Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Eylül 2021 Raporu
2.10.2021
2021 Eylül Ayında Erkekler Tarafından 26 Kadın Öldürüldü, 19 Kadın Şüpheli Şekilde Ölü Bulundu.

2021 Eylül  Raporu*

Eylül Ayında 26 Kadın Cinayeti, 19 Şüpheli Kadın Ölümü

Türkiye’de kadın cinayetlerini durdurma mücadelesi 11 yıldır devam ediyor. Platform olarak, ihtiyacı tespit ettiğimiz 2010 yılından itibaren kadın cinayeti verilerini kamuoyuna açıklıyoruz. İçişleri Bakanlığı ise kaç kadının, neden, nasıl, kim tarafından öldürüldüğünü açıklamak yerine, kadın cinayeti verilerinin yanlış hazırlandığını söyleyerek gerçekleri çarpıtıyor. Kadın cinayeti ve şüpheli kadın ölümleri gerçekliğini açıklamakla birlikte, kadın cinayetlerini durdurmak için somut çözüm önerilerinin hayata geçirilmesi de devletin görevidir. Bu görevin yerine getirilmesi için de ilgili tüm bakanlıkların, tüm mekanizmaların harekete geçirilmesi için mücadeleye devam edeceğiz. 

 

16 kadının hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilemedi

Bu ay 26 kadın cinayeti işlenmiş, 19 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulunmuştur. Öldürülen 26 kadından 16’sının hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilemedi, 10’u da boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak istemesi bahanesi ile öldürüldü. 16 kadının hangi bahaneyle öldürüldüğünün tespit edilememesi, kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin görünmez kılınmasının bir sonucudur. Kadınların kim tarafından, neden öldürüldüğü tespit edilmedikçe; adil yargılama yapılmayıp şüpheli, sanık ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler uygulanmadıkça şiddet boyut değiştirerek sürmeye devam ediyor.

 

İllere göre Eylül ayının kadın cinayetleri verileri ise şöyle:

 

 

Her biri birer yaşam olan kadın kardeşlerimizin isimlerini sizinle paylaşmak isteriz:

 

Kadınlar kimler tarafından öldürüldü?

Eylül ayında öldürülen 26 kadının 14’ü evli olduğu erkek, 6’sı birlikte olduğu erkek, 2’si babası, 2’si oğlu, 1’i eskiden evli olduğu erkek, 1’i akrabası tarafından öldürülmüştür. 

 

Kadınlar en çok evlerinde öldürüldü

Kadınların 18’i evinde, 2’si arazide, 1’i sokak ortasında, 1’i arabada, 1’i otelde öldürülmüştür. 3 kadının nerede öldürüldüğü tespit edilememiştir. Bu ay öldürülen kadınların yüzde 69’ evlerinde öldürüldü. 

 

Kadınlar en çok ateşli silahlar ile öldürüldü

9’u ateşli silahlarla, 8’i kesici aletlerle, 4’ü boğularak, 2’si yüksekten atılarak, 2’si darp edilerek, 1’i yakılarak öldürüldü. 

 

Kadınların çalışma durumu hala tespit edilemiyor

Kadınların çalışma durumlarını tespit etmek ise çok zor. Önemli olan bu verinin de basın mensupları tarafından dikkate alınması gerektiğini düşünüyoruz. Geçtiğimiz ay TÜİK’in açıkladığı verilere göre, ‘ev işleriyle meşgul’ kadınların sayısı bir önceki yıla göre 38 bin azaldı. Böylece TÜİK’e göre işgücü dahi sayılmayan kadınların sayısı Mayıs 2021'de 10 milyon 178 bin oldu. TÜİK’in verileri bu şekilde açıklaması, kadın işsizliğinin gerçek boyutunun üzerini örtmeye çalışmaktır. Çalışma hayatına alınmayan ya da istihdamdan uzaklaştırılan kadınlar toplumda oluşan toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılık, şiddet ve kadın cinayetleri tehlikelerine karşı daha korunmasız hale gelmektedir. Ulaşılabilen veriye göre kadınların 2’si bir işyerinde çalışıyor, 2’si herhangi bir işyerinde çalışmıyor ve 22 kadının çalışma durumu bilinememektedir.

 

Türkiye’de ve Dünyada Kadınlar Özgür Yaşayacak!

Teksas’tan Afganistan’a, Meksika’dan Türkiye’ye dünyanın her yerindeki kadınlar mücadele ediyor. Farklı coğrafyalarda, farklı ya da aynı konular özelinde verilen bir mücadele. Ama hepsinin bağlandığı nokta aynı: özgürlük. Kadınların ne giyeceğine, nasıl bir hayat yaşamak istediklerine, kürtaj hakkına, laikliğe ve yasalar tarafından kendilerine sağlanan pek çok hakka saldırılıyor. En yakınımızdaki erkeklerden, iktidara kadar uzanan bu erkek egemen sisteme karşı ise kadınlar canları pahasına direniyor. Özgürlük mücadelesi veriyor. Bunu sadece kendi topraklarındaki kadınlar için değil, dünyanın dört bir yanındaki kadınlar için yapıyor. Çünkü biliyoruz ki hepimiz özgür olmadan hiçbirimiz özgür değiliz. Her gün kadınlara ne yapmaları gerektiğini söyleyenlere karşı, biz “Özgür yaşayacağız!” diyoruz. Dünyadaki bütün  ülkelerdeki kadınlarla, her gün verdiğimiz mücadelemiz ortaktır. Bu mücadeleyi örgütlü bir şekilde yürütmek de kazanımlarımızın kilit noktasıdır. Örgütlü mücadeleyle özgür yaşayacağımız bir dünya mümkün. Mücadelemizle Türkiye’de ve dünyada kadınlar özgür yaşayacak.

 

Kadınlar İntihar Mı Ediyor, Yüksekten Mi Atılıyor?

Kadın cinayetlerinde günümüzde, kadınları öldürüp/öldürmeye çalışıp intihar süsü veren faillerle karşılaşıyoruz. Geçtiğimiz yıl, Osmaniye’de yüksekten düşerek hayatını kaybeden Naime Özbulat’ın evli olduğu erkek tarafından pencereden itilerek öldürüldüğü deliller sonucu ortaya çıktı. Fail cinayeti inkar ederken, Naime’nin aşağı itildikten sonra pencerenin kapatılıp perdenin çekilmesi ve failin camda bulunan parmak izleri cinayeti ortaya çıkaran deliller oldu. Soruşturma sürecinin etkin yürütülmesi üstü kapatılmaya çalışan kadın cinayetlerinin ortaya çıkmasının en önemli aşamalarından biridir. Van’da ise evli olduğu Sinan Ergin tarafından intihar ettiği iddia edilen Çidem Ergin, hayatta kaldı. Gözlerini açtığında intihar etmediğini, evli olduğu erkek tarafından itildiğini söyledi. Kadınlar intihar etmiyor, öldürülüyor ya da öldürülmeye çalışılıyor. Hayatta kalabilen kadınlar uyandıklarında failleri işaret edebiliyor. Hayatta kalacak kadar şanslı olmayan kadınlar öldürüldüğünde görev yetkililere düşüyor. Soruşturma sürecinin etkin yürütülmesi, delillerin incelenmesi, gerekli durumlarda ek raporlara ve bilirkişi raporlarına başvurulması gerek. Tanıkların ya da tanık olabileceklerin ifadelerinin alınması, kadınların şiddet geçmişinin olup olmadığının incelenmesi önemli veriler veriyor. Soruşturma sürecinin etkin işlememesi, faillerin kadın cinayetlerinin üstünü intihar diye örtme kapısını aralıyor. 

 

Yağmur Önüt’ün Geciken Adaletini Sağlayacağız

Bu ay görülen Yağmur Önüt cinayeti duruşmasında, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı duruşmaya gelmediği için dava ertelendi. Davayı takip etmeyen Bakanlık ve tebligatı 5 aydır göndermeyen mahkeme yüzünden Yağmur için sağlanacak adalet gecikiyor. Yağmur’un ailesiyle birlikte yıllardır adalet mücadelesi veriyoruz. Yetkililerin görevlerini yerine getirmemesi sonucu geciken adaleti mücadelemizle sağlayacağız.

 

Ruhsatı Askıya Almak Yetersiz, Bireysel Silahlanma Yasaklanmalıdır

Ateşli silahlarla ilgili yeni yönetmelikte kadına yönelik şiddet olaylarında failin silah ruhsatı askıya alınacağı yer alıyor. 2020 yılı raporumuza göre kadınların %56’sı ateşli silahlarla öldürüldü. Kadınlar en çok ateşli silahlarla öldürülürken 6284’te silaha el konulabilmesine karşı bu yönetmelik yetersizdir. Düzenlemede cinayet, yaralama gibi olaylarda caydırıcı maddeler yok. Ruhsat alabilecek mesleklere “uzman erbaş” da eklendi. Yapılan değişikliklerden bir diğeri de ateşli silahla işlenen suçlardan mahkum olanların infazın üzerinden beş yıl geçtikten sonra ruhsat başvurusu yapabilecek olması. Bu kişilerin tekrar ruhsat almak için başvurabilecek olması devletin yeniden işlenebilecek suçların önünü açmasını sağlar. Bireysel silahlanmaya karşı mücadeleye devam edeceğiz.

 

İktidar Milyon Dolarlarla Bina Yapıyor, Öğrencilere Barınma Hakkı Yok

Öğrenciler üniversitelerin açılması üzerine yurtlara başvururken, yurtlarda yer bulamıyor. Evlerin fahiş fiyatlarını da karşılayamayan gençler, devletin konuya el atmaması sonucu okullarını donduruyor. Devletten alınan 650 liralık burs ise ne barınma, ne ulaşım, ne de diğer ihtiyaçları karşılıyor. Bu gerçekliğe karşılık Cumhurbaşkanı ise “650 lira burs veriyoruz, elinize dizinize dursun.” diye açıklama yapıyor. Türkiye’nin pek çok yerinde barınma hakkı sağlanmayan öğrenciler parklarda sabahlayarak bu durumu protesto ediyor. Buna karşı polis yine ülkenin pek çok yerinde öğrencileri, protesto ettikleri için gözaltına alıyor. Gençlerin temel ihtiyaçlarını dahi sağlamayan iktidar, bu ay ABD’de 300 milyon dolara yaptırdığı Türkevi’nin açılışını yaptı. Ülkedeki gençler okullarını dondurup evlerine dönmek zorunda bırakılırken devletin önceliği Türkevi mi? Parasız ve eşit eğitim herkesin hakkıdır. Tüm genç kadınları Üniversite Kadın Meclisleri’nde örgütlenip, haklarımız için mücadele etmeye davet ediyoruz. 

 

Kampüslerde Taciz Son Bulacak

Celal Şengör’ün, genç bir kadın öğrencisini taciz ettiğini gülerek anlattığı videosu yayınlanmıştı. İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörlüğü, olayın sosyal medyada hızla yayılmasının ardından Şengör ile ilgili soruşturma başlattıklarını açıkladı. Celal Şengör olayla ilgili “Bunun bir taciz olduğunu düşünmüyorum.” dedi. Genç kadınlar kampüslerde türlü cinsel şiddete maruz kalıyor. Kampüslerde eşit ve özgür yaşamı var edeceğiz.

 

İmam Hatip Liselerinde Cinsiyetçi Söylemler Yerleştirilmeye Çalışılıyor

İmam Hatip Liselerinde verilen ders kitaplarında “Ev işi yapmak kadınların görevidir.”, “Evin hanımı kocasına karşı saygılı davranmalı, iffet ve namusunu korumalı.” şeklinde ifadeler yer alıyor. Kadınlara dayatılan toplumsal cinsiyet rollerini  liseli kadınlar reddediyor. Bu ifadeleri okul kitaplarına koyacak kadar yobazlaşmış düşünceye karşı mücadeleye devam edeceğiz.

 

LGBTİQ+lara Karşı Yürütülen Gerici Politikalara Karşı Mücadelemiz Sürecek

Bu sene yapılan Onur Yürüyüşü anayasaya aykırı bir şekilde engellenmeye çalışılıp, polis müdahalesi gerçekleşmişti. LGBTİQ+ Meclisi’nden 8 arkadaşımız hakkında dava açıldı. İddianamede atılan “Asla yalnız yürümeyeceksin” sloganının suç teşkil ettiği yazıyor. Göz korkutmak için yaptığınız hiçbir hamle LGBTİQ+ların mücadelesini engelleyemez. Arkadaşlarımızla birlikte 2 Kasım’da davanın ilk duruşması için adliyede olacağız.

 

Antalya’da şüpheli bir şekilde hayatını kaybeden trans kadın Selin Aynacı davası görüldü. Davaya müdahillik talebimiz “Ölen kadın değildir.” denilerek reddedildi. Mahkeme, hiçbir ayrım yapmaksızın adli bir yargılama yapması gerekirken transfobik söylemlerde bulunuyor. Hiçbir bireyin cinsiyet beyanına başkası karar veremez. Ayrıştırıcı söylem ve politikalarınıza karşı mücadelemize devam edeceğiz.

 

6284 ve Sonuçları

Şiddet uygulayanlara uzaklaştırma, yakın koruma gibi birçok tedbiri düzenleyen; kadınları maddi olarak güçlendirmekten kimlik bilgilerinin değiştirilmesine kadar birçok hak tanıyan ve kadın örgütlerinin yıllarca süren mücadelesi sonucu yürürlüğe giren 6284 sayılı kanun etkin uygulandığı takdirde kadınları koruyor. Kadınları korumak ve şiddeti önlemek için getirilen 6284 sayılı kanun yasalaşması İstanbul Sözleşmesi’nin imzalanmasının ardından mümkün olabilmiştir. 

 

Anayasa Mahkemesi eskiden evli olduğu erkek tarafından öldürülen akademisyen Serpil Erfındık'a yönelik yeterli önleyici ve koruyucu tedbirler alınmadığı gerekçesiyle ihmali olan kamu görevlilerinin yargılanmasına karar verdi. 2013 yılında eskiden evli olduğu erkek tarafından hakkındaki önleyici tedbir kararının sona erdiği gün öldürülen ve bu süreçte ısrarla koruma talebi reddedilen Serpil Erfındık'ın yaşam hakkının ihlal edildiğine hükmetti.

Öznur Gülbaş cinayetinde kadını defalarca bıçaklayan erkek “öldürmeye teşebbüs”ten ceza almıştı. İstinaf Mahkemesi savcısı kararın bozularak “yaralanma”dan ceza almasını talep etti. Gerekçe olarak Öznur’un “yapma” demesi üzerine failin durmasını gösterdi.

Ayşe Altuntaş'ı öldüren Mehmet Taşdelen isimli erkeğe verilen cezada 'iyi hal indirimi' yapıldı. Mahkeme, Taşdelen'e, savcının istediği 'ağırlaştırılmış müebbet hapis' yerine, iyi hal indirimi uygulayarak 'müebbet hapis cezası' verdi.

Eskişehir’de yaşayan Irak uyruklu 20 yaşındaki Sally Ali Challab Al-Abbood 2 Eylül’de kaybolmasının ardından en son arkadaşı Amjed Mohsin Mohammed'in evine gittiği ortaya çıktı. Polis ekiplerince Mohammed´in evinde yapılan detaylı aramalarda testere, bıçak bulundu, failin defalarca çöp atmak için evden çıktığı belirlendi, çorabında bulunan kan izlerinin Sally'e ait olduğu tespit edildi. Kırklareli üzerinden yasa dışı yollarla Bulgaristan'a kaçmaya çalışırken yakalanarak, Eskişehir'e getirilen Mohammed, mahkemece 'kasten öldürme' suçundan tutuklandı. Sally Ali Challab Al-Abbood’un cesedi aranıyor.

 

Balıkesir'de 32 yaşındaki Samet S. isimli kişinin şiddetine maruz kalan annesi 60 yaşındaki Atiye S. ve evli olduğu 30 yaşındaki Hayel S. Cumhuriyet Meydanı'nda seslerini duyurmak için bıçaklı eylem yaptı. Anne Atiye S. elinde bıçak ile "Keseyim mi? Tak etti canıma" diyerek yaşadıkları şiddet sonrası isyanını dile getirdi.

 

Boşanmak istediği erkek tarafından öldürülen Ebru Aras’ın davasında sanık, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Davada hakim değişikliğine gidilmişti. Yeni hakim 1,5 yıldır “kasten öldürme”den tutuklu yargılanan faile, delil durumunda değişiklik yokken tahliye kararı verdi. 

İzmir’de uyuşturucu madde bağımlısı olduğu ileri sürülen Feyzi Duran birlikte yaşadığı 28 yaşındaki Aysel Perkgün'ü 104 yerinden bıçakladı. Hayati tehlikeyi atlatan, sağlık durumu iyiye giden Aysel Perkgün “Beni zorla banyoya soktu. Olacakları tahmin ettiğim için boynumu, şah damarımı korudum. Bıçaklandığım için, kendimden geçmeye başlamıştım. ‘Senin ölümünü izleyeceğimi söylemiştim. Bak işte ölümünü izliyorum’ dedi. Sonra bir sigara yakıp içti.” “Bana bunları yaşatan bu kişiye en büyük cezanın verilmesini istiyorum.” dedi.

İstanbul Sözleşmesi’nin ve 6824’ün tam ve etkin uygulanmasının kadınlar için ne kadar hayati olduğunu tüm bu örnekler göstermektedir. Kadınların etkin korunması için tedbir kararları uygulanmalı, süreç takip edilmeli, devletin tüm birimleri kadınların haklarını korumalı ve görevini yerine getirmeyen kamu görevlileri cezasız kalmamalıdır.  

Şüpheli kadın ölümleri derhal aydınlatılmalıdır

Bir süredir raporlarımızda da açıkladığımız gibi intihar veya doğal ölüm gibi sunulan şüpheli kadın ölümleri ve şüpheli bir şekilde ölü bulunan kadın sayısında pandemi süreciyle birlikte çok ciddi bir artış yaşanmaktadır. Şüpheli kadın ölümleri, maalesef kadın cinayetlerinden daha da zorlu olabilmektedir. Kadınların öldürülüp öldürülmediği, gerçekten kaza ile mi öldükleri, kadınların toplumsal cinsiyet temelli öldürülüp öldürülmediği (kadın cinayeti olup olmadığı), intihar edip etmedikleri veya intihara sürüklenip sürüklenmediklerinin açığa çıkarılması gerekmektedir.

Eylül ayında öğrendiğimiz 19 kadının şüpheli ölümleri bir an önce açığa çıkarılmalıdır. Yapılacak şey bellidir; İstanbul Sözleşmesi fesih kararı geri çekilmeli, 6284 sayılı koruma kanunu ve İstanbul Sözleşmesi tüm kurum ve kuruluşlarla beraber etkin ve bütünlüklü uygulanmalıdır. Şüpheli kadın ölümlerinin soruşturmaları dikkatli bir şekilde incelenmeli ve hızlıca sonuçlandırılmalıdır. 

Antalya’da yaşayan 3 aylık bebeği olan 20 yaşındaki Ela Sonyüksek, evli olduğu Celal Sonyüksek tarafından başından vurulmuş bir şekilde hastaneye götürüldü. Hastanede Ela’nın ölmüş olduğu belirlendi. Ela’nın, evli olduğu erkekle anlaşamadığı için ailesinin evine geldiği daha sonra barıştıkları fakat olay günü sabaha karşı tartışmış oldukları öğrenildi.

 

Urfa’da sulama kanalında 18 yaşında A. Ç.’nin cesedi bulundu.

 

İstanbul’da bir otel odasında 24 yaşındaki Sedanur Şen ölü bulundu. Otele beraber geldikleri Serdar Yazıcı sabah saatlerinde çalışanlara Sedanur’un ölmüş olduğunu bildirdiği biliniyor. Serdar Yazıcı’nın "uyuşturucu madde imal ve ticareti", "uyuşturucu madde kullanma" ve "dolandırıcılık" suçlarından kaydı bulunduğu öğrenildi.

 

Sakarya’da 42 yaşındaki, bir iş merkezinin 5. katından düşerek yaralanan İ. A.’nın hastanede hayatını kaybettiği öğrenildi.

 

Aydın'da kendisinden 4 gündür haber alınamayan 60 yaşındaki Ayşe Baytok evinde ölü bulundu. Cinayet şüphelisi olarak gözaltına alınan oğlu Mustafa Baytok’un daha önceden annesine sık sık şiddet uyguladığı ve Haziran ayında da tartıştığı bir şoförü bıçakladığı öğrenildi.

Nevşehir’de 2 çocuk annesi 53 yaşındaki Tarhana Yaman, Duran Aşar’ın evinde ateşli silahla vurulmuş şekilde ölü bulundu. Tarhana ile tartıştığı öğrenilen Duran Aşar’ın yük treninin önüne atlayarak intihar ettiği belirlendi.

Samsun'da, 30 yaşındaki Şeyda Turan, misafirliğe geldiği kardeşinin evinde tabancayla göğsünden vurulmuş halde bulundu.

Ankara’da bir kargo firmasında kurye olarak çalışan 34 yaşındaki Erşan Aydemir, elleri bağlı ve ağzına havlu sıkıştırılmış halde bulundu. Vücudunda darp izleri olan Erşan’ın ölümüyle ilgili soruşturma başlatıldı.

 

Eylül Ayında Kadınlar ile ilgili Neler oldu?

A Milli Kadın Voleybol Takımı, 2021 CEV Avrupa Şampiyonasında Hollanda'yı 3-0 yenerek, Avrupa 3. oldu.

 

Kadın Futbolu 2. Lig ve 3. Lig Kulüpler Derneği kuruldu. Derneğin paylaştığı 'yönetim kurulu' fotoğrafında hiçbir kadının bulunmaması dikkat çekti.

 

İstanbul Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde bir yıldır acil serviste pratisyen hekim olarak çalışan Larin Kayataş’ın aktarımına göre,  “genel ahlaka aykırı davranış” nedeniyle hakkında soruşturma açılıp memuriyetten men edildi.

 

Fransa'da kadınlar, 25 yaşına kadar doğum kontrol hapını ücretsiz alabilecek.

 

Bulgar LGBTQ+ şarkıcı Azis'in Bursa’da düzenlenen bir festivalde verdiği performans, İslamcıların Roman şarkıcıyı "sapık" olarak hedef alan kampanyasının ardından iptal edildi.

 

ABD’nin Teksas eyaletinde kadınların hamileliklerinin 6’ncı haftasından sonra kürtaj olmasını yasaklayan yasa yürürlüğe girdi.

 

Yasağa karşı aylarca sokaklarda eylem yapan kadınların mücadelesi sonucunda Meksika Yüksek Mahkemesi, Coahuila eyaletinin kürtaj yaptırımlarını ceza kanunundan kaldırmasını emretti.

 

Taliban'ın, Afganistan kadın milli voleybol takımının bir oyuncusunu geçen ay öldürdüğü belirtildi.

 

Eylül ayında öldürülen 26 kadının yaşam mücadelesi hikayeleri

13 yaşındaki Amara Dwla, Şanlıurfa’da yaşadığı evde yanıcı maddeyle yakılmış halde bulundu. Hastaneye kaldırılırken babası Ahmet Mohammed Dwla tarafından işkenceye maruz kaldıktan sonra yakıldığını söyledi. Babasının kendi evliliğine karşı kızını evlendirmek istediği ve küçük çocuğun istememesi sebebiyle bir süredir işkence gördüğü öğrenildi.

 

Mardin’de yaşayan 61 yaşındaki Emine Pulent koronavirüs tedbirleri gerekçesiyle cezaevinden tahliye edilen evli olduğu Abdulkadir Pulent tarafından götürüldüğü üzüm bağında bıçakla boğazı kesilerek öldürüldü.

 

Kırşehir’de yaşayan S.Ö. evli olduğu B.Ö. tarafından tabancayla vuruldu. Ağır yaralanan kadın 4 gün süren yaşam mücadelesinin ardından kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.

 

İstanbul’da yaşayan 23 yaşındaki bir çocuk annesi Eda Aydoğan evli olduğu Abdullah Aydoğan tarafından evinde başından silahla vurularak öldürüldü. 

 

Kahramanmaraş’ta yaşayan 45 yaşındaki Mercan B. bilinmeyen bir nedenle, evli olduğu erkeğin erkek kardeşi H.B. ile tartışmaya başladı. Tartışma sırasında H.B. yanında taşıdığı tabancayı çıkararak  Mercan B.’yi öldürdü.

 

Düzce’de yaşayan 19 yaşındaki Özlem Kılıç boşanma aşamasında olduğu Hasan Kılıç tarafından barışma teklifini kabul etmediği bahanesiyle öldürüldü. Bir süre önce evi terk ederek annesi Gülfidan Key'in evine yerleşen ve boşanma davası açan Özlem Kılıç’ı öldürüp annesini de ağır yaralayan failin yakalanması için çalışma başlatıldı.

 

İstanbul’da yaşayan 80 yaşındaki Yüksel Sevinç oğlu Haluk Sevinç tarafından evinde defalarca bıçaklanıp boğazı kesilerek öldürüldü. Haluk Sevinç'in daha önce de bir kişiyi bıçakladığı için cezaevine girdiği, yakın bir zamanda tahliye edildiği öğrenildi.

 

Tokat’ta yaşayan iki çocuk annesi Kadriye Alper için evli olduğu Murat Alper kayıp ihbarında bulunmuştu. Birkaç gün sonra Kadriye Alper’in telefonundan yakınlarına “iyiyim” mesajı atınca gözaltına alınan fail Kadriye Alper’i öldürüp hafriyat alanına gömdüğünü itiraf etti.

 

İstanbul’da yaşayan Afganistan uyruklu 28 yaşındaki Fatıma Haydari eskiden evli olduğu Mehmet T. tarafından bıçaklanarak öldürüldü.

 

Diyarbakır’da yaşayan 24 yaşındaki Gurbet Fida evli olduğu Ali Fida tarafından av tüfeğiyle vurularak öldürüldü. Aralarında bilinmeyen bir nedenle tartışma çıktığı failin bunun üzerine Gurbet Fida’yı öldürdüğü ve ardından teslim olduğu öğrenildi.

 

Zonguldak’ta yaşayan bir çocuk annesi 28 yaşındaki Gülten Yankın boşanma aşamasında olduğu Emrah Yankın tarafından evinde av tüfeğiyle vurularak öldürüldü. Fail "Eşinizi neden vurdunuz?" sorusuna "Boşanmak istedi o yüzden. Çok sevdim ben onu, gururuma yediremedim ve ayrılmak istedi" dedi.

 

Çanakkale’de yaşayan 66 yaşındaki Nermin Güler aynı apartmanda yaşayan 35 yaşındaki oğlu Kamil Güler tarafından başına keserle vurularak öldürüldü.

 

27 Nisan 2020'de Osmaniye’de yatak odasının penceresinden düşen Naime Özbulat Taş ağır yaralanmış, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti. Naime Ozbulat’ın olaydan 2 ay önce evlendiği Aşkın Taş tarafından önce şiddet gördüğü, ardından da yatak odası penceresinden atılarak öldürüldüğü ortaya çıktı. Mahkeme heyeti, sanık Aşkın Taş'ın kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasına, eylemin niteliği, fiilin işleniş biçimi, sanığın  fiilden sonraki davranışları ve pişmanlık göstermemesi nedeniyle  cezasından takdiri indirim yapılmasına yer olmadığına hükmetti.

 

Kayseri’de yaşayan 34 yaşındaki Şura Asena Altıntaş birlikte oldukları iddia edilen Şükrü Teke tarafından evinin oturma odasındaki pencereden atıldı. Ağır yaralanan kadın 7 günlük yaşam mücadelesi ardından hayatını kaybetti. Failin 2 ayrı suçtan arandığı öğrenildi.

 

İstanbul’da yaşayan 33 yaşındaki Filiz Akgöz birlikte olduğu Oktay Konak tarafından kıskançlık bahanesiyle evinde bıçaklanarak öldürüldü. Fail verdiği ilk ifadesinde; "Tartışma alevlenince elince bıçak vardı. Sakinleştirmeye çalıştım bıçağı karnına sapladı. Yarasına tampon yaparak 112'yi aradım." dedi. Akgöz'ün, geçtiğimiz mayıs ayında, kasten yaralama ve tehdit suçlamasıyla Konak hakkında Aile içi Kadına Şiddet Büro Amirliği'ne başvurduğu, Konak'a bir ay uzaklaştırma verildiği ortaya çıktı.

 

Giresun’da yaşayan 43 yaşındaki Şennur Çetin evli olduğu Murat Çetin tarafından evinde tabancayla vurularak öldürüldü. Failin askerden yeni gelen ve olay sırasında evde olan oğlundan helallik istediği, ardından da aynı tabancayla kendisini vurarak hayatını sonlandırdığı ortaya çıktı.

 

Adana’da yaşayan 35 yaşındaki 3 çocuk annesi Tuğba Dursun evli olduğu Burhan Dursun tarafından evinde, çocuklarının gözü önünde, kıskançlık bahanesiyle defalarca bıçaklanarak öldürüldü. 

 

İstanbul’da yaşayan 17 yaşındaki Gülseren Mamuş birlikte olduğu Suat Ö. tarafından evinde, kıskançlık bahanesiyle, başından tabancayla vuruldu. Tabancayı camdan dışarıya atan fail intihar süsü vermek için ağır yaralı eşi Gülseren Mamuş’u kucağına alarak dışarıya çıktı, yoldan geçen birini durdurup bindiği aracıyla hastaneye götürdü. Ancak olay sırasında evdeki 6 aylık bebeklerine bakan kuzeni sayesinde cinayet ortaya çıktı. 

 

Mersin’de yaşayan 39 yaşındaki iki çocuk annesi Fatma Karataş boşanma aşamasında olduğu ve ayrı yaşadığı Özkan Karataş tarafından, kız kardeşinin evinde, tabancayla öldürüldü. Henüz bilinmeyen bir nedenle çıkan tartışma sonucu Özkan Karataş, yanında getirdiği tabancayla Fatma Karataş ve kardeşi Özge Kösteri’ye ateş açtı. İki kız kardeş kanlar içinde yığılırken Özkan Karataş, aynı silahla intihar girişiminde bulundu. Ağır yaralanan Özge Kösteri hastaneye kaldırıldı.

 

Kocaeli’de yaşayan 23 yaşındaki bir çocuk annesi Hatice Senem evli olduğu Mehmet Senem tarafından evinde, başına sert bir cisimle vurularak öldürüldü. Fail ifadesinde, eşiyle geçinemediklerini, sürekli tartıştıklarını, son tartışmalarında eline aldığı sert cisimle başına vurduğunu ancak kaç kez vurduğunu hatırlamadığını söyledi.

 

İstanbul’da yaşayan 35 yaşındaki bir çocuk annesi Nurgül Altıntaş birlikte olduğu erkek tarafından tabancayla öldürüldü. Bekçi olduğu öğrenilen failin ismi açıklanmadı. Altıntaş’ın akrabası “Devlet görevlisi, benim güvenliğimi korumakla mükellef olan birisi bunu nasıl yapabiliyor? Evlilik hazırlığı yapıyorlardı ama çocuğun ailesi karşı çıkıyordu” dedi. 

 

İstanbul’da yaşayan 28 yaşındaki Melike Can evli olduğu Sebahattin Can tarafından çocuğunun gözü önünde, evinde boğularak öldürüldü. İşlediği cinayeti annesini arayarak haber veren fail, ardından sitenin bahçesine inerek etraftakilere “Eşimi öldürdüm polisi arayın.” diye bağırdı.

 

Muğla’da bir otelde tatil yapan Rus uyruklu 51 yaşındaki Tatyana Fedorova birlikte olduğu İ.S. tarafından kafasına içki şişesi vurularak öldürüldü. 

 

Hatay’da yaşayan 41 yaşındaki Aynur Mert ve 16 yaşındaki kızı Aleyna Mert, evli olduğu eski uzman çavuş Turgay Mert tarafından boğularak öldürüldü. Fail önce tartışma yaşadığı Aynur Mert’i öldürdüğünü belirtirken "Sonra eve gelen oğluma ilaçlı ayran içirmek istedim. ‘Baba bu acı’ diyerek içmek istemedi. Ben de boğdum. En son eve gelen kızımı da boğdum" dedi.

 

Tekirdağ’da yaşayan 30 yaşındaki Nazlı Koldaguç, birlikte olduğu erkek Serkan İ. tarafından, bir arazide bıçaklanarak öldürüldü.

 









*Raporumuz:Her ay basına yansıyan kadına yönelik şiddet haberlerinde davalar, yeni yaşanan olaylar ve kadın hareketine dair ayrıntılar yer almaktadır. Bizler, basına yansıyan haberleri ve doğrudan bize gelen başvuruları derleyerek bir sayıya ulaşıp, bu çerçevede raporumuzu hazırlıyoruz. Kadın Cinayeti raporumuzu Femicide kavramına göre ele alıyor, bir araya getiriyor ve değerlendiriyoruz. Yani Femicide kavramına göre; “embriyodan cenine, bebekten çocuğa, erişkinden yaşlıya kadar tüm kadın cinsiyetteki bireylerin sadece cinsiyetlerinden dolayı ya da toplumsal cinsiyet kimliği algısına aykırı eylemleri bahane edilerek, bir erkek tarafından öldürülmesi ya da intihara zorlanmasıdır. Femisidler salt kadın cinsiyetteki insanların öldürüldüğü cinayetler olarak algılanmamalıdır. Nefretle işlenen bu cinayetlerde, saldırıya uğrayan şey kadın kimliğidir.”







 




14.10.2021

EŞİTLİK VE TÜM HAKLARIMIZ İÇİN İŞÇİ EMEKÇİ MİTİNGİ'NDEYİZ