Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kasım 2021 Raporu
2021 Kasım Raporu*
Kasım Ayında 25 Kadın Cinayeti, 21 Şüpheli Kadın Ölümü
Türkiye’de kadın cinayetlerini durdurma mücadelesi 11 yıldır devam ediyor. Platform olarak, ihtiyacı tespit ettiğimiz 2010 yılından itibaren kadın cinayeti verilerini kamuoyuna açıklıyoruz. İçişleri Bakanlığı ise kaç kadının, neden, nasıl, kim tarafından öldürüldüğünü açıklamak yerine, kadın cinayeti verilerinin yanlış hazırlandığını söyleyerek gerçekleri çarpıtıyor. Kadın cinayeti ve şüpheli kadın ölümleri gerçekliğini açıklamakla birlikte, kadın cinayetlerini durdurmak için somut çözüm önerilerinin hayata geçirilmesi de devletin görevidir. Bu görevin yerine getirilmesi için de ilgili tüm bakanlıkların, tüm mekanizmaların harekete geçirilmesi için mücadeleye devam edeceğiz.
16 kadının hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilemedi
Bu ay 25 kadın cinayeti işlenmiş, 21 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulunmuştur. Öldürülen 25 kadından 16’sının hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilemedi, 7’si boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak istemesi bahanesi ile 2 kadın ekonomik bahanelerle öldürüldü. 16 kadının hangi bahaneyle öldürüldüğünün tespit edilememesi, kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin görünmez kılınmasının bir sonucudur. Kadınların kim tarafından, neden öldürüldüğü tespit edilmedikçe; adil yargılama yapılmayıp şüpheli, sanık ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler uygulanmadıkça şiddet boyut değiştirerek sürmeye devam ediyor.
İllere göre Kasım ayının kadın cinayetleri verileri ise şöyle:
Her biri birer yaşam olan kadın kardeşlerimizin isimlerini sizinle paylaşmak isteriz:
Kadınlar kimler tarafından öldürüldü?
Kasım ayında öldürülen 25 kadının 8’i evli olduğu erkek, 4’ü birlikte olduğu erkek, 3’ü eskiden evli olduğu erkek, 3’ü eskiden birlikte olduğu erkek, 2’si babası, 2’si tanımadığı bir erkek, 1’i tanıdık, 1’i akrabası tarafından öldürülmüştür. Öldürülen kadınların 1’inin faille olan yakınlığı tespit edilememiştir.
Kadınlar en çok evlerinde öldürüldü
Kadınların 11’i evinde, 6’sı sokak ortasında, 3’ü arazide, 2’si iş yerinde, 1’i arabada, 1’i otoparkta, 1’i ise bir fabrikada öldürülmüştür. Bu ay öldürülen kadınların yüzde 44’ü evlerinde öldürüldü.
Kadınlar en çok ateşli silahlar ve kesici aletler ile öldürüldü
Bu ay öldürülen kadınların 9’u ateşli silahlarla, 9’u kesici aletlerle, 3’ü boğularak, 2’si darp edilerek, 2’si arabanın altında kalarak öldürüldü.
Kadınların çalışma durumu hala tespit edilemiyor
Kadınların çalışma durumlarını tespit etmek ise çok zor. Önemli olan bu verinin de basın mensupları tarafından dikkate alınması gerektiğini düşünüyoruz. Bu ay TÜİK’in açıkladığı verilere göre, ev işleriyle meşgul olduğu için işgücü dahi sayılmayan kadınların sayısı 10 milyon 133 bin. TÜİK’e göre işgücüne dahil sayılmayan kadınların sayısı yılın üçüncü çeyreğinde (Temmuz-Ağustos-Eylül) 21 milyon 222 bin olup; geçen yılın üçüncü çeyreğine kıyasla 377 bin azaldı. TÜİK’in verileri bu şekilde açıklaması, kadın işsizliğinin gerçek boyutunun üzerini örtmeye çalışmaktır. Çalışma hayatına alınmayan ya da istihdamdan uzaklaştırılan kadınlar toplumda oluşan toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılık, şiddet ve kadın cinayetleri tehlikelerine karşı daha korunmasız hale gelmektedir. Bu ay ulaşılabilen veriye göre öldürülen kadınların 6’sı bir işyerinde çalışıyor, 19 kadının çalışma durumu bilinememektedir.
Türkiye’nin Dört Bir Yanında 25 Kasım Eylemlerindeydik
Bu yıl da 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde Adana, Aydın, Bursa, Düzce, Antep, Isparta, Ankara, Bartın, Çorum, Edirne, Gebze, İstanbul, Antalya, Bolu, Eskişehir, İzmir, Kastamonu, Manisa, Rize, Urfa, Zonguldak, Kıbrıs, Mersin, Sakarya, Trabzon, Konya, Samsun, Yalova, Bingöl, Elazığ, Erzurum, Hakkari, Kayseri, Uşak; Almanya’da Berlin, Bremen ve Köln’de eylemdeydik. İstanbul, Ankara’da çoğulcu bir zeminde, “Eşit ve özgür olacağız; şiddetsiz, sömürüsüz bir dünya kuracağız.” diyen kadınlar ve LGBTİQ+lar ile buluşurken Kıbrıs’ta da eylemimizi çoğulcu bir zeminde yaptık. Türkiye ve dünyada artan ekonomik krizle eşitsizlik ve sömürüden en çok etkilenen kadınlar oldu. Ülkedeki eşitsizliği, yoksulluğu, şiddeti derinleştirenlere karşı bir aradaydık. Eşit ve özgür olma mücadelesinden asla geri durmayacağımızı, şiddetsiz, sömürüsüz bir dünyayı örgütlü mücadelemizle kuracağımızı bir kez daha haykırdık. Dünyanın dört bir yanındaki kadınlarla ortak olan mücadelemiz için eşitlikçi feminizmin bayrağını her bir meydanda, kentte, ülkede taşımaya devam edeceğiz. Mücadelemizle Türkiye’de ve dünyada kadınlar eşit ve özgür yaşayacak!
Finlandiya’dan Platformumuza “Uluslararası Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” Ödülü
Finlandiya’da 2 senede bir verilen Uluslararası Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Ödülü, bu sene Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na layık görüldü. Ödülü Platformumuz adına Genel Temsilcimiz Gülsüm Kav ve Genel Sekreterimiz Fidan Ataselim Finlandiya Başbakanı Sanna Marin’den aldı. Bu ödül Dünya’da ve Türkiye’de eşitliği ve özgürlüğü için mücadele eden tüm kadınlarındır. İl il, ilçe ilçe mücadelemizi büyütecek, eşit ve özgür günleri hep birlikte var edeceğiz.
İstanbul Sözleşmesi, Kadınların Gündeminden De Cümlelerinden De Çıkmayacak
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu ay yaptığı bir konuşmada “Kim İstanbul Sözleşmesi ile başlayan cümle kurarsa en başta kadınlarımız tepki göstermelidir” dedi. Siyasi iktidar ve mekanizmaları kadınları korumazken; kadın kurtuluş mücadelesini sürdüren kadınlara dil uzatmayın. “İstanbul Sözleşmesi’ni gündemimizden çıkardık” diyen Erdoğan’a tekrar hatırlatalım: kadınlar ne gündemlerinden, ne cümlelerinden, ne hayatlarından İstanbul Sözleşmesi’ni çıkarmayacak. Kazanılmış haklarımız bir gecede tek adamın imzayı geri çekmesiyle hayatlarımızdan çıkmaz. İstanbul Sözleşmesi’ni de 6284’ü de, karalamaya çalıştığınız örgütlü mücadelemizin özneleriyle etkin uygulatacağız. İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz.
Erdoğan’ın bu cümleleri kurduğu ay, Mersin’de kaybolan 3 yaşındaki Müslüme Yağal’ın cansız bedeni bulundu. Müslüme’nin şüpheli ölümüyle ilgili tutuklanan dedesi Hasan Yağal’ın, Müslüme’nin annesine cinsel saldırıda bulunduğu ortaya çıktı. İstanbul Sözleşmesi ile zarar gördüğü iddia edilen “kutsal aile değerleri” bu muydu? Kadınları ve çocukları “kutsal aile” değil, İstanbul Sözleşmesi korur ve yaşatır.
Yasaları Etkin Uygulamayanlardan “Şiddet Sadece Yasayla Engellenemez” Söylemi
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, “Kadına şiddet sadece yasayla engellenemez” ve “Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri noktasında ülkemiz dünyanın pek çok gelişmiş ülkesinden daha iyi noktada” şeklinde açıklamalar yaptı. Bu ay Başak Cengiz, sokak ortasında tanımadığı bir erkek tarafından samuray kılıcıyla öldürüldü. Fail ifadesinde “Bana direnemez diye kadın seçtim” dedi. Kadınlar en yakınındaki erkekler, hiç tanımadığı erkekler tarafından sokak ortasında, evlerinde öldürülüyorken; kadına yönelik şiddette “iyimser” tutumunuzun ülke gerçekliğiyle alakası yoktur. Kadınlar şiddet gördükten sonra gittikleri karakollardan kolluk kuvvetleri tarafından işlem yapılmadan gönderiliyor. Bu açıklamaları yapan bakanlık önce mevcut politikaları uygulaması ve yeni politikalar geliştirmesi gerekirken; yasalarla engellenemez diye kestirip atmayı tercih ediyor. 6284 etkin uygulamazken bu söylemlerde bulunan bakanlığın görevi nedir? Kadına yönelik şiddet yasaların etkin uygulanması ve kadınların örgütlü mücadelesiyle engellenecek. Türlü bahanelerle görevini yapmayan her bir yetkiliye karşı da mücadelemiz sürecek.
Kadın Cinayetleri Azalmıyor, Bakanlık Kendisiyle Çelişiyor
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 25 Kasım ile ilgili yaptığı açıklamalarda çelişkili ifadelere devam ediyor. Kadın cinayetlerindeki sayının geçen yıla oranla bu yıl artışta olduğunu ifade eden Soylu, kadın cinayetlerinde 5-6 yıldır düşüş olduğunu da iddia ediyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu olarak her ay öldürülen her bir kadının hikayesini yayınlıyoruz. İçişleri Bakanlığı ise kapsamı belli olmayan ve istikrarlı bir şekilde yayınlanmayan verilerle çelişkili iddialarda bulunuyor. Kadın cinayetlerinde belirtilen süre zarfı içerisinde istikrarlı bir düşüş olmadığı ortada. Kadın cinayetlerinde düşüş olmadığı gibi, kadınlar yetkililerin görevlerini yapmaması sonucu öldürülüyor. Yine aynı konuşmada “Barıştırıp evine yollamak kolay bir yöntemdir ama görülüyor ki çözüm değil” diyen Soylu, yetkililerin görevlerini yapmadığını da kabul etmiş oluyor. Barıştırıp eve göndermek değil, kadınları korumak çözümdür. Yasaları etkin bir şekilde uygulamak çözümdür. Yetkililerin görevi de yasaları etkin bir şekilde uygulayıp, kadınları yaşatmaktır.
Kadınlar Kendini Korumak Zorunda Kalıyor, Şiddet Faili Erkekler İndirim Alıyor
Bu ay, kendisine yıllarca sistematik şiddet uygulayan evli olduğu erkeği öldürmek zorunda kalan Çilem Doğan’a verilen 15 yıl hapis cezası onandı. Yine bu ay, boşanmak istediği erkek tarafından ateşli silahla yaralanan ve kendi kanıyla “Beni Ragıp vurdu” yazan Nurtaç Canan’ın davasında karar çıktı. Öldürmeye teşebbüs eden faile eşe karşı kasten yaralamadan 8 yıl 10 ay ceza verildi. Çilem kendisine sistematik şiddet uygulayan erkek hakkında şikayetçi olmak için her karakola gittiğinde geri döndürüldü. Kendini korumak için şiddet faili erkeği öldürmek zorunda kalınca 15 yıl hapis cezası alırken; Nurtaç’ı öldürmeye teşebbüs eden fail 8 yıl ceza aldı. Kadınlar hayatları için mücadele ederken onları korumayan, kadınları kendisini korumak zorunda bırakan sistem; fail erkek olunca, failin lehine sonuç veriyor. Eril adaletin bir diğer örneği de Elmalı davası sonucu oldu. 2 kardeşin istismarıyla açılan Elmalı davasında sanıkların beraatine karar verildi.
Yasalar, kadınları ve çocukları korumazken; şiddet faillerinin lehine işliyor. Elmalı davasında sanıkları serbest bırakanlar, kendisini korumak zorunda kalan Çilem’e 15 yıl ceza verenler, Nurtaç’ın öldürmeye teşebbüs davasında kasten yaralamadan ceza verenler aynı. Kadınları ve çocukları korumayanlara, şiddet faillerine gereken cezayı vermeyenlere karşı da mücadelemiz sürecek.
Vestel’de Örgütlü İşçi Kadınların Zaferi
Vestel’de çalışan ve haksız yere işten atılan üyemiz Yeliz Kurt, işe iade davasını kazandı. İşçi kadınlar örgütleniyor. Örgütlendikçe mücadelemiz güçleniyor. Bu mücadele de örgütlü işçi kadınların zaferidir. İşçilerin haklarını gasp edebileceğini zanneden patronların karşısında örgütlü bir işçi hareketi var. Hiçbir işçi kadın asla yalnız yürümeyecek!
6284 ve Sonuçları
Şiddet uygulayanlara uzaklaştırma, yakın koruma gibi birçok tedbiri düzenleyen; kadınları maddi olarak güçlendirmekten kimlik bilgilerinin değiştirilmesine kadar birçok hak tanıyan ve kadın örgütlerinin yıllarca süren mücadelesi sonucu yürürlüğe giren 6284 sayılı kanun etkin uygulandığı takdirde kadınları koruyor. Kadınları korumak ve şiddeti önlemek için getirilen 6284 sayılı kanun yasalaşması İstanbul Sözleşmesi’nin imzalanmasının ardından mümkün olabilmiştir.
Ordu'da, üniversite öğrencisi Ceren Özdemir'i evinin önünde bıçaklayarak öldüren Özgür Arduç'a ‘Canavarca hisle kasten öldürme’ suçundan verilen 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, Yargıtay 1. Ceza Dairesince onandı.
Evli olduğu erkek tarafından 10 yıl önce öldürülen Güldane Biçer’in karar duruşması görüldü. Sanığa “iyi hal” indirimi uygulanarak müebbet hapis cezası verildi.
Kızının ayrılmak istediği erkek tarafından öldürülen Gülizar Özçiftçi’nin davasından karar çıktı. Sanığa tasarlayarak öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.
Evli olduğu erkeğin kardeşi ve yeğenleri tarafından öldürülen Çiğdem Dönmez davasında, bir sanığa ''haksız tahrik'' ve ''iyi hal'' indirimi uygulanarak 12 yıl hapis cezası verildi. Diğer sanıklar beraat etti.
Evli olduğu erkek tarafından bıçaklanarak öldürmeye teşebbüs edilen Pakize Dalar’ın İstanbul’da görülen duruşmasında karar çıktı. Sanığa "iyi hal" indirimi uygulanarak 12 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
Antalya Serik'te, babası tarafından şiddete uğrayan 3 aylık Elif Ada bebek, hayatını kaybetti. Olay anlarını anlatan anne Beyza Nur E., ''Normalde beni dövüyordu. Seslerimize çocuk uyandı. Dönüp sinirini ondan çıkardı'' dedi. Annenin şikayeti üzerine gözaltına alınan baba tutuklandı. Anne Beyzanur E., failin daha önce de kızına şiddet uyguladığını, kendisinin ise kolunu kırdığını söyledi.
Ankara Batıkent’te, kafede bir masada oturan 12 ve 13 yaşlarındaki iki kız çocuğu kafeye gelen ve madde bağımlısı oldukları belirtilen 6 kişinin önce sözlü ardından fiziksel olarak tacizine maruz kaldı. Bu arada yan masada oturan Haydarcan Kılıçdoğan ile kafede çalışan garson, olaya müdahale etti. Ardından 28 yaşındaki Haydarcan Kılıçdoğan, tacizcilerin saldırısı sonucunda 6 yerinden bıçaklanarak öldürüldü.
İzmir’de bir haftada üç nefret saldırısı yaşandı. Üç trans kadın ağır yaralandı, bir trans kadın kimliği tespit edilemeyen biri tarafından öldürüldü. Saldırılardan birinde bir erkek, bir saat arayla iki trans kadına saldırdı. Saldırıya uğrayan kadınların durumu ağır.
İstanbul Sözleşmesi’nin ve 6824’ün tam ve etkin uygulanmasının kadınlar için ne kadar hayati olduğunu tüm bu örnekler göstermektedir. Kadınların etkin korunması için tedbir kararları uygulanmalı, süreç takip edilmeli, devletin tüm birimleri kadınların haklarını korumalı ve görevini yerine getirmeyen kamu görevlileri cezasız kalmamalıdır.
Şüpheli kadın ölümleri derhal aydınlatılmalıdır
Bir süredir raporlarımızda da açıkladığımız gibi intihar veya doğal ölüm gibi sunulan şüpheli kadın ölümleri ve şüpheli bir şekilde ölü bulunan kadın sayısında pandemi süreciyle birlikte çok ciddi bir artış yaşanmaktadır. Şüpheli kadın ölümleri, maalesef kadın cinayetlerinden daha da zorlu olabilmektedir. Kadınların öldürülüp öldürülmediği, gerçekten kaza ile mi öldükleri, kadınların toplumsal cinsiyet temelli öldürülüp öldürülmediği (kadın cinayeti olup olmadığı), intihar edip etmedikleri veya intihara sürüklenip sürüklenmediklerinin açığa çıkarılması gerekmektedir.
Kasım ayında öğrendiğimiz 21 kadının şüpheli ölümleri bir an önce açığa çıkarılmalıdır. Yapılacak şey bellidir; İstanbul Sözleşmesi fesih kararı geri çekilmeli, 6284 sayılı koruma kanunu ve İstanbul Sözleşmesi tüm kurum ve kuruluşlarla beraber etkin ve bütünlüklü uygulanmalıdır. Şüpheli kadın ölümlerinin soruşturmaları dikkatli bir şekilde incelenmeli ve hızlıca sonuçlandırılmalıdır.
İstanbul bir çocuk annesi olan ve 8 aylık hamile 24 yaşındaki Arzu Demirden evinde doğalgaz borusuna asılı halde ölü olarak bulundu. Arzu’nun evli olduğu Engin Demirden tarafından bir çok kez şiddete uğradığı ve ailesine gönderdiği mesajda “Ölürsem sorumlusu kocamdır.” yazdığı öğrenildi.
Van’da 40 yaşındaki Fezi A. evinde ölü bulundu. Fezile’nin ölümü kayıtlara intihar olarak geçse de sistematik olarak evli olduğu Azamet A.’nın şiddetine maruz kaldığı, bir çok kez kadın sığınma evine yerleştiği ve yaşamını yitirmeden bir gün önce de Azamet A.’dan şiddet gördüğü öğrenildi.
Bursa’da yaşayan 45 yaşındaki Şenay Mutlu, evli olduğu Mehmet Mutlu ile çıktığı terastan düşerek hayatını kaybetti.
Mersin’de 3 yaşındaki Müslüme Yağal, kaybolduktan 10 gün sonra ormanlık alanda ölü bulundu. Müslüme’nin ölümüyle ilgili tutuklanan Hasan Yağal’ın Müslüme’nin annesine cinsel saldırıda bulunduğu ortaya çıktı.
Bartın’da kayıp olarak aranan 31 yaşındaki Songül Sarı, evine 1 kilometre mesafedeki su kuyusunda ölü bulundu. Songül’ün su kuyusunun duvarına kalemle aile üyelerinden 3 kişinin ismini yazıp, ölümünden bu kişileri sorumlu tuttuğu belirtildi.
Adana’da 20 yaşında bir çocuk annesi Ekin Gökçe Yıldız apartman bahçesinde silahla vurulmuş şekilde yaralı bulunduktan sonra kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Ekin’in en son telefonda görüştüğü Tolga A.’nın Ekin’in vurulduğu bodrum kata geldiği saptandı.
Kocaeli'de yol kenarında yaralı halde bulunan trans kadın Tülin, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Arkadaşlarının, Tülin’in tırdan tekmelenerek atıldığını ve bu nedenle hayatını kaybettiğini söylediği öğrenildi.
İzmir’de 22 yaşındaki trans kadın Berrak, tren garında kimliği belirsiz bir kişiyle tartışmasının üzerine fail Berrak’ı göğsünden bıçaklayarak öldürdü.
Kasım Ayında Kadınlar ile ilgili Neler oldu?
Danıştay, İstanbul Sözleşmesi’nden imzanın geri çekilmesine dair Cumhurbaşkanı kararının durdurulması taleplerini reddetti. Ancak bu karara davacılar itiraz etti, dosya Danıştay’ın en üst karar organı İdari Dava Daireleri Kurulu’na taşındı.
Platform avukatlarımızdan İpek Bozkurt ve temsilcilerimizden Ayşen Ece Kavas'ın, Türkiye'deki erkek şiddeti gerçeğini ve mücadelelerini anlattıkları, "Dying to Divorce" (Ölümüne Boşanmak) belgeseli İngiltere'nin en iyi uluslararası uzun metrajlı filmi olarak Oscar'a aday gösterildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 25 Kasım ile ilgili yaptığı açıklamada "Türkiye'nin kadına şiddet sorununa karşı en kapsamlı ve etkili mevzuata sahip ülkeler arasında ilk sıralarda yer aldığını" savundu. “Unutmamalıyız ki kadına yönelik şiddetle mücadele aynı zamanda annemizin, eşimizin, kızımızın hakkını, hukukunu, onurunu korumanın da mücadelesidir.” dedi.
Avustralya'da yayımlanan bir rapor, federal parlamento çalışanlarının üçte birinin cinsel tacize uğradığını ortaya koydu. Başbakan Scott Morrison, rapordaki bulgular için "dehşet verici" ifadesini kullandı. Raporda, kadın parlamenterler arasında tacize uğrama oranının yüzde 63 ile genel çalışanlara kıyasla daha yüksek olduğu kaydedildi.
Diyarbakır'ın Bağlar ilçesine bağlı Muradiye Mahallesi'nde görev yapan kentin tek kadın muhtarı Dilek Demir, 40 kız çocuğunun erken yaşta zorla evlendirilmesini engelledi. Kendisi de 14 yaşındayken zorla evlendirilen Demir, "Hiçbir kız çocuğunun özellikle okuldan alınmaması için yemin ettim" dedi.
Kasım ayında öldürülen 25 kadının yaşam mücadelesi hikayeleri
Ankara’da 44 yaşındaki 3 çocuk annesi Meltem Layıker, eskiden evli olduğu Ömer Demir tarafından çocuğunun gözü önünde barışma teklifini kabul etmeme bahanesiyle bıçaklanarak öldürüldü.
Malatya’da 38 yaşındaki Nursel Taşkın, evli olduğu İrfan Taşkın tarafından markete giderken arkasından bıçaklanarak öldürüldü. Nursel’in kızının ifadesine göre sürekli şiddet gören Nursel’in fail hakkında evden uzaklaştırma kararı bulunduğu öğrenildi.
Aydın’da Hüseyin Şentürk, boşanma aşamasında olduğu 71 yaşındaki Huriye Şentürk’ü ve kızı 49 yaşındaki Sevda Şentürk’ü ateşli silahla öldürdü. Failin daha sonra aynı silahla intihar ettiği öğrenildi.
Gaziantep’te 57 yaşındaki Behiye Çakır, boşanma aşamasında olduğu Ali Çakır tarafından 500 TL nafaka istediği bahanesiyle kesici alet ile öğrenildi. Failin tutuklanarak cezaevine gönderildiği öğrenildi.
Kırklareli’de Lüleburgaz Belediyesi'nde çalışan 42 yaşındaki İlknur Gökay Tuncel işten evine dönerken eskiden birlikte olduğu Selçuk Gezici tarafından bıçaklanarak öldürüldü. İlknur’un kız kardeşi failin ayrıldıktan sonra İlknur’u sık sık rahatsız ettiğini ve İlknur’un hakkında şikayette bulunduğunu belirtti.
Antalya’da 45 yaşındaki Ayşegül Sert, birlikte olduğu Sadullah G. tarafından ateşli silahla öldürüldü. Faailin apartman görevlisini arayıp “Sevgilimi öldürdüm, intihar edeceğim. Polisi arayın” dediği daha sonra ise intihar ettiği öğrenildi.
Bartın’da yaşayan 25 yaşındaki Azize Gülmez, eskiden birlikte olduğu Ercan Özkavlak tarafından ateşli silahla öldürüldü.
İstanbul’da 28 yaşındaki Başak Cengiz, yolda yürürken Can Göktuğ Boz tarafından samuray kılıcı ile öldürüldü. Failin, daha savunmasız olabileceğini düşündüğü bir kadını öldürmek için dışarı çıktığını ifade ettiği öğrenildi.
İstanbul’da 45 yaşındaki Neslihan Batur, birlikte olduğu Habip Başar tarafından kıskançlık bahanesiyle öldürülüp cansız bedeni gizlemeye amacıyla fabrikanın su kuyusuna attığı öğrenildi. Failin cinayetten sonra Neslihan’ın oğlunu arayıp “Annene ulaşamıyorum.” dediği öğrenildi.
İstanbul’da yaşayan 2 çocuk annesi Hanife Demirci, boşanma aşamasında olduğu Satı Mehmet Demirci tarafından sokak ortasında bıçaklanarak öldürüldü.
İstanbul’da 38 yaşındaki 2 çocuk annesi Gülsüm Yarış, eskiden evli olduğu Sedat Kalındaş tarafından ateşli silahla öldürüldü.
Ordu’da 45 yaşındaki 4 çocuk annesi Selime Pişkin, çocuklarıyla yolda yürürken boşanma aşamasındaki İbrahim Pişkin tarafından araçla ezilerek öldürüldü.
Hatay’da 45 yaşındaki 3 çocuk annesi Senem Kafalı, evli olduğu Harun Kafalı tarafından eşarpla boğularak öldürüldü.
Bursa’da 2 çocuk annesi 26 yaşındaki Nurdan Budak, birlikte olduğu Kemal Bulut tarafından kıskançlık bahanesiyle ateşli silahla öldürüldü. Failin Nurdan’ın cansız bedenini ormana gömdükten sonra kaplıcaya gittiği öğrenildi.
Kayseri’de 40 yaşındaki 2 çocuk annesi Şahinder Karakulak, tartıştığı babası tarafından bıçaklanarak öldürüldü.
Batman’da Doğan Demir, dini nikahla evli olduğu Müzeyyen Karabulut'u yaraladı, Karabulut’un kardeşi Sultan Karabulut'u öldürdü. Müzeyyen Karabulut’un bir çok kez Demir hakkında, şikayette bulunduğu öğrenildi.
Gaziantep’te 5 çocuk annesi 31 yaşındaki Esra Maş, evli olduğu Hasan Maş tarafından boşanmak istediği bahanesiyle çocuklarının gözü önünde arabanın içinde öldürüldü.
Fethiye’de 46 yaşındaki Sahra Gizem Aksu, birlikte olduğu erkek tarafından arabayla ezilerek öldürüldü.
Gaziantep’te iki çocuk annesi 41 yaşındaki Neslihan Kaya, T.D. tarafından boğazı kesilerek öldürüldü.
Samsun’da evinde ölü olarak bulunan 44 yaşındaki Songül Değirmenci’nin birlikte olduğu Nami Işık tarafından boğularak öldürüldüğü ortaya çıktı.
Erzurum’da yaşayan 19 yaşındaki Zeynep Uçar, eskiden birlikte olduğu Mehmet yalçın tarafından ayrılmak istediği bahanesiyle ekmek bıçağıyla öldürüldü.
Kocaeli'de A. M. adlı bir erkeğin cinsel istismarda bulunmaya çalıştığı, direnince de başına taşla vurarak ağır yaraladığı 16 yaşındaki Ayşegül Aydın, 12 Temmuz'dan bu yana tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.
İstanbul’da yaşayan 2 çocuk annesi Şahibe Altıntaş, evli olduğu Mehmet Altıntaş tarafından birlikte çalıştıkları tekstil atölyesinde darp edilerek öldürüldü.
Trabzon'da 2005 yılında bıçaklanarak öldürülen Fadime Balcı’nın akrabası Hüray Balcı tarafından hırsızlık bahanesiyle öldürüldüğü ortaya çıktı.
*Raporumuz: Her ay basına yansıyan kadına yönelik şiddet haberlerinde davalar, yeni yaşanan olaylar ve kadın hareketine dair ayrıntılar yer almaktadır. Bizler, basına yansıyan haberleri ve doğrudan bize gelen başvuruları derleyerek bir sayıya ulaşıp, bu çerçevede raporumuzu hazırlıyoruz. Kadın Cinayeti raporumuzu Femicide kavramına göre ele alıyor, bir araya getiriyor ve değerlendiriyoruz. Yani Femicide kavramına göre; “embriyodan cenine, bebekten çocuğa, erişkinden yaşlıya kadar tüm kadın cinsiyetteki bireylerin sadece cinsiyetlerinden dolayı ya da toplumsal cinsiyet kimliği algısına aykırı eylemleri bahane edilerek, bir erkek tarafından öldürülmesi ya da intihara zorlanmasıdır. Femisidler salt kadın cinsiyetteki insanların öldürüldüğü cinayetler olarak algılanmamalıdır. Nefretle işlenen bu cinayetlerde, saldırıya uğrayan şey kadın kimliğidir.”