Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu 2025 Mart Raporu
7.4.2025
2025 Mart Ayında Erkekler Tarafından 18 Kadın Öldürüldü, 30 Kadın Şüpheli Şekilde Ölü Bulundu.

2025 Mart Raporu*

Mart Ayında 18  Kadın Cinayeti, 30 Şüpheli Kadın Ölümü

Türkiye’de kadın cinayetlerini durdurma mücadelemiz 15 yıldır devam ediyor. Platform olarak, ihtiyacı tespit ettiğimiz 2010 yılından itibaren kadın cinayeti verilerini kamuoyuna açıklıyoruz. Bakanlıklar ise sistematik şekilde maalesef kadın cinayeti verilerini tutmayıp paylaşmıyor. Kadın cinayeti ve şüpheli kadın ölümleri gerçekliğini açıklamakla birlikte, kadın cinayetlerini durdurmak için somut çözüm önerilerinin hayata geçirilmesi de devletin görevidir. Bu görevin yerine getirilmesi için de ilgili tüm bakanlıkların, tüm mekanizmaların harekete geçirilmesi için mücadeleye devam edeceğiz. 

 

8 kadının hangi bahane ile öldürüldüğü tespit edilemedi.

Bu ay 18 kadın cinayeti işlenmiş, 30 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulunmuştur. Öldürülen 18 kadından 4’ü boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak istemesi bahanesi ile, 5’i ekonomik bahanelerle, 1’i kızını korumak isterken öldürüldü. x’inin ise hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilemedi. 8 kadının hangi bahaneyle öldürüldüğünün tespit edilememesi, kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin görünmez kılınmasının bir sonucudur. Kadınların kim tarafından, neden öldürüldüğü tespit edilmedikçe; adil yargılama yapılmayıp şüpheli, sanık ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler uygulanmadıkça şiddet boyut değiştirerek sürmeye devam ediyor.

 

Her biri birer yaşam olan kadın kardeşlerimizin isimlerini sizinle paylaşmak isteriz:

KADIN CİNAYETLERİ

Fikriye Alıcı

Rüya Alıcı

Sevcan Demir Sakman

Gülnur Akalın

Halime Avşar

Havva Adıyaman

Fatma Kara

Hatice Kış

Hatice Göktaş

Sabriye Türköz

Fikriye Turgut

Sevcan Yıldız

Nesibe Ergün

Havva Yeni

Damla Bakiler

Nazlı Deniz Bakiler

Sultan Uçakan

Dilan Aslan

   

 

ŞÜPHELİ KADIN ÖLÜMLERİ

Hava Gül Özcan

Ayşegül Özer

Canan Ün

Habeed Abed Abed

Yıldız Cam

Merve Nur Yararlık

Kader Tok

Münevver Çetin

Meltem Menteşeli

Nermin Küçükzeybek

Şeyma Gökçe Kayahan

Gamze Dede

Nesrin Panoğlu

Servet Ö.

Dozgin Osman

Reyhan Marda

F. E.

Emine İsak

G. A.

Esma A.

Ghülperi Abduraman

S. A.

Büşra Şahin

S. İ.

Fatma Nezihe Akkuş

Şerife Açıkgöz

Büşra Cin

H. A.

Fatma S.

*ismi belirlenemeyen bir kadın


İllere göre Mart ayının kadın cinayetleri verileri ise şöyle:

KADIN CİNAYETLERİ

Antalya

1

Aydın

1

Çorum

1

Diyarbakır

2

İstanbul

5

İzmir

1

Karaman

1

Konya

1

Kütahya

1

Mersin

1

Samsun

1

Şırnak

1

Tekirdağ

1

       

ŞÜPHELİ ÖLÜMLER

Ankara

2

Antalya

2

Aydın

3

Balıkesir

1

Diyarbakır

1

Eskişehir

2

Gaziantep

1

Hatay

1

Karaman

1

Manisa

1

Mardin

2

Muğla

1

Ordu

1

Sakarya

1

Samsun

1

Siirt

1

Şanlıurfa

2

Şırnak

1

Trabzon

1

Van

1

Zonguldak

1

               

Kadınlar kimler tarafından öldürüldü?

Mart ayında öldürülen 18 kadının 8’i evli olduğu erkek, 3’ü eskiden birlikte olduğu erkek, 2’si eskiden evli olduğu erkek, 2’si babası, 1’i tanıdığı biri, 1’i akrabas tarafından öldürülmüştür. Bir olayda failin öldürülen kadınlığa yakınlığı tespit edilememiştir. Bu ay kadınların %44’ü evli olduğu erkek tarafından öldürüldü.

 

Kadınlar en çok evlerinde öldürüldü

Kadınların 15’i evinde, 2’si sokakta öldürülmüştür. 1 kadının öldürüldüğü yer tespit edilememiştir. Bu ay öldürülen kadınların %83’ü  evlerinde öldürüldü. 

 

Kadınlar en çok ateşli silah ile öldürüldü

Bu ay öldürülen kadınların 12’si ateşli silahlarla, 4’ü kesici aletle, 1’iboğularak, 1’i darp edilerek öldürüldü. Bu ay öldürülen kadınların 67’si ateşli silah ile öldürüldü.


İstanbul Bizim, Meydanlar Bizim! İrade Gaspına Geçit Vermeyiz!

Bugün Türkiye'nin dört bir yanında adaletsizliğe ve hukuksuzluğa karşı bir direniş yükseliyor. Seçilmiş belediye başkanlarına yönelik sistematik politik operasyonlar, halkın demokratik iradesine açıkça indirilen darbelerle birleşiyor. Yurttaşlar, oy verdikleri temsilcilerin görevden alınmasına, yerlerine kayyum atanmasına karşı barışçıl biçimde sokağa çıkıyor. Fakat bu haklı ve anayasal tepkiler, her defasında orantısız polis şiddetiyle, gözaltılarla ve baskılarla karşılık buluyor. Artık karşı karşıya olduğumuz durum yalnızca bir hukuksuzluk değil; tüm topluma gözdağı vermeye çalışan, kurumsallaşmış bir baskı rejiminin tezahürüdür.


Geride bıraktığımız günlerde halkın seçme hakkını savunmak için sokağa çıkan binlerce yurttaş, ağır bir devlet baskısıyla karşı karşıya kaldı. Şu ana kadar yaklaşık 1.900 kişi gözaltına alındı, bunlardan 301’i tutuklandı. Sadece İstanbul’da, 21-24 Mart tarihleri arasında 447 kişi gözaltına alınırken, 20’si çocuktu.Gözaltına alınan kadınlara yönelik çıplak arama ve fiziksel taciz ifadeleriyle resmî tutanaklara geçti. Basın mensupları, öğrenciler, kadınlar ve muhalif yurttaşlar bu süreçte ya gözaltına alındı ya da tutuklandı. Bu tablo, anayasal haklarını kullanan yurttaşlara uygulanan sistematik baskının ne denli yaygınlaştığını gözler önüne seriyor. Artık mesele yalnızca bireysel mağduriyetler değil, doğrudan halkın susturulmak istenmesidir.


Kadınlar öldürülürken, tacize uğrarken, defalarca şikâyette bulunmalarına rağmen korunmazken, uzaklaştırma kararları uygulanmazken “yetersiz kaldığını” söyleyen emniyet güçleri, sıra anayasal hakkını kullanan yurttaşlara gelince birden olağanüstü bir etkinlikle ortaya çıkıyor. Barışçıl gösteri yapan öğrencilere, kadınlara, halka karşı kurulan barikatlar, plastik mermiler, biber gazı ve ters kelepçeler; bu ülkede güvenlik politikalarının kime hizmet ettiğini apaçık ortaya koyuyor. Kadını korumakta yetersiz olan kolluk kuvvetleri, halkı susturmakta “fazlasıyla başarılı.” Bu çelişki artık sadece bir ihmalkârlık değil, organize bir tercihtir. Ve biz bu tercihi asla kabul etmiyoruz.


Konca Kuriş’e günlerce işkence eden Hizbullah mensubu, bizzat Cumhurbaşkanı tarafından affedilirken; yalnızca demokratik haklarını kullanan, barışçıl biçimde sesini yükselten birçok genç bugün hâlâ tutuklu. Kadınlara yönelik suçlar söz konusu olduğunda ya affın konusu oluyor ya da sistematik biçimde görmezden geliniyor. Ama iktidara yönelmiş en küçük itiraz bile sert biçimde bastırılıyor. Bu, yalnızca bir çifte standart değil; adaletin kim için ve ne zaman çalıştığını sorgulatan derin bir çürümedir.


Türkiye’de hak ve özgürlüklerin altı yıllardır sistemli şekilde oyuluyor. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasıyla birlikte kadınların yaşam hakkına açık bir tehdit yöneltilirken, yıllarca süren kadınların insan hakları mücadelesi görmezden gelindi, bastırılmaya çalışıldı. Şimdi ise bu hukuksuzlukların üzerine, seçme hakkına ve demokratik iradeye yapılan yeni saldırılar ekleniyor. Kadınların adalet arayışında yaşadığı cezasızlık, susturma politikaları, yok sayılma; bugün tüm topluma yayılmış durumda. Bu bir tesadüf değil, bu bir süreklilik. Türkiye’de hak arayan herkesin üzerine çöken bu baskı rejimi, aynı kökten besleniyor: halkın sesini kısmak isteyen otoriter bir tahakküm düzeni. Biz bu düzene alışmıyoruz, alışmayacağız.


Bugün yaşananlar, ne ilk ne de münferittir. Seçilmişlerin iradesinin gaspı, yıllardır özellikle doğudaki illerde adeta rutin hale getirilmişken;  İstanbul’da ilk olarak Esenyurt ve Beşiktaş belediyelerle başlayan antidemokratik uygulamalar artık tüm yurttaşa yönelmiş bir tehdide dönüşmüştür. Şişli Belediyesi’ne ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik siyasi hamleler de, bu zincirin son halkasıdır. 


Türkiye'de yalnızca sokaklar değil, dijital alanlar da susturulmak isteniyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun X (Twitter) hesabı erişime engellendi. Son bir haftada engellenen kadın örgütü hesabı sayısı 12’yi buldu. Yurttaşların sokağa çıkması, konuşması, örgütlenmesi ve hatta dijital alanda ses çıkarması bile artık hedefte.



8 Mart’ta meydanlardaydık.

Haklarımız, hayatlarımız ve eşitliğimiz için sokaktaydık. Ancak yine devlet şiddetiyle karşılaştık. İstanbul’da Kadıköy ve Cihangir’de gerçekleşen yürüyüşlerde 136 kadın ve LGBTİQ+ gözaltına alındı. Anayasal hakkımız olan gösteri yürüyüşü engellenmeye çalışıldı. Ve biz henüz evlerimize dönmeden, sadece iki gün içinde 5 kadın öldürüldü. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu olarak verilerimize göre, bu cinayetlerin tamamı kadınların en yakınındaki erkekler tarafından işlendi. Her 8 Mart’ta “kutlama” mesajı atanlar, 9 Mart’ta yine kadınların öldürülmesini izledi.


Biz buradayız. Gerçekleri söylemeye, sokakta olmaya, hesap sormaya devam edeceğiz. Bu ülkede meydanlara çıkan kadınlar, gençler gözaltına alınıyor, anayasal hakkını kullananlar suçlu ilan ediliyor. Ama aynı anda, her gün bir kadın daha öldürülüyor. Kadınları değil, katilleri durdurun!


Cinsel Şiddet Artıyor, Cezasızlık Failleri Koruyor

Eskişehir’de 12 yaşındaki kız çocuğuna mesajlar göndererek istismar eden müftü İshak Yıldırım, yargılandığı ilk duruşmada “Mesajları ben değil eşim attı” şeklinde yaptığı savunma sonucunda serbest bırakıldı.

Ankara’da 64 yaşındaki M.E. tarafından tacize uğrayan 19 yaşındaki E.G., zanlıyı yakalayıp çevredekilerden polisi aramasını istedi ve M.E.’yi polis ekiplerine teslim etti.

Bolu’da 14 yaşındaki kızına istismarda bulunan S.İ. hakkında “çocukların cinsel istismarı” suçundan 30 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 

Mart Ayı Dava Gelişmeleri

Üvey babası tarafından cinsel istismara uğrayan Sezgi Ş.’nin davasında savcının “nitelikli cinsel istismar” suçuyla ceza talebine rağmen hakim, sanığın beraatine karar verdi.


İzmir’de evli olduğu erkek tarafından tasarlanarak öldürülen Hülya Şevvalcı’nın davasında üst mahkeme tarafından cezada herhangi bir indirim yapılmadan onandı.


Tekirdağ’da evli olduğu erkek tarafından dövülerek öldürülen Buse Ateş davasında savcılığın “Kasten öldürme” suçuyla ceza talebine rağmen “Kastın aşılması suretiyle öldürme” suçundan 16 yıl hapis cezası verildi.


İzmir’de 8 yıl önce Funda Gülmez'in cinayetinden yargılandığı davada 25 yıl hapis cezasına çarptırılan, geçen yıl ise cezaevinden firar eden hükümlü Ümit Şentürk, Bergama'da yakalandı. 


Mart ayında kadınlar ile ilgili neler oldu?

Saraçhane Meydanı’nda gerçekleşen protestolara karşı olarak Şehzadebaşı Camii önünde toplanan İBDA-C’li bir grup erkek camii yakınındaki kız öğrenci yurdundaki kadın öğrencilere saldırmaya çalıştı. Polis ekipleri ise “Arkadaşlar yapmayın” diyerek engel olmaya çalıştı.

Suriye’de bu ay 3 gün içinde 100’den fazla Alevi kadının kaçırıldığı, katledildiği veya cinsel saldırıya uğradığı öğrenildi. Kaçırılan kadınların akıbeti bilinmiyor. Suriye’deki Alevi kadınlar asla yalnız yürümeyecek!

İtalya’da müebbet hapis cezası, kadın cinayetleri için standart ceza haline gelecek. Yasa tasarısına göre kadın cinayetleri ayrı bir suç olarak yasalarda yer alacak.

Konya’da kendilerini “Milli Kuvvetler Hareketi” olarak adlandıran bir grup, sokakta başörtüsü takmayan kadınlara ‘kapanmaları’ yönünde söylemlerin yer aldığı bildiriler dağıttı. Bildiride ‘açık’ giyinmenin günah olduğu ve erkeklerin görüntülerden cinsel yönden etkilenebileceği ifadeleri yer alıyor.

İran’da hükümetin zorunlu başörtü yasası hakkında değişiklik yapılarak meclise gönderileceği öğrenildi. Bu esnada da mevcut yasanın askıya alındığı açıklandı.

Bursa’da bir kişi dini nikahla birlikte yaşadığı Vildan H.’yi tartışmaları üzerine benzin dökerek yakmaya çalıştı. Vildan’ın 15-20 gün önce failden ayrıldığı öğrenildi.

Şüpheli kadın ölümleri derhal aydınlatılmalıdır

Bir süredir raporlarımızda da açıkladığımız gibi intihar, kaza veya doğal ölüm gibi gösterilen şüpheli kadın ölümleri ve şüpheli bir şekilde ölü bulunan kadın sayısında pandemi süreciyle birlikte çok ciddi bir artış yaşanmaktadır. Şüpheli kadın ölümleri, maalesef kadın cinayetlerinden daha da zorlu olabilmektedir. Kadınların öldürülüp öldürülmediği, gerçekten kaza ile mi öldükleri, kadınların toplumsal cinsiyet temelli öldürülüp öldürülmediği (kadın cinayeti olup olmadığı), intihar edip etmedikleri veya intihara sürüklenip sürüklenmediklerinin açığa çıkarılması gerekmektedir. 


Muğla’da 3 çocuk annesi Ayşegül Özer evinde ateşli silahla vurulmuş olarak bulundu. 


Sakarya’da 20 yaşındaki Habeed Abed Abed yüksekten düşerek öldü. Hamile olduğu öğrenilen Habeed’in evli olduğu erkek ve iki kişi gözaltına alındı.

Ankara’da 31 yaşındaki Şeyma Gökçe Kayahan yaşadığı apartmanın 14. Katından düşerek şüpheli bir şekilde ölü olarak bulundu. Birlikte olduğu Hüseyin Uyucu’nun parmak izleri, Şeyma Gökçe’nin düştüğü pencerede tespit edildi.

Aydın’da 4 çocuk annesi Meltem Menteşeli, evli olduğu R.M.’ye ait otomobilin yanında ateşli silahla vurulmuş halde ölü olarak bulundu. R.M. ve 4 kişi daha gözaltına alındı.

Ankara’da 6 yaşındaki Fatma Elmuhammed, atıl bir binanın yanında şüpheli bir şekilde ölü olarak bulundu. Babası, Fatma’nın kıyafetlerinin çıkarılmış olduğunu ve vücudunun başka bir yere sürüklenmiş olabileceğini söyledi.

Aydın’da 24 yaşındaki üniversite öğrencisi Büşra Cin, birlikte olduğu Özcan Korkmaz’ın evinde göğsünden vurulmuş halde ölü bulundu. 

Mart ayında öldürülen 18  kadının yaşam mücadelesi hikayeleri

İstanbul’da 35 yaşındaki 3 çocuk annesi Fikriye Alıcı, evli olduğu Velican Alıcı ateşli silahla vurularak öldürüldü. Fail 7 yaşındaki Rüya Alıcı ve iki erkek çocuğunu da uykularındayken öldürdü. Fail olayın ardından intihar etti.

Antalya’da 26 yaşındaki hemşire Sevcan Demir Sakman, evli olduğu Halit Can Sakman tarafından kesici aletle öldürüldü. Fail tutuklandı.

İstanbul’da 38 yaşındaki iki çocuk annesi Gülnur Akalın, eskiden evli olduğu Tuncer Batmaz tarafından kesici aletle öldürüldü. Fail olayın ardından intihar etti.

Tekirdağ’da 63 yaşındaki Halime Avşar, evli olduğu Halil Avşar tarafından boğularak öldürüldü. Fail tutuklandı. 

Konya’da 42 yaşındaki Havva Adıyaman boşanma aşamasında olduğu Yusuf Adıyaman tarafından tarafından ateşli silahla vurularak öldürüldü. Fail daha sonra aynı silahla intihar etti.

İzmir’de yaşayan 27 yaşındaki Fatma Kara birlikte olduğu O.G. tarafından sokak ortasında darp edilerek öldürüldü. Fatma Kara’nın fail hakkında daha önce uzaklaştırma kararı aldığı e yeni bir karar için davanın devam ettiği öğrenildi.

Çorum’da 80 yaşındaki Hatice Kış, kardeşi ile yaşayan Murat Arıkan tarafından ekonomik bahanelerle 8 defa bıçaklanarak öldürüldü ve evi ateşe verildi.

Karaman’da 34 yaşındaki Hatice Göktaş eskiden birlikte olduğu A.Y. tarafından av tüfeğiyle vurularak öldürüldü.

Aydın’da 45 yaşındaki Sabriye Türköz eskiden birlikte olduğu Alı Murat Akkuş tarafından ateşli silahla vurularak öldürüldü. Sabriye’nin fail tarafından şiddete uğradığı ve hakkında uzaklaştırma kararı aldığı öğrenildi.

Samsun’da yaşayan 60 yaşındaki Fikriye Turgut evine giren kişiler tarafından boğazı kesilerek öldürüldü ve cesedi ateşe verildi. Mümin U. ve Şuayip U. isimli iki erkek tutuklandı. 

Mersin’de 45 yaşındaki 4 çocuk annesi Sevcan Yıldız, evli olduğu Uğurcan Yıldız tarafından ateşli silahla öldürüldü.


Şırnak’ta 6 çocuk annesi 49 yaşındaki Nesibe Ergül, evli olduğu Abdulkerim Ergül tarafından ateşli silahla vurularak öldürüldü. Kaçan failin saklandığı köyde yakalandığı bildirildi.


Kütahya’da 61 yaşındaki Havva Yeni, evli olduğu Ali Osman Yeni tarafından başkasıyla ilişkisi olduğu bahanesiyle ateşli silahla öldürüldü.


İstanbul’da 32 yaşındaki 1 çocuk annesi Damla Bakiler, eskiden evli olduğu Haydar Duman tarafından nişanlandığı bahanesiyle ateşli silahla öldürüldü. Fail Damla’nın ailesiyle birlikte yaşadığı eve gidip Damla ile birlikte annesi 51 yaşındaki Nazan Deniz Bakiler’i de ateşli silahlı öldürüldü. Kız kardeşi, büyükannesi de yaralandı.


Diyarbakır’da 32 yaşındaki 2 çocuk annesi Sultan Uçakan, ailesinden ayrı yaşamak istediği bahanesiyle babası Faik Uçakan tarafından pompalı tüfekle öldürüldü.


Diyarbakır’da 37 yaşındaki Dilan Aslan, evli olduğu M. Aslan tarafından ateşli silahla öldürüldü.



*Raporumuz: Her ay basına yansıyan kadına yönelik şiddet haberlerinde davalar, yeni yaşanan olaylar ve kadın hareketine dair ayrıntılar yer almaktadır. Bizler, basına yansıyan haberleri ve doğrudan bize gelen başvuruları derleyerek bir sayıya ulaşıp, bu çerçevede raporumuzu hazırlıyoruz. Kadın Cinayeti raporumuzu Femicide kavramına göre ele alıyor, bir araya getiriyor ve değerlendiriyoruz. Yani Femicide kavramına göre; “embriyodan cenine, bebekten çocuğa, erişkinden yaşlıya kadar tüm kadın cinsiyetteki bireylerin sadece cinsiyetlerinden dolayı ya da toplumsal cinsiyet kimliği algısına aykırı eylemleri bahane edilerek, bir erkek tarafından öldürülmesi ya da intihara zorlanmasıdır. Femisidler salt kadın cinsiyetteki insanların öldürüldüğü cinayetler olarak algılanmamalıdır. Nefretle işlenen bu cinayetlerde, saldırıya uğrayan şey kadın kimliğidir.”