 39 yaşındaki 2 çocuk annesi Kübra Özten, evli olduğu Ali Ozan Özten tarafından aldattığı bahanesiyle ateşli silahla öldürüldü.
Bursa’da İhsan Meşe, evli olduğu 43 yaşındaki Pakize Meşe ve kızı Nazlı Meşe’yi ateşli silahla öldürdü. Failin daha sonra aynı silahla intihar ettiği öğrenildi.
Samsun’da Erkan Arslantürk, kendisiyle evlenmeyi reddeden 16 yaşındaki Ebru Arslantürk ve Ebru’nun annesi 41 yaşındaki Hacer Arslantürk’ü ateşli silahla öldürdü.
Kayseri’de 16 yaşındaki İkranur Türksoy, katıldığı bir partide bulunan B.A tarafından ateşli silahla öldürüldü.
İstanbul’da yaşayan 52 yaşındaki 4 çocuk annesi Fatma İnan, eskiden evli olduğu Metin Esin tarafından kıskançlık bahanesiyle boğularak öldürüldü. Failin daha önce de
Fatma’ya şiddet uyguladığı öğrenildi.
Kırşehir’de yaşayan Afgan uyruklu 30 yaşındaki Zekiye Hossini, 2. eş olma teklifini reddettiği bahanesiyle B.M.A. tarafından bıçaklanarak öldürüldü.
Muğla’da yaşayan 61 yaşındaki Gülten Durmaz, para isteyen oğluna para vermemesi bahanesiyle oğlu Emrecan Durmaz tarafından bıçaklanarak öldürüldü.
İstanbul’da Ahmet Özcan, annesi Azime Özcan ve kız kardeşi Yasemin Özcan’ı bıçaklayarak öldürdü.
Konya’da yaşayan 32 yaşındaki Semanur Saraç, birlikte olduğu Mustafa Dağlı tarafından ateşli silahla öldürüldü. Failin aynı silahla intihar ettiği öğrenildi.
Muğla’da yaşayan 54 yaşındaki Atiye Pullu, oğlu Hasan Oben Pullu tarafından önce boğuldu daha sonra bıçaklanarak öldürüldü.
Konya’da yaşayan 33 yaşındaki Emel Göçer, gittiği bir seyyar çaycıda semaveri düşürdüğü bahanesiyle çaycı Muhammet İlhan tarafından ateşli silahla öldürüldü.
Şanlıurfa’da 40 yaşındaki 7 çocuk annesi Hediye Tokay, evli olduğu Ahmet Tokay tarafından boğularak öldürüldü.
Ankara’da yaşayan 33 yaşındaki Ebru Yüksel, eskiden evli olduğu Salih Özkan tarafından sokakta ateşli silahla öldürüldü.
Trabzon’da 11 yaşındaki Yaren Göktaş, 7 yaşındaki Hiranur Göktaş, 4 yaşındaki Elif Göktaş babaları Emre Göktaş tarafından ateşli silahla öldürüldü. Annelerinin fail hakkında uzaklaştırma kararı aldırdığı öğrenildi.
Bursa’da yaşayan 38 yaşındaki Ebru Gürcan, evli olduğu Necati Gürcan tarafından kesici aletle öldürüldü.
*Raporumuz:Her ay basına yansıyan kadına yönelik şiddet haberlerinde davalar, yeni yaşanan olaylar ve kadın hareketine dair ayrıntılar yer almaktadır. Bizler, basına yansıyan haberleri ve doğrudan bize gelen başvuruları derleyerek bir sayıya ulaşıp, bu çerçevede raporumuzu hazırlıyoruz. Kadın Cinayeti raporumuzu Femicide kavramına göre ele alıyor, bir araya getiriyor ve değerlendiriyoruz. Yani Femicide kavramına göre; “embriyodan cenine, bebekten çocuğa, erişkinden yaşlıya kadar tüm kadın cinsiyetteki bireylerin sadece cinsiyetlerinden dolayı ya da toplumsal cinsiyet kimliği algısına aykırı eylemleri bahane edilerek, bir erkek tarafından öldürülmesi ya da intihara zorlanmasıdır. Femisidler salt kadın cinsiyetteki insanların öldürüldüğü cinayetler olarak algılanmamalıdır. Nefretle işlenen bu cinayetlerde, saldırıya uğrayan şey kadın kimliğidir.”